380 likes | 1.32k Views
SELÇUKLU MEDRESELERİ ABDULLAH ŞAHİN. Sunuindir.blogspot.com. NİZAMİYE MEDRESELERİ.
E N D
SELÇUKLUMEDRESELERİABDULLAH ŞAHİN Sunuindir.blogspot.com
İlk Selçuklu medresesi Tuğrul Bey (l040-1063) tarafından 1046 yılında Nişabur'da kurulmuştur. Başlıca Selçuklu medreseleri Nizamülmülk (1063-1092) tarafından kurulmuştur. Nizamülmülk'ün kurmuş olduğu bu devlet teşkilatı, kendisinden sonra gelen İslâm-Türk devletleri için bir örnek olmuştur. Ayrıca kurduğu medreselerde güçlü bir din eğitiminin yanında, İslâm hukuku anlayışına uygun eğitilmiş güvenilir ve yetenekli yöneticileri yetiştirmektir. Dinî sahada izlediği hoşgörülü ve birleştirici siyaseti, ülkeyi terk eden Kuşeyrî ve Cuveynî gibi ünlü bilim adamlarının yurtlarına geri dönmelerini sağlamıştır. Bu hoşgörülü siyaseti, kendini medreselerde de göstermiştir. Çünkü, kurduğu Nizamiye medreseleri çeşitli düşüncelerin barınabildiği ilmî ve idari muhtariyete sahip üniversite karakteri taşıyordu. Nizamülmülk Bağdat, Musul, Basra, Nişabur, Belh, Herat, İsfahan, Merv, Amul, Rey ve Tuş gibi büyük kentlerde çok sayıda bu tip medreseler kurdu.
Büyük Selçuklu İmparatorluğu Veziri Nizamülmülk’ün 1068 de Bağdat’ta açmış olduğu “Nizamiye Medresesi” Türk yükseköğretim tarihinde yükseköğretim kurumu olarak önemli bir kurumdur. Gazali, Nişabur Medresesi’de öğrenim gördükten sonra Bağdat’ta açılan “Nizamiye Medresesi” nde 1091-1095 yılları arasında “müderrislik” yapmıştır.
Nizamülmülk medreselerinin başlıca amaçları 1) din adamı yetiştirmek, 2) yoksul ve yetenekli öğrencileri okutup topluma kazandırmak, 3) imparatorluğun yönetimi için memur yetiştirmek ve 4) devlet adamlarını eğitmektir. 5) bilginleri bir görev ve maaşla medreselere bağlayıp denetim altında tutmaktır.
Nizamiye medreseleri, "eğitimde şans ve fırsat eşitliği" gerçekleştirmeye çalışmıştır. Devlet, medreseleri "yatılı ve burslu" bir eğitim kuruluşu haline getirmekle öğretimde imkân ve fırsat eşitliğini sağlama çalışmalarına girişmiş oluyordu. Ayrıca “öğrenci statüsü”nde bazı yenilikler getirmiştir. Bu yenilikler, medrese öğrencilerinin büyük bir kısmının yatılı olması ve medrese vakfından burs alabilmeleridir.
Bu okulların bir benzerleri Anadolu Selçukluları tarafından Konya, Kayseri, Sivas ve Erzurum'da açılmıştı. Bir dönemin bilim merkezi olarak toplumu aydınlatan Nizamiye Medreseleri Osmanlı, medreselerine de örneklik etmiştir. İmam-ı Gazali gibi büyük bir şahsiyet Nizamiye medresesinde baş müderrislik görevinde bulunmuş, âlim ve fâzıl biri olarak onlarca talebe yetiştirmişti.
Aslında medreseler Selçuklulardan önce kurulmuştur. Ancak bunlar özel medrese niteliğindeydi. Oysa, Nizamiye medreseleri devletin teftiş ve himayesi altında faaliyet gösteren resmî ve muntazam öğretim kurumları idi. Nizamülmülk'ün yaptırdığı medreseler ile Karahanlı medreseleri arasında çeşitli benzerlikler vardır. Selçuklu medreseleri de Karahanlı medreseleri gibi Budist manastırlarına berkiyorlardı. Bundan dolayı ünlü müsteşrik Wilhelm Barthold (1869-1930), Selçuklu medreseleri için, Budist viharalarından örnek alındığını iddia etmiştir.
