1 / 49

MUKAVEMET ARTIRICI İŞLEMLER

MUKAVEMET ARTIRICI İŞLEMLER. Malzemenin mekanik özellikleri metalurjik yapılarına bağlıdır. Metalurjik yapı ise kimyasal bileşim ile malzemeye uygulanan mekanik ve ısıl işlemle değiştiğinden dolayı olarak malzemenin mekanik özelliklerinin bu faktörlere de bağlı olduğu söylenebilir.

paiva
Download Presentation

MUKAVEMET ARTIRICI İŞLEMLER

An Image/Link below is provided (as is) to download presentation Download Policy: Content on the Website is provided to you AS IS for your information and personal use and may not be sold / licensed / shared on other websites without getting consent from its author. Content is provided to you AS IS for your information and personal use only. Download presentation by click this link. While downloading, if for some reason you are not able to download a presentation, the publisher may have deleted the file from their server. During download, if you can't get a presentation, the file might be deleted by the publisher.

E N D

Presentation Transcript


  1. MUKAVEMET ARTIRICI İŞLEMLER

  2. Malzemenin mekanik özellikleri metalurjik yapılarına bağlıdır. Metalurjik yapı ise kimyasal bileşim ile malzemeye uygulanan mekanik ve ısıl işlemle değiştiğinden dolayı olarak malzemenin mekanik özelliklerinin bu faktörlere de bağlı olduğu söylenebilir.

  3. Malzemenin Mukavemeti; • Kimyasal Bileşim • Metalurjik Yapı değiştirilerek arttırılabilir • Malzemelerin Mukavemet Arttırıcı İşlemleri: • Alaşım Sertleştirmesi • Çökelme Sertleştirmesi • Dispersiyon Sertleştirmesi • Soğuk İşlem • Tane Boyutunu Küçültme • Deformasyon Yaşlanması • Martenzitik Dönüşüm • Radyasyonla Sertleştirme

  4. Herhangi bir saf metale, matris yapısı içinde eriyen atomların ilavesiyle elde edilen katı eriyikler iki çeşittir. • Bunlar; • Yeralan Katı Eriyiği • Arayer Katı Eriyiğidir. Katı Eriyik Sertleştirmesi

  5. Saf metal atomları ile ilave edilen alaşım elementi atomlarının boyutları biribirlerine uygunsa, kristal içinde eriyen atomlar eriten atomların yerini alabilirler. Bu çeşit katı eriyiğe yer alan katı eriyiği denir. Yer Alan Katı Eriyiği

  6. Eğer kristal içinde eriyen atomlar, eriten atomlardan çok küçükse bu durumda eriyen atomlar,eriten atomların oluşturduğu kristalin matris içindeki atomlararası boşluklar yerleşirler. C,N,O,H ve B bu cins eriyen atomlar olup, sözkonusu elementlerin saf metallerle yaptığı katı eriyik, arayer katıeriyiği olarak isimlendirilir. Arayer Katı Eriyiği

  7. Farklı iki metal atomunun birbiri içinde her oranda eriyerek yeralan katı eriyiği yapabilme sartlarıHume –Rothery kaideleri olarak bilinir. • Eriyen ve eriten atom boyutları arasındaki fark %15’den az olmalıdır. • Farklı iki metalin birbiri içinde her oranda eriyebilmesi aynı kristal yapısına sahip olmaları halinde mümkündür. • Elektronegativiteleri birbirine yakın olan metaller yeralan katı eriyiği yapabilirler. • Eriyen ve eriten metal atomlarının valansları aynı olduğunda her oranda bir biri içinde eriyerek, katı eriyik yapabilirler. Hume-Rothery Kaideleri:

  8. Katı eriyikler saf metallere göre daha yüksek mukavemete sahiptirler. • Katı eriyik sertleşmesi sonucunda malzemenin akma mukavemeti artar. • Katı eriyik yapan alaşım elementleri genellikle süreksiz akma olayına da sebep olurlar.

