140 likes | 680 Views
SOYU TÜKENMEKTE OLAN HAYVANLAR. MERT YARSOY 5A 252. İÇİNDEKİLER. KUTUP AYISI KÖPEKBALIĞI PANDALAR FOKLAR LEYLEKLER BU PROJEYİ NEDEN SEÇTİM?. KUTUP AYISI.
E N D
SOYU TÜKENMEKTE OLAN HAYVANLAR MERT YARSOY 5A 252
İÇİNDEKİLER • KUTUP AYISI • KÖPEKBALIĞI • PANDALAR • FOKLAR • LEYLEKLER • BU PROJEYİ NEDEN SEÇTİM?
KUTUP AYISI • Kutup ayısı (Ursus maritimus) aynı zamanda beyaz ayı, kuzeyli ayı ya da deniz ayısı, ayıgiller (Ursidae) familyasından soğuk kuzey kutup bölgesinin karlı sahillerinde ve buzullar üzerinde yaşayan ayı türüdür. Yaşamakta olan en büyük kara etoburudur (boz ayı daha büyüktür ama bir karnivor değil omnivor sayılmaktadır) ve bulunduğu ortamdaki süper yırtıcıdır. Yaşadığı çevreye çok iyi uyum sağlamıştır. Kalın kürkü onu soğuktan korur, beyaz görünümü avlarından saklar. Kutup ayısı hem karada, hem denizde, hem buzda, hem de su içinde rahatlıkla avlanır. • En çok balık ve foklarla beslenir. Aç kaldığı zamanlarda yüzen buz parçaları üzerine binip kilometrelerce uzaklara giderek besin arar. Fok balıklarının buz tabakasındaki soluk alma deliklerinde pusuya yatar.
KÖPEKBALIĞI • Büyük beyaz köpekbalığı (Carcharodon carcharias), Lamnidae familyasından bir köpek balığı türü. • Türkçe'de gerçek adı Harharyastır. -Bkz. Balık ve Balıkçılık, Karekin Deveciyan- Boyu 6 (nadiren 7) metreye ağırlığı 1.7 tona kadar ulaşabilen bu köpekbalığı, bütün dünyadaki ılıman sularda, dolayısı ile Türkiye'nin Akdeniz, Ege ve Marmara -bkz.Deniz Magazin Dergisi sayı: 70, Bizim Beyazlar Makalesi, Hakan Kabasakal- kıyılarında bulunur. Bazı kaynaklarda, Karadeniz'de de bulunduğu belirtilir. Türkiye'de gerçek adı olan Harharyas, Rum kökenli balıkçılardan kalan bir kelimedir, balığın latince adından türetilmiş gibi durmaktadır. İstanbullu yaşlı balıkçılar, 1980'li yılların ortalarına kadar Adalar ve İstanbul Boğazı çevresinde bu köpekbalığını sıklıkla yakaladıklarını belirtmektedirler. Ayrıca Atlantik okyanusu'ndakilerin üreme bölgesi Ege'dir. • Harharyas ya da diğer adı ile Büyük Beyaz Köpekbalığının Akdeniz havzasındaki temel besinleri, Orkinos balıklarıdır. Ancak Orkinos balıklarının neslinin azalması sonucu Yunuslar ile beslenmeye ağırlık verdikleri tahmin edilmektedir. • Türkiye karasularında en son kaydedilen iki birey, 5 temmuz 2008 tarihinde Edremit Körfezi'nde yakalanmıştır. İhtiyoloji Araştırmaları Topluluğu tarafından incelenen her iki bireyin de yavru olması ve bir tanesinin yeni doğmuş olması, yavruların Kuzey Ege sularında doğduğuna dair ipucu vermiştir.Çoğu film'de katil köpek balığı diye anılır.
