280 likes | 573 Views
KİŞİLİĞİN YAPISI. Yapısal Kişilik Kuramına Göre. Psikoanalitik görüşe göre kişilik; id, ego ve süperego olmak üzere üç sistemden oluşur. Bunlar; kişiliğin farklı sistemleri olarak düşünülmemelidir. İd; biyolojik bölümü, ego; psikolojik ve süperego; sosyal bölümüdür. İd (Altbenlik).
E N D
Yapısal Kişilik Kuramına Göre • Psikoanalitik görüşe göre kişilik; id, ego ve süperego olmak üzere üç sistemden oluşur. • Bunlar; kişiliğin farklı sistemleri olarak düşünülmemelidir. İd; biyolojik bölümü, ego; psikolojik ve süperego; sosyal bölümüdür.
İd (Altbenlik) • İd, kişiliğin temel sistemidir. • İd, kalıtsal olarak gelen, içgüdüleri içeren ve doğuştan var olan psikolojik eğilimlerin tümüdür. Ruhsal enerji kaynağı olan id, diğer iki sistemin çalışması için gerekli olan gücü de sağlar.
Haz ilkesinin egemenliği altında işleyen İd, bütün isteklerinin anında yerine getirilmesini bekler. • Ego haz arar, acıdan kaçar. Zaman zaman da dış dünyayla ilişkilerini keser, uykuya dalar. İd ise tamamen bilinçsizdir.
Ego (Ben) • Ego, İd' i denetim altında tutmaya çalışan kişilik birimidir. • Ego, organizmanın gerçek nesnel dünyayla alışverişe geçme ihtiyacından varlık bulur. • Açlığın giderilmesi için aç insanın yiyeceği arayıp, bulup yemesi gerekir. Bunun için dış • dünyada var olan yiyeceğin gerçek algısıyla yiyeceğin zihinsel imgesini birbirinden ayırmayı • öğrenmek zorundadır. Dolayısıyla belleğindeki imgeye uygun bir yiyeceğin görüntüsünü ya • Ego, gerçeklik İlkesi’nin egemenliğindedir.
Benlik (ego) ruhsal yapının düzenleyici, denge ve uyum sağlayıcı (homeostatik) parçasıdır. Bu düzenleme ve uyum sağlama görevi şu yetiler aracılığıyla gerçekleştirilir. • 1. Dürtüsel gereksinmelerin içerden algılanması; • 2. Dış dünyadaki koşulların ve durumların algılanması; • 3. Bütünleme ve birleştirme yetisi ile dürtülerin birbirleriyle, üstbenliğin istekleriyle düzenlenmesi ve çevresel koşullara uyabilecek bir niteliğe uydurulabilmesi; • 4. Yürütme yetisi ile istemli davranışın eyleme geçirilmesi.
Egonun önemli işlerinden biri de hareket yollarını kontrol etmektir. İd ile ilişkilerinde, Egoyu atın taşkın gücünü dizginlemeye çalışan bir süvariye benzetebiliriz.
Egonun bir görevi de organizmayı acıdan korumak ve doyum sağlamaya çalışmaktır. Çocukluğun ilk dönemlerinde organizma daha çok acıdan kaçma haz ilkesinin etkisi altındadır, oysaki zamanla gelişen benlik, neyi, ne zaman, nerede doyurabileceğine karar verme, dürtüleri ve gereksinmeleri bekletebilme, erteleyebilme gücünü kazanır.
Ego’ nun gerçek dış dünya ile ilişkisi vardır. O kişiliği düzenleyen, kontrol eden ve yöneten, idare eden “ yönetici ” dir. Bir trafik polisi gibi id, ego, süperego ve dış dünya ile içgüdüleri ile dış çevre şartlarını düzenler. Ego bilinci kontrol eder ve davranışları denetler.
Süperego (Üst Ben) • Kişiliğin üçüncü ve en son gelişen sistemi süperego' dur.Bu sistem çocuğa ana-babası tarafından aktarılan ve ödül ve ceza uygulamalarıyla pekiştirilen geleneksel değerlerin temsilcisidir; kişiliğin ahlaki yönüdür.
Süperegonun başlıca işlevleri: • 1. İd' den gelen içgüdüsel dürtüleri bastırmak ve ketlemek ki bunlar, özellikle toplumun hoş karşılamadığı nitelikteki cinsel ve saldırgan dürtülerdir. • 2. Egoyu gerçekçi amaçlar yerine ahlaki amaçlara yönelmeye ikna etmek, • 3. Kusursuz olmaya çalışmaktır.
Süperego, id ve egoya karşı çıkarak kendi istediği düzene yöneltme eğilimindedir. Ego, içgüdüsel isteklerin doyum bulmasını erteler, süperego ise bu istekleri tümden engellemeye çalışır. İd, ego, süperego farklı ilkelerle çalışan psikolojik süreçlere verilmiş adlardır.
