350 likes | 637 Views
TÜRKİYE-İSRAİL İLİŞKİLERİNDE SON DÖNEM VE MUHTEMEL GELİŞMELER. Gamze DEĞİRMENCİ BİLGESAM 26.08.10. Giriş
E N D
TÜRKİYE-İSRAİL İLİŞKİLERİNDE SON DÖNEM VE MUHTEMEL GELİŞMELER Gamze DEĞİRMENCİ BİLGESAM 26.08.10.
Giriş • Türkiye’nin AKP (Adalet ve Kalkınma Partisi) hükümeti ile Ortadoğu’da nispeten daha aktif bir politika izlediği söylenebilir. • Son zamanlarda ise Türkiye’nin dış politikasında en fazla konuşulan konulardan biri Ortadoğu ve özellikle İsrail’dir. • AKP Hükümeti’nin iktidara gelmesinden hemen sonra ABD’nin Irak müdahalesi bölgedeki dengeleri değiştirmiştir. Türkiye için Irak’ın geleceği önemli bir paradoksken, bugün İsrail ile yaşanan sıcak gelişmeler, Türk dış politikasını etkilemektedir.
İsrail Türkiye İlişkilerinin Başlangıcı • Ortadoğu’da süregelen Filistin sorunu İsrail’in 14 Mayıs 1948’de bağımsızlığını ilan etmesiyle yeni bir boyut kazanmıştır. • Türkiye, 1947 Kasımında BM’de Filistin’in bölünmesine karşı çıkmış ve Genel Kurul’da Araplardan yana olmasına rağmen 28 Mart 1949’da İsrail’i resmen tanıyan ilk “Müslüman” ülke olmuştur. • Çünkü o dönemde izlenen Batı yanlısı dış politika bunu gerektirmiştir.
İki Ülkeyi Yakınlaştıran Faktörler • Her iki ülke de Ortadoğu gibi bir bölgede laik devlet modelini benimsemiş ve Batı tipi gelişmeye yönelmiştir. • ABD’nin İsrail’le yakın ilişkileri Türkiye’yi de etkilemiştir. • Bazı İsrailli devlet adamlarının Arap devletleriyle sorunlarında Türkiye’nin yardımcı olabileceğini düşünmesi, İsrail’in de Türkiye’ye önem vermesine sebep olmuştur.
İnişli-Çıkışlı İlişkiler Süreci • Bağdat Paktı (1955) bölgede yalnızlaşan İsrail’i rahatsız etmiş, iki ülke arasında diplomatik temaslar en alt düzeye inmiştir. • Süveyş Krizi’nin (1956) patlak vermesiyle İsrail kuvvetleri de Mısır’a saldırmış ve Türkiye İsrail’e tepkisini, Tel-Aviv’deki büyükelçisini geri çekerek göstermiştir. • 1958 yılına gelindiğinde İsrail ve Türkiye arasında “Çevre İttifakı” olarak bilinen gizli bir ittifak kurulmuştur. İsrail’in amacı çevredeki Arap olmayan ülkelerle bir ittifak kurarak, Arap ülkelerinin İsrail’i yalnızlaştırdıkları çemberi kırmak olmuştur.
1960’lı Yıllar • 1960’lara gelindiğinde Arap devletleriyle ikili ilişkileri geliştirmeye yönelik bir bölge politikasına geçilmeye çalışılmıştır. • Belirtmek gerekir ki, bu dönemde yer yer izlenen Arap yanlısı tutum İsrail karşıtı bir çizgiye kaymamıştır. • 1967 Arap-İsrail Savaşı’nda Türkiye Arap ülkelerinden yana bir tutum sergilemiştir.
Bu yıllarda, Türkiye’de sol eğilimli gençlerin Filistin örgütlerine karşı yakınlık duyması, • 1969 yılında Mescid-i Aksa’nın yakılması, • 1973 Arap-İsrail Savaşı, • 1975’te Türkiye’nin, İsrail’in terörist olarak kabul ettiği Filistin Kurtuluş Örgütü’nü tanıması, • Türkiye’nin siyonizmin bir çeşit ırkçılık ve ırk ayrımı olduğuna dair BM Genel Kurulu’nda 1975’te verilen karar lehinde oy kullanması karşılıklı ilişkileri olumsuz etkilemiştir.
