1 / 45

OBEZİTE

OBEZİTE. Dünya’da hızla artan obezitenin nedenleri ve olası sonuçları. OBEZİTE NEDİR?.

deanne
Download Presentation

OBEZİTE

An Image/Link below is provided (as is) to download presentation Download Policy: Content on the Website is provided to you AS IS for your information and personal use and may not be sold / licensed / shared on other websites without getting consent from its author. Content is provided to you AS IS for your information and personal use only. Download presentation by click this link. While downloading, if for some reason you are not able to download a presentation, the publisher may have deleted the file from their server. During download, if you can't get a presentation, the file might be deleted by the publisher.

E N D

Presentation Transcript


  1. OBEZİTE Dünya’da hızla artan obezitenin nedenleri ve olası sonuçları

  2. OBEZİTE NEDİR? Obezite insan vücudunda yağ hücrelerinde depolanan doğal enerji rezervlerinin ciddi risk oluşturacak düzeyde artması ve sonuçta ölüm oranlarının kaçınılmaz olarak yükselmesi ile karakterize bir hastalıktır. Yağ dokusu rezervlerindeki bu artış kişinin biyolojik özellikleri, psikolojik yapısı ve çevresel faktörlerin henüz aydınlatılamamış kompleks ilişkisi sonucunda ortaya çıkmaktadır. Vücut ağırlığındaki fazlalığın Koroner kalp hastalıkları, Tip 2 Diyabet, İnme (beyin damarlarının tıkanması sonucunda gelişen felç), Uyku Apnesi, Osteoartrit ve Sosyal İzolasyon gibi ciddi hastalıklarla olan ilişkisi bilimsel çalışmalarla ispatlanmıştır. Obezite geleneksel yöntemler ile tedavi edilebilen basit bir fazla kilo sorunu değildir, yüksek sağlık riskleri taşıyan ciddi bir klinik hastalık ve tehlikeli bir toplumsal sağlık sorunudur.

  3. Obezitenin Başlıca Nedenleri: • Uzun dönem enerji dengesizliği; alınan enerjinin harcanandan fazla oluşu• Hareket azlığı• Aşırı yemek yeme• Hormonal ve genetik nedenler • Psikolojik sorunlar• Bazı ilaçlar• Eğitim düzeyi• Evlilik• Mevsim• Doğum sayısı• Yaş• Sigarayı bırakma• Alkol

  4. OBEZİTENİN NEDENLERİ İnsan vücudu işlevlerini sürdürebilmek için gerekli enerjiyi dışarıdan, yediğimiz besinlerle karşılamak durumundadır. Besinlerle gereğinden fazla enerji alındığında ya da enerjinin gereği kadar harcanmaması durumunda , vücut fazlasını depolamaya başlar. Üç ana besin kaynağı vardır: *Protein (et, yumurta, süt vb.) *Karbonhidrat (şeker, un, sebze ve meyve vb.) *Yağ (katı, sıvı, hayvansal yağlar, zeytin, fındık, soya, kakao vb.)

  5. Proteinler, vücudun yapı taşlarıdır ve mutlaka alınması gerekir.     Karbonhidratlar, vücudun en çabuk enerji sağladığı besin grubudur. Bu besinlerden alınan enerji, vücudun tüm işlevlerinde kullanılır ve çok çabuk tüketilir. Ancak çok fazla alındığında depolanır.     Yağlar ise, yine organizmanın bazı işlevleri için gereken ama sıklıkla gereksinimden çok daha fazla alınan, hem fazla kalori içeren hem de çok zor sindirilip yakılabildiği için, kolaylıkla depolanabilen besinlerdir.     Bu besinlerden gereksinimden daha fazla enerji, yani kalori alınmışsa, süratle depolanmaya başlar. Depolama sıklıkla yağlarla yapılır. Bu da, obeziteye yani şişmanlığa giden yolu açar.