Bir toplumun "vicdanı", o toplumun bireylerinin süperegosunda yer alır ve süperego bireyin davranışlarını sürekli süzgeçten geçirerek bireye, "bu yaptığın doğru, aferin!" ya da "bu yaptığın yanlış, utan kendinden!" mesajlarını verir. Ego ise hem idi memnun etmeye çalışır, hem de süperego tarafından azarlanmaktan kurtulmak ister.
İd, ego ya da süperegodan birinin diğerlerinden daha kuvvetli ya da zayıf olduğu zaman farklı kişilik türleri ortaya çıkar. Örneğin, süperegosu son derece gelişmiş olan ve diğer temel kişilik birimlerine baskın olan kişi, büyük olasılıkla utangaç, özellikle cinsel arzularını ve kızgınlık duygularını, onların ifadesinin uygun olduğu ortamlarda dahi ender ifade eden bir kimse olur. Diğer yandan İd'i baskın olan bireyse kendini bencil istek ve arzularının hemen o anda tatmin edilmesinin dışında başka hiçbir şeyi göz önüne almaz, yaşamda sürekli toplumla sürtüşme içinde olur, başkalarının haklarına, düşünce ve duygularına saygısız, kendine ve topluma zararlı biri olur.
EGO SAVUNMA MEKANİZMALARI • Savunmalar kişinin anksiyete dereceleri ve gelişim aşamalarına bağlanarak kullanılır. • Ego savunma mekanizmaları, egoya aşamadığı sorunlardan kurtulmaya ve anksiyete ile bireysel olarak baş etmeye yardım eder. Bu mekanizmalar normal davranışlardan daha fazla patolojiktir.
Bastırma • Freud bastırmayı bazı şeylerin istenilmeden bilinçdışına atılması olarak açıkladı. Yaşamın ilk beş yılındaki acı veren olayların çoğunun dışarıda tutulması önerisine karşın, bu olaylar sonraki davranışları etkiler.
İnkar • İnkar, birinin gerçeğin tehditkar oluşu durumunda gözlerini kapadığı gibi anksiyeteye karşı bir savunma oluşturur. Felaket ve savaş gibi olaylarla insanlar sık sık kendilerini gerçeklere karşı körleştirerek katlanılmayacak acıları kabul ederler.
Karşıt Tepki Oluşturma • Tehdit edici bir dürtünün tam zıddı olan bir dürtü ile süratle karşılık verilerek savunulmasıdır. Eğer insanlar anksiyete ile yüzleşmek boyutlarıyla muhatap olmalı istemezlerse, bunlara taban tabana zıt bilinçli tutum ve davranışlar geliştirirler.
Yansıtma • Kişinin kabul edilemez dürtü ve arzularını diğerlerine atfetmesiyle oluşan bir diğer kendini aldatma mekanizmasıdır. Şehvet, saldırganlık veya diğer dürtüler ısrarcı bir şekilde başka insanlara yöneltilir.
Yer Değiştirme • İmpulsları tehdit eden objeden yerini değiştirerek güvenilir bir hedefe boşaltmak anksiyeteyle başa çıkmada bir yoldur. Yer değiştirme, asıl obje ya da kişiye aktarılmasından oluşur.
Mantığa Büründürme • Bazı insanlar incinmiş benliklerini örtbas etmek için “iyi nedenler ” üretirler. Mantığa büründürme, başarısızlık veya eksikleri (kayıp) örtmeyi içerir.
Yüceltme • Yüceltme seksüel enerjinin genellikle sosyal kabul ve kabul edilme olan kanallara çevrilmesini içerir.
Gerileme • Bazı insanlar bırakmış oldukları bir davranış biçimine geri dönerler. • Sert baskı, aşırı meydan okuma, anksiyete ile bireysel başa çıkmaya, yeltenme durumları karşısında onlar uygun olmayan ve olgunlaşmamış davranışlara sarılırlar.
İçe alım - İçe atım • İçe alım mekanizması diğer insanların standart ve değerlerinin, içe alınmasından oluşur. Örneğin yoğunlaştırılmış kamplarda çok güçlü anksiyeteye muhatap olan mahkumların bazıları saldırgan ile bir özdeşim kurarak düşman değerlerini kabul eder.
Özdeşim Kurma • Özdeşim, başarısızlık düşüncelerinden korur ve benlik değerini artırabilir. Böylece başarı nedenleri, organizasyonlarıyla ya da değerli olacakları ümidiyle insanlar hissettikleri temel aşağılıklarını kendi kendilerine identize edebilirler.
Ödünleme • Ödünleme algılanan güçsüzlükleri maskelemek ya da belli pozitif özelliklerin sınırlarını oluşturup geliştirmekten oluşur.
Yapma - Bozma • Suçluluk hissettiklerinde insanlar özenle seçtikleri yapma ve bozma aktivitelerinde bulunurlar. İstenilmeyen bazı duygu ve düşüncelerin reddedilmesi bozmadır. Bir yanlışı düzeltmek ya da suçluluktan kurtulmak için kişi bu metotları kullandığında bazen anksiyete azaltılabilir.