580 likes | 1.01k Views
TEMEL İMMUNOLOJİ. Humoral yanıt mekanizması. Giriş : savunma mekanizmasında immun sistemin rolü. İmmun sistem canlıları çevresel patojenlerden korumak üzere evrimleşmiştir (virus, ba kteri , fungi, protozoa ve çokhücreli para z it l e r ).
E N D
TEMEL İMMUNOLOJİ Humoral yanıt mekanizması
Giriş :savunma mekanizmasında immun sistemin rolü • İmmun sistem canlıları çevresel patojenlerden korumak üzere evrimleşmiştir (virus, bakteri, fungi, protozoa ve çokhücreli parazitler). • Bu yüzden immun sistem enfeksiyonlardan korunmada anahtar rol oynar. • Enfeksiyonun kontrolünü ve eliminasyonunu sağlayan bağışıklığa koruyucu bağışıklık denir.
Fiziksel bariyerler • Edinsel yada doğal bağışıklıktan önce doğal fiziksel bariyerler savunmada rol oynar. • deri • mukus • enzimler (lizozom) • Epitel hücreler • Mide ve bağırsak kanalında düşük pH
Bağışıklık Sistemini Oluşturan Temel Hücreler Bağışıklık sistemini oluşturan bu hücreler, bireyin yaşamı süresince “Hematopoez” olarak adlandırılan bir süreç aracılığıyla vücutta devamlı olarak sentezlenir. Kemik iliğinde başlayan ve daha sonra kan dolaşımı ile doku ve organlarda devam eden bu süreçte, bağışıklık sistemini oluşturan hücrelerin gelişimi ve özel hücre türlerine farklılaşmaları tamamlanır.
TANIMLAR: • Antijen (Ag): Hayvana verildiğinde bağışıklık sisteminin harekete geçmesini sağlayan moleküllere antijen diyoruz. • Bir molekülün Antijenik karaktere sahip olabilmesi için aşağıdaki özellikleri taşıması gerekiyor. • Vücuda yabancı olmalı • Genellikle büyük moleküdürler (>10,000 dalton moleküler ağırlık ), • Yapıca komplekstirler (proteinler genellikle çok iyi antijendirler), • Ulaşılabilir olmalılar (Bağışıklık sisteminin antijenle temas edebilmesi gerekir)
ANTİJEN-İMMUNOJEN İMMUNOJEN : Organizmaya verildiklerinde kendilerine karşı humoral ya da hücresel bağışıklığın oluşumunu tetikleyen moleküller İMMUNOJEN olarak adlandırılır. ANTİJEN :Tek başına verildiklerinde organizmada kendilerine karşı bağışık yanıt oluşumunu tetikleyemeyen ancak bir immunojen ile birlikte verildiklerinde bağışık yanıt oluşturabilen moleküller ANTİJEN olarak adlandırılır.
DNP (Dinitrofenil)Hapten molekülü (antijen) • OVA(Ovalbumin)Taşıyıcı protein (immunojen) • durum: Fareye tek başına DNP enjekte edildiğinde Farede • anti- DNP antikorları oluşmaz • 2. durum: Fareye DNP-OVA kompleksi enjekte edildiğinde • Farede anti-DNP ve anti-OVA antikorları oluşur Y Yλ λ λ • Sonuç: hapten antijen etkili, bağlandığı taşıyıcı protein ise immunojen etkili • maddedir. Y Y Y Y
BİR MOLEKÜLÜN İMMUNOJEN OLABİLMESİ İÇİN • Uygulandığı organizmaya yabancı olmalı • Organizmaya verildiğinde antijen sunan hücrenin sitoplazmasında işlenebilmeli ve bu süreç sonunda oluşan epitoplar yardımcı T hücresine sunulabilmeli. • Protein yapıda olmalı (sadece proteinler antijen sunan hücreler tarafından işlenip moleküle özgü epitoplar yardımcı T hücrelerine sunulur). • Molekülde bulunan epitoplar belirli bir kimyasal yapıda ve sağlamlıkta olmalı (Antijen sunan hücre(APC) tarafından işlenme sürecinde epitoplar bozulmamalı) • Partiküler yapıda olmalı (Partiküler antijenler eriyebilir antijenlere oranla Antijen sunan hücrelerde daha etkili düzeyde işlenir. Bu nedenle, eriyebilir antijen (toksin gibi) kullanılarak yapılan aşılamalarda eriyebilir antijeni partiküler forma dönüştürmek için aşı bileşimine adjuvant katılır)
B hücresi antijen reseptörü(antikor) • Sadece B hücresi üzerinde bulunabilir. • Plazma hücresi tarafından salgılanan çözünür bir molekül olabilir. • Aynı epitopa spesifik bütün antikorlar aynı B hücresi tarafından üretilir. • Antikorlarimmunglobulin yapıdadırlar.