  6. Alınan enerji nasıl harcanır? Vücut enerjiyi üç yolla harcar; • Bazal metabolik olaylar • Fiziksel aktivite • Termojenik aktivite       Bazal metabolik olaylar, vücudun sürekli gerçekleştirdiği ancak dışarıdan görülemeyen aktivitelerdir. Örneğin kalbin çalışması, damarların sürekli daralıp gevşemesi, mide ve bağırsakların sindirim hareketleri, solunum sisteminin oksijen sağlamak için yürüttüğü işlevler, böbrek ve üreme sisteminin faaliyetleri bazal metabolizmaya örnek olarak gösterilebilir. Bunlar, bazen küçük değişiklikler olsa da, sıklıkla aynı miktarda enerji harcayan işlevlerdir. Günlük enerji tüketiminin %70'ini bazal metabolizma oluşturur.

  7. Fiziksel aktivite, 24 saat boyunca bilinçli olarak yapılan tüm hareketlerdir. Oturup kalkmak, yürümek, koşmak, gülmek, yemek yemek, spor yapmak, yüzmek, bisiklete binmek örnek olarak gösterilebilir. Günlük enerji tüketiminin %20'sini normal fiziksel aktivite oluşturur. Normalin üzerinde hareket edilirse enerji tüketimi artar.     Termojenik aktivite, alınan besinleri yakarken oluşan ısı ve bunun için harcanan enerjidir. Günlük enerji tüketiminin %10'unu termojenik aktivite oluşturur. Önemli nokta, alınan besinlerin birbirinden farklı termojenik aktivite oluşturmasıdır. Katı besinler sıvılardan, karbonhidratlar yağlardan, fruktoz glukozdan ve doymamış yağlar doymuş yağlardan daha fazla ısı oluştururlar. Yani bu besinler tercih edildiğinde daha fazla enerji harcanır.     Bu üç başlık, vücudun harcadığı enerji miktarını belirler. Bunlardan değiştirilmesi en güç olanı bazal metabolik olaylardır. Bu kişiden kişiye farklılık gösterebilir ve kalıtım ile ilişkilidir.

  8. Genetik olarak şişmanlığa eğilimi olanlarda bazal metabolik hızda değişiklikler olabilir. Yani, obezitenin genetik bir boyutu söz konusudur.     Genetik etkilerin yanında, çevresel faktörler de obezitenin oluşumunda rol oynar. Sosyal, kültürel, dinsel farklılıklar, bunların etkisinde gelişen yeme alışkanlıkları, hareketlilik derecesi ve kişilik yapısına olan etkiler, bu süreçte rol oynadığı düşünülen faktörlerdir.     Ayrıca, hareketsiz yaşam tarzı da obezite oluşumunda çok önemli bir etkendir. Enerji harcamasını artıracak en kolay yol, fiziksel aktivitenin artırılmasıdır. Fiziksel aktivite ne kadar çok olursa, o kadar çok enerji yakılır ve kilo verilir.

  9. Sonuç olarak obezite, besinlerle alınan enerji miktarının, metabolizma ve fizik aktivite ile tüketilen enerji miktarını aştığı durumda ortaya çıkar.

  10. Obezitenin Neden Olduğu Hastalıklar: Obezite kendisi başlıbaşına bir hastalık olmakla birlikte, ikincil olarak da bazı hastalıklara davetiye çıkarmaktadır.  Bunu farkeden batılı ülkeler obezitenin önlenmesi için kampanyalar düzenlemekte ve orta öğretim düzeyindeki okullarında özel tedbirler almaktadır.  Hastalık ortaya çıkmadan tedavisi çok daha ucuza malolmaktadır.  Yapılan bir çalışmada Tip 2 şeker hastaları şayet kilolu olmasalardı ortalama %60-75'i diyabetli olmayacaktı.  Hiç bir ilaç insülin dahil şeker hastalığını bu düzeyde tedavi edemez. 

