240 likes | 634 Views
TC ERCİYES ÜNİVERSİTESİ EĞİTİM FAKÜLTESİ TÜRKÇE ÖĞRETMENLİĞİ ZUHAL TAŞCI 1090320245. NAZAN BEKİROĞLU HAYATI VE ESERLERİ. 3 Mayıs 1957 tarihinde Trabzon’da doğdu. Atatürk Üniversitesi’nden mezun oldu.(1979). Edebiyat Fakültesi,Türk Dil ve Edebiyatı bölümünü bitirdi.
E N D
TCERCİYES ÜNİVERSİTESİEĞİTİM FAKÜLTESİTÜRKÇE ÖĞRETMENLİĞİZUHAL TAŞCI1090320245
3 Mayıs 1957 tarihinde Trabzon’da doğdu. • Atatürk Üniversitesi’nden mezun oldu.(1979). • Edebiyat Fakültesi,Türk Dil ve Edebiyatı bölümünü bitirdi. • Dört yıl lise öğretmenliği yaptı. • KTÜ Türk Dili ve Edebiyatı Eğitimi Bölümü’ne öğretim görevlisi olarak girdi. (1985).
Halide Edib Adıvar’ın Romanlarının Teknik Açıdan Tahlili konulu doktorasını tamamladı (1987). • Aynı bölümde öğretim üyesi olarak çalışmaya başladı. • Şair Nigâr Hanım konulu çalışmasıyla doçent oldu (1995).
Öğretim üyesi olarak görev yapmakta olan Nazan BEKİROĞLU 4 mayıs 2001′de profesör olmuştur. • Şehirli bir ailenin üç çocuğundan en küçüğüdür.
Kendi ifadesiyle “ehl-i kalem ve kelam” bir babaya sahiptir. • Eğitimli bir anne ve iki ağabeyin ikliminde nazlanarak büyümüştür. • Çocukluğunda Türkçesi bozulur diye sokak yasaklanmış ve arkadaşları seçilmiştir. • Bu nedenle konuşurken Karadenizliliği hiç hissedilmez.
Bekiroğlu, Türk Edebiyatı dergisi röportaj yazarı Belkıs İbrahimhakkıoğlu’na verdiği bilgilerle,kendini ve hikayeleriyle şiirlerini şöyle anlatmıştır. • Doğduğu ay (3 Mayıs), ruh dünyası ve ardından şiir ve hikayelerinde hep yer almıştır. • Altı yaşına kadar oturdukları ev,hikayelerinin şuuraltı malzemesini hazırlamıştır.
Çini dolap tutamakları, • Billur kapı kolları, • Vitraylardan süzülen efsunlu hava, • Kapı yanında açan filbahrı çiçekleri, • Taş duvarlardan fışkıran yabani incir dalı, • Kocaman halının göbeğine düşen sarı ikindi güneşi,
Geceleri yatağa uzanan dalga sesleri, • Seslere karışan martı çığlıkları. • Bütün bunların izdüşümleri daha çocukluk yıllarında sanatkar ruhunu yoğuran dünyanın temelini teşkil etmişlerdir.
Babasının vefatıyla ailenin ekonomik ve sosyal rengi değişir. • Konaktan apartman dairesine geçiş yazarın içe dönük ruh yapısının şekillenmesinde etkili olmuştur. • Yüksek tahsil için aileden uzaklaşması ise bakışlarını dışa çevirmiştir. • Anadolu’yu ve insanını tanıtmaya başlamıştır.
Öğrencilik yıllarında halk edebiyatı ve Orta Asya estetiğinin peşindeydi. • Bunu bir ölçüde ilk hikayelerine de yansıttı. • Akademik kişiliğinin gelişmesinde hocası Orhan Okay’dan destek gördü.
Kendi ifadesiyle,kendini asıl buluşu mezuniyet sonrası yıllara rastlar. • Bu yıllarda,ruhunu harekete geçiren atmosfere yeniden kavuşur. • Hayatına Osmanlı ve Topkapı Sarayı girer. • Bunlar da adeta bir tutkuya dönüşür.
Ama onu çeken Osmanlının zaferleri değildir. • Sarayı insani yanı ile yakalamaya çalışır. • Bekiroğlu,edebiyata ve şiire meraklı bir aileden gelir. • Baba ve anne şiiri duyan ve duyuran insanlardır.
Babası,Hedef adlı mahalli bir gazetenin sahibiydi. • Osmanlı tarihine meraklı bir kişiydi. • Bekiroğlu, güzele ilgi duymayı babasından öğrenmiştir. • Okumayı kendisine sevdiren babasıdır. • “İçinde Bir Sızı Var.” hikayesinde kahraman da babasıdır.
Bir zamanlar,Tanpınar’ın etkisinde kalmıştır. • Şu anda bu etkiyi üzerinden attığını söyler. • Dostoyevski’den insan ruhunun labirentlerini vermesi bakımından etkilenir. • Oscar Wilde’in çok sade çizgilerle hikayeler yazmasından etkilenir.
Nun Masalları döneminde Oscar Wilde gibi hikayeler yazmak ister. • Nun Masalları’nın sade görünümünde onun etkisinin olduğunu söyler. • Mustafa Kutlu’dan teknik anlamda geleneğe yaslanması yönünden etkilenir.
Sezai Karakoç’tan geleneğin dönüştürülerek nasıl kullanılabileceğini öğrendiğini söyler. • Eserleri Dolunay,Kayıtlar,Yedi İklim vs. yayımlanmıştır. • Zaman Gazetesi’nde de yazılarına yer verilmektedir.
ESERLERİ • Nun Masalları • Şair Nigar Hanım • Halide Edip Adıvar • Mor Mürekkep • Yusuf ile Züleyha
ESERLERİ • Mavi Lale • İsimle Ateş Arasında • Cümle Kapısı • Cam Irmağı Taş Gemi • La:Sonsuzluk Hecesi
Aşkı en güzel anlatanlardan birisidir. • Kitapları oldukça çok satılıyor. • Hiç reklam yapılmadığı halde kitapları 70 baskıya ulaşıyor.
Sadece muhafazakar kesimin okuduğu söylenemez. • Çünkü İslamcı bir kimliği yoktur. • Edebi ve felsefi açıdan zor bir yazar olarak nitelendiriliyor.
Çok sadık ve özel bir okur kitlesi var. • Bir röportajında dağın ötesiyle ilgili olduğunu söylemiştir. • Aşka getirdiği tanım da ilginç: “Aşk yol göstericidir.”
“Cümle Kapısı” adlı son kitabında Nazım Hikmet ve Piraye’den bahsediyor. • “Yusuf ile Züleyha” kitabındaysa tarifi güç bir aşkı anlatmıştır.