410 likes | 826 Views
Sualtı Haritaları ve Sınıflandırılması. Sularla örtülü alanlarda yapılan ve özellikle sualtı zemini ile kıyının topografik durumunu gösteren haritalar “ hidrografik haritalar “ olarak adlandırılmaktadır. Bu haritaları üç ana gruba ayırarak sınıflandırmak olanaklıdır: 1- Yapıldıkları ortama göre;
E N D
Sualtı Haritaları ve Sınıflandırılması Sularla örtülü alanlarda yapılan ve özellikle sualtı zemini ile kıyının topografik durumunu gösteren haritalar “ hidrografik haritalar “ olarak adlandırılmaktadır. Bu haritaları üç ana gruba ayırarak sınıflandırmak olanaklıdır: 1- Yapıldıkları ortama göre; a. Deniz haritaları, b. Göl haritaları, c. Akarsu haritaları. 2- Yapılış amaçlarına göre; a. Seyir haritaları, b. Bilimsel araştırmalar ve teknik hizmetler için yapılan haritalar, c. Tematik ve özel haritalar (askeri haritalar vb.)
Sualtı Haritaları ve Sınıflandırılması 3-Ölçeklerine göre; Hidrografik haritaların ölçeklerine göre sınıflandırılması daha çok deniz haritaları için yapılır. a.Okyanus haritaları : Okyanus aşırı deniz ulaşım yollarının belirtilmesi için yapılan 1/5000000 ve daha küçük ölçekli haritalardır. Bu haritalarda adaların genel görünümleri dışında kara ayrıntıları bulunmaz. Önemli seyir yolları ile bu yollar üzerindeki sualtı zeminine ilişkin derinlik verileri bulunur. b.Genel görüntü haritaları : Okyanus haritaları ile normal deniz haritaları arasında bir çeşit geçiş amaçlı haritalardır. Ölçekleri 1/5000000 ile 1/1000000 arasındadır. Bu haritalarda, okyanus haritalarında gösterilen ayrıntılara ek olarak; büyük görüş uzaklığı olan ışıklı deniz fenerleri, konum belirlemek için otomatik sinyal veren telsiz istasyonları, yangın ihbar istasyonları, seyir yolları üzerinde daha sık sualtı zemini bilgileri ve bölgesel manyetik pusula sapmaları gösterilmiştir.
Sualtı Haritaları ve Sınıflandırılması c.Normal Deniz haritaları : Okyanuslar dışındaki denizlerde deniz ulaşımını kolaylaştırmak ve güvencesini sağlamak üzere yapılan haritalardır. Ölçekleri 1/1000000 ile 1/250000 arasında değişir. Genel görüntü haritalarındaki ayrıntılara ek olarak, denizde ve kıyıda bulunan fenerler, şamandıralar ve telsiz istasyonları gibi önemli seyir yardımcıları, kıyıdaki yüksek tepeler, liman tesisleri, genel yerleşme bölgeleri, sıklaştırılmış derinlik bilgileri ve ana derinlik eğrileri ve varsa sığlıklar gösterilir. d.Kıyı haritaları : Denizlerin kıyıya yakın bölgeleri için yapılırlar. Ölçekleri 1/250000 ile 1/40000 arasındadır. Karaya ilişkin daha çok ayrıntıyı içerdiği için yersel seyire daha uygundurlar. Bu haritalarda ana derinlik eğrileri ile ara derinlik eğrileri de çizilmiştir.