Nizamiye Medreselerinin Türk ve İslâm Eğitim Tarihindeki Yeri ve Önemi: 1- Medreseler ile camiler: medreseler, mimarî açıdan camiden tamamen ayrı bir plana sahiptirler. Bu yapılarıyla medreselerin, okul mimarîsinin veya üniversite kampüsünün ilk örneğini teşkil ettikleri görülür. 2- Medreseler, ilk önce Türkistan'da Karahanlılar tarafından kurulup, Gazneliler ve Samanoğulları tarafından da geliştirilmekle beraber, medreselerin devlet ve toplum tarafından büyük bir ilgi ve destek görmesi sonucunda yaygınlaşmaları ve bir üniversite kimliği kazanmaları Nizamiye medreseleriyle gerçekleşmiştir.
3- Nizamiye medreselerinde genellikle din, hukuk ve dil öğretimi yapılırdı. Felsefeye karşı ilk tepki Bağdat Nizamiye medresesinde müderrislik yapan Gazali'den gelmekle beraber, Nizamiye medreselerinde Felsefe ve Mantık dersleri de okutulmuştur. 4- Nizamiye medreselerinde kullanılan öğretim metodu, İslâm dünyasındaki medreselerde kullanılan geleneksel öğretim metodu haline gelmiştir. Bilhassa şerh ve haşiye metodunun İslâm dünyasında kullanılan geleneksel öğretim metodu haline gelmesinde Nizamiye medreseleri etkili rol oynamışlardır.
5-Arapça'nın İslâm dünyasının ortak öğretim dili olarak yaygınlaşması Nizamiye medreseleriyle gerçekleşmiştir. Türkçe'nin şerh ve haşiye dili olarak kullanılması ve Farsça'nın da Türk medreselerinde okutulmasının öncülüğünü Nizamiye medreseleri yapmıştır.6- Nizamiye medreseleri, Türk ve İran halkı ve kültürünün yakınlaşması ve kaynaşmasında aktif rol oynadığı gibi, ortak bir İslâm kültürü ve müslüman kardeşliğinin doğmasında da etkili olmuşlardır.7- Bugün orta ve yüksek öğretim kurumlarında uygulanan "ders geçme ve kredi sistemi"nin başlangıcını teşkil eden, medreselerdeki "ders geçme sistemi",Nizamiye medreseleriyle kurumlaşmış ve yaygınlaşmıştır.
8- Bugün çağdaş dünyada yüksek öğretim kurumlarında uygulanan burs, kredi ve yatılılık sistemi, Nizamiye medreseleriyle kurumlaşmış ve yaygınlaşmıştır. 9- Medreselere daimi statüde öğretim elemanı yetiştirme ve bunlar arasında bir mertebeleşme sistemi oluşturma, yine Nizamiye medreseleriyle kurumlaşmıştır. 10- Medreselerden mezun olanlara "icazetname" verme uygulamasının ilk örnekleri, Nizamiye medreselerinde görülmektedir.
Büyük Selçuklu yönetimini örnek almış olan Anadolu Selçukluları, medreselerde talebelerine daha geniş imkanlar sağlamıştır. Bu dönemde medreseler, devletin önde gelen kişileri tarafından vakıf olarak kurulmuştur. Ş.Tekindağ, Avrupa üniversitelerindeki doktora sınavı usulünün, Selçuklu medreselerindeki icazetten alındığının tespit edildiğini söylemektedir. Selçuklulara baktığımızda medreselerin yaygın olduğunu görmekteyiz. Bunun sebeplerini inceleyecek olursak ;
1- Genişleyen Selçuklu İmparatorluğu’nun yönetimi için memur yetiştirme ihtiyacı,2- İslamiyeti yeni benimsemiş Oğuz topluluklarının yeni inançlarının pekiştirilme, eskilerinin silinme gereğinin duyulması,3- Din adamı yetiştirme ihtiyacı,4- Yeni ele geçirilen ülkelerin manen de fethini sağlamak için gerekli insanları yetiştirme düşüncesi, 5-Yoksul veya yetenekli öğrencileri okutup topluma kazandırma düşüncesi,6- Bilginleri bir görev ve maaşla medreselere bağlayıp denetim altında tutmak ve böylece devlete karşı gizli hareketlere katılmaları ihtimalini ortadan kaldırmak, 7- Devlet adamlarının eğitim ve bilim severliği.
