840 likes | 2.68k Views
KUATERNER’DE KURAK VE YARI KURAK BÖLGELER JEOMORFOLOJİSİ.
E N D
KUATERNER’DE KURAK VE YARI KURAK BÖLGELER JEOMORFOLOJİSİ
Kurak ve yarıkurak bölgeler, kendilerine has iklim özellikleri ve dolayısıyla yerşekilleri olan morfojenetik bölgelerdendir. Kurak kelimesi, kesinlikle kuru terimiyle eş anlamlı değildir. Kurak bir iklim, sıcaklıkla kuraklığın birleştiği bir aksiyondur. Su hangi bölgede bulunuyorsa oraya damgasını vurur.Kurak bölge: buharlaşmanın yağıştan fazla olduğu yerler olarak tanımlanır.
Kurak ve yarı kurak bölgeleri ayıran sınırlar kesin olarak çizilememekle birlikte her iki bölge de kendine has özelliklere sahiptir. Bu bölgelerde yılık yağış miktarı yetersizdir. Yetersiz olan bu yağış miktarı da, özellikle sıcaklık ve buna bağlı buharlaşma fazlalığı nedeniyle, büyük ölçüde kayba uğramaktadır. KURAK VE YARIKURAK BÖLGELERİN GENEL ÖZELLİKLERİ
Kurak bölgelerde -Yıllık yağış tutarı genel olarak, 250 mm’nin altındadır. - Belirli bir yağış rejimi yoktur. -Günlük sıcaklık değişmeleri önemlidir. -Allojen akarsular dışında sürekli akarsular bulunmaz. -Akarsu aşındırması çok seyrek meydana gelen sağanak yağışların oluşturduğu seller sonucunda meydana gelmektedir.
Yarı kurak bölgelerde -Yağış miktarı biraz daha fazladır. -Yağış miktarı 250-500 mm arasında değişebilir. Buna bağlı olarak akarsu aşındırması ve kütle hareketleri önem kazanmaktadır. -Rüzgarın etkisi çöllere göre azalsa da yinede önemlidir. -Buralardaki akarsulardan bazıları genel taban seviyesi olan denizlere ve okyanuslara ulaşmaktadır
KURAKLIK NEDENLERİ 1-KARASALLIK En önemli kuraklık nedenlerinden biri deniz etkilerinden uzaklıktır. 2-ANTİSİKLON REJİMİ Yılın büyük bir kısmında geçerli olan antisiklon rejimi, iklimlerin kuraklığa doğru bozuluşunun önemli bir nedenidir. Hava uygun olduğu sahalarda hava ısınır ve nisbi nem düşer. Yağış olasılığıda ortadan kalkar 3-SOĞUK SU AKINTILARI Soğuk su akıntıları da kurak bölgelerin oluşmasında, ya da kuraklığın yaşanmasında önemli bir etkendir. Nitekim Şili ve Peru kıyılarında yer alan Ata-kama Çölü ile Güney Afrika'nın batı kıyısında bulunan Namib Çölü, soğuk su akıntılarının etkisiyle oluşmuştur.
KURAK VE YARIKURAK BÖLGELER’DE HAKİM OLAN SÜREÇLER Fiziksel parçalanma ve kimyasal ayrışmaRüzgar Akarsular ve seyelan Çamur selleri
Yerşekilleri Deflasyon çukurları Yardanglar Tanık(şahit) tepeler Hamada ve Reg’ler Bolsonlar Playa’lar Pediment’ler Bahada’lar İnselberg’ler Kanyon’lar Kumul’lar
HAMADA İNSELBERG BARKAN
KURAK VE YARIKURAK BÖLGELERİN DÜNYA ÜZERİNDEKİ YAYILIŞI-Suptropikal kuşaklarda oldukça geniş alan kaplar.-Tropikal bölgelerle orta iklim kuşağının kontinental özellikler gösteren sahalarında da yer alırlar. -Köppen formüllerine göre kurak ve yarıkurak bölgeler karalar üzerinde 39 milyon km2lik bir alan kaplamaktadır.
KUATERNER DÖNEMİNDE KURAK VE YARI KURAK İKLİM BÖLGELERİNDEKİ DEĞİŞMELER
Kuaternerdönemi (1.81myö-günümüz), dünyanın bugünkü çehresini kazandığı dönem olarak bilinir. Bilindiği gibi kuaterner jeolojik devirlerin en kısası ve en yenisi olmasına rağmen,bugünkü kurak bölgelerde izlenen topoğrafyanın incelenmesi açısından büyük önem taşır. Defalarca tekrarlanan iklimsel değişimlerin yanısıra tektonik olaylar da dünyamızın çehresini hızla değiştirerek bugünkü şeklini verdiler.
-Kuaternerdemeydana gelen iklim değişiklikleri morfolojik gelişimde önemli karışıklıklara neden olmuştur. - Ayrıca topoğrafya şekilleriyle iklim arasında da sıkı bağlantılar mevcuttur.-Morfojenetikbölgeler bu ilişkiler esas alınarak ayrılmıştır. Geçen uzun jeolojik süreler içerisinde iklimin aynı kalmadığı, özellikle pleistosen’de çok geniş ölçüde değiştiği ,buna bağlı olarak morfojenetik bölgeler de yer değiştirmiştir.
