370 likes | 770 Views
Bakara Sûresi : 144-147. Kur’ân Buluşmaları: 57. ÜMİT ŞİMŞEK. Bakara: 148. وَلِكُلٍّ وِجْهَةٌ هُوَ مُوَلّ۪يهَا فَاسْتَبِقُوا الْخَيْرَاتِۜ اَيْنَ مَا تَكُونُوا يَأْتِ بِكُمُ اللّٰهُ جَم۪يعاًۜ اِنَّ اللّٰهَ عَلٰى كُلِّ شَيْءٍ قَد۪يرٌ
E N D
Bakara Sûresi: 144-147 Kur’ân Buluşmaları: 57 ÜMİT ŞİMŞEK
Bakara: 148 وَلِكُلٍّ وِجْهَةٌ هُوَ مُوَلّ۪يهَا فَاسْتَبِقُوا الْخَيْرَاتِۜ اَيْنَ مَا تَكُونُوا يَأْتِ بِكُمُ اللّٰهُ جَم۪يعاًۜ اِنَّ اللّٰهَ عَلٰى كُلِّ شَيْءٍ قَد۪يرٌ Herkes için yöneleceği bir kıble vardır. Siz hayırda yarışmaya bakın. Nerede olursanız olun Allah hepinizi bir araya getirir. Çünkü Allah herşeye kadirdir.
Bakara: 148 • هُوَ مُوَلّ۪يهَا • Kendi yöneleceği bir cihet • Allah’ın onu yönelttiği bir cihet • Her ümmetin bir kıblesi vardır • Müslüman, Yahudi, Hıristiyan, v.s. • Eski ümmetler • Gayb âleminin varlıkları • Her milletin Kâbe’ye müteveccihen yöneldiği cihet
Bakara: 148 | müsabaka • «Hayırda yarışın» • Rabbinizden erişecek bir bağışlanmayı ve genişliği göklerle yer kadar olup da takvâ sahipleri için hazırlanmış bir Cenneti kazanmak için koşuşun / yarışın. • Âl-i İmrân, 3:133 • Rabbinizden erişecek bir bağışlanmayı ve öyle bir Cenneti kazanmak için yarışın ki, genişliği gök ile yerin genişliği kadardır ve Allah ile peygamberlerine iman edenler için hazırlanmıştır. İşte bu Allah’ın lütfudur; onu dilediğine verir. Gerçekten de Allah pek büyük lütuf sahibidir. • Hadîd, 57:21
Bakara: 148 | müsabaka • Yarışın / koşuşun = acele edin • Ey iman edenler! Cuma günü namaz için ezan okunduğunda, alışverişi bırakıp Allah’ın zikrine koşun. Bilseniz, bu sizin için daha hayırlıdır. • Cum’a, 62:9 • “Ey Musa, seni kavminden ayrılmakta acele ettiren ne?” • Musa “Onlar benim izimdeler,” dedi. “Ben ise Seni hoşnut etmek için aceleyle Sana geldim.” • Tâhâ, 20:83-84
Bakara: 148 | müsabaka • Sana da, ondan önceki kitapları tasdik edici ve onları gözetici olarak kitabı hak ile indirdik. Onun için, sen de Allah’ın indirdiğiyle hükmet; sana gelmiş olan haktan sonra artık onların heveslerine uyma. Herbiriniz için Biz bir şeriat ve bir yol belirledik. Eğer Allah dileseydi sizi tek bir ümmet yapardı. Ancak verdikleriyle sizi sınamak için ümmetlere ayırmıştır; siz de hayırlı işlerde birbirinizle yarışın. Hepinizin dönüşü Allah’adır; anlaşmazlığa düştüğünüz şeyleri O size bildirecektir. • Mâide, 5:48
Bakara: 148 | müsabaka • O kimseler ki, Rablerinin korkusundan ürperirler. • Rablerinin âyetlerine iman ederler. • Ve Rablerine asla ortak koşmazlar. • Verdiklerini de, Rablerinin huzuruna varacaklarının bilinci içinde, kalpleri ürpererek verirler. • İşte onlar hayırda yarışanlar ve öne geçenlerdir. • Mü’minûn, 23:57-61
