450 likes | 747 Views
GEBZE ÇOBAN MUSTAFA PAŞA KÜLLİYESİ (1523). İstanbul’u anadoluya bağlayan yol üzerindeki bir menzil külliyesi olan gebze çoban Mustafa paşa külliyesi yapılarının yerleşme düzeni ve camisindeki taş bezemelerde görülen Memluk sanatı etkisiyle mimarlık tarihimizin önemli eserlerinden biridir.
E N D
İstanbul’u anadoluya bağlayan yol üzerindeki bir menzil külliyesi olan gebze çoban Mustafa paşa külliyesi yapılarının yerleşme düzeni ve camisindeki taş bezemelerde görülen Memluk sanatı etkisiyle mimarlık tarihimizin önemli eserlerinden biridir.
Külliye ; cami,medrese,türbe,kütüphane,hanikah,tabhane paşa odaları,imaret ,kiler,mutfak fırın,odun ambarları ve ahırdan oluşmaktadır.
Medrese; külliyenin doğu kanadında yer alan medrese klasik Osmanlı medrese tipindedir.3 tarafı revaklı bir avlu revakların gerisinde medrese hücreleri ve birde dersane’den oluşur
Kervansaray;hanikah ve paşa odaları ile yapının kuzey sınırını belirleyen kervansaray bir giriş ve bunun her iki yanında yer alan tonozlu 2 ahırdan meydana gelmektedir.
Paşa odaları;külliyenin giriş kapısı yanında batı ve kuzey batı kanadını oluşturur.
İmaret;külliyenin batı kanadının güney yarısında yer almaktadır.hazire duvarı boyunca ilerleyen imaret hazireden bir duvarla ayrılarak bir iç koridor meydana getirilmiştir.
Hanikah;külliyenin kuzey doğusunda yer alır revaklı bir avlu etrafına sıralanmış ‘’U’’ biçimli bir plan şemasında düzenlenmiş derviş odaları ve bu avluya açılan ikinci bir avludaki semahane kısmından oluşur.
Tabhane;külliyenin doğu kanadında medrese ile hanikah arasında kalır. ‘’U’’ biçimli bir düzenleme gösterir.
Cami; külliyenin avlusunun ortasında yer alan cami kare planlı ve tek kubbelidir. 14.55m çapındaki kubbeye geçiş dilimli trompla sağlanmıştır. 6 mukarnas başlıklı mermer sütunun taşıdığı 5 gözlü bir son cemaat yeri bulunur . üç sıra tuğla bir sıra kesme taştan almaşık olarak örülen dış cephe oldukça sadedir. iç mekan ise zeminden 3.5 m yüksekliğe kadar renkli taş panolarla bezenmiştir.
Türbe;külliyenin güneyindeki hazire kısmında yer alır.klasik Osmanlı türbelerinin güzel bir örneğidir. Kesme taş’dan yapılan türbe sekizgen bir form göstermekle beraber yine sekizgen bir kaide üzerinde pandantif geçişli bir kubbeyle örtülüdür.külliyede çiniye yalnızca türbede rastlanmaktadır.iç mekan alt pencerelerin üstüne kadar 16 yy çinileriyle iki ayrı cins düzenlemeye sahip panolarla kaplanmıştır.etraflarında lacivert renkli dikdörtgen çinilerden oluşan panolar yer almaktadır. bu panolar çevresinde beyaz zemin üzerine mavinin tonları ile boyanmış küçük çiçekli ince ve kıvrık dallı dikdörtgen çini levhaların içinde yine beyaz zemin üzerine mavinin tonları ile yapılmış yıldız motifleri meydana getiren küçük çiçekler ince yapraklar ve ince kıvrık dalla kare çini levhalardan oluşmaktadır.
KÜLLİYENİN KÜLTÜR TARİHİMİZDEKİ YERİ • İstanbul’u Anadolu’ya bağlayan yol üzerindeki ilk menzil olan Gebze’deki çoban Mustafa paşa külliyesi, oldukça gelişmiş bir yerleşme düzenine sahip olması ve camisindeki Osmanlı mimarisinde ender rastlanan memluk sanatı etkisiyle gelişmiş taş bezemeleri nedeniyle mimarlık tarihinin önemli eserlerinden biridir. Ayrıca mimar Sinan’ın hassa mimarbaşı olmasından önce 1523/1524 yıllarında yapılan külliyenin bazı yapılarının Sinan’ın eserlerinin belirtildiği eserlerde geçmesi nedeniyle yapılar topluluğu, yıllardır Sinan’ın katkısının ne olabileceği konusunda mimarlık tarihi alanında çeşitli tartışmalara ve çalışmalara neden olmuştur
Genelde 16 yy. kadar yapılmış olan külliyelerin yerleşme düzeninde belli bir geometrik yerleşim düzeni oluşturma kaygısı görülmemektedir. Fakat belirgin bir diktördgen plan çerçevesinde gelişen İstanbul fatih külliyesi (1463-1470) tek örnek olmakla birlikte bu tasarım anlayışının 15 yy son çeyreğinde geliştiğini düşündürmektedir 16 yy ilk çeyreğinde benzer bir geometri anlayışını, yapı birimleri arasındaki fonksiyon ilişkilerini daha hassaslıkla çözümlendiği Gebze çoban Mustafa paşa külliyesinde görmekteyiz bu yaklaşım daha sonraları 16 yy boyunca mimar sınanın yaptığı Şam Süleymaniye (1554-1555), İstanbul Süleymaniye(1550-57) Lüleburgaz Sokullu Mehmet paşa (1569) külliyelerinde izlenmektedir
Külliyenin cami duvarındaki renkli pano düzenlemeleri Anadolu Türk mimarisinde nadir kullanılan bir süsleme tarzıdır. Duvarların renkli taşlarla kaplanması Bizans mimarisinde görülmekle birlikte buradaki renkli pano düzenlemeleri ve zengi düğümü uygulamaları tamamiyle memluk yapılarında görülen özelliklere sahiptir bu da doğal olarak 1522 yılında mısır valiliğinde bulunan Mustafa paşanın yakından gördüğü memluk eserlerinden etkilendiğini ve benzer bezeme düzenini Gebze’deki camisinde yaptırdığını akla getirmektedir camide ki taş kaplama panoların benzerlerini Kahire’de sultan hasan medresesi (1356-62), şeyh melik müeyyed camisinde (1415-1420) görmekteyiz