1.16k likes | 1.39k Views
ANA-BABA. HAKKI. Hadis-i Şeriflerin Eşliğinde. İmândan sonra birinci vazifemiz ana-babanın kalbini kırmamaktır. Onlar ne kadar kötü olsalar da, yine her şeyin üstünde hakları vardır. Onların kalbini kıranın ibâdeti kabûl olmaz.
E N D
ANA-BABA HAKKI Hadis-i Şeriflerin Eşliğinde
İmândan sonra birinci vazifemiz ana-babanın kalbini kırmamaktır. Onlar ne kadar kötü olsalar da, yine her şeyin üstünde hakları vardır.
Onların kalbini kıranın ibâdeti kabûl olmaz. Müslüman doğmamıza ve müslüman yetişmemize sebep olan ana-babamızın kalbini kırarsak Cennete girmemiz düşünülebilir mi?
Onlar bize hakâret etse de, yalvararak gönüllerini almamız lâzımdır. Müslüman ana-babamız, bizden râzı olmadıkça, Allahü teâlânın sevdiği kulu olmamız çok zordur.
“Ana-babasına hizmet edenin ömrü bereketli ve uzun olur. Onlara karşı gelenin, âsî olanın ömrü bereketsiz ve kısa olur.”
“Ana-babasını dîne uygun hizmetleriyle râzı eden kimse, Allahı râzı etmiş olur, onları gazaplandıran, Allahı gazaplandırmış olur.“
“Anasına-babasına âsî olan mel’ûndur.“ “Ana-babası, yanında ihtiyârladığı hâlde, onların rızâlarını alamayıp, Cenneti kazanamıyanın burnu sürtülsün.“
“Ana-babasına iyilik edene müjdeler olsun..! Allah Onun ömrünü uzatır.“
“Cihâd, fîsebîlillah Allah yolunda sadece kılıç sallamak değildir.. Ana-babaya veya evlâda bakmak da cihâddır Ele muhtâç olmamak için çalışmak da cihâddır.“
Hasan-ı Basrî hazretleri, Kâ'beyi tavâf ederken sırtında yük olan bir zât görüpder ki:
- Niçin yükle tavâf ediyorsun? • Bu yük değil, babamdır. Bunu Şam'dan yedi defa getirip tavâf ettim. • Çünkü, bana dînimi, îmânımı öğretti. Beni islâm ahlâkı ile yetiştirdi. Bendeki hakkı büyüktür.
- Kıyâmete kadar böyle arkanda taşısan, bir defa kalbini kırmakla bu yaptığın hizmet boşa gider. Bir defa da gönlünü yapsan, bu kadar hizmete karşılık olur.
Anneye hürmet ve hizmet, babadan önce gelir. Hadîs-i şerîflerde buyuruldu ki: “Anneye yapılan iyiliğin ecri iki mislidir.“
“Önce, annene, sonra babana, kız kardeşine, erkek kardeşine ve sırası ile diğer yakınlarına iyilik et!“
“Veysel Karânî'nin kavuştuğu bütün ihsân ve dereceler, anasına yaptığı iyilik sebebiyledir.“
“Yâ Resûlallah, annem müşriktir. Ona iyilik etmem câiz midir?“ diye soran kimseye, Peygamber efendimiz, “Evet, annene iyilikte bulun“ buyurdu.
kâfir olan ana-babaya da hizmet etmek, nafakalarını vermek, ziyâretlerine gitmek lâzımdır. Küfre sebep olan şeyleri yaptıracaklarından korkulursa,ziyâretlerine gidilmez.
“Allahü teâlânın rızâsı, ana-babanın rızâsında, gadabı da, ana-babanın gadabındadır.“
Birgün Peygamber efendimizin huzûruna bir kimse gelerek dedi ki:
- Yâ Resûlallah! İzin verirseniz sizinle beraber gazâya gelip cihâd etmek istiyorum.
- Anan-baban var mı? Evet var. Onların yanında bulun! Senin cihâdın, onlara hizmet etmektir.
Annesini sırtına alıp Kâ'be-i muazzama'yı tavaf eden bir kimse, Abdullah ibni Ömer hazretlerine dedi ki:
- Efendim, annemi, böyle sırtıma alıp, Kâ'be-i muazzama'yı tavaf ettiriyorum. Acaba annemin hakkını ödemiş olur muyum.?
- Annenin hakkının yüzde birini bile ödeyemezsin. Ancak iyi muâmele eder ve güzel bakarsan, yapacağın en küçük bir hizmete, çok büyük sevâp verilir.
Enes bin Mâlik hazretleri şöyle anlatır: Peygamber efendimiz zamanında Alkame isminde bir genç vardı.
Hep ibâdet ile meşgûl olur, yaz-kış oruç tutardı. Bu genç hastalandı. Fakat dili tutulup bir şey söyleyemiyordu. Durumdan Resûlullah Efendimiz haberdâr edildi.
Peygamber efendimiz, Hz.Ali ile Ammâr bin Yâsir hazretlerini gönderdi. Onlar, gence Kelime-i Şehâdet telkîn ettikleri hâlde, genç söyleyemiyordu.
