340 likes | 649 Views
DÜNYA TURİZM ENDÜSTRİSİ ve TÜRKİYE. KÜLTÜR TURİZMİNDE POTANSİYELLER, EĞİLİMLER… Mustafa Sönmez Aralık ,2007. DÜNYA GELİRİ 1990 SONRASI HIZLA ARTTI. Dünya geliri, 1990-2007 döneminde yüzde 104 artarak 26 trilyon dolardan 53 trilyon dolara çıktı.
E N D
DÜNYA TURİZM ENDÜSTRİSİ ve TÜRKİYE KÜLTÜR TURİZMİNDE POTANSİYELLER, EĞİLİMLER… • Mustafa Sönmez • Aralık ,2007
DÜNYA GELİRİ 1990 SONRASI HIZLA ARTTI. Dünya geliri, 1990-2007 döneminde yüzde 104 artarak 26 trilyon dolardan 53 trilyon dolara çıktı.
DÜNYA MİLLİ GELİRİNİN YÜZDE 41’İ 3 BLOKUN.. 2006 yılı dünya milli geliri 48 trilyon dolara ulaşırken 2007 için 53 trilyon dolar tahmin ediliyor. Dünya katma değerinin yüzde 52’si gelişmiş, yüzde 48’i diğer ülkelerin. Toplam gelirin yüzde 41’i 3 blokun; yüzde 20’si ABD’nin, yüzde 15’i AB’nin, yüzde 6’sı Japonya’nın. Çin, AB’den 1 puan daha önde;yüzde 16..
TURİZM ENDÜSTRİSİ DOLUDİZGİN: Ekonomideki büyüme ile birlikte, 1990 sonrası Dünya turizm trafiği de başdöndürücü hızda gelişiyor, turizm harcamaları katlanarak sürüyor. 2000’de 474 milyar dolar olan turizm gelirleri 2006’da 735 milyar doları buldu. Bu anlamda, Türkiye bu gelişen endüstride , sahip olduğu coğrafya, doğal ve kültürel varlıklarıyla çok önemli bir potansiyele sahip
TURİZM ENDÜSTRİSİ GELİRİNİN YARIDAN ÇOĞU AVRUPA’NIN: 2006 dünya turizm hasılasından Avrupa kıtası yüzde 51 pay alırken Asya Pasifik’in payı yüzde 21, Amerika kıtasının payı da yüzde 21 Afrika ve Orta Doğu pastadan yüzde 7 pay aldılar.
TURİSTLERİN YÜZDE 54’Ü AVRUPA’YA: 20067da 842 milyonu bulan turistik seyahatin yüzde 54’ü Avrupa’ya gerçekleşti. Akdeniz Avrupası pastadan yüzd 35 pay alırken, Asya Pasifik yüzde 20 ile ikinci oldu.
TURİZM GELİRLERİNİN YÜZDE 48’İ 9 ÜLKENİN: 2006’da 735 milyar dolar olarak gerçekleşen turizm gelirlerinin yüzde 48’i 9 ülke tarafından paylaşılırken, 41 ülkenin payı yüzde 52 oldu. Endüstride aslan payını ABD,İspanya, Fransa alıyor. Türkiye’nin payı yüzde 2.
TURİST BAŞINA GELİRDE AMERİKA VE BATI AVRUPA ÖNDE: 2006’da turist başına gelirde 1130 dolar ile Amerika ilk sırayı alırken en düşük gelir 590 dolar gelir ile Afrika’nın. Amerika ve Batı-Kuzey Avrupa’nın gelirinin yüksekliğinde yöneldikleri kültür turizminin etkisi büyük. Kitle turizminde uzmanlaştırılan ülkelerde turist başına gelir düşüyor.
KİTLE TURİZMİNDE YOĞUNLAŞMA KAZANDIRMIYOR: Çoğunluğu kitle turizminde uzmanlaşan Akdeniz ülkelerinde turist başına gelirin 1000 doları geçmediği görülüyor. Türkiye, 2006’da 728 dolar turist başına gelirle bölgenin sonuncusu oldu.
