350 likes | 1.11k Views
Ahmet Muhip DIRANAS (1909-21 Haziran 1980) Hece şiirinin son kuşağı denilebilecek şairler arasında, çağcıl batı şiirine en yakın; kendinden bir iki kuşak sonrası şairler üzerinde, az sayıda şiirle bile olsa, uzun süre etkili olan bir şairdir. Şiirlerinde aşk, tabiat, ölüm, hatıralar,
E N D
Ahmet Muhip DIRANAS (1909-21 Haziran 1980) Hece şiirinin son kuşağı denilebilecek şairler arasında, çağcıl batı şiirine en yakın; kendinden bir iki kuşak sonrası şairler üzerinde, az sayıda şiirle bile olsa, uzun süre etkili olan bir şairdir. Şiirlerinde aşk, tabiat, ölüm, hatıralar, sığ olmayan bir anlatımla ve düşündürücü boyutlar içinde verilmiştir. Hece ölçüsü sınırlarında kalarak ama durak ve vurgu yerlerini değiştirerek gelenekselde çağdaşlığı yakalayan, çağrışım gücü yüksek, yurdu, insanı ve doğası ile barışık, alışılmadık deyiş örgüsüyle unutulmaz şiirler yazdı...
“Ahmet Muhip DIRANAS, Dünya Edebiyatında çokça işlenen bir temayı başarılı bir şekilde derinliğine işlemiş, hem kullandığı hece vezniyle hem şekil ve biçimdeki ustalığıyla Türkçe’nin yüz akı şiirlerinden birini vücuda getirmiştir. OLVİDO şiiri günün ağır bir bulut gibi gecenin üzerine devrildiği akşamüstü vaktinin öznede uyandırdığı ve tamamı hatıraların malı olan ‘unutulmuş’ şeyler üzerine kurgulanır. Birçok şairin değişik biçimlerde algılayıp yorumladığı akşamüstü, şair için hatıraların uyanma vaktidir. Yaşadığı onca olaylardan sonra insanın sadece belli şeyleri hatırlaması bir haksızlıktır aslında. Geçip giden birçok ay ve yılın hafızamızda bir fotoğraf bırakmadan kaybolması ne kadar acıdır. Hatırladıkça yıpranan özne, unutmayı isteyerek huzur bulmayı arzular.” Doç. Dr. Ali İhsan KOLCU
OLVİDO Ahmet Muhip DIRANAS
OLVİDOHoyrattır bu akşamüstüler daima.Gün saltanatıyla gitti mi bir defaYalnızlığımızla doldurup her yeriBir renk çığlığı içinde bahçemizden,Bir el çıkarmaya başlar bohçamızdanLavanta çiçeği kokan kederleri;Hoyrattır bu akşamüstüler daima.
Dalga dalga hücum edip pişmanlıklarUnutuşun o tunç kapısını zorlarVe ruh, atılan oklarla delik deşik;İşte, doğduğun eski evdesin birdenYolunu gözlüyor lamba ve merdiven,Susmuş ninnilerle gıcırdıyor beşikVe cümle yitikler, mağlûplar, mahzunlar...
Söylenmemiş aşkın güzelliğiyledirKağıtlarda yarım bırakılmış şiir;İnsan, yağmur kokan bir sabaha karşıHatırlar bir gün bir camı açtığını,Duran bir bulutu, bir kuş uçtuğunu,Çöküp peynir ekmek yediği bir taşı...Bütün bunlar aşkın güzelliğiyledir.
Aşklar uçup gitmiş olmalı bir yazlaHalay çeken kızlar misali kol kola.Ya sizler! Ey geçmiş zaman etekleri,İhtiyar ağaçlı, kuytu bahçelerdenAy ışığı gibi sürüklenip giden;Geceye bırakıp yorgun erkekleriSalınan etekler fısıltıyla, nazla.
Ebedi âşığın dönüşünü beklerYalan yeminlerin tanığı çiçeklerArtık olmayacak baharlar içinde.Ey, ömrün en güzel türküsü aldanış!Aldan, geçmiş olsa bile ümitsiz kış;Her garipsi ayak izi kar içindeDönmeyen âşığın serptiği çiçekler.
Ya sen! Ey sen! Esen dallar arasındanBir parıltı gibi görünüp kaybolanNe istersin benden akşam saatinde?Bir gülüşü olsun görülmemiş kadın,Nasıl ölümsüzsün aynasında aşkın;Hatıraların bu uyanma vaktindeSensin hep, sen, esen dallar arasından.
Ey unutuş! Kapat artık pencereni,Çoktan derinliğine çekmiş deniz beni;Çıkmaz artık sular altından o dünya.Bir duman yükselir gibidir kederdenMacerası çoktan bitmiş o şeylerden.Amansız gecenle yayıl dört yanımaEy unutuş! Kurtar bu gamlardan beni... ...................
grafik-animasyon Müzik: Andre Rieu e.nurhan köroğlu