300 likes | 636 Views
ESAD FEYZİ 1874 - 1901. 1896 İstanbul Demirkapıda Askeri Tıp mektebi Tıbbiyeden yeni mezun olmuş bir asistan Röntgen ’ in buluşunu heyecanla okur. 24 yaşında yüzbaşı Dr Esad Feyzi
E N D
ESAD FEYZİ 1874 - 1901
1896 İstanbul Demirkapıda Askeri Tıp mektebi Tıbbiyeden yeni mezun olmuş bir asistan Röntgen’in buluşunu heyecanla okur. 24 yaşında yüzbaşı Dr Esad Feyzi Fizik ve elektriğe büyük ilgisi olan Dr Feyzi okuduğu buluşun tesiriyle hemen harekete geçerek laboratuvarda bulunan bir Crookes tüpü ve Ruhmkorff bobini ile bir aygıt kurar. Ülkemizde tıbbi ortamda ilk X – ışını.
Yakın arkadaşı Rifat Osman da deneylere katılır. Esad Feyzi Rifat Osman
Esad Fevzi fizik elektrik, kimya ve jeolojiye ilgi göstermektedir. Mekteb-i Tıbbiye-i Askeriye-i Şahane’de Fizik hocası Antranik Paşa, Kimya hocaları Dr. Vasil Naum Paşa ve Dr. Ali Rıza Bey Jeoloji hocası İbrahim Lütfü Bey’den çok istifade etmişti İlk eserini 1895 senesinde neşretti. “İlm-i Arz ve İlm-i Maadin” Hekim olduktan sonra Antranik Paşa ve Dr.İsmail Ali Bey'in yanına asistan olarak girmiştir.
Askeri Tıbbiye’de son sınıfta iken Semaine Médicale dergisindeki Prof. C.M. Garielin’in “Les Recherches du Prof. Roentgen et la photographie à travers les corps opaques” “Prof Röntgen ve opak organlar aracılığıyla fotoğraf araştırmaları” başlıklı makalesini okumuştu.
Okuduklarını pratiğe geçirmek için Askeri Tıbbiye Fizik Laboratuvarındaki Crookes tüpü, Ruhmkorff bobini ve kuvvetli bir batarya kullandılar. Bu iki araştırmacı hekim Gülhane Askeri Tıp okulunun fizik laboratuarında deney yapmak ve X-ışını elde etmek için kimyacı Vasil Nahum ve Ali Rıza Bey'den teknik işbirliği ve yardım istemişler, Elde ettikleri Crookes katod ışın tüpünü ve Ruhmkorff yüksek voltaj bobini ve Fransız Hava Gazı Fabrikasından getirdikleri kuru pil bataryasını başarılı bir şekilde Röntgen Aygıtı haline getirerek bir cam fotoğraf plağı üzerine X-ışınlarını uygulamışlardır. Crookes Tüpü Ruhmkorff Bobini
Hocaları Cemil Beyden izin alarak kendilerinden iki yıl küçük olan Dr. Akil Muhtar Özden’in elinin röntgenini çekmişlerdir.