1980’li Yıllar • Türkiye bu dönemde Suudi Arabistan başta olmak üzere Orta Doğu ülkeleri ile olumlu ilişkiler geliştirmiştir. • Türkiye, Carter Doktrini sebebiyle Körfez ülkeleriyle yakınlaşmıştır. • 12 Eylül askeri darbesini gerçekleştiren ‘Milli Güvenlik Konseyi’ yönetimi uluslararası meşruiyet sorununu aşabilmek için Arap ülkeleriyle yakın ilişkiler kurmuştur.
1980’li Yıllarda İlişkileri Olumsuz Etkileyen Gelişmeler • 1980’de İsrail’in Doğu Kudüs’ü ve ardından Golan Tepeleri’ni ilhak etmesi, • 1982’de Lübnan’ı işgali ve Filistinlilere ait Sabra ve Şatilla kampalarında gerçekleştirdiği katliam, • Batı Şeria’da Yahudi yerleşimlerinin kurulması, • 1985’te Tunus’taki FKÖ karargahının bombalanması da yine Türkiye-İsrail ilişkilerini olumsuz etkilemiştir.
1990’lı Yıllarda Gelişen İlişkiler • 1990’lı yıllarda süren İsrail-Filistin barış görüşmeleri Ankara-Tel-Aviv ilişkilerinin gelişmesini de olumlu yönde etkilemiştir. • “Yeni Dünya Düzeni” kurmaya çalışan ABD, bölgede sağlam müttefiklere ihtiyaç duymuş ve İsrail ile Türkiye’nin ilişkilerini olumlu yönde teşvik etmiştir. • 1989 yılında Sovyetler Birliği’nin çökmesi ve Soğuk Savaşın sona ermesiyle Türkiye’nin Batıdaki rolü tehlike altına girmiş olsa da, bir yıl sonra baş gösteren Körfez Krizi ve bunu izleyen savaş Türkiye’nin stratejik rolünü hızla yenilemiştir.
ABD ve Avrupa tarafından Türkiye’ye uygulanan “örtülü silah ambargosuna” karşı İsrail’in Türkiye’ye kapılarını açması askeri işbirliği konusunda büyük mesafe kat edilmesini sağlamıştır. • Suriye, Soğuk Savaş yıllarında olduğu gibi bu dönemde de iki ülkeyi yakınlaştıran önemli bir faktör olmuştur. Suriye’nin PKK’ya verdiği desteğe karşılık Türkiye İsrail’le askeri anlaşma yapmıştır. • 1996 yılında iki ülke arasında büyük önemi haiz askeri ve ekonomik işbirliği anlaşmaları yapılır.
28 Ağustos 1996’da imzalanan Savunma Sanayi İşbirliği Anlaşması ve Askeri Eğitim İşbirliği Anlaşması’nın, Türkiye-İsrail askeri ilişkilerinin önemi açısından günümüze de uzantısı vardır. • Türk Silahlı Kuvvetleri’nin modernizasyonu konusunda İsrail’le anlaşılmıştır. Türkiye hava sahasını İsrail uçaklarına açmış, ortak askeri tatbikatlar düzenlenmiştir. Bilgi transferi ve teknisyenlerin karşılıklı eğitilmeleri kararlaştırılmıştır. • 1997 yılında Serbest Ticaret Anlaşması yürürlüğe girmiştir. • 1998’de imzalanan Ekonomik İşbirliği Anlaşması ile iki ülke arasındaki ticaret hacminin arttırılması için adımlar atılır. İsrail ile 1996’da 446 milyon dolar olan ticaret hacmi, 2008’de 3.38 milyar seviyesine çıkmıştır.
Türkiye’den İsrail’e boru hatları ile petrol, doğal gaz ve su taşınması gündeme gelir. • 1999’da yaşanan deprem sonrasında İsrail yaptığı yardımlarla Türk kamuoyunda dost bir ülke olarak algılanır. • 1990’lı yılların ikinci yarısında Türkiye İsrail’le ilişkilerini ilerletirken, diğer bölge ülkeleriyle ilişkileri durgunlaşır. Türkiye ve İsrail’in ortak tatbikatlar yapması özellikle Arap ülkelerinden Mısır ve Suriye tarafından tehlikeli görülür. Bu tepkiler üzerine Türkiye denge siyasetine geri dönecektir.