Bakara: 148 | müsabaka • Onlar Allah’a ve âhiret gününe inanır, iyiliği teşvik eder, kötülükten sakındırır, hayırda yarışırlar. İşte onlar iyi ve hayırlı kullardandır. • Âl-i İmrân, 3:114 • Zekeriya’yı da an ki, Rabbine niyaz ederek “Rabbim, beni yalnız bırakma; Sen vârislerin en hayırlısısın ” demişti. • Biz de onun duasını kabul ettik. Ona Yahya’yı verdik ve eşini de iyileştirdik. Onların hepsi de hayırda yarışırlar ve hem ümit ederek, hem de korkarak Bize dua ederlerdi. Onlar Bize karşı saygılı ve edepli kimselerdi. • Enbiyâ, 21:89-90
Bakara: 148 | müsabaka • Sonra kitaba kullarımızdan seçtiklerimizi vâris kıldık. Onlardan kimi vardır, nefsine zulmeder. Kimi vardır, orta yolu tutar. Kimi de vardır, Allah’ın izniyle hayırda öne geçer. Bu ise pek büyük bir lütuftur. • Fâtır, 35:32 • And olsun yarışıp geçenlere. • Nâziât, 79:4
Bakara: 148 | müsabaka • Siz üç sınıfa ayrılmışsınızdır. • Ashab-ı Yemin ki ne mutlu kimselerdir. • Ashab-ı Şimal ki ne bedbaht kimselerdir. • Öne geçenler de hepsinden ileridir. • İşte onlar Allah katında yakınlık sahibidirler. • Nimetlerle dolu Cennetlerdedirler. • Vâkıa, 56:7-12
Bakara: 148 | müsabaka «Peki, madem benim maaşıma zam yapamıyorsunuz; arkadaşımın maaşını düşüremez misiniz?»
Bakara: 148 | müsabaka «Arabamda faks yok diye üzülüyordum; derken cep telefonu olmayan bir adam gördüm.»
Bakara: 148 | müsabaka • Bir kısmınıza Allah’ın fazladan verdiği nimetlere göz dikmeyin. Erkeklerin de kendi çalışmalarından bir nasibi vardır, kadınların da kendi çalışmalarından bir nasibi vardır. Siz Allah’ın lütfundan dilekte bulunun. Şüphesiz ki Allah herşeyi bilir. • Nisâ, 4:32 • [Haset konusu için bkz. 41. Bölüm: Bakara, 109. âyet]
Bakara: 148 • «Nerede olursanız olun Allah hepinizi bir araya getirir» • Yeryüzünün neresinde olursanız olun, Allah sizi bir kıble ile bir araya toplar • Mekânları ve zamanları farklı olan toplulukları Allah bir kıble ile birleştirir • Geleceğinde şüphe olmayan Hesap Gününde hepinizi huzurunda toplar • Siz hayır işlemeye bakın
Bakara: 148 • «Allah herşeye kadirdir» • Sizi bir kıble etrafında toplar • Huzurunda toplar • Hiçbir şey Allah’ın kudretinden hariç kalamaz • Rabbimiz! Geleceğinde şüphe olmayan bir günde insanları huzurunda toplayacak olan Sensin. Şüphesiz ki Allah sözünden asla dönmez. • Âl-i İmrân, 3:9
Bakara: 148 • Rabbimiz! Geleceğinde kuşku olmayan bir günde insanları huzurunda toplayacak olan da Sensin. Şüphesiz ki Allah sözünden asla dönmez. • Şûrâ, 42:29 • Daha önceki âyetlerde ekseriyetle Allah’ın ilim sıfatına vurgu yapılmıştı. Burada kudret sıfatının sonsuzluğu da hatırlatılıyor
Bakara: 149 ْ وَمِنْ حَيْثُ خَرَجْتَ فَوَلِّ وَجْهَكَ شَطْرَ الْمَسْجِدِ الْحَرَامِۜ وَاِنَّهُ لَلْحَقُّ مِنْ رَبِّكَۜ وَمَا اللّٰهُ بِغَافِلٍ عَمَّا تَعْمَلُونَ Onun için, nereden yola çıkarsan çık; yüzünü Mescid-i Harama çevir. Çünkü o Rabbinden gelen hakkın tâ kendisidir. Allah ise yaptıklarınızdan habersiz değildir.