PANDALAR • Dev pandalar siyah beyaz çok özel bir posta sahiptirler. Yetişkin pandalar yaklaşık 1,5 m uzunluğundadır. Erkek pandalar 115 kg ağırlığına ulaşabilirler. Dişi pandalar genellikle erkek pandalardan daha küçük olup, arada sırada 100 kg'a ulaştıkları olur. Dev pandalar Sichuan, Gansu, Shaanxi ve Tibet gibi dağlık bölgelerde yaşarlar. Çin Ejderhaları, Çin’in tarihsel bir sembolüyken, 20. yüzyılın ikinci yarısından itibaren dev pandalar da Çin’in resmi olmayan ulusal bir sembolü olmuşlardır. • Bir dev panda bir başparmak ve beş parmak olmak üzere alışılmadık bir pençeye sahiptir. Bu başparmak aslında sesamoid kemiğinin (anatomide bir kemiğin bir liriş içine iyice yerleşmesi ile oluşan kemik) değişmesiyle oluşmuştur ve pandanın bambuları rahatça yemesine yardımcı olur. Dev pandanın yaklaşık olarak 25 cm uzunluğunda bir kuyruğu vardır. Dev pandalar 20 – 30 yaşlarına kadar esir hayatı yaşar. • Beslenme • Dev pandalar,ağzına bilimsel sınıflandırmada bir etçil olarak sayılmasına rağmen, pandanın günlük besini hemen hemen sadece bambudan oluştuğu için aslında bir otçuldur. Bununla birlikte, pandalar hareketsiz bir etçilin sindirim sistemleri varken, selülozu sindirmeye çalışan enzimlere sahip değillerdir. Böylece bambunun tüketiminden, az miktarda enerji ve az miktarda protein alırlar. Dev Panda bir günde ortalama 20 - 30 pound kadar bambu filizi yer. Pandalar, bir günlük besinlerinde bu kadar az miktarda enerji ve protein aldıkları için, dopdolu sindirim sistemlerini korumaları pandalar için son derece önemlidir. • Pandalar çok yüksek dağlık alanlarda yaşadığından mevcut alanlar sınırlı ve sıkışıktır. Ayrıca yaşadıkları bölgelerin ortalama sıcaklıkları da artmıştır. Tüm bunların başlangıcı bambu hasatından kazanılan kereste kazancının atması ve buna bağlı olarak da yabani pandaların yiyeceği olan mevcut pandaların yok olmasıdır. 1973’den 1984 yılına kadarki süreçte Asya’nın 6 bölgesindeki yabani pandaların nüfusu %50 civarında azalmıştır. Dev pandalar bir otçulun günlük besini ile idare ettikleri halde, bir etçilin basit sindirim özelliklerini yitirmemişlerdir. Dev pandanın yuvarlak yüzü dev pandanın günlük besini bambuya olan adaptasyonu ile oluşmuştur. Dev pandaların güçlü pençe kasları kafasından pençesine bitişir. Büyük azı dişleri lifli bitki parçalarını ezmeye ve öğütmeye yarar.
FOKLAR • İri bir deniz memelisi olan Akdeniz fokunun boyu 2-3 metre, ağırlığı 200-300 kilogram arasında değişmektedir. Erginlerin vücudunu 0.5 cm'yi geçmeyen kısa ve sert kıllar kaplar. Su üstünde görüldüğünde en belirgin özellikleri iri kafaları, uzun bıyıkları ve kömür gibi siyah gözleridir. Ergin dişi ile erkekler arasında belirgin bir boy ve kilo farkı yoktur ancak karakteristik renk ayrımları mevcuttur. Karada yatarken vücudun iriliği ve tombul görünümü göze çarpar. Vücudun her iki yanında ön yüzgeçleri (ön üyeler) ve arkada ise iki parça halinde arka yüzgeçleri (arka üyeler) yer alır. • Erkek: Siyaha yakın koyu kahverenginde olup karın bölgesinde belirgin bir beyaz leke vardır. • Dişi: Açık kahverengi veya gri tonlarda olup karın altları da boyundan kuyruğa kadar sırta göre daha açık hatta beyaza yakın renktedir. Ayrıca üstte bel bölgesinde çiftleşme sırasında erkeklerin neden olduğu tırnak izleri bulunur. • Yavru: Doğduğunda boyu yaklaşık 80-90 cm, ağırlığı yaklaşık 20 kilogramdır. Karın bölgesinde istisnasız görülen bariz bir beyaz leke haricinde tüm vücudu havlu gibi 1-1.5 cm uzunluğunda parlak siyah kıllarla kaplıdır. Yavru, anne ve babanın da sahip olduğu bıyıklarla doğar. Yaklaşık iki aylıkken kürkünü değiştirmeye başlar ve bir-iki ay içinde uzun siyah kılların yerini kısa ve parlak gri olanlar alır.