  11. Koroner kalp hastalıkları Tip II  Diabetes Mellitus Hipertansiyon İnme, felç Kanserler Yüksek yağ oranları (kolesterol, trigliserit) Safra taşı ve hastalıkları Solunum zorlukları ve uyku apne sendromu Kısırlık, iktidarsızlık Gut Karaciğer yağlanması Metabolik sendrom-insülin direnci Eklem hastalıkları-kireçlenme Karpal tünel sendromu, topuk dikeni Ölüm riskinde artış Depresyon, özgüvende azalma Toplumsal dışlanma Sosyal takıntı ve saplantılar Mantar hastalığı, aşırı terleme, intertrigo Deride çatlaklar Bel fıtığı Obezite İle İlgili Hastalıklar

  12. ********************************** Yeni bir çalışmaya göre günde sadece ikiburger köftesi ve bir diyet meşrubatı(gazlı içecek) tüketmek bile metabolik sendrom riskini artırabilmektedir.Metabolitik sendrom;kalp ve şeker hastalığı riskini artıran mühim bir rahatsızlıktır. **********************************

  13. Aşağıdaki beş durumdan üçünün var olması durumunda, kişiye metabolik sendrom teşhisi konulur. *Geniş bir bel çevresi *Yüksek kan basıncı *Yüksek açlık kan şekeri *Yüksel açlık trigliseridi *Azalmış HDL ‘’iyi’’ kolesterol seviyesi

  14. Dünya’da Obezite • Avrupa genelinde 5-17 yaş aralığındaki çocukların %20’si obez. • Sadece Çin’de 290 milyon obez çocuk var. • Çocuk obezitesi düşük gelir grubunda ve şehirleşmiş populasyonlarda artış kaydediyor. • Çocuk obezitesi ileriki yaşlarda diyabetik, astım, kalp ve karaciğer sorunlarına kadar varabiliyor. • Çocuk obezitesi üzerindeki kamuoyu, büyük fastfood restoranları, okul yemekleri ve bunun gibi alanlarda tartışmaları körüklüyor.

  15. Bu durum aynı zamanda, çocukları hedefleyen atıştırmalık gıda reklamlarıyla ilgili düzenlemeleri de içeriyor. Okul kafeteryalarındaki gıdaların besin değeri gelecek dönem Amerikan Kongresinde irdelenecek konuların arasıda yer alıyor. Böylece öğle yemekleri ve diğer beslenme programları Birleşmiş Devletler Tarım Departmanında görülecek konular arasına giriyor. “United States Department of Health and Human” geçtiğimiz sene obezliği tedavi edilmesi gereken bir hastalık olarak kabul etmiş.

  16. İngiltere’de 6 yaşındaki her 10 çocuktan birisi obez. • Obez çocukların sayısı 1982’den beri ikiye katlanmış. • . Böyle giderse 2020 senesinde tüm çocukların yarısı obez olacak • 20 yaş üstündeki Amerikalıların %60’ı normal kilolarının üstündeler. • Dünyada obezitenin neden olduğu sağlık sorunlarından dolayı her yıl 500.000 kişi hayatını kaybediyor.

  17. Obezite Bulaşıcı mıdır? Toplumsal ilişkilerin obezitede şaşırtıcı biçimde güçlü rol oynadığı belirtilerek, ailesi ya da yakın arkadaşları şişman olanlarda obezite olasılığının daha fazla olduğu kaydedildi. California Üniversitesi öğretim üyesi James Fowler, araştırmanın şaşırtıcı sonuçlarından birinin de yüzlerce kilometre uzakta olan arkadaşların bile kilo durumunu etkileyebilmesi olduğunu söyledi. Araştırmaya göre, bir arkadaşı obez olanın aşırı şişman olma olasılığı yüzde 57, kardeşi obez olanın yüzde 40, eşi obez olanınsa yüzde 37 oranında artıyor. Çok yakın arkadaşlıklarda ise risk üçe katlanıyor.