BÜYÜK HARCAYANLARA KOMŞUYUZ: Türkiye’nin en önemli avantajlarından biri, turizme para harcayan ülkelere coğrafi yakınlığı. Türkiye’ye coğrafi olarak yakın 10 büyük turizm harcayıcısının yıllık turizm harcamaları 2006’da 285 milyar doları geçti. Bu, dünya turizm harcamasının yüzde 39’una yakın
TÜRKİYE’NİN TURİST TRAFİĞİ TIRMANIYOR: Türkiye, çok hızlı bir turist girişi artışı yaşıyor. 2005’te 20,5 milyon ile zirve yapan yabancı turist girişinin 2006’da 19,3 milyona inmesine karşın, 2007’de 24 milyonu bulması muhtemel.
SİVİL HAVACILIK DOLUDİZGİN: Yabancı turist girişinin yanısıra iç turizm trafiği de hareketli. Özellikle sivil havacılıktaki hızlanma seyahatleri yoğunlaştırdı. 2006’daki uçan yolcu sayısı 62 milyona yaklaştı.
KONAKLAMADA HIZLI ARTIŞ: Turist trafiğinin artışı ile birlikte konaklama tesislerinin sayısı da hızla arttı. 1990’lardaki hızlı yatırım dönemini, 2002 sonrası yeni bir yatırım dalgası izledi. İşletme belgeli yatak varlığı 483 bini geçmiş durumda.
İŞLETME BELGELİ YATAKLARIN YÜZDE 72’Sİ GÜNEYDE: 2005sonu itibariyle 483 bini aşan işletme belgeli yatakların yüzde 44’ü Akdeniz, yüzde 28’i Ege bölgesinde.Marmara’nın payı yüzde 16.
YATIRIM BELGELİ YATAKLARIN DA YÜZDE 72’Sİ GÜNEY’DE: Yatırım aşamasindaki tesisler de öncekilerin izinde ve yatırım belgeli yatakların da yine yüzde 72’si kitle turizminde uzmanlaşan Güney’de yer alıyor. Marmara’nın bu kategoride payı yüzde 13’e düşmüş görünüyor.
YATIRIMLAR HEP GÜNEY’E :2006 ve 2007’de biraz hız kesmiş görünse de yeni turizm yatırımları yine hep Güney’de, kitle turizmine dönük gerçekleşti. 2006’da Antalya yatırımlardan yüzde 43, Muğla yüzde 14 pay aldı. Buna karşılık İstanbul’un payı yüzde 7’de kaldı.
YOKSULLAŞTIRAN TURİZM: Turist sayısı 20 milyon eşiğini aşsa da turist başına elde edilen gelir, Dünya ortalaması olan 870 doların gerisinde. 2002’de 557 dolara kadar gerileyen turist başına gelir, 2006’da 728 dolar olarak gerçekleşti.
600 DOLARIN ALTI..Turist sayısı 23-24 milyonu bulacak diye seviniyoruz ama işin gelir hanesine baktığımızda pek de sevinilecek bir durum yok, 2007 İlk 9 ayın verilerine bakılırsa, turist başına gelir 663 dolar. 2006’nın 9 ay ortalaması 731, 2005’inki 732 dolar.. Son 11 yılın en kötü üçüncü yılı 2007 oldu. .. Üstelik bu, vatandaşlarımızın harcamalarını da içine yedirmiş bir ortalama.Yabancı turist harcama ortalaması ise 593 dolar. Kendi vatandaşlarımızın (Gurbetçilerimizin) harcamalarıyla şişirerek ulaştığımız 663 dolar, komşumuYunanistan'ın kişi başına 1000 dolarlık turist gelirinin üçte ikisine ancak ulaşıyor.