LEYLEKLER • Leylek, bir kuş türüdür. Türün yayılışı çok geniş bir coğrafya üzerindedir. Almanyadan havalanan ve Prenses adı verilen Leylek, Türkiye(İstanbul-Hatay) üzerinden Güney Afrika Cumhuriyetine gittiği tespit edilmiştir. Genellikle karadan yükselen sıcak hava akımını kullanarak daireler çizerek uçarlar. Nesli tehlike altında olmasada yanlış insan yapılaşması ve sulak alanların kurutulması sonucunda Türkiyedeki sayıları azalmaktadır. • Avrasya'da üreyen ak leylek (Ciconia ciconia) Afrika'nın güney kesimlerinde kışlar. Boyu yaklaşık 100 cm, kanat uçma tüyleri siyah, öbür tüyleri beyaz, gagası uzun ve bacakları kırmızıdır. Boyunlarını öne uzatarak oldukça yavaş uçar ve havada geniş daireler çizerek süzülür. • Ak leylekler çatılara özellikle de bacaların tepesine yuva yaparlar. Bazı ülkelerde insanlar uğur getirdiğine inandıklarından leylekleri çekmek için damlarına kazıklar üzerine tekerlekler koyarlar. Leylek çiftleri çalı çırpı ve topraktan yaptıkları tepsi biçimindeki yuvalarını otla döşerler. Yuva her yıl yeni eklemeler yapıldığından çok büyür. • Dişiler yuvaya genellikle beyaz dört yumurta bırakır. Erkek ve dişi yavrularını büyük ölçüde, yiyip kısmen sindirdikleri besinleri kusarak beslerler. Yavrular anne ve babalarını gördüklerinde gagalarını takırdatmaya başlarlar. • Ak leylekler uzak yerlere göç eden kuşların en iyi bilinenidir. Avrupa'da ve Türkiye'de üreyen bu leylekler kışı Afrika'da geçirirler. Göç sırasında sıcak hava akımlarından yararlanır, olabildiğince kara üzerinden uçabilmek için kıtadan kıtaya özellikle İstanbul, Çanakkale ve Cebelitarık boğazlarından geçerler. • Bilhassa Avrupa'da yoğun tarıma geçilmesi nedeniyle leyleklerin beslenebilecekleri çayırlık ve sulak alanların azalması, Afrika'da ise tarım ilaçlarının yoğun bir şekilde kullanılması, geniş leylek sürülerinin yok olmasına neden olmuştur. • Avrasya ve Afrika'da yaşayan kara leylek (Ciconia nişgra) beyaz karnı dışında mor yeşil parıltılı siyah tüyleriyle ak leylekten kolayca ayırt edilebilir. Daha ürek olan bu tür, ormanlık bölgelerde ürer ve kışı Afrika'da geçirir. Türkiyedeki üreme alanı Marmara ve Karadeniz bölgelerindeki ağaçlık bölgelerdir.
PROJEYİ NEDEN SEÇTİM? • Bu proje bana eğlenceli geldiği için seçtim. • Hem bu projeyi yaptığımda soyu tükenmekte olan hayvanları daha iyi tanıdım. • Ben bu projeden bir tane daha yaptım ve daha çok hayvan koymuştum. • Ama bilgisayarıma format atıldığı için yeniden yaptım • Ben bu projede soyu tükenmekte olan hayvanları öğrendim • Bu proje çok zevkliydi ve eğlenceliydi.