2000’li yıllar • 1990’lı yıllarda Ortadoğu’da etkili güç tek başına ABD iken, 2000’li yıllarda bölgede daha fazla aktör ön plana çıkmıştır. • İsrail, İran ve Türkiye özellikle Irak Savaşı’ndan sonra bölge siyasetinde etkili olmuşlardır. • İkinci intifada ile başlayıp Irak Savaşı’yla devam eden süreç, Türkiye ve İsrail’i yakınlaştıran şartların zayıflamasına sebep olmuştur. • Bu dönemde, Türkiye’nin Suriye ve İran’la ortak çıkar alanları artarken, İsrail’le bu çıkar alanları azalmıştır.
Türkiye 2000’li yıllarda İsrail-Filistin sorununda daha etkili bir rol oynamıştır. Dışişleri Bakanı İsmail Cem İsrail, Filistin ve Mısır ile yoğun bir diplomasi trafiği sürdürür. • 2001 Ariel Şaron iktidarı döneminde II. İntifadanın başlaması ile bölgede barış sürecinin sekteye uğraması İsrail’in Avrupa’yla ilişkilerini bozulma noktasına getirirken, Türkiye-İsrail ilişkileri devam etmiştir. • 1990’lı yıllarda İsrail’le olan sıkı ilişkilere nazaran, 2000’li yıllarda yapısal sebeplerden ötürü ikili ilişkilerin seyri değişmiştir.
Bu dönemde Türkiye’nin tehdit algılarının 1990’lı yıllara göre önemli ölçüde değişmesi, İsrail’le stratejik ilişkileri geri plana atmıştır. • 2003 yılında Amerika’nın Irak müdahalesiyle, Türkiye’nin çıkarları İsrail ile ayrışmıştır. Irak Savaşı sonrası İsrail’in Kuzey Irak Kürtleri ile işbirliği yapıp devletleşme sürecine etki etmesi, Irak’ın toprak bütünlüğünden yana olan Türkiye’yi rahatsız etmiştir.
İsrail devre dışı bırakmak istediği Filistinli politikacılara yönelik, hedef tayin ederek öldürme (targeted killing) politikası gütmektedir. İsrail’in kendi içinde de tartışılmakta olan bu gibi politikaları Türkiye’yle de zaman zaman ilişkilerinin bozulmasına sebep olmuştur. • Mart 2004’te Hamas’ın dini lideri Şeyh Ahmet Yasin’in öldürülmesi Türkiye’nin de tepkisini çekmiştir. • Ahmet Yasin’den sonra Hamas’ın Gazze’de resmi sözcülüğünü yapan Abdulaziz Rantisi öldürülecektir. • İsrail en son 2010 yılında Dubai’de Hamas askeri lideri Mahmud Mab-Huh’u suikast düzenleyerek öldürmüştür.
2004 yılında İsrail’in işgal altındaki topraklara yaptığı operasyonlarda seçilmiş hedeflere suikastler düzenlenmesi de Türkiye-İsrail ilişkilerinin gerilmesine neden olmuştur. • Ankara ilişkilerin düzelmesi için girişimde bulunsa da, Mayıs 2004’te Gazze’de Refah mülteci kampında çok sayıda sivilin öldürülmesi, ikili ilişkilerin arasını yeniden açmıştır. • İsrail’in Batı Şeria’da inşasına başladığı, duvara karşı alınan karar hakkında 21 Temmuz 2004’te BM Genel Kurulu’nda yapılan oylamada Türkiye de İsrail’e karşı oy kullanmıştır.
2006 Şubat ayında Hamas’ın Gazze seçimlerini kazanmasından sonra, daha Filistin Meclisi bile toplanmadan sürgündeki lider Halid Meşal’in Ankara’ya gelmesi İsrail tarafından tepkiyle karşılanacaktır. • 2006 Temmuz ayında İsrail’in Lübnan’a hava ve kara harekatı düzenlemesi üzerine Türkiye İsrail’i orantısız güç kullanmakla suçlamıştır. • İsrail’in 2008 yılında “Dökme Kurşun Operasyonu” adı altında Gazze’ye saldırması ve bu saldırı sonucu yaklaşık 1.400 sivilin öldürülmesi, Türkiye’nin yine sert tepkisiyle karşılaşmıştır.