Her polipeptit zinciri değişken ve sabit olmak üzere iki kısım içerir. Değişken bölge ile antikorlar değişik epitopları tanıyabilir.
İmmunglobulin yapısı(Antikor) • Her antikor 4 polipeptid zincirinden oluşur chains • 2 ağır zincir. • 2 hafif zincir. • Disülfide bağlarla bağlanmışlardır
Plasmahücresi olgunlaşmamış B hücresi Yüzeye bağlı antikor spesifik epitopu tanır. antikor salgılanması B hücresi üzerindeki yüzeye tutunmuş antikor spesifik bir epitopu tanıdığı zaman B hücresi olgunlaşır ve antikor salgılayan plazma hücresi haline gelir. B hücresi ve spesifik antijen reseptörü (antikor)
T hücre reseptörü (TCR) T ve B hücreleri spesifik epitopları nasıl tanır? B cell T cell Antikor TCRve ve antikor sadece kendilerine uygun olana epitopları tanırlar. Her iki reseptörde immunglobulin yapısındadır.
Antikor kinetiği • İmmun reaksiyonlar spesifiktir .( A ve B antijenleri ayrı ayrı • tanındı.) 2. immun reaksiyonlarda hafıza vardır.(A antijeni ikinci kez verildiğinde daha kısa sürede 1000 kat antikor üretimi yapıldı)
Antijenlerin spesifik ve non-spesifik immun sistem tarafından tanınmasından sonra ne olur?
Savunma mekanizması Hücresel bağışıklık Humoral bağışıklık (Antikor) (sitotoksik)
Çevresel organlarda antijen ile karşılaşan B ve T lenfositleri aktif hale gelip hücresel ve humoral yanıtı oluştururlar. ??????
Immun hafıza • T cell ve B cell (lymphocytes) hafıza hücrelerine dönüşürler • Hafıza hücreleri antijenlere karşı daha etkili bir savunma yapama kapasitesine sahiptirler. • Seconder immun response , primer immune responsa göre daha hızlı ve etkilidir • Aşılamanın temel mantığı buna dayalıdır • NOT – sadece kazanılmış immun sistemin bir parçası olan lenfositler hafıza oluşturabilir.
İmmun sistemi oluşturan yapılar İmmun sistem hücrelerinin üretildiği, olgunlaşma ve aktifleşme süreçlerini tamamladıkları organlar merkezi ve çevresel organlar olarak ikiye ayrılır. Kök hücre Memelilerde: Kemik iliği, timus Merkezi organlar Kanatlılarda: Bursa fabricius, timus olgunlaşma kanatlılarda dalak, lenf yumruları ve solunum, sindirim sistemi ile mukozalara bağlı lenfoid odaklardır ( BALT, GALT ve MALT Çevresel organlar
Kök hücrelerin kemik iliğinde olgunlaşarak farklılaşmaları sonucu, yine kemik iliğinde üç farklı tipte öncü hücre oluşur: • B ve T lenfositlerinin oluşumunda ön aşamayı oluşturan lenfoid öncü hücreler. • Kanın pıhtılaşmasından sorumlu trombositlerin ve mikroorganizmalara karşı yürütülen savaşta ilk aşamayı oluşturan, belirgin bir mikroorganizmaya yönelik olmayan “nonspesifik” bağışıklık sisteminin yapıtaşları niteliğindeki lökositlerin oluşumunda ön aşamayı oluşturan miyeloid öncü hücreler. • Kandan dokulara oksijen taşıyan eritrositlerin oluşumunda ön aşamayı oluşturan eritroblastlar.