Sualtı Haritaları ve Sınıflandırılması e.Özel haritalar : Deniz ve göllerde yapılan ve 1/40000 ve daha büyük ölçekli haritalardır. Seyir amaçlarına ilaveten sualtı ve su kıyısında yapılacak araştırma, inşaat ve işletme hizmetleri için çok yönlü kullanıma açıktırlar. Bu gruptaki haritalar; 1. Liman haritaları, 2. Gemi demirleme sahalarına ilişkin haritalar, 3. Boğaz ve suyolu ( kanal ) haritaları, 4. Doğal ve yapay göl haritaları, 5. Özel araştırma haritaları ve 6. Askeri amaçlı haritalar olarak sayılabilir. f.Hidrografik planlar : Deniz ve göl kıyıları ile akarsularda yapılan haritalardır. Ölçekleri 1/5000 ve daha büyük olan hidrografik planlardır. Araştırma ve işletme hizmetleri için yapılırlar. Bu nedenle amaçlarına uygun olarak daha çok ayrıntıyı içerirler. Akarsu planları ve kesitleri ile özel hidrografik ölçmelere dayanarak üretilen planlar bu sınıfa alınabilir.
Hidrografik Haritalar için Ölçme Standartları Hidrografik haritaların yapımında klasik harita ölçmelerine göre bazı yöntem benzerlikleri bulunmasına karşın çalışma ortamının sularla örtülü olmasından dolayı bu yöntemlerin uygulanış biçimi ve kullanılan aletler yönünden önemli farklar vardır. Derinlik ve konum belirleme ölçmeleri birbirinden bağımsız ama senkronize olarak sürdürülür. Sualtı tabanına ilişkin ölçmeler, su üzerindeki bir taşıttan yapılır. Sualtı tabanı görülemediğinden ölçmeler önceden belirlenen bir doğrultuda (hatta) ve belirli aralıklarla gerçekleştirilir. Hidrografide iskandil olarak adlandırılan derinlik ölçmeleri, karadaki nivelman ile eş anlamlı olmasına karşın, uygulanan yöntemler ve kullanılan aletler bakımından tamamen farklıdır. Hidrografik ölçmeler, Uluslararası Hidrografi Örgütü (IHO) tarafından belirlenen standartlara uygun olarak yapılmaktadır.
BAŞLANGIÇ YÜZEYİ VEORTALAMA SU SEVİYESİNİN BELİRLENMESİ Her harita çalışmasında gerek yüksekliklerin gerekse derinliklerin belirlenmesinde belli bir başlangıç yüzeyi seçilir. Bu başlangıç yüzeyinin geoit olduğunu biliyoruz. Sualtı tabanına ilişkin derinlik ölçmeleri, o andaki su seviyesine göre yapıldığından, ölçülerin başlangıç yüzeyine indirgenebilmesi için su seviyesindeki değişmelerin belirlenmesi gerekir. Çünkü su seviyesi, dinamik ve meteorolojik etkenler altında sürekli değişir. Bu nedenle ortalama su seviyesine göre belirlenecek bir yüzey (geoit), derinlik ölçülerinin indirgenebileceği yüzey olarak kabul edilir.
Başlangıç Yüzeyi Ülke başlangıç yüzeyinin belirlenmesi amacıyla yapılacak su seviyesi gözlemleri ile bölgesel hidrografik çalışmalar için yapılacak su seviyesi gözlemlerinin alet, süre ve değerlendirme yönünden bazı farklılıkları vardır. Örneğin, Ülke başlangıç yüzeyinin belirlenmesi için presizyonlu mareografların kullanılması ve uzun süreli gözlemlerden ortalama su seviyesinin hesaplanması zorunlu olmasına karşın, bölgesel hidrografik çalışmalar için basit mareograflar ve kısa süreli gözlemler genellikle yeterlidir.
