1 / 23

TOPLUMDA ÇOCUĞA VERİLEN ÖNEM

TOPLUMDA ÇOCUĞA VERİLEN ÖNEM. Toplum aynı toprak parçası üzerinde bir arada yaşayan,temel ihtiyaçlarını sağlamak için iş birliği yapan insanlardan oluşur.Birey toplumla insan olur,toplumla varlığını sürdürür.Sağlıklı toplum olumlu yönde gelişme ve değişme halindedir.

geordi
Download Presentation

TOPLUMDA ÇOCUĞA VERİLEN ÖNEM

An Image/Link below is provided (as is) to download presentation Download Policy: Content on the Website is provided to you AS IS for your information and personal use and may not be sold / licensed / shared on other websites without getting consent from its author. Content is provided to you AS IS for your information and personal use only. Download presentation by click this link. While downloading, if for some reason you are not able to download a presentation, the publisher may have deleted the file from their server. During download, if you can't get a presentation, the file might be deleted by the publisher.

E N D

Presentation Transcript


  1. TOPLUMDA ÇOCUĞA VERİLEN ÖNEM

  2. Toplumaynıtoprakparçasıüzerindebiraradayaşayan,temelihtiyaçlarınısağlamakiçiniş birliği yapan insanlardanoluşur.Bireytoplumla insan olur,toplumlavarlığını sürdürür.Sağlıklıtoplumolumlu yöndegelişmevedeğişme halindedir.

  3. GELENEKSEL TÜRK TOPLUMUNDA ÇOCUĞA VERİLEN ÖNEM

  4. Çocuk evde aileyi tamamlar, özellikle kırsal kesimde küçükken aileye maddî katkı sağlar, büyüyünce de yaşlılık güvencesidir, aynı zamanda statü kaynağıdır. • “Çocuklu ev pazar, çocuksuz ev mezar”. • “Çocuksuz kadın meyvesiz ağaç gibidir”. • “Çocuk evin meyvesidir”. • “Oğlanı kızı olmayan avrattan, eski hasır yeydir”. • “Evlâdı olmayanda merhamet olmaz”.

  5. Geleneksel Türk toplumunda çocuksuz ev düşünülemez.Evlilik çocuk sahibi olmakla bir tutulur • Çocuk sahibi olmamak bir eksikliktir ve sorumlusu kadındır.Bu eksikliği gidermek için her yola başvurulur.(kocakarı ilaçları,türbe ziyaretleri vb.) • Erkek çocuğa sahip olmak ayrıcalık ve zorunluluktur.Bunun da sorumlusu kadındır.Bunun için de çeşitli önlemler alınır.

  6. “Çok çocuk anayı şaşkın, babayı düşkün eder”. • “Evlâdın varsa başında derdin var”. • “Çocuk büyütmek taş kemirmek”. • “Çocuk isteyen belâsını da istemek gerek”. • “Evlâdın varsa bin derdin var, evlâdın yoksa bir derdin var”. • “Evlâdın var mı derdin var”.

  7. Gebelikte sağlıklı çocuğa sahip olabilmek için geleneksel önlemler alınır. • Çocuğun doğumuna önem verilir.Nazardan koruyucu önlemler alınır.Çocuk görme ziyaretlerine gidilerek hediyeler verilir. • Çocuğun büyüme ve gelişimi ile ilgili sorunlar doktordan önce geleneksel yöntemlerle çözülmeye çalışılır.Örneğin çocuğun konuşması gecikmişse muska yazdırılır.

  8. Çocuklar içinde de kız çocuğun değeri düşüktür, çünkü ele gidecektir. Erkek çocuğun değeri yüksektir, çünkü ondan beklentiler çoktur; hem baba adını, soyunu ve ocağını sürdürecek, hem de anne babaya statü kazandıracaktır. • “Kız yükü tuz yükü”: • “Kız doğuran tez kocar”. • “Kız evde olsa da elden sayılır”. • “Oğlan doğuran övünsün, kız doğuran dövünsün”. • “Oğlanı her karı doğurmaz, er karı doğurur”. • “Oğlandır oktur, her evde yoktur”. • Torunda bile “Oğlanınki oğul balı, kızınki bahçe gülü” olarak nitelendirilir.

  9. Çocuklar sevilir,öpülür,ninniler söylenir,korunur,abartılı sözler söylenir(kurban olduğum,yoluna öldüğüm gibi) • Anne babaların yanında çocukların sevilmesi ayıplanır. • Sevginin yanı sıra özellikle daha büyük çocuklara kızgınlık anında nefret içeren sözcükler ve beddualar söylenir,sıkça dövülür. • Yaramaz çocuklar babayla,umacılarla,çingenelerle korkutulurlar.

  10. Kız çocuklar erken yaşta eve kapatılırlar.İlkokula gönderilmez ya da bitirmeden okuldan alınırlar. • Küçük çocuklar ve özellikle erkek çocuklar üzerinde denetim zayıftır. • Çocukları yalnız anne,babanın değil tüm köy yetişkinlerinin terbiye etme hakkı vardır. • Geleneksel Türk toplumunda çocuklar korkutularak,sindirilerek ve dövülerek büyütülür.Merakları ve özgür davranışları engellenir.Uslu ve söz dinler olmaları girişken olmalarından önde tutulur.