1896 da Askeri Tıp Mektebinin kimya laboratuvarında asistan olarak çalışıyordum. Benden iki sınıf yukarıda olan Esad Feyzi de fizik laboratovarında asistan idi. Bir gün bu zeki arkadaş elinde Fransızca bir dergi ile yanımıza geldi. Dergide Röntgen’in buluşunu nasıl yaptığı yazıyordu. Esad Feyzi “Fizik laboratuvarında iyi bir Crookes tüpü ile Ruhmkoff bobini duruyor. Sizde de kuvvetli bir elektrik bataryası var. İzin verirseniz bu deneyi burada gerçekleştirelim” dedi Ertesi gün Esad Feyzi düzenini kurmuş ve bizi çağırmıştı. Ancak bizde baryum platinosiyanür ekranı yoktu. Bir (fotoğraf camı) birkaç kat siyah kağıtla örtülü olarak masanın üstüne kondu. Üzerine benim elim konularak ışın verildi. Uzun bir zaman elim camın üzerinde kalmıştı. Bobin tam olarak çalışmıyordu. Durmak, yeniden düzenlemek gerekiyordu. Sonunda süre yeterli görüldü Hemen koştuk, karanlık odaya tıkıldık ve filmi hemen banyo ettik. Türkiyede ilk radyografi filmi yapılmıştı. Elimin kemikleri fark ediliyordu. Benim o anda uzun boylu, sevimli yüzlü, zeki gözlü Esad Feyzi için hissettiğim sevgi ve hayranlığı tasvir edemem.” Prof Dr Akil Muhtar ÖZDEN (1877-1949)
1897 senesinde patlak veren Osmanlı-Yunan savaşında, Teselya’dan İstanbul’a nakledilen ağır yaralılar geçici olarak Yıldızdaki Askeri Hastaneye yatırılırlar. Son sınıf öğrencileri Esad Feyzi ve arkadaşı Rıfat Osman bu ilk denemeden sonra uygulamayı yaygınlaştırmak amacı ile Yıldız Hamidiye Sultan İmparatorluk Hastanesi baş cerrahı Prof.Dr.Cemil Topuzlu Paşaya başvururlar Cemil Paşa’ya verdikleri dilekçede şunlar yazılıdır:
Yıldız Haseki Hastanesi’nin başhekimi Cemil Topuzlu Paşa’ya “Yaralı Osmanlı gazilerinin yüce Yıldız Hastanesinde Tedavi altına alınacakları gazetelerde minnet ve şükranla okunduğundan, Tıp okulunun fizik laboratuvarında bulunan ve az nokasnı olan, bilinmeyen şualar cihazının adı geçen yüce hastaneye nakli ile bedenin derinliklerinde yeri bilinmeyen kurşun ve mermi parçaları ile çeşitli durumlarda meydana gelen kemik kırıklarının mahiyyetlerini tayin için adı geçen cihazın tarafımızdan kullanılmasına ve bu suretle arzedilen x-ışınları uygulaması şerefinin uygarlık dünyasında Osmanlı Tıbbı’na verilmesine ve yaralıların uzun acılardan kurtarılmalarına lütfen zat-ı ali-i üstadenelerinin tavassut buyurmasını arz ve istirham ederiz.” Esad Feyzi – Rifat Osman
Dr.Esat Fevzi ve Dr.Rıfat Osman ve Padişah’ın izinleri ile röntgen aygıtını hastanenin cerrahi kliniğine kurmuşlardır. Sarayın Bahçesinde kurulan içinde röntgen cihazı bulunan seyyar hastane
Sarayın Bahçesinde Kurulan ve Röntgen cihazının kullanılacağı yerin yapımını denetleyen Osmanlı subayları
Esad Feyzi ve Rifat Osman bu dönemde beraber çalışmış 1897'de Osmanlı-Yunan savaşı sürerken Selanik, Edirne ve İstanbul hastanelerinde bu aygıtlar tanı amacı ile kullanılmıştır. Dünya tıp tarihinde ilk kez yaralı askerlerdeki kurşunlar radyografi ile tespit edilmiştir.
Osmanlı Yunan savaşında Eselya’da yararlanan ve istanbula yıldızdaki askeri hastaneye getirilen Yıldız Hastahanesi’nde ilk olarak sağ bilek kemiğine şarapnel saplanmış olan Boyabatlı er Mehmet efendinin sağ kolundaki kurşunun yerini tespit edebilmek için radyografi alınırken. Esad Feyzi – Rifat Osman 1897 Cemil Paşa bu röntgene göre şarapneli çıkarmıştır. Bu röntgen filmi Cemil Paşa tarafından Patişah Sultan Abdülhamid Han’a takdim edilmiştir.