Peygamber efendimiz, Bilâl-i Habeşî hazretleri vâsıtası ile durumdan haberdâr edildi. Peygamber efendimiz, yanında bulunanlara şöyle sordu:
- Alkame'nin ana-babası var mı? Yâ Resûlallah, ihtiyâr bir annesi var. Annesini buraya getirin..! Annesi gelince, Peygamber efendimiz buyurdu ki: Alkame'ye ne oldu?
Yâ Resûlallah, Alkame çok iyidir. Hep ibâdet ile meşgûl olur. Ama ben ondan râzı değilim. Çünkü o, hanımının rızâsını, benim rızâmdan üstün tutmaktadır.
- Dilinin tutulması bu yüzdendir. Ona hakkını helâl et de dili açılsın..! - Yâ Resûlallah, O benim hakkıma riâyet etmedi. Hakkımı helâl etmem. Bunun üzerine Peygamber efendimiz,
“Ey Bilâl! Eshâbı çağır, odun getirsinler. Alkame'yi yakalım. Çünkü annesi, ondan râzı değildir“ buyurdu. Kadıncağız bunları işitince dedi ki:
- Yâ Resûlallah, oğlumu benim gözümün önünde mi yakacaksınız? Kalbim buna nasıl dayanabilir? - Cehennem ateşi, dünya ateşinden çok daha kızgın ve yakıcıdır. Sen ondan râzı olmadıkça, onun hiçbir tâ'ati makbûl değildir.
Kadıncağız bunları işitince ağlamaya başlayıp dedi ki: - Yâ Resûlallah, ben ondan râzı oldum, hakkımı helâl ettim.
Böyle söyledikten sonra oğlunun yanına gitti ve oğlunun sesini duydu. Kelime-i şehâdeti rahatlıkla söylüyordu.
Aynı gün vefât etti. Cenâze hazırlıkları yapılıp defnedildi. Definden sonra Resûlullah efendimiz, Eshâb-ı kirâma hitâben buyurdu ki: “Hanımını annesinden üstün tutana, Allahü teâlâ ve melekler la'net eder.“
Ana-babaya iyilik ve ihsân, evlâd üzerine farzdır. Allahü teâlâ buyuruyor ki: “Ana-babadan biri veya ikisi yaşlanınca usanıp da öf deme..! Ağır söz söyleme..! Onlarla yumuşak ve tatlı konuş!“
“Allahtan başkasına kulluk etmeyin, ana-babaya, yakınlara, yetimlere, düşkünlere iyilik edin, insanlarla güzel güzel konuşun, namazı kılın, zekâtı verin.“
Peygamber efendimize, Lokman sûresinin “Dünyada ana-babanla iyi geçin“ meâlindeki âyet-i kerîmesinin açıklaması sorulduğunda şöyle buyurdu:
“Onlarla iyi geçinmek demek; 1- Aç iseler, yemek vermek. 2- Elbiseleri yoksa elbise yapmak. 3- Hizmete muhtâç iseler, onlara hizmeti cana minnet bilmek.
4- Çağırdıklarında, buyurun deyip yanlarına gitmek ve onlara hep iyilik etmek. 5- Bir iş buyurduklarında emirlerini yerine getirmek, günah olan emirler yerine getirilmez.6- Onlarla konuşurken tatlı ve yumuşak hitâp etmek.
7- Onları isimleri ile çağırmamak. 8- Onlarla bir yere giderken arkalarından gitmek. 9- Kendi için sevdiği şeyi, onlar için de sevmek. 10- Kendine duâ ederken, onlara da duâ etmek.“
Hadîs-i Şerîflerde buyuruldu ki: “Ana-babasının ihtiyâcını karşılamak veya onları insanlara muhtaç etmemek için çalışan kimse, fîsebîlillah, Allah yolunda çalışıyor demektir.“
“Ana-babaya ihsânda bulunmak ve akrabayı ziyâret etmek şekaveti saâdete çevirir, ömrü artırır ve insanı fena ölümden korur.
“Ömrünün uzun, rızkının bereketli olmasını istiyen, ana-babasına iyilik etsin, sıla-i rahim yapsın!“
“Evlât, babasının hakkını hiçbir sûretle ödeyemez. Ancak onu köle olarak bulur ve sonra da satın alarak âzât ederse, ancak o zaman hakkını ödemiş olabilir.“
“İffetli olursanız, kadınlarınız da iffetli olur. Ana-babanıza ihsân ederseniz, çocuklarınız da size ihsân eder!“
“Annenin duâsı, en çabuk kabul olan duâdır.“ Ana-babaya iyilik etmek, namaz, oruç, hac ve cihâddan daha üstündür.“
“Evlâdının iyiliğini görmesi için, ona yardım eden babaya, Allah merhamet etsin.“ Bir kimse gelip dedi ki: Yâ Resûlallah, büyük bir günâh işledim. Tevbem kabûl olur mu, ne yapmam lâzımdır?
Peygamber efendimiz buyurdu: - Annen var mı? - Hayır yok. - Teyzen var mı? - Evet var. - Öyle ise ona iyilik et..!