  18. Cinsiyetin de önemli bir unsur olduğu belirtilen araştırmada, aynı cinsiyetten arkadaşlıklarda bir kişinin obezite riskinin, arkadaşlarından biri kilo alıyorsa yüzde 71 arttığı belirtildi. Erkek kardeşler arasında bu risk yüzde 44 olurken, kız kardeşler arasında yüzde 67'ye çıkıyor. Araştırmanın sonuçlarına göre, insan kök hücreleri, bilindik bir virüse maruz kalınca yağ hücrelerine dönüşüyor. Bu hücreler değişmekle kalmıyor, yağı da depolamaya başlıyor. Göz iltihabı ve soğuk algınlığına neden olan virüs ailesinden gelen 'Adenovirus-36' isimli bu virüsle obezite arasında yıllardır bağlantı kurmaya çalışan uzmanlar, şişmanların büyük kısmında bu virüsün var olduğunu buldu. Hayvanlara bu virüsü vererek şişmanlatmayı başaran araştırmacılar, ayrıca virüsün içinde hayvanları obez yapan bir geni de saptadı.

  19. Neden Bulaşıcı? Bilimadamları, birlikte vakit geçiren insanların yeme ve spor yapma alışkanlıklarının birbirine benzemesinin tek başına açıklayıcı olmadığını düşünüyor. Araştırmacılar, obez akrabaları ve arkadaşları olanların, 'kabul edilebilir kilo' konusundaki fikirlerinin değişmesinin önemli bir unsur olduğunu belirtti. Bilimadamları, katılımcılardan araştırma sonuçlarına bakıp obez arkadaşlarıyla ilişkilerini kesmemelerini istedi. New England Journal of Medicine'da yayımlanan ve Milli Yaşlılık Enstitüsü tarafından desteklenen araştırma 12 bin 67 kişi üzerinde yapıldı. Doğal kilo alma ve kilo almadaki diğer faktörlere bakılan araştırmada, bu konudaki en büyük etkinin aynı genleri paylaşmakta değil arkadaşlık ilişkisinde olduğu belirtildi. Dünya çapında 400 bini obez olmak üzere 1.5 milyar şişman yetişkinin olduğu kaydediliyor. ABD'lilerin üçte ikisi obez veya şişman.

  20. Obezitenin Tedavisi Amaç kısa sürede fazla kilo vermek değil uzun vadede yavaş ama sağlıklı bir şekilde zayıflayarak ulaşılan kiloyu muhafaza etmektir. Bunun için de gerekli olan yerleşmiş alışkanlıkları değiştirerek yeni bir yaşam tarzına uyum sağlamaktır. Yapılması gereken öncelikle yağ ve kalori miktarı düşük sağlıklı bir beslenme programına başlamak ve aynı zamanda sağlıklı bir yaşamın ayrılmaz parçası olan egzersizle bunu tamamlamaktır. Unutulmamalıdır ki %5′lik bir kilo kaybı bile obeziteye eşlik eden hastalıklarda(kalp ve damar hastalıkları,yüksek tansiyon,şeker hastalığı,kanda yüksek oranda yağ bulunması,solunum hastalıkları,eklem hastalıkları,inme,bazı kanser türleri) ciddi iyileşmeler sağlayacak ve yaşam süresini uzatacaktır.

  21. Nasıl Önlem Alınabilir? Şişmanlık, oluştuktan sonra geri dönüşü oldukça zor ve ciddi bir sağlık sorunudur. Tedavi endokrinolog, diyetisyen, fizik tedavi ve rehabilitasyon uzmanlarından oluşan bir ekip tarafından takip edilmelidir. Kazanılan yağ kitlesinin kaybı ve bu kaybı korumak uzun uğraşlar ve zaman gerektirebilir.

  22. Erkeklerde ve Kadınlarda Obezite • Sadece kadınlara has bir durum gibi gösteriliyor çoğu kez. Evet, obezite kadınlarda daha yaygın ancak obezite sonucu ortaya çıkan hastalıklar ve ölüm oranlarına bakıldığında erkeklerde durum çok daha vahim...Araştırmalar, obezitenin kadınlarda daha yaygın olduğunu ortaya koyuyor. Ancak aşırı kilo nedeniyle ölüm oranları erkeklerde daha fazla.Bugün kilo fazlalığı ve obezite giderek artan oranlarda görülen bir toplum sağlığı sorunu.