Başlangıç Yüzeyi Hidrografik ölçmeler için kullanılan datum, genellikle deniz seviyesine dayandırılmazlar. Haritalar için alçak su seviyesi datumu kullanılması daha uygun olmaktadır. Çünkü gelgit süresinin uzunluğu ne olursa olsun, suyun minimum derinliği gösterilir. Çeşitli uygun seviyeler arasında seçim yapılabilir. Pek çok ülke, 1926 Uluslararası Hidrografi Konferansında kabul edilen tanıma göre harita datumunu benimsemiştir: "Gelgitin çok seyrek olarak altına inebileceği kadar alçak olan bir düzlem". İngiltere Kıyıları boyunca, bu genellikle en alçak astronomik gelgitin ölçülen değerine yakındır. Bu en alçak gelgit, ay ile güneşin etkileriyle sağlanan seviyedir
Başlangıç Yüzeyi Haritada gösterilen derinlikler, datum değerinin altında olanlardır. Bu nedenle hesaplama sırasında datumun üstünde olan her gelgit, derinlikler haritaya geçirilmeden önce gözlenen derinlikten çıkarılmalıdır. Şekildeki echo-sounder izleri, datumun altındaki derinlikleri doğrudan okumaya izin verecek şekilde, bir gelgit hattı eklenerek gösterilmiştir. Türkiye’de hidrografik haritaların düşey datumu olarak ortalama su seviyesi alınmaktadır.
Deniz Seviyesi Ölçümleri Türkiye Ulusal Deniz Seviyesi İzleme Sistemi (TUDES) halihazırda Harita Genel Komutanlığı Jeodezi Dairesinde bulunan bir adet veri merkezi ve Akdeniz kıyısında Antalya-II ve Girne (K.K.T.C.), Ege denizi kıyılarında Bodrum-II ve Menteş, Marmara denizi kıyısında Erdek mareograf istasyonu ve Karadeniz kıyılarında ise Amasra, İğneada ve Trabzon-II mareograf istasyonlarından oluşmakta olup TUDES ’in genişletilmesi çalışmaları devam etmektedir. TUDES kapsamında deniz seviyesi ile yardımcı meteorolojik parametreler sayısal ve yüksek doğrulukta elde edilmektedir. TUDES kapsamında Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Harita Dairesi tarafından Girne’de işletilen mareograf istasyonuna da ulaşılmakta ve verileri toplanmaktadır. Ankara’daki veri merkezinde mareograf istasyonlarındaki verilerin toplanması, kalite kontrol ve analiz işlemlerinden geçirilmesi faaliyetleri yürütülmektedir.
SU SEVİYESİ ÖLÇME YERİNİN SEÇİMİ Bir su seviyesi ölçme istasyonu yani maregraf kurulurken ilk iş olarak ölçme tesisinin yerleşim alanı doğru olarak belirlenmelidir. Bu yerleşim alanının seçiminden önce; kullanılacak gel-git ölçer tipi, sönümleme borusunun büyüklüğü, bölgenin konumu ve elde edilecek bilgilerin nerede kullanılacağı göz önüne alınmalıdır. Bu bilgilerin ışığında ölçme yeri seçiminde şu hususlara dikkat edilmelidir: 1- Maregraf istasyonu en kuvvetli fırtınalardan bile etkilenmeyecek şekilde sağlam olmalıdır. Ölçme aleti yüksek dalgaların etkili olduğu yerde kuruluyorsa yüksekte olmalıdır. 2- İstasyonun kurulacağı zemin sert, durağan ve erozyon tehlikesiz olmalıdır. Köprü, iskele ayakları, dalgakıranların açık deniz tarafları maregraf istayonları için en uygun yerlerdir. 3- Sistemin sönümleme borusunun çıkışı engellemesiz ve en düşük su seviyesinden en az 1 m aşağıda olmalıdır.
4- Akarsuların suyu deniz suyu ile karıştığında su yoğunluğu değiştiğinden, yer seçiminde akarsu ağızlarından kaçınılmalıdır. Akarsu akıntıları kuyu içindeki suyun alçalmasına neden olurlar. 5- Denizden ayrılmış bölgeler çok düşük su seviyesi okumalarına neden olurlar. Aynı nedenle sığ ve eğimli kumsallarda da ölçüm yapılmamalıdır. 6- Keskin burun ve boğazlar kuvvetli akıntılara açık bulunduğundan bu gibi yerlerden de kaçınılmalıdır. 7- Yeni mendirek ve liman inşaatları ile büyük fabrikaların atık sularını verdikleri çıkışların, bölgede su seviyesi değişimlerini etkileyeceği dikkate alınmalıdır. 8- Asıl amacı ortalama deniz seviyesinin belirlenmesi olan maregraf istasyonları mutlaka açık deniz kıyılarında kurulmalıdır. 9- Ölçme aletinin, kötü hava koşullarından, tuzlu sulardan, nem ve sıcaklık değişimlerinden etkilenmemesi için bir bina veya kulübe içerisine yerleştirilmesi gerekir.