  9. Alaşım elementi konsantrasyonu ile katı eriyik mukavemetinin değişimi; : Katı eriyiğin akma mukavemeti : Saf matrisin iç sürtünme gerilmesi : Malzeme sabiti : Alaşım elementinin konsantrasyonu

  10. İkinci faz sertleşmesi, genellikle katı eriyik sertleşmesine eklenebilir. İki fazlı alaşımlarda, ikinci faz matris fazı içinde bölgesel iç gerilmeler oluşturması nedeniyle alaşım mekanik özelliklerini etkilemektedir. İkinci Faz Sertleştirmesi

  11. Çökelme sertleşmesi, ikinci fazın küçük tanecikler halinde matris fazı içinde çökelmesinin sağlandığı alaşım sistemlerinde mukavemet artırmada kullanılan en önemli sertleştirme yöntemlerinden biridir. Çökelme Sertleşmesi

  12. Çökelme Sertleşmesi Üç Kademede Yapılır 1)Solüsyona Alma 2) Su Verme 3) Yaşlandırma

  13. Bu sertleştirme işlemi prensip olarak çökelme sertleştirmesinin aynıdır. Çökelme sertleştirmesinin dispersiyon sertleştirmesinden farkı, çökelme sertleştirmesinde ikinci fazın katı eriyikten çökerek tabii olarak oluşması, dispersiyon sertleşmesinde ise ikinci fazın ince tanecikler halinde matris fazı oluşturan malzeme içinde fiziksel olarak dağıtılmasıdır. Matris içerisinde çok küçük taneler halinde ikinci fazın bulunması durumunda malzemenin mukavemetinin artmasının nedenleri, deformasyon sırasında ikinci faz tanelerinin dislokasyonların hareketini engellemeleri ve de malzemede dislokasyon yoğunluğunun artmasına sebep olmalarından kaynaklanmaktadır. Dispersiyon Sertleşmesi

  14. Soğuk işlem malzemeye plastik sekil verme yöntemleriyle uygulanır. Plastik şekillendirme hem dislokasyonların hareketini sağlar, hemde yeni dislokasyonların oluşumuna sebep olur. Soğuk işlem sonunda mukavemetin artması deformasyon sertleşmesi nedeniyledir. Deformasyon sertleşmesi, dislokasyonların birbirleri ve dislokasyonların hareketini zorlaştıran çeşitli engeller ile etkileşimi sonucunda olur. Soğuk İşlem

  15. Soğuk işlem sonucunda malzeme yapısında meydana gelen dislokasyon yoğunluğunun malzemenin mukavemetine etkisi aşağıdaki bağıntıyla hesaplanabilir. Plastik deformasyon gerilmesi : Sürtünme gerilmesi : bir sabit (0,3-0,6) Soğuk İşlem : Kayma elastik modülü :Burgers vektörü :Dislokasyon yoğunluğu

  16. Tavlama: Tavlama ile yüksek sıcaklıkta bir süre tutulan malzemenin soğuk işlem yapısı bozulur. Malzeme yapısının değişimini a) toparlanma, b)yeniden kristalleşme c) tane büyümesiolarak üç safhada gerçekleşir.

  17. Bu safhada soğuk işlenmiş malzemedeki dislokasyonlar yeni bir düzene girer. Bu düzen dislokasyonların daha düşük enerjiye sahip oldukları durum olup, poliganizasyon olarak isimlendirilir. Toparlanma:

  18. Bu safhada dislokasyon içeren toparlanmış taneler kaybolur ve yerine yeni taneler çekirdeklenir. Çekirdeklenme genellikle hatalı bölgelerde, tane sınırlarında meydana gelir. Yeniden kristalleşme sıcaklığı, malzemenin pratik olarak bir saat içinde %50’sinin yeniden kristalleştiği sıcaklıktır. Ve yaklaşık olarak malzemenin ergime sıcaklığının 13ü ile 12’si arasındadır. Malzemenin yeniden kristalleşme sıcaklığı sabit olmayıp soğuk işlem miktarı, kimyasal bileşim, ilk tane boyutu, tav süresi, malzemenin ergime sıcaklığı çeşitli faktörlere bağlıdır. Yeniden Kristalleşme:

  19. Yeniden kristalleşen taneler, tavlama sıcaklığında uzun süre tutulursa veya yeniden kristalleşme sıcaklığında uzun süre tutulursa veya yeniden kristalleşme sıcaklığının üstündeki sıcaklıklarda tavlanırsa yayınma ile zamanla büyürler. Tane büyümesi tavlama süresi ve sıcaklığa bağlıdır. Tane Büyümesi

  20. Taneboyutunuküçülterekbirmalzemeninmukavemetiiarttırılabilir. Taneboyutunuhızlısoğutmaveyaçeşitliteermo-mekanikişlemlerleküçültmekmümkündür. Taneboyutuküçültmeilemalzemeninmukavemetininartmasışusebepleolur. a) Tanesınırlarıkaymayıönler b)Deformasyonsırasındatanelerarasındauyumsağlamak, TaneBoyutunuKüçültme

  21. TaneBoyutuveakmaarasındakiilişki; Akma Mukavemeti Sürtünme Gerilmesi Sabit Tane Boyutu

  22. Metalik malzemelerin soğuk deformasyondan sonra genellikle düşük sıcaklıklarda tavlanması veya oda sıcaklığında uzun süre bekletilmesi sonucunda akma ve çekme mukavemetlerinin artması, sünekliğinin azalması olayı deformasyon yaşlanması olarak adlandırılır. Soğuk deformasyon sonucu giderilmiş olan akma olayı , yaşlanma sonunda tekrar görülür. Deformasyon Yaşlanması

  23. Yayınmasız kayma tipi bir dönüşüm olan martensitik dönüşüm bazı demirdışı alaşımlara ve genellikle çeliklere uygulanan sertleştirme işlemlerinden biridir. Martensitik dönüşümün mukavemet arttırmadaki etkisi en belirgin olarak Fe-C alaşımlarında görülür. Martensitik Dönüşüm

  24. SERTLEŞTİRME

  25. Karbon Miktarının Sertliğe Etkisi

  26. Hızlı Soğutma ile Sertleştirme

  27. Fe-C martensiti C’ca aşırı doymuş bir fazdır. • Martensitik dönüşüm ile yapıda mikroskobik seviyede iç gerilmeler, ikizler ve dislokasyonlar oluşur. %0,2 C’lu bir çelik, martensitik yapıda 1x1012 cm/cm3 yoğunluğunda dislokasyon içerir. Bu haliyle martensit soğuk deforme edilmiş yapıya benzer. • Martensitik yapıda bir ısı karşısında (Temperleme) çökeltiler oluşur. Çökeltiler tercihen levha ve iğneler arasındaki sınırlarda yer alır.

  28. Isıl işlem şartlarına bağlı olarak, yapıda martensitin yanı sıra kalıntı ostenit de bulunabilir. Bu kalıntı ostenit kararlı olmayıp, herhangi bir ısı karşısında (Temperleme) daha kararlı ürünlere dönüşür. • Özellikle takım çeliklerinde yapı içinde bulunan karbürler, ostenit içinde çözündürülemez ise martensitik yapı içinde yer alabilir.

  29. TEMPERLEME (MENEVİŞLEME)

  30. Ostenit sahasından su verilerek martensitik yapı kazandırılmış olan çelikleri yumuşatmak ve tokluğunu arttırmak amacıyla ötektoid sıcaklığın altında belli bir süre tutma işlemidir.