Ocak 2009’da Başbakan Erdoğan ile İsrail Cumhurbaşkanı Şimon Peres arasında Davos Zirvesi’nde yaşanan gerginlik “Davos Krizi” olarak tarih sayfalarındaki yerini almıştır. • Başbakan Erdoğan, İsrail’in Gazze saldırıları hakkında oldukça açık ifadeler kullanır ve "Siz öldürmeyi çok iyi bilirsiniz" der. Erdoğan, oturum yöneticisini de kendisine kısa süre vermekle eleştirir ve "Davos benim için bitmiştir" diyerek paneli terk eder. Bu olay gerilen ilişkileri kopma noktasına getirmiştir.
T.C. Dışişleri Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada Anadolu Kartalı tatbikatının 12-23 Ekim 2009 tarihlerinde yapılacak uluslararası bölümünün ulusal düzeyde yapılacağı açıklanmıştır. • Bu olay üzerine İsrailli kaynaklar Ankara'nın Gazze operasyonu sebebiyle İsrail'in katılımını istemediğini savunacaktır. • Anadolu Kartalı Tatbikatı sonrası Türkiye-İsrail krizi sürerken, Türkiye Suriye ile askeri işbirliği ve savunma alanında önemli kararlara imza atmıştır.
TRT’de yayınlanan “Ayrılık Dizisi” ile özel bir kanalda yayınlanan “Kurtlar Vadisi”nde yer alan bazı sahneler İsrail’in tepkisiyle karşılaşmıştır. • İsrail Dışişleri Bakan Yardımcısı Ayalon, Kurtlar Vadisi dizisinden duyduğu rahatsızlığı dile getirmek için Türkiye Tel-Aviv Büyükelçisi Oğuz Çelikkol’u makamına davet etmiş ve kendisininkinden alçak bir koltuğa oturtarak yeni bir krize sebep olmuştur.
31 Mayıs 2010 tarihinde İsrail askerlerinin Gazze'ye insani yardım ulaştırmayı hedefleyen barış konvoyu gemilerinden Mavi Marmara'ya çıkarak ateş açması Türkiye-İsrail ilişkilerini çıkmaza sürüklemiştir. • Gazze’ye 35 aydır İsrail tarafından uygulanan ambargoyu delmek için yola çıkan 6 gemilik filo, İsrail sınırlarından 77 mil uzakta, uluslararası sularda saldırıya uğramıştır. • Saldırıda ilk kez İsrail’in Türk vatandaşlarına yönelik girişimde bulunması ve 9 Türk vatandaşını öldürmesi, Türkiye-İsrail ilişkilerini doğrudan ve derinden etkilemiştir. • İsrail ordusu operasyon sırasında “şiddetli direnişle” karşılaşıldığını iddia etse de uluslararası toplumun tepkisinden kurtulamamıştır.
İsrail’in yardım gemisine düzenlediği saldırının ardından bu kez heronlarla ilgili sıkıntı yaşanmıştır. İsrail, Türkiye'ye sattığı 10 adet Heron uçağının kullanımıyla alakalı Türk subaylarını eğitmekte olan operatörlerini geri çağırmıştır. • Türkiye-İsrail arasında kopma noktasına gelen ilişkiler, Temmuz 2010’da Türkiye’nin İsrail ve ABD’nin katılımıyla her yaz Akdeniz’de icra edilen "Güvenilir Denizkızı" tatbikatında yer almama kararı ile bugüne gelmiştir.
Türkiye-İsrail Savunma İşbirliğinin Son Durumu • Türkiye ile İsrail arasında 1990’ların ikinci yarısına dayanan askeri ilişkiler günümüzde de devam etmektedir. • İsrailli akademisyen Efraim Inbar, 2000-2004 yılları arasında İsrail’in Türkiye’ye yaptığı toplu silah satış miktarının 1 milyar dolardan fazla olduğunu belirtmektedir. • Türkiye F-4 savaş uçaklarının modernizasyonu konusunda da İsrail ile işbirliği yapmış ve 5 yıl önce bu işbirliği sona ermiştir. • İsrail’den alınan Heronların Türkiye için önemi büyüktür. • 2010 Nisan ayında İsrail firması tarafından modernize edilen 170 adet M-60 tankından sonuncusu da Türkiye’ye teslim edilmiştir.