SU SEVİYESİ ÖLÇME ALETLERİ (MAREGRAFLAR) Su seviyesinin değişimini belirlemek için kullanılan ölçme aletlerini yapım ve duyarlıkları yönünden iki gruba ayırarak inceleyebiliriz. Bunlar; 1- Basit maregraflar, 1a- Lata maregraf ( eşel ), 1b- Şamandıralı maregraf, 1c- Basınç göstericiler, 2- Kaydedici maregraflardır.
SU SEVİYESİ ÖLÇME ALETLERİ (MAREGRAFLAR 2.3.1. BASİT MAREGRAFLAR 1. LATA MAREGRAF ( EŞEL ) Lata maregraf, üzerinde bölümler bulunan ahşap ya da metalden yapılmış bir cetveldir. Boyutları, 2-5 m uzunluğunda, 10-12 cm eninde ve 3-5 cm kalınlığındadır. Boyları ölçme yapılacak bölgedeki su seviyesi değişim aralığından fazla olacak şekilde seçilir. Ölçmenin yapılacağı kıyılarda dalgalanmanın en az olduğu yerlerde, suya dik olarak ve sıfırı minimum su seviyesinin altında kalacak şekilde yerleştirilir. En küçük bölüm değeri 2 cm ya da daha büyüktür. Okumalar dış etkilere açık serbest su yüzeyine göre yapıldığından, ölçülerin duyarlığı 1-5 cm arasında değişir. Her su seviyesi ölçme istasyonunda mutlaka bir lata maregraf bulunması gerekir. Böylece lata maregrafdan okunan su seviyesinden asıl gözlem verilerinin kontrolünde yaralanılır.
Lata meragraf ölçülerinden yükseklik belirlenmesi gerekirse, latanın herhangi bir yerine, genellikle sıfır çizgisine nivelman röperinden yükseklik taşınır. Su seviyesindeki değişimlerin cetvel boyunu geçtiği yerlerde, örneğin baraj rezervuarlarında, birinin son bölüm çizgisi diğerinin sıfır çizgisi seviyesinde olacak şekilde kademeli olarak kullanılır.
2. ŞAMANDIRALI MAREGRAF Su yüzeyindeki dalgaların maregraf ölçülerine etkisini en aza indirmek için şamandıralı maregraf geliştirilmiştir. Şamandıralı maregraf 2-4 m boyunda bir boru ile bunun içinde hareket eden ve üzerinde ince bir cetvel bulunan bir şamandıradan oluşur. Maregraf, kıyıda uygun bir yere düşey konumda yerleştirilir ve yatay konumlu sönümlendirme borusu olarak adlandırılan bir boru yardımıyla su ile bağlantısı sağlanır. Bazı şamandıralı maregraflarda, maregraf borusunun alt yüzeyine açılmış ince delikler yardımıyla su bağlantısı sağlandığından boru doğrudan su içine indirilir.