İlk medreseler camilere ve mescitlere bağlı, onların yanında ya da içinde öğretime ayrılmış özel yerlerdi. Daha sonra Selçuklu sultanları kendi adlarına olduğu kadar eşlerinin adına da -çoğu tıp alanında öğrenim veren- medreseler inşa ettirdiler. XII. yüzyıldan itibaren görülen Anadolu Selçuklu Medreseleri, açık ya da kapalı avluludur. Açık avlulu medrese tipi ise en yaygın olanıdır. Bunlarda tek, çift, üç ve dört eyvanın yanı sıra iki katlı olanları da bulunmaktadır. Bunun yanı sıra avlu yerine, büyük bir kubbeyle örtülü merkezi bir mekanın bulunduğu medreseler de ikinci temel tipi oluşturmaktadır.
KAYSERİ’DEKİ MEDRESELER Hunat Hatun Medresesi Kayseri’de I. Alaaddin Keykubat’ın eşi Hunad (Mahperi) Hatun tarafından 1237/1238 yılında yaptırılan Medrese, cami, türbe ve hamam komplekslerinden ibaret olan Hunad Hatun Külliyesi içinde yer alır. Dikdörtgen planlı, açık avlulu ve iki eyvanlı olan Medrese, yuvarlak destek kulelerine sahiptir. Doğu yönündeki portali kısmen yıkılmış olmasına karşın Selçuklu taş işçiliğinin iyi örneklerinden olduğu anlaşılmaktadır. Ana eyvanın solunda kare planlı dersane, sağında ise iç içe bölmeli mekanlar yer alır. Bu kısımdan daha sonra inşa edilen Hunat Hatun Türbesi’ne geçilir.
Taşkınpaşa Medresesi Ürgüp-Soğanlı yolu kenarında, Ürgüp’ün 20km. güneyindeki Damsa (Taşkınpaşa) köyündedir. Karamanoğulları’na ait Medrese, Portali, mescitteki mihrabı, kapı ve pencereleri düzgün kesme taşlardan duvarları ise moloz taşlarla örülüdür. Üst örtüsü tamamen yıkılmış olmasına karşın girişin hemen solundaki merdivenlerden en az iki katlı olduğu anlaşılmaktadır.
İhlasiye Medresesi Bitlis İl Merkezinde bulunan Medrese, Selçuklular tarafından 1216 tarihinde yaptırılmıştır. Kitabesine göre 1589 tarihinde Bitlis hanlarından 5. Şerefhan tarafından onarılmıştır. Mimari görünüş açısından klasik Selçuklu estetiğinin tüm özelliklerini taşıyan şaheser,
Atabey Gazi Ertokuş Medresesi Medrese, I. Alaaddin Keykubat zamanında, Selçuklu uç kumandanı Mübarizeddin Ertokuş tarafından H. 621 / M. 1224 yılında yaptırılmıştır. Medrese “Kapalı Tip Medrese” türüne girer ve dış avlu, iç avlu ile türbe ve medrese odalarından oluşur. Medresenin hücreleri zemin katta olup, üzerleri kubbelidir. Medresenin portali ve yan nişleri, daha sonraki Selçuklu Medreselerine göre daha sade bir tezyinatla işlenmiştir. Medresenin içinde hiçbir dekor bulunmadığından, sadece mimarî kuvvete dayalı değişik bir mekan ifadesi elde edilmiştir. Burada büyüklük ve ahenk bakımından gerçekten az görülen tesire varılmıştır. Taş mihrabıyla Anadolu Selçuklu eserlerinin nadir örneklerindendir.
Eğirdir Dündar Bey Medresesi (Taş Medrese) Medrese, 1237 yılında Selçuklu Sultanı II. Gıyaseddin Keyhüsrev zamanında han olarak yapılmış, daha sonra 1301 yılında Hamidoğlu Dündar Bey tarafından medreseye çevrilmiştir. Medrese iki katlı olup, 30 hücresi vardır. Büyük dış kapısının fevkalâde süsü ve mimarî değerinin üstünlüğü ile şöhret bulmuştur. Dış kapıdan içeriye girilince, küçük antreden sonra ikinci bir kapıdan geçilerek ortasında şadırvan olan avluya girilir. İkinci kata 12 basamaklı bir merdivenden çıkılır. Medrese 11 odalı olup, 6’sı avlunun sağında, 5’i solundadır. Kitabeleri Selçuklu sülüsü ile büyük kapının etrafına kazılmıştır.