Türkiye-İsrail İlişkilerinde Günümüzde de Önemini Yitirmeyen Sorunlar • İsrail’in Kudüs’ün tamamı üzerindeki hak iddiası, • Netanyahu’nun Doğu Kudüs’ün yahudileştirilmesine izin vermesi ve Batı Şeria’da kurulan yeni Yahudi yerleşimleri, • Batı Şeria’da Müslümanlarca manevi öneme sahip bir türbe ve camiyi Siyonist Miras Listesi’ne dahil etmesi, • Mescid-i Aksa altında ve çevresinde arkeolojik kazılar yaparak kutsal mekana zarar vermesi Türkiye tarafından da kaygıyla izlenmiştir.
Türkiye-İsrail İlişkilerinde İsrail-Filistin İhtilafının Rolü • Türkiye, İsrail-Filistin sorununda temkinli politikalar izlemiş olsa da İsrail hükümetinin her şiddet kullanımında İsrail’e karşı eleştirel yaklaşımda bulunmuştur. • Son dönemde de İsrail-Filistin görüşmelerinde arabulucu olarak adı geçen Türkiye, barış görüşmelerinin Hamas’sız olamayacağını vurgulamıştır. Bu noktada Türkiye’nin geçmişte FKÖ’yü de tanıyarak İsrail’le yaşadığı gerginlik hatırlanabilir.
Türkiye-İsrail İlişkilerinin Suriye Boyutu • Türkiye bölgede Suriye ve İsrail arasındaki dolaylı görüşmeleri de yürüten bir ülke olmuştur. • 90’lı yıllarda Suriye, Türkiye-İsrail ilişkilerini yakınlaştıran faktör olmuştur. Suriye’nin PKK desteğine son vermesine kadar durum böyle devam etmiştir. • Irak’ın işgali sonrasında bu kez Türkiye-Suriye çıkarları örtüşmüştür. • 2000’li yıllarda olumlu diyalog sürdürülmüştür. • Bugün İsrail ve Suriye arasında arabulucu olarak düşünülen ülke yine Türkiye’dir.
Türkiye-İsrail İlişkilerinde İran Faktörü • Ortadoğu’da İsrail ve İran’ın revizyonist politikalarına karşı, Türkiye dengeleri gözetmekte ve bölgenin istikrarına önem vermektedir. • Türkiye, 1990’lı yıllar da dahil olmak üzere ABD ve İsrail’in baskılarına rağmen İran’la ilişkilerini sürdürmüştür. • İran’ın nükleer programı Türkiye-İsrail ilişkilerinin gerilmesine sebep olmaktadır. Oysa Türkiye İsrail’in de nükleer silahlara sahip olduğunu hatırlatarak, bölge genelinde nükleer silahsızlanmadan taraf olduğunu her defasında belirtmektedir. • Türkiye ve İran, Kürt ayrılıkçılığı sorununda da ortak çıkarlara sahiptir.
Türkiye-İsrail İlişkilerinin Irak ve Kuzey Irak Boyutu • Irak işgalinin ardından Türkiye’nin İsrail’le çıkarları ayrışırken, Irakla çıkarları örtüşmüştür. • İsrail’in çevresinde Arap olmayan ülkelerle ve halkla yakın ilişkiler kurma stratejisinin bir uzantısını da Kuzey Irak oluşturmaktadır. • Ankara Irak’ın toprak bütünlüğünden yanayken, İsrail’in bölgedeki Kürt yönetimini desteklemesi ve devletleşme sürecini hızlandırmaya çalışması Türkiye-İsrail ilişkilerini germiştir. • İsrail’in Kuzey Irak’ta Peşmergelere askeri eğitim vermesi, uzun vadede stratejik bir konuma sahip olmaya çalışması Türkiye’yi rahatsız etmiştir.
Türkiye-İsrail İlişkilerinde Geleceğe Dair Muhtemel Gelişmeler İç Faktörler: • Türkiye ile İsrail’in son dönemde ard arda yaşadığı krizler, iki ülkenin ilişkilerinin geleceği önünde bir engel olarak durmaktadır. • Bundan sonrası için İsrail’in, yardım gemisine düzenlediği saldırıda 9 vatandaşını kaybeden Türkiye’nin taleplerini göz önünde bulundurması ilişkilerin geleceği açısından önemlidir. • İsrail ile ilişkilerinde Türkiye için önemi yadsınamayacak bir askeri işbirliği söz konusudur. Ancak düzeltilemeyen ilişkilerden bu işbirliği projeleri de olumsuz etkilenecektir.