  31. Menevişleme (Temperleme) T yüzey • Kırılgan Martenzit iç yapının, daha tok ve hala yüksek dayanımlı içyapıya dönüştürülmesi ısıl işlemidir. • Ostenit sıcaklıktan su verilen iç yapıda martenzitler oluşur. • Daha sonra bu malzeme temper sıcaklığına ısıtılarak martenzittemper yapıya yani ince taneli ferritik-perlitik bir yapı dönüştürülür. merkez Temperleme sıcaklığı t (logaritmik skala)

  32. 1. Safha (38-250C): • Yüksek C’lu çeliklerde SPH yapıdaki  karbürün (Fe2,5C) çökelmesi ile martensitin sertliği bir miktar artar. • Martensittetragonelliğini kısmen kaybeder. • C<%0,25 çelikte  karbür oluşma şansı yoktur. • Çeliğe Si ilavesi  karbürün 200C’nin üzerinde kararlı olmasını sağlar.

  33. 2. Safha (230-370C): • 200C’nin üstünde  karbür çözünür ve çok ince sementit (Fe3C) çökelir. • Martensit tetragonel yapısını tamamen kaybederek bir nevi ferrit oluşur. • Temperleme sıcaklığının yükselmesi ile sementitler büyür ve küreselleşir. Sertlik düşer. • Yüksek karbonlu çeliklerin mikroyapısında martensitle birlikte bulunan kalıntı ostenit kısmen beynite dönüşerek malzemenin sertliğinde artışa neden olur. • Bu sıcaklık aralığındaki temperleme ile sade karbonlu düşük alaşımlı çeliklerin tokluğunda düşme olur (Temper Gevrekliği). Bu nedenle bu sıcaklıkta temperleme işlemlerinden kaçınılır. Ancak temperlemeye karşı direnci arttıran alaşım elentlerinin ilavesi ile temper gevrekliği azaltılabilir.

  34. 3. Safha (370-540C): • Sementit büyümeye ve küreleşmeye devam eder. • Malzemenin sertliği düşerken, tokluğu artar. • Tokluk ve mukavemetin optimum kombinasyonu bu aralıkta elde edilir. • Yüksek tokluk gerektiren ortamlarda kullanılan sade karbonlu ve düşük alaşımlı yapı çelikleri bu aralıkta temperlenir.

  35. 4. Safha (540-675C): • Bu bölgede 1 saat temperleme ile aşağıdaki dönüşüm olur: Martensit  Yeniden kristalleşmiş ferrit + Küresel Sementit • Yeniden kristalleşme ile sınırlarında ve içinde küresel sementit içeren eş eksenli ferrit taneleri oluşur ve daha sonra bu ferrit taneleri büyür. • Bu safhada dislokasyonlar yeniden düzenlenir ve dislokasyon yoğunluğu azalır. • Düşük karbonlu çeliklerde yeniden kristalleşme kolay olurken, yüksek karbonlu çeliklerde sementit partiküllerinin yoğunluğu fazla olduğundan, sementitler tane sınırlarında dislokasyon hareketini ve ferrit tane sınırlarını kilitleyerek yeniden kristalleşmeyi zorlaştırır.

  36. Yer alan atomlarının (Cr, Mo, Ni, ...) yayınımı, arayer atomlarının yayınımından çok daha yavaştır. • Çeliğin bileşiminde alaşım elementlerinin bulunması durumunda C’un yayınımı yavaşlar ve dolayısıyla, temperleme sırasında karbür çökelmesi ve büyümesi daha yavaş olur. • Alaşım elementleri, C’un martensit latisinden çıkış hızını azaltarak martensit tetragonelliğinin 450-500C’ye kadar kararlı olmasını sağlar.

  37. Özellikle yüksek alaşımlı çeliklerde 450C’den yüksek sıcaklıklarda yapılan temperleme ile martensitin sertliği düşmesine rağmen, mikroyapıda oluşan alaşım karbürlerden dolayı çeliğin sertliğinde daha düşük temperleme sıcaklıklarına göre sertlik artışı görülebilir. • Bu olaya ikincil sertleşme adı verilir.

More Related