360 likes | 682 Views
Orhan KESKİN Sivas İl Müftü Yardımcısı. Aile Okulu Seminerleri - 2. Aile İrşat ve Rehberlik Bürosu. E V L İ L İ K , NEDİR? NE DEĞİLDİR ?. Evlilik , eş olmanın çok ötesinde anlamlar taşıyor… Bunu farketmek durumundayız…Birbirine adanmış ömürler… En büyük nimet ve muhteşem bir devlettir.
E N D
Orhan KESKİN Sivas İl Müftü Yardımcısı
Aile Okulu Seminerleri - 2 Aile İrşat ve Rehberlik Bürosu
E V L İ L İ K, NEDİR? NE DEĞİLDİR?
Evlilik, eş olmanın çok ötesinde anlamlar taşıyor… Bunu farketmek durumundayız…Birbirine adanmış ömürler… En büyük nimet ve muhteşem bir devlettir. Evlilik, Allah’ın ayetlerinden bir ayettir… Bu ayeti düzgün okumak, doğru anlamak, güzel yaşamak durumundayız… Evlilik bir ülkeye, bir ırka, bir dine, bir medeniyete, bir kültüre, bir çağa ait özel bir kurum değildir… Hatta sadece bu dünyaya has bir uygulama da değildir. Kökleri cennete kadar uzanan, Adem ve Havva’ya dayanan bir gerçekliktir… Ancak bilmek gerekir ki; hayatın en zor işi, en çetin virajı, en ciddi tercihidir…
Evlilik, kendini sınırlamak, sınamak ve sorumluluk almaktır… Evlilik, birbirini paylamak değil, hayatı paylaşmaktır… Birbirini değişime zorlamak değil, anlamak, tamamlamak ve alışmaktır… Pazarlığı bırakıp herkesin kendi payına düşen sorumluluğu kuşanmasıdır.… Evliliği ne her şeymiş gibi ne de hiçbir şeymiş gibi göremeyiz…Peki, biz evliliğe ne yükledik, ne bekliyoruz?
Sokrates: «Her durumda evlenin. İyi bir eşiniz olursa mutlu olursunuz. Eşiniz kötü olursa filozof olursunuz» demiş. Aynen öyle: İyi olanların içini ve gönlünü hoş, kötü olanları filozof yapan bir süreç evlilik.
Evlilik, “tek başına” olmaktan kurtulup, “can yoldaşına” kavuşmaktır… Aynı çatı altında yalnızlık ve yabancılık değil!
AİLE İRŞAT VE REHBERLİK BÜROSU “Ve O, iki eşi, erkeği ve kadını yarattı.” (Necm, 53/45) “Kadınlar, erkeklerle birlikte bir bütünü tamamlayan diğer yarıdır.” (Ebû Dâvûd, Tahâret, 94)
Evlilik, geçim, huzur ve sükûnettir…Uyuşmazlık, çatışma ve sürtüşme değil!
“Kendileri ile huzur bulasınız diye sizin için türünüzden eşler yaratması ve aranızda bir sevgi ve merhamet var etmesi de Allah’ın varlığının ve kudretinin delillerindendir. Şüphesiz bunda düşünen bir toplum için elbette ibretler vardır.” (Rûm, 30/21)
“Müminlerin iman bakımından en olgun olanları, ahlâkı en iyi olanlardır. Sizin en hayırlılarınız da eşlerine karşı en iyi davrananınızdır.” (Tirmizî, Radâ’, 11)
Peygamber Efendimiz Hz. Fâtıma'ya düğün günü şöyle nasihat ediyor: - Kızım, evimizden çıkıp, başka bir eve, ülfet etmediğin bir kimseye gidiyorsun. Sen kocana yer ol ki, o sana gök olsun! Sen ona hizmetçi ol ki, o sana köle olsun! Kocana yumuşak davran! Öfkeli hâllerinde sessizce yanından kayboluver. Öfkesi geçinceye kadar ona görünme!Ağzını ve kulağını muhafaza et! Kocan sana fena söylerse, söylediklerini duyma ve sakın mukabelede bulunma! Ona karşı gelme! Daima senden güzel söz işitsin, güler yüz görsün. Bu suretle sana iyi nazarla baksın.