B- Hücresi uyarımı ve antikor salınımı İki sinyale gereksinim duyarlar • Antijen ve B - lenfositi üzerinde bulunan antijen reseptörü arası • etkileşimle oluşan sinyal 2. Yardımcı T-hücreleri (TH veya T-helper) tarafından üretilen ve Sitokinlerdir.
B – Hücresi Aktivasyonu HUMORAL İMMUNYANIT İmmunojen( ör.Virüs) APC AgR 1. Sinyal MHC-II Epitop TCR TH Sitokinler B-Lenfosit 2. Sinyal APC : Antijen sunan hücre TH : Yardımcı T-hücresi AgR : Antijen reseptörü MHC-II : Büyük doku-uyuşum kompleksi-II TCR : T-hücre reseptörü
B- Hücresi uyarımı ve antikor salınımı İki sinyale gereksinim duyarlar • Antijen ve B - lenfositi üzerinde bulunan antijen reseptörü arası • etkileşimle oluşan sinyal 2. Yardımcı T-hücreleri (TH veya T-helper) tarafından üretilen ve Sitokinlerdir.
Yardımcı T- hücreleri TH hücreleri salgıladıkları sitokinler ile başta B lenfositleri olmak üzere daha bir çok hücreyi uyaran ve immun yanıtı düzenleyen hücrelerdir . Antijen sunan hücreler (APC) Bu hücreler vücuda giren yabancı molekülleri (virüs, bakteri…) parçalayan ve bu parçaları (epitop: kısa aminoasit dizileri) MHC II aracılığı ile sunan hücrelerdir. “epitop + MHC-II molekülü” TcR T-hücresi yüzey molekülü Yardımcı T-hücresi üzerinde bulunan ve “epitop + MHC-II molekülü” kompleksini tanıyan reseptördür. Antijen APC (“epitop + MHC-II molekülü”) TcR (T-hücresi yüzey molekülü) T-Hücresi sitokinler B-Hücresi aktivasyonu Antikor üretimi
Hücreselİmmun Yanıt • Lenfositler • T- Lenfositleri Sitotoksik T-hücresiCD8+ Antijenlerin yok edilmesi Kök Hücre (Timus / Kemik İliği) Yardımcı T-hücresi CD4+ Spesifik antikorların üretilmesi için B-lenfositlerle işbirliği OlgunT-Lenfosit NK-Hücre Antijen Süpressör T-hücresi Düzenleme Sinyal Aktive olmuş T-Lenfosit Hafıza T Hücresi Makrofaj
Kök hücresi Miyeloid öncü hücre Lenfoid öncü hücre Trombositler B Hücresi Nötrofil Monosit Bazofil Eozinofil Yardımcı T Hücresi Sitotoksik T Hücresi Makrofaj Plazma Hücresi
Monosit ve Makrofajlar • Fagositoz : • makrofaj, monosit, nötrofil • Savunmada ilk adım Monositler farklılaşma makrofajlar (kanda) (dokularda) bağdoku ve deride histiositler karaciğerde kupfer hücreleri akciğerlerde alveoller makrofajlar deride langerhans hücreleri lenf nodülleri,dalak, ilik…..
FAGOSİTOZ • Mikroorganizma makrofaj hücre zarının içe doğru katlanmasıyla oluşan psödopod yapıya tutunur. • Hücre membranının tümüyle içe doğru katlanması sonu psödopod yapı fagozoma dönüşür ve mikroorganizma fagozom içerisine hapsedilir. • Bünyesinde mikroorganizmayı barındıran fagozom ile tüm hücre enzimlerinin depolandığı bir yapı olan lizozom zarları arasında füzyon şekillenir; bu şekilde lizozomda bulunan tüm enzimler fagozoma dahil olur. • Fagozoma dahil olan lizozomal enzimlerin etkisiyle içeride bulunan mikroorganizma parçalanır. • Mikroorganizmanın parçalanması sonu oluşan artık maddeler makrofajdan hücre dışı ortama atılır.
