390 likes | 820 Views
Diabetes Mellitus. Tip I Diyabet. Beta hücrelerinin otoimmun tahribatına bağlı olarak gelişen ağır insülin eksikliği ile karakterizedir; Ketozis'in önlenebilmesi için dışarıdan insülin verilmesine gerek olduğu için " İnsüline bağımlı diyabet " (IDDM) adı da verilir.
E N D
Tip I Diyabet • Beta hücrelerinin otoimmun tahribatına bağlı olarak gelişen ağır insülin eksikliği ile karakterizedir; • Ketozis'in önlenebilmesi için dışarıdan insülin verilmesine gerek olduğu için "İnsüline bağımlı diyabet" (IDDM) adı da verilir. • Daha çok (%95) çocukluk çağında başlar (Juvenil diyabet).
Tip II Diyabet • Başlangıçta insülin sekresyonu yüksektir, fakat insüline karşı direnç söz konusudur. • Yıllar içinde insülin sekresyonu da azalır. • Glisemik endeksi yüksek gıdaların aşırı tüketilmesi temel nedendir. • Genetik faktörlerin rolü ikinci derecededir. • Ketozis nadirdir ve dışardan insülin verilmesine genellikle gerek olmadığı için "İnsüline bağımlı olmayan diabet (NIDDM) " adını almıştır.
Sekoner diyabet • Pankreas hastalığı: Kistik fibroz, pankreatit, alkolizm, hemokrmatoz, pankreatektomi. • Endokrinopatiler: Cushing sendromu, feokromatositoma, glukagonoma, aldosteronoma, akromegali, otoimmün hastalıklar (Graves Hastalığı, Hoshimoto Hastalığı, Addisson Hastalığı) • Kimyasal Diyabet: Glükokortikoidler, tiazidler, klonidin, lityum, oral kontraseptifler, fenotiazinler • Genetik sendromlar: Turner sendromu, leprechaunism, Prader-Willi sendromu, Down sendromu
Epidemiyoloji Prevalans: (USA) • 5 yaşta: 1:4300 • 16 yaşta: 1:360 • Türkiye (orta öğrenim): 1:3700 (?) İnsidans • Finlandiya: 100,000 nüfus için yılda 30 yeni olgu • USA : 100,000 nüfus için yılda 15 yeni olgu • Japonya: 100,000 nüfus için yılda 1 yeni olgu
Epidemiyoloji Mevsimsel insidans: Sonbahar ve kış aylarında daha sık (enfeksiyonlar?, hipoaktivite?, D vit?) Ortaya çıkış yaşı • Süt çocuklarında nadir En çok görüldüğü yaşlar • 5-7 yaşlar: Enfeksiyona maruz kalma riskinin artması (okula yeni başlama) • Puberte zamanı: Gonadal steroidler ve büyüme hormonunda artış
Tip I Diyabet-Otoimmünite • Kesin nedeni bilinmemekle birlikte beta hücreleri tahribatının genetik, otoimmmün ve çevresel etkenlere bağlı olduğuna dair güçlü deliller mevcuttur. • Viral etkenlerin (Coxsakie B, kabakulak, rubella vb.) ve diyetetik etkenlerin (anne sütü yerine inek sütü kullanımı, D vitamini, gluten) diabet patogenezinde oynadığı rôl iyi bilinmemektedir.
Tip I Diyabet- Doku Antijenleri • Tip I diabetli hastaların yaklaşık %90'nından fazlasında HLA-DR3 ve /veya HLA-DR4 ve/veya mütant HLA-DQ doku antijenleri mevcuttur. • Normal popülasyonda bu oran %20-35 kadardır. Tip I diyabet riski • HLA-DR3 ya da HLA-DR4: 2-3 kat • HLA-DR3 ve HLA-DR4: 7-10 kat • HLA-DQ mütasyonu: 100 kat
Tip I Diyabet-Mekanizma • Genetik yatkınlığı olan kişilerde bazı çevresel faktörlerin tetiklemesi ile birlikte adacık hücrelerinde bir enflamasyon (insulitis) oluşur. Enflamatuvar harabiyet sonucu antikorlar oluşur; • Beta hücresi sitoplazmasına karşı adacık hücresi antikorları (ICA) • Beta hücresi membranına karşı glutamik asit dekarboksilaz (Anti- GAD) antikorları • Endojen insüline karşı insülin otoantikorları (IAA) oluşur.
Tip I Diyabet-Mekanizma • Bu antikorlar HLA-DR ve DQ doku antijenleri ile bir kompleks oluştururlar. • Sonuçta total lenfosit sayısı azalır; • Yardımcı (T4) / supressor (T8) hücre oranı düşer; katil hücrelerin aktivitesi artar. • Pankreas adacıkları mononükleer hücre enfiltrasyonu mevcuttur.