Dış Faktörler: • Son günlerde görüşmelerin yeniden başladığı İsrail ve Filistin arasındaki sorunların üzerinde sağlanacak uzlaşı Türkiye için çok önemlidir. • Ancak, İsrail’in 1967 yılında işgal ettiği topraklardan geri çekilmemesi, Filistinli mültecilerin geri dönüşünü engellemesi, Yahudi yerleşimlerinin inşasına devam etmesi, duvar inşasını durdurmaması, Gazze’ye yönelik ablukayı kaldırmaması ve Kudüs’ün statüsü konusunda tavrını değiştirmemesi, kuşkusuz Türkiye ile ilişkilerine de olumsuz yansımaya devam edecektir. • İsrail’in İran’a düzenleyeceği olası bir hava saldırısını Suriye ve Kuzey Irak üzerinden yürütmesi kuşkusuz Türkiye’nin İsrail ile ilişkilerini etkileyecektir.
Suriye ile İsrail arasında var olan sorunlarda Türkiye her ne kadar arabuluculuk rolü üstlense de iki ülke arasında Golan Tepeleri’nin durumu gibi sorunların temelli çözülmesi Türkiye için önemlidir. • ABD’nin Irak’tan çekilmesiyle İsrail’in Kuzey Irak’a yönelik olası faaliyetlerini arttırması Türkiye-İsrail ilişkilerinin gelişimini zora sokabilir. • İran’ın nükleer programına karşı Türkiye’nin yaklaşımı, iki ülke arasındaki ilişkileri belirleyecek bir diğer faktördür. • İsrail’de Likud Partisi’nin yerine daha ılımlı bir hükümetin iktidara gelmesi ilişkilerin seyrini değiştirebilir.
KAYNAKLAR • Arı, Tayyar, Geçmişten Günümüze Orta Doğu Siyaset, Savaş ve Diplomasi, Mkm Yayıncılık, 4. Baskı, 2008, Bursa. • Bengio, Ofra, Türkiye İsrail Hayalet İttifaktan Stratejik İşbirliğine, çev. Filiz Kaynak Dişkaya, Erguvan Yayınevi, İstanbul, Mart 2009. • Davutoğlu, Ahmet, Stratejik Derinlik, Küre Yayınları, 24. Baskı, Mart 2008, İstanbul. • Fuller, Graham E., Yeni Türkiye Cumhuriyeti, çev. Mustafa Acar, Timaş Yayınları, İstanbul, 2008. • Kaya, Erdem, Türkiye-İsrail İlişkilerinde Yeni Dönem, BİLGESAM, http://www.bilgestrateji.com/store/dergi2/Erdem.pdf, 23.08.10. • Türkmen, İlter, Türkiye Cumhuriyeti’nin Ortadoğu Politikası, BİLGESAM, 2010, http://www.bilgestrateji.com/store/tcortadogu.pdf, 12.08.10. • Oran, Baskın, Türk Dış Politikası, Cilt I: 1919-1980, İletişim Yayınları, 12. Baskı, İstanbul, 2006. • Oran, Baskın, Türk Dış Politikası, Cilt II: 1980-2001, İletişim Yayınları, 12. Baskı, İstanbul, 2006. • Özcan, Gencer, Türkiye-İsrail İlişkilerinde Dönüşüm: Güvenliğin Ötesi, TESEV, Dış Politika Programı, Dış Politika Analiz Serisi I, Kasım 2005. • Tanrıverdi, Nebahat, “Türkiye-İsrail İlişkilerinde Son Durum”, Ortadoğu Stratejik Araştırmalar Merkezi, 06.08.10., http://www.orsam.org.tr/tr/yazigoster.aspx?ID=1045, 19.08.10. • “Prof. Ofra Bengio ile Enine Boyuna İsrail-Türkiye İlişkileri”, 17.06.09, http://www.salom.com.tr/news/detail/12144-Prof-Ofra-Bengio-ile-Enine-boyuna-Israil-Turkiye-iliskileri.aspx, 19.08.10. • T.C. Dışişleri Bakanlığı Resmi Sitesi, http://www.mfa.gov.tr • http://securityfence.mfa.gov.il/mfm/web/main/missionhome.asp?MissionID=45187&