Esad Feyzi savaş sonrasında x-ışını ile ilgili çalışmalarını bir kitapta topladı. “Röntgen Şu’â’âtı ve Tatbikât-ı Tıbbiye ve Cerrahiyesi” 1898 yılı el yazması tek nüsha, 76 sayfa
Kitabın Bölümleri Elektrik bilgisi, Röntgen çekim tüpleri ve çekimin nasıl yapılacağı, Film banyosu, X-ışınlarının tıptaki çeşitli uygulamaları Çizimler Kitabın sonunda birisi kendi sağ eline ait olan 12 röntgen filminin fotoğrafları bulunmaktadır.
Eserin son kısmında x ışınlarının muhtelif tatbikatı hakkında malumat vardır. Buradaki bilgilere göre: - X ışınları Kurşun ve top parçalarının bedendeki yerlerinin tayininde - Özellikle çocuklarda rastlandığı üzere yemek borusuna kaçan yabancı cisimlerin yerlerinin tayininde -Vücudun herhangi bir bölgesine batan ve kırılan iğne, tığ gibi cisimlerin yerlerinin tayininde - Kırık, burkulma ve eklem çıkıkları tedavisinde - Kemik hastalıklarının (kemik zarı iltihabı, kemik iltihabı, ilik iltihabı, kemik tüberkülozu, kas tüberkülozu, kemik sertleşmesi gibi) tanısında
- El ve ayak çarpıklıklarının incelenmesinde • - Böbrek ve mesane taşlarının teşhisinde • Uterus'taki fetus'un doğum öncesi ya da doğum • zamanındaki durumu ve pozisyonunun tesbiti • - Adli tıp sahasında • - Gerçek elmasın sahte elmastan tefrikinde • - Posta aracılığıyla gönderilenlerin incelenmesinde • kullanılabilir.
Prof Dr Aytekin BESİM Prof Dr Metin ÜNSAL
“Röntgen Şu’â’âtının suret-i istihsali, havassı, mahiyeti, tatbikat-ı tıb-biyesi” * Nevsal-i Afiyet 1899 (*) X- ışınları konusunda ülkemizde yayınlanan ilk bilimsel makale
1897 senesinde yüzbaşı rütbesiyle Tıbbiye’den mezun olan Esad Feyzi, burada “ilm-i hikmet-i tabiye” ve “ilm’ül-arz” ve “ilm’ül-maadin” derslerini vermeye başladı. Röntgen ışınlarını tanıtarak Tıbbiye’nin ders programına dahil olmasını sağladı. Ayrıca Baş Cerrah Cemil Topuzlu Paşa’ya ricada bulunarak cerrahi bölümünde “Röntgen Şu’a’atı il Muayene Şubesi” adında bir şubenin açılmasını sağlar
Mekteb-i Tıbbiye-i şahane den mezun olduktan 4 yıl sonra 1901 yılında 28 yaşında ve 3 aylık evli iken en verimli çağında yüzünde çıkan bir yaranın (erisipel) menenjite çevirmesi nedeniyle yaşamını kaybeder. Kısacık ömrüne sığdırdığı başarıları takdirlerin ötesindedir. Öğrenciliğinden itibaren fiziki bilimlere özel ilgi ve hakimiyeti mevcuttu. Çalışkan, yetenekli, dirayetli, öğrencilerini çağdaş bilgilerle donatmaya çalışan bu hocanın zamansız ölümü hocalarını meslaktaşlarını ve öğrencilerini büyük bir yasa boğar.
“Fizik dersinin bir muallimi vardı Esad Feyzi Bey. Biz tıbbiyeye girdiğimiz yıl o yüzbaşı olarak mezun olmuştu. Sarışın, güleryüzlü, son derece zeki ve şakacı, sempatik bir insandı. Bize fiziğin anlayamadığımız bahislerini gayet açık, basit bir tarzda anlatırdı. Tam araştırıcı ruhlu ve parlak bir geleceğe namzet kıymetli bir gençti. Henüz pek genç yaşında kaybettik. Aziz hocamızı gözyaşları içinde Karacaahmet’in selvileri arasında toprağa tevdi ettik” Tevfik Salim Sağlam (1882 – 1963)
KAYNAKLAR ve TEŞEKKÜR Prof Dr Aytekin BESİM Prof Dr Metin ÜNSAL