Klinik bulguların Patogenezi • Anabolizan bir hormon olan insülinin eksikliğinde glikojenoliz, glükoneogenezis, proteoliz ve lipoliz artar. • Kontrinsüliner sistemin (glükagon, ACTH, büyüme hormonu, epinefrin) aşırı faaliyeti de bu olayları şiddetlendirir. • Sonuçta hiperglisemi ve ketozis gelişir
Klinik Bulguların Patogenezi • Kan şekeri böbrek eşiğini (180 mg/dL) aştığında glükozüri oluşur. • Sonuçta osmotik diürez (poliüri, enuresis) ve susuzluk hissi arttığndan aşırı su içilmesi (polidipsi) gözlenir. • Eğer poliüri kompanse edilemezse elektrolit ve sıvı kaybı (dehidratasyon) gelişir. • Organizmanın glükozdan enerji kaynağı olarak yararlanamaması nedeni ile açlık hissi uyanır; • Yağ ve kas proteinleri yıkılır; hasta fazla yemek yer (polifaji) fakat buna rağmen zayıflar ve halsizleşir.
Klinik Bulguların Patogenezi • Lipoliz sonucu yapımı artan keton cisimcikleri (asatoasetat, beta-hidroksibütirat) Krebs döngüsünün kapasitesini aştığından ketonemi ve ketonüri oluşur. • Ketonemi sonucu, kusma, bulantı, karın ağrısı (zaman zaman apandisiti andırabilir) ve ağızda aseton kokusuna (ekşi elma kokusu) neden olur. • Ketoasidoz nedeni ile intraselüler potasyum, sodyum ve fosfor kaybı olur. • Asidozun kompansasyonu nedeni ile solunum sayısı ve derinliği artar (Kussmaul solunumu)
Tip I Diyabetin Tanısı • Tipik klinik belirtileri olan hastada Tip I diyabetin tanısı oldukça kolaydır. • Rastgele olarak bakılan plazma glükoz düzeyi 200 mg/dL'nin üzerindedir. • ICA, IAA ve GAD pozitifliği varsa tanı kesinleşir.
Beta hücrelerinin %90 kadarı tahrip olduğunda aşikâr klinik belirtiler ortaya çıkar. • Ekzojen insülin verildikten 5-10 gün sonra hastalık tam ya da kısmî bir remisyona girer. • Balayı dönemi denilen bu devre 3-15 ay kadar sürebilir. • Fakat sonunda bütün beta hücreleri tahrip olarak insüline mutlak bağımlılık gelişir.
Çeşitli insülin tiplerine ait etki sürelerinin (saat) karşılaştırılması
Hb A1c (glikozillenmiş hemoglobin) • Son 2-3 aydaki glükoz düzeylerinin ortalamasını gösteren iyi bir kontrol kriteridir (bu süre eritrosit ömrü ile ilgilidir). • Normal kişilerde Hb A1c %4.5-6.0 arasında değişir. • %10'nun üzerindeki değerler çok kötü kontrolü gösterir.
İnsülin Tedavisi İnsulin dozu: 0.1-2.0 U/kg/gün Klasik tedavi • 2/3 Kahvaltıdan önce+ 1/3 akşam yemeğinden önce (genellikle 2/3 NPH+1/3 kristalize insülin karışımı) Yoğun (çoğul) tedavi • %20-30 kahvaltıdan önce (kristalize ya da karışım) • %20-30 öğle yemeğinden önce (kristalize) • %20-30 akşam yemeğinden önce (kristalize) • %20-30 yatmadan önce (Glarjin ya da NPH ya da karışım)
Gestasyonel diyabet • Gebeliklerin %20’sinde olur. • Marjinal insülin direnci başlamış kadınlarda gebeliğin diyabetojenik özelliği nedeni ile ortaya çıkar. • Doğumdan sonra normale döner. Gestasyonel diyabet eğer tedbir alınmazsa,daha sonraki yıllarda genellikle Tip II diyabetedönüşür.
Beslenme • Çocuklarda verilecek kalori 1000 kcal + (yaşx100) olarak hesaplanır. Erişkinde 2500-3500kcal arasında verilir. • Kalori dağılımı %50 karbohidrat, %30-35 lipid ve %15-20 protein olacak şekilde ayarlanır. • Glisemik endeksi (yükü) yüksek olan bütün gıdalar (çay şekeri, meyve suları, un, ekmek, reçel, bal, gazoz, kola, tatlı meyveler vb) tümü ile diyetten çıkarılır. • Tatlandırıcılar (früktoz, aspartam, sakarin, sukraloz) yan etkileri nedeni ile kullanılmamalıdırlar.
Egzersiz • Egzersizler insülin reseptör sayısını ve dolayısıyla glükozun periferik kullanımını arttırır ve kan şekerini insülinden bağımsız olarak düşürürler. • Bu nedenle diyabetli hastaların egzersiz yapmaları ve her türlü oyuna ve spor faaliyetlerine girmesi teşvik edilmelidir. • Egzersiz sırasında ya da sonrasında enjeksiyon bölgesinden insülinin dolaşıma geçmesi artar ve hipoglisemi gelişebilir.
