290 likes | 716 Views
Akıllı Ulaşım Sistemleri (AUS) ve Yol Kullanıcı Davranışları. Doç. Dr. Yeşim Yasak Türkiye Şoförler ve Otomobilciler Federasyonu. Akıllı Ulaşım Sistemleri Çalıştayı Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı İstanbul 25 Mayıs 2012. GİRİŞ.
E N D
Akıllı Ulaşım Sistemleri (AUS) ve Yol Kullanıcı Davranışları Doç. Dr. Yeşim Yasak Türkiye Şoförler ve Otomobilciler Federasyonu AkıllıUlaşım Sistemleri Çalıştayı Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı İstanbul 25 Mayıs 2012
GİRİŞ • Modern dünyanın beraberinde getirdiği bir vazgeçilmezlik olan trafikte, “kalite” deyince aklımıza gelen; güvenli, çağdaş, verimli, hızlı ve rahat bir ulaşımdır. • Geleneksel yaklaşıma göre ulaşım, insanın ve her türlü ürünün “güvenli ve pratik hareketi” olarak tanımlanırken, • Son yıllarda “Akıllı Ulaşım Sistemleri” (AUS) olarak adlandırılan akım ise var olan taşımacılık sistemini en iyi şekilde kullanmayı hedefler.
Trafik Ortamı ve Sürücü Davranışına Genel Bir Bakış • Trafik psikolojisi, güvenli trafik ortamı için insanın sisteme uyumu olduğu kadar sistemin de insana uyumunun gerekli olduğunu vurgulamaktadır. • Eğer sistem (araç ve alt yapı); insan psikolojisini göz ardı ederek, sadece teknik anlamda bir güvenlik hedeflerse (konforlu, yüksek performanslı araçlar, bölünmüş, geniş yollar vb.), trafik güvenliğini arttırmak yerine, sürücünün araca ve yola güvenerek, daha az dikkatle, daha fazla kural ihlali yaparak, daha çok kazaya karışmasına neden olacaktır.
Sürücülük Davranışı Modelleri • Trafik psikolojisi kaynaklarında sürücü davranışını açıklayan temel bazı modeller bulunmaktadır. • Betimleyici modeller, hiyerarşik modeller ve kontrol döngüsü modelleri olmak üzere iki bölümde ele alınabilirler. • Betimleyici davranış modelleri sürücünün potansiyelinden, yapmak zorunda olduklarından ziyade “ne yaptığına” odaklanır. • Hiyerarşik model, davranışı üç aşamalı davranış olarak ele alır.
Sürücülük Davranışı Modelleri • En alt aşama, “eylemsel, kontrol” düzeyidir. Bu düzeyde aracın kayması halinde fren yapmak gibi otomatik davranışlar yer alır. • İkinci düzey, bir anayoldan çıkmadan önce şerit değiştirme gibi bilinçli olarak verilen kararların yer aldığı, manevraların olduğu “taktik” düzeyidir. • Üçüncü ve en üst düzey ise “planlama/stratejik” düzeydir. Bu aşamada hangi güzergâhtan yolculuk yapılacağı gibi uzun süreli kararlar yer alır. • Her üç aşamada da farklı bilişsel süreçler bulunmaktadır.
Şekil 1: Rasmussen’in (1986) performans seviyesi ile Michon’un (1985) hiyerarşik modelinin kombinasyonu
Kazaya yatkınlık • Trafik psikolojisi alanında yapılan bilimsel çalışmalar, trafik kazalarının kaza riskine katkı yapan dolaylı ya da doğrudan bütün etmenlerin karşılıklı ilişki içinde oldukları bir bağlamda oluşmakta olduğunu ortaya koymuştur. • Uzak bağlamdaki faktörlerin kazaya daha yakın olan değişkenler üzerindeki etkisi aracılığıyla kaza riskini arttırdıkları söylenebilir.
“Uzak bağlamda” yer alan görece istikrarlı özelliklerin başında (yapılan çalışmalarda kaza yapmayla zayıf da olsa ilişkisi olduğu bulunmuş olan) “heyecan arama” ve “saldırganlık” gibi “kişilik özellikleri” ve “sürücülükle ilgili tutumlar” gelmektedir. • Yüksek kaygı, depresyon, öfke gibi ruh sağlığına ilişkin değişkenlerin de “uzak bağlamda” yer aldığı kabul edilmektedir. • Yaş, cinsiyet, eğitim gibi demografik özellikler de “uzak bağlamda” yer almaktadır
Kazaları yordamada yakın ve uzak bağlam • “Yakın bağlam” ise görece geçici, her zaman gözlenmeyen ancak kaza yapma olasılığını doğrudan arttıran ve kazayla doğrudan ilişkili trafik ve sürücü davranışlarından ve araç kullanımı için gerekli olan beceri ve psiko-motor yeteneklerden oluşmaktadır. • Sürücülük davranışları, ihlal ve hatalar, sürücülük becerileri, sürücülük yetenekleri başlıca yakın bağlam değişkenleri olarak kabul edilmektedir.
Kazaları yordamada yakın ve uzak bağlam • Sürücülük davranışları ve kaza riskini arttıran hızlı araç kullanma eğilimi gibi tutumlar “yakın bağlam” içinde yer alırken, • Trafik güvenliğine ilişkin genel tutumlar (örn., hız sınırının arttırılması) “uzak bağlam” özellikleri olarak ele alınmaktadır. • Yakın bağlamda yer alan özellikler, hem uzak bağlamdaki değişkenlerle hem de sonuç değişkenle (kaza sıklığı) yüksek düzeyde ilişkilidir (Şekil 2).