Mast hücreleri ve Bazofiller • Yangısal ve alerjik reaksiyonlar • histamin, prostaglandin, proteoglikan • Mast hücreleri genellikle bağ dokuda, bazofiller kanda lokalize olur • Komplement sistemde görev alırlar Alerjik reaksiyon oluşumu ( degranülasyon ) Allerjen Yangısal reaksiyonların oluşumuna neden olan moleküllerin dış ortama salgılanması Allerjeni tanıyan antikor (IgE) IgE tanıyan reseptör
Eozinofiller: fagositer hücreler tarafından fagosite edilemeyecek derecede büyük parazitlerin parçalanması aktif eozinofiller tarafından salgılanan toksik proteinler aracılığıyla gerçekleştirilir. • özellikle alerjik reaksiyonlar ve paraziter enfeksiyonlar • IgE ve IgG antikorları tanıyan reseptörler IgE ve IgG antikorları ile parazit antijeni kompleksi mekanizma Reaksiyon bölgesine göç Alerjik reaksiyon ya da paraziter enfeksiyon Mast hücreleri eozinofiller Toksik protein salınımı degranülasyon parçalanma
Nötrofiller • Fagositer hücrelerdir • Savunma da birinci aşama • Opsoninleri tanıyan reseptörleri vardır. Opsonin: . Mikroorganizma veya enfekte hücre ile nötrofil arasındaki etkileşimde aracı molekül olarak işlev görürler antijen ve nötrofili tanıyan reseptörler sahiptirler
Merkezi Lenfoid Organlar: TİMUS: Timusda üç farklı hücre tipi bulunur: Timositler: Olgunlaşmamış T lenfositleri olup kan dolaşımından timusa gelerek burada bir olgunlaşma ve farklılaşma süreci geçirip olgun T lenfositlerine dönüşürler. Epitelyal Hücreler: Timositlerin olgunlaşmaları sürecinde önemli işlevleri olan ve yüzeylerinde MHC I; MHC II molekülleri taşıyan hücrelerdir. Makrofajlar: Timositlerin olgun T lenfositlerine dönüşümleri sürecinde organizmaya zararlı olabilecek timositleri fagosite ederek olgun T lenfositlerine dönüşümüne engel olurlar.
Bursa Fabricius Kanatlılarda kloaka bölgesinin tam üzerinde konumlanan ve yuvarlak, kese şeklinde bir organ olan Bursa Fabricius B lenfositi öncü hücrelerinin olgunlaşma ve farklılaşma süreçlerini tamamlayarak yüzeylerinde antijen reseptörleri tasiyan olgun B lenfositlerine dönüştükleri merkezi lenfoid organdır.
BAĞIŞIKLIK SİSTEMİNİ OLUŞTURAN ORGANLAR Birincil yada Merkezi Lenfoid Organlar: T ve B lenfositlerinin olgunlaşma süreçlerini tamamladıkları organlardır İkincil yada Çevresel Lenfoid Organlar: Birincil lenfoid organlarda olgunlaşmalarını tamamlamış T ve B lenfositlerinin antijen ile karşılaştıkları organlardır İkincil organlar: -Vücuda giren yabancı antijeni kendi yapılarında muhafaza ederler. -Yabancı antijen ile B veya T lenfositini bir araya getirmek yoluyla söz konusu antijene özgü antikor sentezi (humoral bağışıklık) ve T lenfositleri ile karakterize hücresel bağışıklığın gelişimine aracı olurlar
İkincil yada Çevresel Lenfoid Organlar Birincil lenfoid organlarda olgunlaşmalarını tamamlamış T ve B lenfositlerinin antijenle karşılaştıkları organlardır • DALAK: • Dalak kan dolaşımında bulunan antijenleri yakalayan ve bünyesine dahil eden, • dolayısıyla, kan kökenli antijenlere yönelik humoral ve hücresel bağışık yanıtların • geliştiği bir ikincil lenfoid organdır.
2. Lenf Nodülleri Lenf nodülleri ağırlıklı olarak lenfosit, makrofaj ve dendritik hücrelerden oluşan, tüm vücuda dağılmış halde bulunan fasulye şeklinde yapılardır. Lenf damarlarının birleşme bölgelerinde bulunan lenf nodüllerinin temel işlevi lenf sıvısında bulunan antijenleri yakalayıp bünyesine dahil ederek olgun ancak henüz aktive olmamış T ve B lenfositlerine sunmaktır