Evlilik, sevgi, ilgi ve gönül birliğidir…Nefret, kin ve düşmanlık değil!
Kadın gazete okuyan kocasına kendini ne kadar sevdiğini sormuş; -Beni ne kadar seviyorsun ? Adam:- Dünyalar kadar! Kadın üzülmüş, suratı asılmış. Eşi sormuş; - Neden üzüldün hanım? - Geçen gün babam, “Bu dünya beş para etmez.” demişti de…
“Onlar (hanımlarınız) sizin için birer elbise, siz de onlar için birer elbisesiniz.”(Bakara, 2/187)
“Mümin bir kimse mümine olan eşine nefretbeslemesin; çünkü onun bir huyunu beğenmezse de hoşlanacağı başka bir huyu mutlaka vardır.” (Müslim, Radâ’, 61)
Hocaefendi cemaate sorar: Hanımından korkanlar ayağa kalksın! Herkes kalkar adamın biri oturur. Hocaefendi sorar: Sen hanımından korkmuyor musun diye? Adamcağız der ki: Hanımın ismini duyunca dizlerimin bağı çözüldü, Kalkamıyorum.
. Evlilik, hoşgörü, şefkat ve merhamettir… Eziyet, baskı ve şiddet değil!
“Kadınlar konusunda Allah’tan sakının! Çünkü siz kadınları Allah’ın emaneti olarak aldınız ve Allah’ın adıyla (nikâh kıyarak) onları kendinize helâl kıldınız.” (Müslim, Hac, 147)
Hz. Âişe diyor ki: “Resûlullah (sas), bir kadına ya da bir hizmetçiye bir tek tokat bile atmadı!” (Müslim, Fedâil, 79) Enes b. Mâlik diyor ki: “Hz. Peygamber’e on yıl hizmet ettim. Bana bir kez bile ‘Öf!’, ‘Niye böyle yaptın?’ ve ‘Niçin şöyle yapmadın!’ demedi.” (Buhârî, Edeb, 39)
Evlilik, dürüstlük, güven ve sadakattir… Yalan, hile ve ihanet değil!
“Mümin erkeklere söyle, gözlerini haramdan sakınsınlar, namuslarını korusunlar. Bu davranış onlar için daha nezihtir. Şüphe yok ki, Allah onların yaptıklarından hakkıyla haberdardır. Mümin kadınlara da söyle, gözlerini haramdan sakınsınlar, namuslarını korusunlar.” (Nûr, 24/30-31)
“Kişinin sahip olabileceği en büyük hazineyi sana söyleyeyim mi? Kocası yüzüne baktığında ona huzur veren, kendisinden (meşrû) bir şey istediğinde yerine getiren ve kocasının yokluğunda onu(n saygınlığını) koruyan iyi huylu bir kadın!”(EbûDâvûd, Zekât, 32)
Evlilik, iyilikte yardımlaşma ve adalettir… Kötülükte işbirliği ve haksızlık değil!