Maregraf borusunda oldukça durgunlaşan su yüzeyine bağlı olarak şamandıra ve ona bağlı cetvel düşey doğrultuda hareket eder. Su seviyesi, maregraf borusu üzerindeki bir gösterge yardımıyla okunur. Bazı maregraflarda şamandıranın ve cetvelin ağırlığı, karşı bir ağırlık ile dengelenmiş olduğundan şamandıranın çok küçük hareketleri okuna-bilir ve daha duyarlıklı bir sonuç elde edilebilir. Maregraf borusunda su seviyesi durgunlaştırılmış olduğundan şamandıralı maregraf ile sağlanan duyarlık 0.5-1 cm arasındadır. Şamandıralı maregraflar tesis edilirken, maregraf borusunun düşey konumda olmasına ne sönümlendirme borusunun yatay konumda minimum su seviyesinin altında bulunmasına dikkat edilir. Maregraf ölçüleri yüksekliğe dönüştürülürken maregraf borusu üzerindeki her hangi bir noktaya, genellikle sabit konumdaki göstergeye nivelman röperinden yükseklik taşınır. Şamandıralı maregraflar yapımı basit, fakat duyarlıkları lata maregraflara göre yüksek olmaları nedeni ile her türlü su ortamında daha yaygın olarak kullanılmaktadır
3. BASINÇ GÖSTERİCİLER Basınç göstericiler, su seviyesinin alçalıp yükselmesi ile su dibindeki basıncın değişmesi ilkesine göre çalışırlar. Basınç göstericisi, sahilleri dar ve daha çok kapalı olan sularda diğer aletler kadar duyarlıklı çalışmaz. Basınç göstericisinin daha çok diğer su seviyesi ölçme aletlerinin kurulmasına uygun olmayan, kıyıdan biraz açıktaki sığ sularda yapılan gözlemlerde iyi sonuç verdiği gözlenmiştir.
KAYDEDİCİ MAREGRAFLAR Kaydedici maregraflar, su seviyesindeki değişimleri otomatik olarak kaydeden duyarlıklı aletlerdir. Çeşitli tipleri bulunmasına karşın bunlarda; durgunlaştırma kuyusu, şamandıra ve kaydedici mekanik sistem ortak elemandırlar. Kaydedici maregraflar, sürekli gözlemler için kullanıldığından, kıyıda sağlam zemin üzerinde inşa edilen beton duvarlı bir kuyu üzerine yerleştirilirler. Durgunlaştırma kuyusu adı verilen bu kuyunun en az iki tane yatay konumlu sönümlendirme borusu ile su bağlantısı sağlanır. Bu şekilde dalga, çamur ve kum etkilerinden korunmuş olan şamandıranın düşey doğrultudaki hareketleri bir tel yardımıyla kuyunun üst tarafında bulunan kaydedici mekanik sisteme iletilir. Mekanik sistemdeki bir çizici uç, bu hareketi ölçekli olarak özel kayıt kağıdı üzerine işaretler. Kaydedici maregraflar sürekli çalıştıklarından, kayıt kağıdı da belirli bir hızla hareket ettirilerek su seviyesi değişimlerinin sürekli ve ölçekli grafikleri çizilir. Bu grafikler, çalışmanın amacına göre günlük, haftalık ya da aylık olarak düzenlenir.
Durgunlaştırma kuyusu içindeki şamandıranın çok küçük hareketlerini belirleyebilmek için şamandıraya bağlı tel veya kablo, sabit bir çekme kuvveti uygulayan bir yay ile ya da ters doğrultuda hareket eden bir ağırlıkla dengelenir. Kaydedici maregraflar yardımıyla su seviyesindeki değişimler 0.1-.05 mm duyarlıkla belirlenebilmektedir. Bu nedenle sürekli ve duyarlıklı gözlemler gerektiren ortalama deniz ve göl seviyelerinin belirlenmesinde kullanılmaktadır.