Bakara: 150 وَمِنْ حَيْثُ خَرَجْتَ فَوَلِّ وَجْهَكَ شَطْرَ الْمَسْجِدِ الْحَرَامِۜ وَحَيْثُ مَا كُنْتُمْ فَوَلُّوا وُجُوهَكُمْ شَطْرَهُۙ لِئَلَّا يَكُونَ لِلنَّاسِ عَلَيْكُمْ حُجَّةٌۗ اِلَّا الَّذ۪ينَ ظَلَمُوا مِنْهُمْ فَلَا تَخْشَوْهُمْ وَاخْشَوْن۪ي وَلِاُتِمَّ نِعْمَت۪ي عَلَيْكُمْ وَلَعَلَّكُمْ تَهْتَدُونَۙ Nereden yola çıkarsan çık, yüzünü Mescid-i Harama çevir. Nerede olursanız olun, yüzünüzü o yöne çevirin ki, insanların size karşı bir delil bulamasınlar. Zulmedenler ise başka; siz onlardan korkmayın, Benden korkun. Tâ ki, Ben size olan nimetimi tamamlayayım; siz de doğru yola erişmiş olun.
Bakara: 149-150 | her yerin kıblesi • «Nereden yola çıkarsan çık; yüzünü Mescid-i Harama çevir» • Seferî – mukîm, uzak – yakın, neresi olursa olsun • İslâm’ın bir dünya dini olarak her tarafa yayılacağına işaret • Eski bir âdetin yerini alan ve def’aten gerçekleşen bir yeni âdeti iyice yerleştirmek için tekrar • Fitnenin önünü kesmek, tereddütlere mahal bırakmamak
Bakara: 149-150 | her yerin kıblesi • Tekrarın hikmetleri / illetin tekerrürü • 1. Allah’ın rızasını aramak • 2. Her ümmeti kıblesine yöneltmek şeklindeki İlâhî âdetin tahakkuku • 3. Muhaliflerin delillerini cerh etmek • Tekrarın hikmetleri / bir başka açıdan • 1. Mescid-i Haram’da namaz kılarken Kâbe’ye yönelmek • 2. Medine’nin sair mescidlerinde Kâbe’ye yönelmek • 3. Seferde ve dünyanın sair yerlerinde Kâbe’ye yönelmek
Bakara: 149-150 • «O Rabbinden gelen hakkın tâ kendisidir» • Hak, Rabbinin katındandır; sakın şüpheye düşenlerden olma. • Bakara, 2:147; Âl-i İmrân, 3:60 • Kendilerine kitap verilenler, bunun Rablerinden gelen hakkın tâ kendisi olduğunu elbette bilirler. • Bakara, 2:144 • İman edenler bilirler ki, o, Rablerinden gelen hakkın tâ kendisidir. İnkâr edenler de “Allah bu misalle ne demek istedi?” deyiverirler. Allah, bu misalle nicelerini saptırır, nicelerini de doğru yola ulaştırır. Aslında, Allah’ın saptırdıkları, zaten yoldan çıkmış olanlardır. • Bakara, 2:26
Bakara: 149-150 • «Allah yaptıklarınızdan habersiz değildir» • Ehl-i Kitap ve müşriklere uyarı • Mü’minlere ihlâs dersi • «Size karşı bir delil bulamasınlar» • Ehl-i Kitap: «Bizim kıblemize döndü, dinimize de girecek» • Müşrikler: «İbrahim’in dininden bahsediyor, kıblesine uymuyor»
Bakara: 149-150 • «Zulmedenler müstesna» • İnsanlar Allah’ın davetini kabul ettikten sonra hâlâ Allah’ın dini hakkında münakaşaya tutuşanların öne sürdükleri delillerin, Rableri katında hiçbir değeri yoktur. Onlara bir gazap ve şiddetli bir azap vardır. • Şûrâ, 42:16 • «İnsanların zalimlerden başka size karşı öne sürecekleri bir delil kalmasın»
Bakara: 149-150 | Allah korkusu • «Onlardan korkmayın, Benden korkun» • İnkâr edenler, bugün sizin dininizden ümitlerini kesmiş durumdadır; siz onlardan korkmayın, Benden korkun. • Mâide, 5:3 • Siz de insanlardan korkmayın, Benden korkun; üç beş kuruş için Benim âyetlerimi satıvermeyin. • Mâide, 5:44