GELEN TURİST PROFİLİ ORTA GELİRLİ: Kitle turizminde yoğunlaştırılan Türkiye’ye , daha çok orta ve dar gelirli turistlerin geldiği, yüksek gelirlilerin toplamdaki payının yüzde 13’te kaldığı örülüyor. Bu, ortalama turist harcamasının 700 dolarlarda kalmasında en önemli etken.
KÜLTÜRE İLGİSİZ TURİST: Daha çok kum-deniz-güneş arzına ilgi gösteren turistin baskın özelliği , müze ve ören yeri ziyaretlerindeki ilgiisizlikte de görülüyor. 2006 yılında en çok ilgi gören müze ve ören yerlerimizin ilk 8'ine uğrayan yabancı sayısı 3,7 milyonda kaldı.
VİZYONSUZLUK: Türkiye’nin katma değeri en düşük kitle turizminde uzmanlaştırılması, daha çok AB ve Rusya’nın orta-dar gelirli kesimine kum-deniz-güneş satma rolüyle yetindirilmesi, katma değeri yüksek turizm çeşitlerini teşvik eden hükümet politikalarından yoksun olması, varolan durumu umutsuzlaştırıyor. İlgili Bakanlık, Kültür ile birlikte yetersiz bütçelerle çalışıyor. Bakanlığın bütçesi, Diyanet’in bütçesinin yarısı.
KAMU İLGİSİZLİĞİ: Turizme “resmi ilgisizlik”, turizm bölgelerinindeki kamu harcamalarının yetersizliği ile de görülebiliyor. Turizm bölgelerinde kişi başına kamu harcaması Türkiye ortalamalarının altında kalırken Başkent Ankara’ya yapılan harcamaların altında eziliyor.
YEREL HARCAMA İHMALİ: Hükümetin turizme ilgisizliği ,turizm bölgelerindeki yerel yönetim harcamalarının yetersizliğinde de görülüyor. Bazı turizm bölgelerinde kişi başına yapılan yerel yönetim harcaması, Ankara’ya yapılanın yarısına bile ulaşamıyor.
KÜLTÜR TURİZMİ İÇİN İSTANBUL: Hem katma değeri daha yüksek turizm çeşidi olduğu için hem de bölgesel kalkınmaya katkı yapacağı için geliştirilmesi, teşvik edilmesi gereken turizm çeşidi Kültür turizminde en çok şansı olan bölge İstanbul. Bütün olumsuzluklara karşın İstanbul’a gelen yabancı sayısı artıyor.
İSTANBUL’A 10 MİLYON TURİST HEDEFİ: Kültür turizminin gelişebileceği ana yatak İstanbul. Şimdiden 5 milyonu aşkın yabancının ziyaret ettiği İstanbul’u Avrupa’nın en büyük kültür turizmi merkezlerinden biri yapmak olası. Ama bunun için vizyon gerek. • 2004 yılı verilerine göre Paris'i 24,5, Atina'yı 14,7 milyon , Londra'yı 11,6 milyon, Barselona'yı 4,5 milyon yabancı ziyaret etmişti. O yıl İstanbul'un rakamı 3,4 milyondu. • 2006’da bu sayı 5,3 milyon olduğuna göre, tırmandırmak mümkün. İstanbul'un "İşletme Belgeli" yatak kapasitesi yaklaşık 55 bin. Buna bir de Belediye belgeli 35 bin yatağı eklerseniz 90 bine yakın yatak eder. Yatırım belgeliler ise 22 bin. Demek ki, daha bugünden 90 bin yatak var ve yakın gelecekte de İstanbul, 110 bin dolayında yatak kapasitesinin sahibi olacak. Bugün yüzde 40'larda seyreden doluluk oranının derece derece yüzde 60, yüzde 70'lere çıkarılması halinde, hedeflenen 10 milyon turistin bugünden yataklarının hazır olduğu, yeni yatırım için telaşa gerek olmadığını söylemek mümkündür. İstanbul'da turizmin sorunu pazarlama. Onun için de başta tanıtım ve turizmi mekana yayıp çeşitlendirme..