  11. Anadolu’da doğumla ilgili adet, inanma ve gelenekler; • Aşeren kadın genellikle acı, ekşi ve baharatlı şeyleri yemekten kaçınmaya zorlanmaktadır. Bu tutum Anadolu’da çok olan “ Ye ekşiyi , doğur Ayşe yi ” tekerlemesiyle de ifade edilmektedir. Buna karşılık olarak da aşerirken tatlı yiyeceklerden yemek oğlan çocuğunun ön belirtisi olarak yorumlanmakta, bu durum da halk arasında; “ Ye tatlıyı , doğur atlıyı ” tekerlemesiyle anlatılmaktadır.Anadolu’da konuyla ilgili olarak;- Kadının fiziksel görünümüne bakılarak,- Kadının yediklerine bakılarak,- Kadının davranışlarına bakılarak,- Çocuğun ana karnında oynama süresine bakarak, • Sancının geliş biçimi dikkate alınarak çeşitli yorumlar yapılmaktadır.

  12. Kadının hamile kaldığı andan itibaren; çocuğu annenin tüm davranışlarından etkileneceği bilimsel olarak kanıtlanmış olup; bu konuyla ilgili olarak Anadolu’nun geleneksel kesiminde çok yaygın olan inanış sistemi günümüzde de geçerliliğini korumaktadır. Bu inanış sistemi; hamile kadını bir takım davranışları yapmaya ve yapmamaya zorlamaktadır.Yapmaması gereken davranışlara hamile kadın, hamileliği süresince;- Ayıya, maymuna, deveye bakmaz,- Balık, tavşan, paça, kelle yemez, sakız çiğnemez,- Cenazeye gitmez, cesede bakmaz,- Gizli saklı bir şeyi alıp yemez.

  13. Hamile kadından yapması istenilen davranışlara ise; - Aya gökyüzüne bakar,- Güzel kimselere bakar,- Gül koklar,- Ayva, elma, yeşil erik, üzüm yer gibi örnekler verilebilir.

  14. Anadolu’nun kırsal kesimlerinde geçmişte doğumlar köy ebelerinin yardımlarıyla köylerde evlerde yaptırılmakta doğum esnasında yapılan uygulamaların büyük çoğunluğu doğumun kolay olmasına yönelik uygulama ve pratikler oluşturmaktaydı.Bu uygulamalara örnek olarak;- Kadının saç bağlarının çözülmesi,- Kilitli kapıların, sandıkların, pencerelerin açılması,- Kuşlara yem serpilmesi,- Kolay doğum yapan kadının, doğum yapacak olan kadının sırtını sıvazlaması,- Silah atılması,- Kadının sırta alınıp silkelenmesi,- Kadının yüksek bir yerden atlatılması,- Kadının bir bezin içerisine konarak sallanması verile bilinir.

  15. Anadolu’da çocuğa göbek adı konulması; - Çocuğun kabirde göbek adıyla çağrılacağı,- Öte dünyada göbek adıyla çağrılacağı,- Tövbe, talkın verilirken göbek adıyla çağrılacağı gibi dinsel nedenlerle açıklanmaktadır.

  16. Geleneksel kültürde çocuğa ilk süt üç ezan beklendikten sonra verilmektedir. Bu uygulamayla çocuğun ileriki yaşamında sabırlı olacağına inanılmaktadır. Kadının ilk sütüne “ağız” denmektedir. Ağız sütünü çocuk emmektedir. Ağız emmeyen çocuğun ileriki yaşamında zayıf ve güçsüz olacağına inanılmaktadır.Geleneksel kültürde erkek çocukları kız çocuklarına göre daha çok emzirilmektedir. Bu davranışın nedeni oğlan çocuğunun daha güçlü ve kuvvetli olması isteğinden kaynaklanmaktadır.

  17. TOPLUMSAL DEĞİŞİMLER

  18. Son yüzyılda tüm dünyada teknoloji alanında yaşanan hızlı değişim aynı hızla yaşamın tüm alanlarına yansımıştır.Bilimsel buluşlar uygulamaya geçmiş ve toplumun yaşam biçimİ farklılaşmıştır.Sanayileşme ile birlikte insan gücüne ihtiyacın azalması ile birlikte köylerden kentlere yoğun göçler yaşanmıştır.Yapılan araştırmalara göre son 50 yıl içinde ülke nüfusunun yarısı köylerden kente göç etmiştir.

  19. Ulaşımda,iletişimde tıpta,eğitimde ve ekonomide yaşanan gelişmeler ve buna bağlı değişimler sosyal ve kültürel değişimlere neden olmuştur.Bu değişimler toplumsal yaşamı temelden etkilemiştir.

  20. Gelenek ve görenekler eskimiştir. • Dinsel kurumların insan yaşamını yönlendirme gücü zayıflamıştır. • Kadın erkek ilişkileri uygarlaşmıştır. • Kadının ailede ve toplumdaki konumu yükselmiş,değeri artmıştır. • Birçok yeni meslek türemiştir. • Gelir ve tüketim artmıştır. Kültürel yapının değişikliğini yansıtan bu değişimler çocuğa yaklaşımları dadeğiştirmiştir.

More Related