3. HİDROGRAFİK HARİTALARIN JEODEZİK NOKTALARI Hidrografik haritaların temelini de, kara haritalarında olduğu gibi jeodezik noktalar oluşturur. Bu ağ karadaki noktaların denize uzantısı şeklindedir. Ancak su üzerindeki noktaların sabitliği tam olarak sağlanamadığından, bu noktaların homojen bir yapısı yok- tur. Elektronik uzunluk ölçerlerin gelişimine kadarki zaman sürecinde, özellikle açık denizlerde yapılan çalışmalarda su üstünde jeodezik nokta tesisi zorunlu olmuştur. Elektronik sistemlerin devreye girmesinden sonra deniz üzerinde nokta tesisi günümüzde bazı özel çalışmalar dışında önemini tamamen yitirmiştir
KARADAKİ JEODEZİK NOKTALAR 1. KARA TRİYANGULASYONU Hidrografik amaçlarla karada tesis edilen noktalar, genellikle kıyı boyunca uzanan bir ağ oluşturur. Ağın şekli, öncelikle çalışma alanının şekline ve büyüklüğüne bağlıdır. Düz ve açık kıyılı alanlarda kıyı boyunca uzanan üçgen ya da dörtgen zincirler, küçük ve kara ile çevrili deniz ve göllerde merkezi ve karışık ağ şekilleri uygulanır. Çalışma alanının büyüklüğüne ve su üstü konum ölçmelerinde uygulanacak yönteme göre, derecelendirilmiş ağ oluşturulur. Açık denizlerdeki çalışmalarda genel olarak uzun kenarlı I. ve II. derece ağlar kullanılır.
Hidrografik haritalar ile kara haritalarının bağlantısını sağlamak üzere, oluşturulan kara triyangulasyonu ülke nirengi ağına dayandırılır. Eğer, çalışma bölgesindeki ülke nirengi ağı noktaları uygun konumda ve yeterli yoğunlukta ise hidrografik çalışmalarda yalnız bu noktalar kullanılır. Hidrografik amaçlar için tesis edilen kara triyangulasyon noktalarında zemin üstü işaretleri hariç, ölçme ve hesaplamalarda jeodezik kurallar uygulanır. Bu noktalar kıyıya yakın olmalı ve su kesiminden kolaylıkla görülebilmelidir. Kıyının, ağın oluşturulmasına olanak vermeyecek şekilde engebeli ve ormanlık olması durumunda, kıyıda koordinatları bilinen noktalar arasına poligon dizisi tesis edilir. Bu diziye ilişkin ölçmelerin bir kısmı gemiden, bir kısmı da karadan yapılır.
KARA POLİGONU Kıyıya yakın küçük alanlarda yapılacak hidrografik çalışmalarda, su üstü konum ölçmeleri için kara triyangulasyon noktaları yeterli yoğunlukta değilse, jeodezik nokta olarak poligon noktalarından ve bunların oluşturduğu dizilerden yararlanılır. Özellikle iskandil noktalarına ilişkin konum belirlemede kullanılan Sabit Doğrultu Yöntemi’nde, her iki kıyıda veya birinde, paralel iki poligon dizisi tesis edilir. Hidrografik amaçlar için tesis edilen poligon noktalarının yer seçiminde, noktaların yaklaşık aynı yükseklikte ve kıyıya yakın olması gerekmektedir. Poligon noktalarının zemin işaretleri ile ölçme ve hesap işlemlerinde normal poligon kuralları geçerlidir. İskandil noktaları için yapılan konum ölçmelerinde poligon noktalarından yararlanılacak ise bu noktalara özel zemin üstü işaretleri yerleştirilir. Ahşap ya da metalden yapılan bu işaretlerin boyları 4-17 m arasındadır. Uzaktan kolay seçilebilmeleri için işaretlerin üst kısmına özel kanatlar, plakalar ve bez flamalar gibi ayırt edici elemanlar takılır.