Bakara: 149-150 | Allah korkusu • Yeminlerinden dönen, Peygamberi yurdundan çıkarmaya azmeden ve savaşı önce kendileri başlatan bir topluluğa karşı nasıl savaşmazsınız? Yoksa korkuyor musunuz? Halbuki, eğer mü’minseniz, kendisinden korkulmaya Allah daha lâyıktır. • Tevbe, 9:13 • Peygamberler, Allah’ın gönderdiklerini eksiksiz olarak tebliğ eden ve Allah’tan başka hiç kimseden korkmaksızın sadece Ondan korkan kimselerdir. Hesap görücü olarak da Allah kâfidir. • Ahzâb, 33:39
Bakara: 149-150 | Allah korkusu • Sahabe imanı • Onlar öyle kimselerdir ki, halk onlara “İnsanlar size karşı toplandı; onlardan korkun” dediği zaman, bu onların imanını arttırdı ve dediler ki: “Bize Allah yeter; ne güzel vekildir O.” • Âl-i İmrân, 3:173
Bakara: 149-150 | Tamam-ı nimet • «Nimetimi tamamlayayım» • Allah size güçlük çıkarmak istemiyor; lâkin şükredesiniz diye sizi temizlemek ve üzerinizdeki nimetini tamamlamak istiyor. • Mâide, 5:6 • Rabbin seni böylece seçkin kılacak, sana rüya tabirini öğretecek ve, tıpkı bundan önce ataların İbrahim ve İshak’a yaptığı gibi, senin ve Yakub hanedanının üzerine de nimetini tamamlayacaktır. Şüphesiz ki Rabbin herşeyi bilir, herşeyi hikmetle yapar. • Yusuf, 12:6
Bakara: 149-150 | Tamam-ı nimet • Allah, yarattıklarından size gölgeler verdi; size dağlardan sığınaklar verdi; sizi sıcaktan koruyan elbiseler verdi; sizi savaşın şiddetinden koruyan zırhlar verdi. Ona teslim olarak esenliğe kavuşmanız için, üzerinizdeki nimetini Allah işte böyle kemale erdiriyor. • Nahl, 16:81
Bakara: 149-150 | Tamam-ı nimet • Biz sana apaçık bir fetih yolu açtık. • Böylece Allah senin geçmiş ve gelecek günahlarını bağışlayacak, üzerindeki nimetini tamama erdirecek ve seni dosdoğru bir yola iletecektir. • Fetih, 48:1-2 • Nimet • İslâm, iman, nübüvvet, zafer…
Bakara: 149-150 | Tamam-ı nimet • Muaz b. Cebel (r.a.) anlatıyor: • Resulullah (s.a.v.) bir adamın «Senden nimetin tamamını istiyorum» diye dua ettiğini işitti. • Ona «Tamam-ı nimet nedir?» diye sordu. • Adam «Hayır umarak ettiğim bir dua» diye cevap verdi. • Resulullah buyurdu ki: • «Tamam-ı nimet, Cehennemden kurtulup Cennete girmektir.» • Tirmizî, Daavât: 93
Bakara: 149-150 | Tamam-ı nimet • Hz. Ali: • Tamam-ı nimet, Müslüman olarak ölmektir. • Aynı şeyi, İbrahim, oğullarına da vasiyet etti. Yakub da öyle yaptı: “Oğullarım, Allah size bu dini seçmiş bulunuyor. Siz de ancak Müslüman olarak can verin.” • Bakara, 2:132 • Ey iman edenler! Allah’a karşı gelmekten nasıl sakınmak gerekiyorsa öylece sakının ve Müslüman olarak ölün. • Âl-i İmrân, 3:102
İnternet adresleri iman_ilmihali@googlegroups.com utesav.org.tr facebook.com/yazarumitsimsek