KÜLTÜR TURİZMİ 12 AYLIK: Turizmi 12 aya yaymak önemli sorunlardan. Kültür turizmi buna imkan veriyor. Örnek ise gelişen İstanbul turizmi. • İstanbul, yabancı turist çekmede istikrarlı bir çizgi izlemektedir, 2007’ nin 7 ilk 7 ayında İstanbul'agelen yabancı sayısı 3 milyon 587 bine yaklaşmaktadır. Bu, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 22'lik bir artıştır. Aynı dönemde Türkiye geneli yabancı giriş artışı yüzde 17,4 olduğuna göre, ibre biraz daha İstanbul lehine dönmüş görünüyor. Yabancı girişlerinde İstanbul'un payı ilk 7 ay itibariyle, 2006'da yüzde 27 iken 2007'de yüzde 28'e çıktı. • Kültürturizminin bir özelliği de , kitle turizmi gibi mevsimlik olmaması , 12 aya yayılma özelliğinin bulunmasıdır. İstanbul'a en düşük girişin yaşandığı Ocak'ta bile 315 bin yabancı girişi olmuş ve bu tutar, aynı ayın Türkiye girişlerinin yüzde 40'ını oluşturmuş. Bu oranın Şubat'ta yüzde 42'ye çıktığına; kum-deniz-güneş için gelenlerin yoğunlaştığı aylarda ise payının yüzde 20 bandına çekildiğine tanık oluyoruz. Bu veriler bir kez daha gösteriyor ki, İstanbul'un sahip olduğu turizm çeşitleri üstüne yapılacak iyi tanıtım ve pazarlama çalışmaları karşılığını alacak ve katma değeri en yüksek turizm çeşitlerini İstanbul'dan başlayarak İzmir, Bursa, Çanakkale, Balıkesir, Doğu Karadeniz, Kapadokya, GAP, Van, Hatay gibi bölgelerimizde güçlendirerek "yoksullaştıran turizmden zenginleştiren turizme" yönelmek her gün biraz daha mümkün olacaktır.
KAPADOKYA İLE KÜLTÜR TURİZMİ: Yüksek katma değerli turizm endüstrisine yönelmenin yanısıra bölgesel kalkınmayı gerçekleştirmenin en önemli örneklerinden birini Kapadokya oluşturuyor. • 1987 yılında il gelirinde yüzde 10'a yakın payı olan turizmin 2001'de Nevşehir gelirindeki payı yüzde 25,1'e kadar çıktı, izleyen yıllarda daha da büyüdü. Havaalanı yolcu trafiği bile Nevşehir'de önemli şeyler olduğuna ve olacağına dair önemli şeyler söylüyor. Bir yılda yolcu trafiği yüzde 62, dış hat yolcu trafiği yüzde 75 büyüyen Nevşehir , kültür turizmi ile daha da büyüme potansiyeline sahip.
TURİZM ENDÜSTRİSİNDE İŞBÖLÜMÜ: Birçok sektörde olduğu gibi turizm endüstrisinde de turizm çeşitlerinde uzmanlaşma biçiminde işbölümü var. Endüstriye yön verenler, yüksek katma değerli çeşitleri kendilerine saklarken düşük karlıları çevre ülkelere bırakıyorlar. • Türkiye’nin kitle turizmine odaklanması ve neredeyse kilitlenmesi, biraz da Dünya Bankası vb kuruluşların tavsiyesi ve altyapı desteği ile oldu. • Kitle turizmi, bir “geçici aşama” olarak kabul edilip onun üstüne katma değeri yüksek turizm çeşitlerine yönelmek gerekirdi, bu yapılmadı. • Bunda yabancı tur operatörlerinin dominantlığının da etkisi var.