DENİZDEKİ JEODEZİK NOKTALAR DENİZ TRİYANGULASYONU Su üstünde tesis edilecek noktalarda tam bir sabitlik sağlanamamasına karşın, yakın zamana kadar açık denizlerde yapılan hidrografik çalışmalarda deniz triyangulasyonu zorunlu olarak kullanılıyordu. Su üstünde karadaki gibi görüş engeli olmadığı için ideal üçgenlerden oluşan bir ağ oluşturmak olanaklıdır. Bu noktalar özel olarak yapılmış şamandıralarla belirtilir. Şamandıra, konumunu olabildiğince sabitleştirmek için tel veya zincirle en az bir yerinden demirlenir. 30-60 kg arasında bir ağırlık tabandan 3-5 m kadar yukarıda olacak şekilde tel veya zincire takılır. Uzaktan iyi görünebilmesi için üzerine ahşap veya metalden yapılmış özel su üstü işaretleri yerleştirilir. Bu işaret elemanları şamandıranın dengesini sağlamak üzere simetrik olarak sualtına doğru uzatılır.
DENİZDEKİ JEODEZİK NOKTALAR Deniz triyangulasyonu için ideal geometrik şekiller gerçekleştirilebilmesine karşın, şamandıraya alet kurulamaması nedeni ile ölçmeler gemi üzerinden dış merkezli olarak yapılır. Ölçme yapılan nokta ile gözlenen noktaların sallantılı olmasından dolayı açı ölçmesinde zorunlu olarak sekstant kullanılır. Sekstantın açı ölçme doğruluğunun teodolite oranla daha az olması sebebi ile deniz triyangulasyonunun duyarlığı, kara triyangulasyonuna göre daha azdır. Deniz triyangulasyon ağı genellikle kara triyangulasyon ağına dayalı olduğundan baz ve astronomik azimut ölçmelerine gerek duyulmaz. Ancak çalışılacak alan çok büyük ise ağ dengelemesi için, ağın sonunda baz ve azimut ölçmeleri zorunlu olur.
DENİZDEKİ JEODEZİK NOKTALAR Deniz triyangulasyon noktalarının kıyıya yakın olanları genellikle kara triyangulasyon noktalarından önden kestirme yöntemi ile konumlandırılır. Karadan görülemeyen noktalar ise karadan kestirme ile belirlenmiş noktalara dayalı olarak hidrografi gemisinden geriden kestirme yöntemi ile konumlandırılır. Deniz triyangulasyonu açık denizlerde uygulandığında, bölgesel akıntı ve dalga etkilerinin farklı olması nedeni ile ağ noktalarından homojen bir duyarlık beklenemez.
DENİZ POLİGONU Deniz triyangulasyonunun nokta yoğunluğunu artırmak veya kıyıya yakın alanlar ile adalar arasında yapılacak çalışmalarda jeodezik nokta sayısını artırmak için deniz poligonlarından yararlanılır. Poligon noktaları özel ölçme şamandıraları kullanılarak belirlenir. Ancak çalışma alanının küçük olması nedeni ile bu şamandıraların ve üzerindeki işaretlerin boyutları triyangulasyon noktalarında kullanılanlara oranla küçüktür. Deniz poligonunun başlangıç ve bitiş noktaları deniz veya kara triyangulasyonuna dayandırılır. Kıyıdan uzaklaşan poligonlarda ise üçgenleme veya köşegenli dörtgenlerin oluşturduğu, kıyıya bağlı kapalı poligon dizileri tesis edilir. Deniz poligonlarında kenar uzunlukları uygulanacak yönteme ve harita ölçeğine bağlı olarak 500-1500 m arasında değişir.
DENİZ POLİGONU Deniz poligonu, çalışma ortamının uygunluğu nedeniyle genellikle tam bir doğrultu üzerinde tesis edildiğinden poligon açılarının ölçülmesine gereksinim duyulmaz. Poligon kenarları ise ya geminin aldığı yoldan ya da elektronik uzunluk ölçer ile ölçülür. Yan yana birden fazla poligon dizisinin gerekli olması veya kenar ölçmelerinin yapılamadığı durumlarda zincir şeklinde üçgenler tesis edilir. Deniz poligonunun kıyı boyunca uzaması ve kıyıda yeterli sayıda jeodezik nokta bulunması halinde, poligon noktalarının konumu karadan veya su üstünden kestirme yöntemi ile belirlenir.