“Mümin erkekler ve mümin kadınlar birbirlerinin dostlarıdır. İyiliği emreder, kötülükten alıkoyarlar. Namazı dosdoğru kılar, zekâtı verirler. Allah’a ve Rasûlüne itaat ederler. İşte bunlara Allah merhamet edecektir. Şüphesiz Allah mutlak güç sahibidir, hüküm ve hikmet sahibidir.” (Tevbe, 9/71)
Evlilik, “eşref-i mahlûkât” olan insanın yetiştirildiği bir kulluk mektebidir…
“Ey Rabbimiz! Eşlerimizi ve çocuklarımızı bize göz aydınlığı kıl ve bizi Allah’a karşı gelmekten sakınanlara önder eyle.” (Furkân 25/74)
“Ey inananlar! Kendinizi ve ailenizi, yakıtı insanlar ve taşlar olan ateşten koruyun.” (Tahrîm, 66/6) “Şüphesiz hüsrana uğrayanlar kıyamet gününde kendilerini ve ailelerini hüsrana sokanlardır.” (Zümer, 39/15) “Dikkat edin! Hepiniz çobansınız ve hepiniz yönetiminiz altındakilerden mesulsünüz.” (Müslim, İmâre, 20)
E V L İ L İ K…………….............!Bir baba evlenmek üzere olan oğluna tavsiyelerde bulunuyormuş. “Son tavsiyemi …mutfakta anlatmak istiyorum” demiş. Mutfağı ve yemek yapmayı bilmeyen delikanlı “Olur” demiş çekine çekine. Baba, ocağa aynı büyüklükte üç kap koymuş, hepsini suyla doldurup üçünün de altını yakmış. “Şimdi, istediğim her şeyden iki tane vereceksin bana” demiş oğluna. Sırasıyla havuç, yumurta ve kavrulmamış kahve çekirdeği istemiş… Oğlu hepsinden ikişer tane vermiş babasına.
Adam iki havucu birinci kaba, iki yumurtayı ikinci kaba ve iki kavrulmamış kahve çekirdeğini üçüncü kaba koymuş. Her üçünü de yirmi dakika süreyle kaynatmış. Daha sonra kapları indirip yemek masasına buyur etmiş oğlunu. Yemek masasında üç tabak duruyormuş. Kaplarda kaynayan havuçları, yumurtaları ve kahve çekirdeklerini büyük bir özenle tabaklara yerleştirmiş.
Aşkın da şefkatin de olduğu bir evlilikte ise, şartlar ne olursa olsun, eşler tıpkı şu kahve taneleri gibi, birbirlerinin yanında kalırlar, kendi kişiliklerini yitirmezler. Kahve tanelerinin tekrar kaynatılmaya hazır olmaları gibi, onlar da birbirleriyle baş başa uzun yıllar geçirmeye isteklidirler. Oğlu aldığı bu dersten tatmin olmuşa benziyordu. “Asıl ders bu değil!” dedi baba. Oğlunun elinden tuttu, ocağın üzerinde bıraktığı kapların içinde kalan suları gösterdi.
“Havuçlardan ve yumurtalardan arta kalan suya bak… İkisinde de bir tat yok .” Kahve çekirdeklerini çıkardığı kaptaki suyu yavaşça bir fincana boşalttı. Mis gibi taze kahve kokuyordu. Fincanı oğluna uzattı.“İçmek istersin herhalde” dedi. Oğlu kahvesini yudumlarken konuşmasını sürdürdü. “Kahve çekirdekleri gibi birbirlerini tüketmeyen eşlerin paylaştığı yuva da işte böyle olur. Mis gibi, temiz ve huzur verici. Başka herkesin fincanına koyup yudumlayacağı taze kahve gibi… Çünkü onlar birbirlerini harcamayarak, birbirlerine aşkla ve şefkatle davranarak hayata kendi tatlarını, kokularını ve renklerini katmayı başarırlar . . . “
ÖZETLE • En sağlam kalemiz; Aile… • Bize besmeleli evlilikler, kıbleli evler, amentülü hayatlar lazım… Ne evsizleşelim, ne de evcilleşelim, sadece evli kalalım…Kendimize dönelim… Birbirimize dönelim… Evimize dönelim…Bunun için evlilik terapisine gerek yok… Tedavi için ithal reçetelere de ihtiyaç yok… Sanıyorum evlilikte şu beş kelime ile işi çözeriz… • Sabır… • Sorumluluk… • Sadakat… • Samimiyet… • Sevgi…
TEŞEKKÜRLER… Allah’a c.c emanet olunuz.