Genç Senozoik Devirde Soğuma ve Kuraklık Kıtaların birbirinden ayrılması daha önceki iklim kuşaklarının bozulmasına, daha farklı iklim bölgelerine dahil olmalarına neden olmuştur. Bazı bölgeler belirgin bir şekilde Kuzey Afrika ve Avusturalya kurak tropikal iklimine doğru kaymıştır. Kuzey Afrika’nın genç senozoikteki kuraklaşmasını , Kuzey Atlantik ve Güney okyanusun Post-Eosende’ki soğumasıyla bağlantılı olarak yüksek enlemlerdeki kıtasal buzların yavaş yavaş genişlemesini hızlandırmıştır.
Buz tabakalarının genişlemesi ekvator ve kutuplar arasındaki sıcaklık ve basınç farklarının fazla olmasına neden olmuştur. • Alizelerin hızı artmış, kurak Sahra’nın alüvyal kumulları harekete geçmiş ve çölde kum tepeciği şeklini vermiştir. • Bu da geç Pliosen döneminin Sahra’nın tropikal sınırları boyunca hem daha soğuk hem de daha kurak olduğu görüşünü destekler.
Sahra’nın geç Senozoik’teki kuraklığa katkıda bulunan ikinci faktör Tibet platosunun neojen devrindeki yükselişi arkasından gelen doğu jet akımlarının oluşumudur. Bu akım Pakistan, Arabistan,Somali,Etiyop’ya ve Sahra’nın oluşum halindeki çöllerine çöken kuru hava getirmiştir. -Güney Sahra’da birçok yer Paleosen’de ve Eosen’de yağmur ormanlarıyla kaplıyken, -Oligosen ve Miyosen’de büyük bir kısmı savan ormanlarıyla örtülmüştür.
Pleistosen’de Çöl Çevrelerinde Glasyal ve Plüviyal Devre izleri - Geç pliosen dönemlerinde Sahra, Arabistan ve Etiyopya’nın iç kısımlarında buluna göller kurumaya başladılar. - Daha önceden Sahra’nın nemli olan yüksek bölgelerinde bulunan tropikal fauna ve flora gittikçe fakirleşti ve zamanla nesli tükendi. -Ana nehir ağları, rüzgarın getirdiği kumlarla dolduruldu ve tıkandı. -Benzer olaylar iklim ve tektonik olaylar bakımından farklılıklar olsa da Çin, Hindistan, Avustralya ve Güney Afrika çöllerinde de derin izler bırakmıştır.
Kurak bölgelerde günümüze göre sıcaklığın daha düşük, buharlaşmanın daha az ve yağışların daha fazla olduğu devre plüviyal devredir.Glasiyal devrelerde;-Orta kuşak iklim bölgesinin büyük bir kısmında kurak ve soğuk periglasiyal iklim koşullarının gündemde olduğu sırada,-kurak ve yarıkurak iklim kuşağında daha nemli olan plüviyal iklim koşulları hüküm sürmeye başlamıştır
Kuaterner’de iklim salınımlarına bağlı olarak bütün dünyada morfojenetik bölgeler yer değiştirmiştir. Dünyanın birçok kurak ve yarıkurak bölgesinde tuzlu göller ve playa göllerinin Kuaterner sırasında genişleme ve çekilme fazları geçirdiğini gösteren izler bulunmaktadır.
Pleistosen iklim değişmeleriyle akarsu güçleri arasındaki bağlantı, yeryüzündeki bütün iklim bölgelerinde aynı şekilde gerçekleşmez. Kurak ve yarıkurak bölgelerin büyük bir kısmında flüviyal süreçler plüviyal devrede önem kazanmışlardır. Buna bağlı olarak derine doğru kazma gerçekleşmiş ve akarsu taraçaları oluşmuştur. Göllerin suları kabararak göl taraçaları meydana gelmiştir.
Glasiyalmaksimuma bağlı olarak deniz seviyelerinin bugünkü seviyelerinden çok düşük değerlere ulaşmasıyla birlikte şiddetlenen karasallık kuraklığı arttırdı. Ekvator ile kutuplar arasında oluşan yüksek basınç farklarından alizeler etkilendi ve güçlü hale geldiler. Alizelerin şiddetlenmesi soğuk su akıntılarını etkileyerek kıyı çöllerinin kuraklığını arttırmıştır.
Geçmiş dönemlerde zaman zaman artan kuraklıklar, o dönemde kumul oluşumlarının meydana gelmesine sebep olmuşlardır
Kurak bölgelerin geçmiş dönemlerdeki yayılış sahaları konusunda elde edilen kanıtlardan biriside eski rüzgar yönleridir. Bu ipuçları fosil kumullardan sağlanmaktadır.Geç Kuaterner döneminde;24-18 bin yıl8,5-7 bin yıl2,6-1,8 bin yılolmaz üzere 3 kumul oluşumu var. Tüm bu bölgelerdeki jeomorfolojik deliller geç kuvaterner sırasında defalarca artan kuraklığın devrelerini göstermektedir…
Bütün bunları örnek verecek olursak; Günümüzden 30-18 bin yıl arasındaki yüksek göl seviyesini nemli bir glasiyal faz, Günümüzden 18-12 bin arasındaki gerilemeyi kurak bir glasyal faz, Erken Holosen dönemini nemli bir interglasyal , Geç Holosen’in düşük göl seviyesi dönemini kurak bir interglayal faz olarak söyleyebiliriz.( ÇAD VE ABHE GÖLÜ)