UZAK BAĞLAM YAKIN BAĞLAM • yol ve araç koşulları • demografik özellikler • kültürel faktörler; kültürel sürüş alışkanlıkları, trafiğe ilişkin inançlar vb. • Kişilik özellikleri: psikolojik semptomlar, risk alma eğilimi, saldırganlık vb. • Kazalara ilişkin atıflar • Kadercilik • Denetim • Güvenli sürüş becerileri • Sürücülükle ilgili yetenekler • İstisnai sürüş davranışları • İhlaller • Hatalar • Hız • Alkollü iken araç kullanma KAZALAR Şekil 2: Bağlamsal Model (Sümer, 2003)
AUS’nin “Sürüş işi” Yapısına Etkisi • AUS’ndeki gelişmelerin trafiği etkilemekte olduğu ve gelecekte de bu etkinin artarak devam edeceği ortadadır. • Bu gelişmelerden sürücü davranışı ne yönde ve nasıl etkilenmektedir? • Trafik güvenliğinde insan hatalarının olumsuz etkisi dikkate alındığında, sürücü davranışlarının mümkün olduğunca çok teknoloji ile yer değiştirmesi istendik bir durum olmaktadır. • AUS’nin etkisi ile sürücünün davranışları manüel kontrolden yönetici kontrole geçmektedir. • Böylelikle insanın bilişsel süreçlerine gereksinim artarken, insanın eylemlerine gereksinim azalmaktadır
AUS’nin “Sürüş işi” Yapısına Etkisi • AUS, trafik ortamında görünür ya da var olmayan durumlara ilişkin gerekli bilgiyi sağlayarak, sürücünün beklentilerini ve kararlarını geliştirebilir. • AUS, yetenek ve beceriye dayalı davranışlardaki yetersizliklerden kaynaklanan sürüş hatalarını önleyebilir. • Bunlara ek olarak AUS, belli bir sürüş işi seviyesini destekleyerek, sürücü davranışının bir diğer seviyeye yükselmesine neden olabilir. • Başka bir deyişle, olumlu hız geribildirimi veren AUS (eylemsel iş), sürücüde genel olarak daha iyi bir hız algısı ve hız seçimine neden olabilir ve böylece sürüş performansı, taktik seviyesine yükselebilir (Şekil 3).
Şekil 3:Üç düzeyli iş talebi ve üç düzeyli davranışsal kontrolün birleşme matrisi.
AUS OLUMLU ETKİLER • Batı’da yapılan çalışmalar, trafik ortamına uyarlanmış AUS’nin sürücü davranışlarını olumlu yönde etkilediğini saptamıştır. • Örneğin,bir çalışmada sabit trafik levhalarının sürücü davranışlarına bir etki etmediği fakat AUS ile yapılan ve hava koşullarına göre değişen, sürücüyü bilgilendiren levhaların sürücünün verilen bilgiye göre hızını ayarlaması konusunda etkili olduğunu bulmuştur .
AUS OLUMLU ETKİLER • Trafik güvenliği alanında sürüş hataları ve uygun olmayan sürücülük davranışları temel sorunlardır. • Bilerek yapılan ihlallerin ve yanlışların dışında kalan hataları ele alırsak, hatalar, istenmeden yapılan eylemlerin sonucudur ve AUS bu hataları en aza indirmede etkili bir yöntemdir. • İnsanın duyularındaki ve bilişsel kapasitesindeki sınırlılıklar AUS desteği ile güçlendirilebilir.
AUS YAN ETKİLER • Sürücü açısından bilişsel yük artmaktadır. • Görüşü arttıran sistemler, düşük görüşün olduğu ortamlarda sürüş performansını artırırken, görsel bilgi veren Navigasyon sistemleri sürücünün gözünü yoldan ayırıp, sisteme bakmasına neden olmakta ve sonuç olarak dikkati bölerek, sürüş performansını olumsuz yönde etkileyebilmektedir.
AUS YAN ETKİLER • Sürücüdeki “riske adapte olma” özelliği artmaktadır. • Sürücü, AUS ile desteklenen bir araçta daha güvenli sürüşü tercih etmekten ziyade daha riskli araç kullanma yönünde davranış göstermektedir.
Günümüzde hâlâ AUS’nin trafik güvenliği açısında sürücü davranışlarına etkileri bazı açılardan pek kesinlik kazanmamıştır • Kullanıcının gereksinimlerinden çok teknoloji, AUS’ne biçim vermektedir. • Genel olarak bakıldığında pek çok olumlu etkisi olmasına rağmen çalışmalar, AUS’nin olumlu etkilerinin beklendiği kadar olmadığını göstermektedir:
Bilgi bombardımanı: 15 sn. kuralı. Mühendisler, araç odaklı dizaynlardan ziyade insan odaklı dizaynlar yapmaya önem vermelidirler. Bu konuda alanın uzmanı psikologlar ile işbirliği yapmak işlevsel olacaktır. • Bilginin yanlış yorumlanması • Sisteme aşırı güvenme • Risk dengeleme
Trafik yönetim sistemleri, sürücülere kıyasla AUS’nden daha fazla fayda sağlamaktadır. • Uygulamaların hayata geçirilmesinde teknolojinin baskısından daha çok insanın gereksinimlerine ve kapasitesine odaklanmak, trafik güvenliği açısından hayati önem taşımaktadır