ROL BEKLEME, ROLÜ KAP!..: Kitle turizmine kilitlenmeyi mazur görmek, bunun için de dünya turizm endüstrisinin arz-talebi mazeretinin arkasına saklanmak, bile bile tükenmek olur. Kitle turizmi, “ikamesi mümkün” bir turizm çeşididir ve “tükenir”. Bunun farkında olarak çeşitlenmeye gidip kültür turizmine yönelinmelidir. • Kültür turizmine yönelmeyi savunmak , fantastik bir özlem değil, turizm endüstrisinde varolmanın zorunlu şartıdır. • Diğer sektörlerde olduğu gibi, size dayatılan işbölümüne hep rıza gösterirseniz, günün birinde tükenirsiniz. • Rol almada pasif değil aktif olmak gerekir. Birileri size rol ihsan etmeden, rolü kapmak gerekir. Bu da etkin bir politika değişikliği ve çıtayı yükselten iddialarla, hedef saptamayla olur.
TURİZM YATIRIMLARI NASIL SEYREDİYOR?2007'nin turizm yatırımları 2004'teki düzeyin hala üstünde olmakla birlikte 2005'teki şahlanışın ardından yaşanan 2006'daki inişe karşı koyamamış ve 2007'de de düşüş sürmüştür. Türkiye genelinde yatırımlar artış gösterirken turizm yatırımlarının payı yüzde 12'den yüzde 8'e , sonra da yüzde 6'ya inmiştir.
GÜNEY’DEN KOPUŞ..Antalya, 2005'te yatırımlarda yüzde 56 pay sahibi iken bu yıl payı yüzde 22 dolayına inmiştir. Konu kitle turizmi olunca, bu türe dönük yatırımlarda iştahın gerilediği anlaşılıyor ve Antalya'da hız kesen bu türe dönük yatırımların, ayrıca, Muğla bölgesine kaydığına tanık oluyoruz. Muğla bölgesine dönük yatırımlar, 2006'daki düzeyini koruyamasa da 2007'de toplamda yüzde 11 pay almayı başarmış görünmektedir. Yine de kum-deniz-güneşi temsil eden Antalya ve Muğla'daki yatırımların toplamda yüzde 60 olan paylarının 2007'de yüzde 32'ye inmesi önemli bir kırılma,
YATIRIMLAR NEREYE?Antalya,Muğla,İstanbul ve İzmir'den oluşan 4 merkez, toplam turizm yatırımlarının dörtte üçünü alırken dörtte bir yatırım, diğer illere dağılmakta; bunlar içinde de, bazı iller daha çok öne çıkmaktadır. Örneğin, 2004'te Ankara, Aydın, (Kuşadası), Bursa ve Gaziantep'in önemli turizm yatırımı yapılan merkezler olduğu görülmüştü. 2005'te yine G.Antep, Afyon,Ankara, Elazığ, Bursa öne çıkan iller olmuştu. 2006'da da Konya, Afyon, Çorum, Nevşehir, Bolu turizm yatırımı yapılan başlıca iller olarak dikkat çekmişlerdi. 2007'ye gelince Denizli,Yozgat, Afyon,Nevşehir, Kırşehir ve Bolu'yu yine belli ölçülerde turizm yatırımı çeken iller arasında görüyoruz.
Yatırımlar, Güney’den Anadolu’ya kayıyor..İyiye işaret.. • Turizm yatırımlarının, kum-deniz-güneş bölgesinde hız kesmesi, "yoksullaştıran turizmden zenginleştiren turizme" hedefinde bir sağlık işareti sayılmalıdır. • Yatırımların İstanbul ve İzmir'e kayması, katma değeri daha yüksek turizm çeşitlerine yatırım yapılması iyiye işarettir. • Afyon, Konya, Çorum, Nevşehir, Bolu, G.Antep gibi, termal,kış, kültür , inanç, business turizm türlerinde iddiası olan illerde daha çok turizm yatırım yapılması yine sağlık işaretidir ve teşvik edilmesi, beslenmesi gereken bir eğilimdir. • Dileyelim ki, turizmin meslek kuruluşları bu trendleri süzebilsin ve Bakanlığı, Hükümeti bu olumlu yönelişleri görmeye, teşvike yönlendirebilsin.