Akut Komplikasyonlar • Hipoglisemi: Başlıca hipoglisemi nedenleri, insülinin fazla kullanılması, beslenme hataları ve egzersizlerdir. • Smogy fenomeni: (Hipogliseminin oluşturduğu hiperglisemi). Akşam yatmadan önce verilen insülin etkisini gece yarısı gösterir ve hipoglisemiye neden olur. Hipogliseminin kompanse edilmesi ile kan şekeri yükselir. • Şafak fenomeni: Hasta akşam insülinini eksik almıştır. Bu nedenle sabah bakılan kan şekeri yüksektir.
DKA'da bikarbonat tedavisinin sakıncaları • Oksijen ayrışım eğrisinin sola dönmesi Sonuç: hipoksi ve laktik asidoz • Asidoz 2,3-DPG'ı arttırarak eğriyi sağa çevirir. Böylece oksijenin hemoglobinden ayrılması kolaylaşır. • Potasyumun hızla hücre içine girmesi: Sonuç: hipopotasemi • Paradoksal serebral asidoz: Eğer sistemik asidoz düzeltilirken bikarbonat kan beyin seddinden çok az geçebilirken, yükselen karbondioksit rahatlıkla MSS ye diffüze olur. Böylece BOS' da bikarbonat: karbondioksit oranı ve dolayısıyla da pH düşer.
Hiperglisemik Hiperosmolar Nonketotik Koma (HHNK) • Aşırı hiperglisemi (genellikle >1000 mg/dL) • Ağır dehidratasyon, • Hiperosmalarite (>320 mOsm/kg, N: 280 mOsm/kg) • Bilinç kaybı • Ketonemi minimal ya da yoktur (lipolizde azalma ?). • Tip II diyabetin nadir görülen bir komplikasyonudur. • Mortalite oranı %50’nin üzerindedir.
Diyabetin Kronik (geç) Komplikasyonları • Retinopati: Diyabet iyi kontrol edilmez ise maküler ödem, proliferatif retinopati ve retina ayrılması nedeni ile körlük gelişebilir. • Göz dibi incelemeleri 6 ayda bir yapılmalıdır. • Kataraktın nedeni relatif sorbitol dehidrogenaz yetersizliği nedeni ile aşırı sorbitol birikimidir. • Glükoz (aldoz redüktaz) Sorbitol (sorbitol dehidrogenaz) Fruktoz.
Diyabetik Nefropati • Hipertrofi evresi: Böbrekler büyük olup, bazal membran kalındır. İdrar ile albümin atılmaz (normal albümin miktarı <15-30mg/ gün). • Sessiz dönem: Bazal membran kalındır. Arteriyel tansiyon normaldir. GFR artmıştır. Efor sırasında mikroalbuminüri (15-300mg/gün) görülebilir. • Mikroalbüminürik dönem: Efor sırasında arteriyel tansiyon artar. Efor olmaksızın da mikroalbuminüri olur. • Aşikar nefropati: Patolojik olarak papiller nekroz ve diffuz glomerüloskleroz görülür. Nodüler interkapiller glomerüloskleroz (Kimmelsteil-Wilson sendromu) diyabet için karakteristiktir. Arteriyel tansiyon yüksektir. Makroalbüminüri (>300 mg/gün) mevcuttur. GFR düşüktür. • Üremik dönem: GFR’de ilerleyici azalma son dönem böbrek hastalığının habercisidir.
Diyabetik Nöropati • Periferik nöropati: Periferik nöropatiye en çok neden olan hastalık diyabettir. • Diyabetik nöropati genellikle distal, simetrik ve duyusaldır (karıncalanma, uyuşma, hiperestezi). • Hastalık ilerledikçe motor nöropati ve fonksiyon kayıpları gelişir. • Otonomik nöropati postüral hipotansiyon, terleme bozuklukları, empotans, mide boşalma zamanında uzama, kabızlık ve ishale yol açabilir.
Diğer komplikasyonlar • Ayak yaraları: Duyusal nöropati, travmanın, ayak temizliği • Hiperglisemi, dolaşım yetersizliği (duyusal nöropati ve vasküler bozukluklar) ve hücresel immünite bozuklukları nedeni ile diyabette enfeksiyon riski artmıştır. • En çok deri enfeksiyonları, tekrarlayan idrar yolu enfeksiyonları, moniliasis (oral, vajinal) ve otitis eksterna (psödomonas) görülür.
Diğer komplikasyonlar • Kötü kontrollü diyabetiklerde kardiyovasküler komplikasyonlar ve hipertansiyon sıktır. • Trigliserid ve LDL kolesterol artar. • HDL kolesterol azalır. • Eklem hareketi kısıtlılığı: en iyi el ayaları birbirine yapıştırılarak gösterilir. Arada açıklık varsa test pozitiftir.