  23. Obezite, tansiyon, şeker hastalığı, yüksek kolesterol ve bunlara bağlı olarak gelişen kalp damar hastalıkları, kalp krizi gibi hastalıklara neden oluyor.Bir kişinin obez olup olmaması karın bölgesinde, iç organları saran yağlanmanın en basit şekilde değerlendirilmesi bel çevresinin ölçülmesi ile mümkün. Erkeklerde 102 cm. üzeri, kadınlarda ise 88cm üzeri yüksek risk grubu olarak kabul ediliyor. Bir diğer ölçüm şekli de bel - kalça çevresi oranının alınması. Bu oran 0,85 üzerine çıktıkça riskin arttığı görülüyor.

  24. Okul Çağındaki Çocuklarda Obezite *Nedenleri* Küçük yaştan itibaren aile tarafından çocuğa yanlış beslenme alışkanlığının kazandırılması.-Daha kolay tüketmesini sağlamak amacıyla tatlı besinlere yöneltme (süt yoğurt şeker karıştırma, gofret, şekerleme …vb verme).-Sağlıksız okul ve yuva menüleri.-Özellikle özel okullarda açık büfe yemek servisi.-Tatlı ağırlıklı menüler.

  25. *Yemekhane ve kantinlerde yanlış besin bulundurulması, ister istemez çocuğa sağlıksız alternatiflerin sunulması ile onlar arasından seçim yapma zorunda bırakılması.*Kısa süren ders aralar nedeni ile çocukların hızlı tüketilebilir besin seçimine yönelmesi. (Gofret, çikolata, şekerleme ...vb).*Fiziksel aktivite azlığı (okula servis ile gidip-gelme). *Beden eğitimi derslerinin olduğu saatlerde diğer derslerin yapılması. *Şehirleşmeye bağlı çocukların oyun ve eğlence alanlarının azalması

  26. Büyükanne, büyükbaba ve aile büyüklerinin çocuğun zayıf olduğu yönünde inanışları ve baskıları sonucu çocuğa küçük yaştan itibaren aşırı ve zararlı gıdalarla beslenmesi .-Diyetisyene danışmadan, kulaktan duyma bilgiler ve batıl inanışlarla, çocuğa zararlı olabilecek besinlerin verilmesi

  27. Alınabilecek Önlemler • Başta anne, baba ve çocuk olmak üzere diğer aile bireylerinin de, gerek besin seçimi, gerekse besin hazırlama, pişirme ve saklama yöntemleri gibi konularda süreklilik gösteren eğitimleri almaları sağlanmalıdır.-Genellikle büyük ve yoğun olan porsiyonları, tabak boyutu ve doluluk bakımından azaltılarak ideal sınırlara çekin.-Çocuğa ihtiyacı olduğu kadar besin verin (fazlasını veya azını vermeyin).-Çocuğun tek tip besinlerle beslenmesini engelleyin.

  28. -Sevdiği tek bir besinden çok fazla vermek yerine besin çeşitliliği sağlayın.-Çocuğunuzun sevmediği besinleri tüketmeye zorlamayın.-Sevmediği besinler yerine benzer yararlılığa sahip besinleri tercih edin.-Sevmediği ve yemediği besinleri değişik sunuş yöntemleri ile sevdirin. -Bu besinleri az miktarlarda sevdiği besinlerin içine karıştırın.-Çocukları tatlı ve yağlı besinler (çikolata, gofret, şekerleme, cips ...vb) yerine , meyve ile ödüllendirin.

  29. Çocuğunuza yavaş yemek yeme alışkanlığını kazandırın.-Çocuğunuzun televizyon ve bilgisayar karşısında oturma süresini azaltın. -Sadece söylerek değil, kendiniz de uygulayarak egzersiz yapma alışkanlığının çocuğunuza kazandırılmasında yol gösterici olun.-Beslenme uzmanı bulundurmaları yönünde okullardan ve yuvalardan talepte bulunun.

  30. -Çocukların fast food besinlere ulaşmasını engellemek için kafeterya, yemekhane ve kantinlerde bu besinlerin satılmamasını sağlayın.-Çocuğunuzu okula yazdırırken oyun bahçesi olan ve çocuklar için yeterli alan ayrılmış olanları tercih edin.-Her mahallede çocukların oyun oynayıp, spor yapabilerceği alanların ayrılması için talepte bulunun.-Çocuğunuzun arkadaşları ile bilgisayar başında değil, dışarıda spor salonları veya açık alanlarda oyun oynamasını sağlayın.

  31. Çocuğunuza günü ve zamanı planlamayı öğretin ve bu planın içinde her zaman beslenme, oyun, uyku ve egzersize yeterli vakit ayırmasını sağlayın.-Çocuğunuz için yemek pişirin. -Kolaya kaçıp dışarıdan beslenme alışkanlığını çocuğunuza kazandırmayın.-Hazır besinleri (hazır meyve suları dahil) çocuğunuza vermekten kaçının. Taze meyve suyu hazırlayın.-Mümkünse beslenme çantası hazırlayın veya yanına sağlıklı besinler verin.

  32. -Çocuğunuzun günlük besin öğesi gereksinimlerinin belirlenmesi, eğitimlerle besin tercihlerinin düzeltilmesi, sağlıklı ve dengeli beslenme alışkanlıklarının kazandırılması için mutlaka diyetisyene danışınız.

  33. Verilmesi Gerekenler • 2 su bardağı süt veya yoğurt-2-3 köfte büyüklüğünde et, tavuk veya balık-3-4 İnce dilim ekmek ve 5-6 yemek kaşığı pilav ya da makarna-8-10 yemek kaşığı sebze yemeği

  34. 3-4 adet orta boy meyve (üzüm, çilek, kiraz ...vb taneli meyveler 10-12 tane) • Bu miktarlar çocuğun hiçbir (geçici veya kalıcı) rahatsızlığı olmadığı varsayılarak verilmiştir. Besinleri öğünlere dağıtarak tüketiniz. ( En az 3 ana, 2 ara öğün)

  35. Hayvanlarda Obezite*Kedi ve Köpeklerde Obezite* Çoğu kedi sahibi kedilerinin şişmanlamış halini daha çok beğeniyor olsa da, aslında kedilerinin büyük sağlık problemleri ile karşı karşıya olduğunun farkında değillerdir. Eğer kediniz veya köpeğiniz obez ise, obezitenin sebep olabileceği sağlık problemlerini, obeziteye neyin sebep olduğunu ve nasıl tedavi edilmesi gerektiğini bilmelisiniz.

  36. Kedi ve köpeklerdeki obezitenin ana nedeni çok fazla gıda tüketimidir ( tıpkı diğer memelilerde olduğu gibi...) Birçok kedi serbest seçim beslenir (Free choice feeding), yani yemeği herzaman ulaşabileceği yerdedir ve ne zaman yemek yemek istese mama kabına gidip yemek yiyebilir ( gerçek bir carnivore yani etçil için bu doğal olmayan bir durumdur ve av makinasının evrim geçirmesi anlamına gelir!) Free choice beslenme tek başına obeziteye neden olabilecek çok büyük bir faktördür.

  37. Ne Yapılmalıdır • Kedimizi günlük 2 ila 4 küçük öğünler halinde beslemeliyiz. Birçok hayvan sahibi normal porsiyonun üzerinde mama vermeyi daha uygun bulurlar. Bir kedinin öğünü ,bir insanın öğününün yaklaşık 1/25’i oranında olmalıdır...Obezite riski olan köpekler ise günde tek öğün ya da az az sık sık beslenebilirler .Dikkat edilmesi gereken en önemli nokta kedi ya da köpeğinizin veteriner hekiminizin verdiği ölçülerde özel mamalarla beslenmesi ve abur cuburdan uzak beslenmesidir.

  38. Kediler, çoğu memeliden farklı olarak karbonhidratları sindiren enzim olarak adlandırılan ve tükrükten salgılanan Amylase enzimine sahip değillerdir. Insanlar ve köpeklerde karbonhidratlar ağızda sindirilmeye başlandığı halde kedilerde bu böyle değildir. Kediler insanlar ya da köpeklerden daha düşük ölçülebilir amilaz aktivitesine sahiptirler. Kediler karbonhitrat tüketicisi olarak yaratılmamışlardır.

  39. Bazı kalitesi düşük kuru mamalar un ve şekeri çok yüksek miktarlarda içerirler. Kilo alımında en etkili olan da yine yağ, karbonhidrat ve şekerlerdir.Bu yüzden içeriğinin ne olduğunu çok iyi bildiğimiz ,sindirilebilirliği ve yararlanımı yüksek olan veteriner diyetlerini tercih etmeliyiz. Aksi halde kedi ve köpeğinize bolca posa vermiş olursunuz ve bu size dışkı olarak geri döner. Aldığınız mama sadece tokluk hissi vermemeli aynı zamanda yararlanılabilir olmalıdır.İçeriği sadece nişasta,yağ ve tatlandırıcılarla ,gıda boyalarıyla dolu bir mamanın ne size ne de sevimli dostunuza bir yararı vardır.

  40. Satın alınan kuru kedi mamalarının birçoğu özellikle market mamaları ve açıkta satılanlar gıda boyalarıyla ,un ,şeker ve koruyucu katkı maddeleriyle gerçek bir etmiş gibi pazarlanırlar. Aslında bir çoğunun içinde yararlanılabilir bir protein kaynağı yoktur.Bu şekilde beslenme ile sağlık problemlerine ayıracağınız bütçeyi biraz arttırmanız gerekebilir.

  41. İdeal bir kedi diyeti yüksek protein içermelidir. Kediler büyük karbonhidrat yükünü kontrol altında tutamazlar. Karbonhidrattan zengin bir öğün sonrasında kedinin kan glukoz(şeker)seviyesi normalden çok uzun süre çok yüksek seviyede kalır. Bu şeker hastalığı için risk oluşturabilir.Bu risk aynı şekilde köpekler içinde geçerlidir.

  42. Hepimiz , evcil olmayan kedilerin fare ve kuşları bir gıda kaynağı olarak gördüklerini ve onları yakalamak için nasıl can attıklarını biliriz.Avlanma içgüdüsel bir davranıştır ve vahşi doğadan günümüze aktarılmış bir mirastır.Avlanma karnivorlar (etçiller) için beslenmenin doğal halidir , fare ve kuşlar vahşi bir kedi için mükemmel bir diyettir.Evcil kediler için aynı şeyleri söylemek imkansızdır çünkü avlanarak bir çok hastalığa da davetiye çıkartılmış olunur.

  43. Hayvanlarda Obez Nasıl Anlaşılır? • Obezite kedi ve köpeğinizin ideal kilosundan en az %20 fazla olması şeklinde ifade edilebilir. Kedi ve köpeğinizinnizin ideal kilosunu saptamak insanlarda olduğu gibi kolay değildir. Kedi ve köpek ırkları arasındaki yapısal farklılıklar, insanlardaki gibi “Vücut-Kitle İndeksi” hesaplanmasına izin vermemektedir. Bir Tekir, bir Siyam kedisinden daha ağırdır.Ya da bir Danua bir Pincher’dan... Bu sebeple, onlardaki obezite vücut kondisyon skoru kullanılarak saptanabilir ( body condition score = BCS ). BCS genellikle 1 den 9 a rakamlarla derecelendirilir. 5 ideal ve 9 obez anlamına gelmektedir..

  44. Bu durumda kedinizin şişman olup olmadığını nasıl anlayabilirsiniz? Hafifçe yanlarından tuttuğunuzda kaburgalarını hissedebiliyor musunuz? Az bir yağlanma normal sayılabilir. Köpeğinize yukarıdan baktığınızda belini görebiliyor musunuz? Evet, kedi ve köpekler mutlaka bir bele sahip olmalıdır ...

  45. SON Hazırlayan: Ümmühan Sena Çalı A-9\C 732

More Related