Karatay (Çini Eserler) Müzesi Karatay Medresesi, Sultan II. İzzeddin Keykavus Devrinde, Emir Celaleddin Karatay tarafından, 649, H. (1251 M.) yılında yaptırılmıştır. Mimarı bilinmemektedir. Osmanlı Devrinde de kullanılan medrese XIX. yüzyılın sonlarında terk edilmiştir. Medrese Selçuklular Devrinde hadis ve tefsir ilimleri okutulmak üzere "Kapalı Medrese" tipinde Sille taşından inşa edilmiştir. Kapı Selçuklu Devri taş işçiliğinin şaheser bir örneğidir. Yazı ve desenlerle süslenmiştir. Kapının diğer yüzeylerine seçme ayet ve hadisler kabartma olarak işlenmiştir. Binanın batı yönünde bulunan beşik tonozlu eyvanın kemerinde besmele ve Ayet-el Kürsi yer almaktadır. Kubbeye geçiş elemanı olan üçgenlerde ise Muhammed, İsa, Musa ve Davud peygamberlerin isimleri ile dört halifenin (Ebu Bekir, Ömer, Osman, Ali)'nin isimlerine yer verilmiştir. Eyvanın solundaki kubbeli hücre Celaleddin Karatay'ın türbesidir.
Sırçalı Medrese Sırçalı Medrese Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinde medrese olarak kullanılmıştır. Konya'nın ve Anadolu'nun önemli medreselerinden biri olan Sırçalı Medrese Konya İli, Meram İlçesi, Gazialemşah Mahallesi'ndedir. Açık avlulu, iki eyvanlı ve iki katlı medreselerden olan Sırçalı Medrese, II. Gıyaseddin Keyhüsrev Devrinde Bedreddin Muslih tarafından yaptırılmıştır. Çeşitli değişikliklerle 1924 yılına kadar medrese olarak kullanılmıştır.
İnce Minare (Taş ve Ahşap Eserler) Müzesi Selçuklu Sultanı II. İzzeddin Keykavus Devrinde Vezir Sahip Ata Fahreddin Ali tarafından, hadis ilmi öğretilmek üzere 663 H.(1264 M.) yılında inşa ettirilmiştir. Darü-l Hadis Selçuklu Devrinin avlusu kapalı medreseleri grubundadır. Tek eyvanlıdır. Doğusunda yer alan taçapı, Selçuklu Devri taş işçiliğinin en güzel örnekleri arasındadır. Kubbe kasnağında kûfi yazı ile "El-Mülkü-Lillah" "Ayet'el Kürsi" yazılıdır. .
SİVAS MEDRESELERİ Şifaiye Medresesi : Taç kapısı üzerinde yer alan kitabesinde Selçuklu Sultanı I. İzzettin Keykavus tarafından 1217 M. yılında inşa ettirildiği yazmaktadır. Anadolu'daki Selçuklu tıp sitelerinin ve hastanelerin en büyük boyutlusudur. Selçuklu yapılarında olduğu gibi taç kapısı süslemelerine önem verilmiştir. Dışarı doğru taşıntılı taç kapı alınlığının sağında ve solunda aslan ve boğa kabartmaları yapılmıştır.
Gök Medrese : 1271 yılında Sahip Ata Fahreddin Ali tarafından yaptırılmıştır. Gök medresenin mimarı Konyalı Kaluyan'dır. Gök Medrese açık avlulu dört eyvan şemasının uygulandığı iki katlı olduğu iddia edilen bir medresedir. Koç, domuz, aslan, yılan, ejder başlarının tanındığı bu kompozisyonda burç işaretlerinin kast edildiği iddia edilmektedir. Türklerin on iki hayvanlı takvimlerinde de bu hayvanların bir kısmı mevcuttur.
Çifte Minareli Medrese : 1271 yılında Vezir Sahip Şemsettin Mehmed Cüveyni tarafından yaptırılmıştır. Sivas Gök Medrese Erzurum Çifte Minareli Medrese ile benzerlik gösteren yapının iki katlı olduğu öğrenilmektedir.
Buruciye Medresesi : 1271 M. yılında Anadolu Selçuklu Sultanlarından III. Gıyasettin Keyhüsrev zamanında Hibetullah Burucerdioğlu Muzaffer Bey tarafından yaptırılmıştır. Sarımtırak renkli taşların oyma olarak yapılan giriş kapısı ve avlu karşısındaki iç cephe, devrin Selçuklu taş oymacılığının en güzel örneklerindendir.
ERZURUM MEDRESELERİ YAKUTİYE MEDRESESi Cumhuriyet caddesi üzerinde bulunan ve ilhanlılar döneminden kalan Yakutiye Medresesi 1310 yılında Sultan Gazan ve Horasanlı Bulga Hatun'un yardımlarıyla Hoca Cemaleddin Yakut tarafından yaptırılmış tır.
ÇİFTE MİNARELİ MEDRESE Tebrizkapı semti'ndeki bu şaheserin ismi, çeşitli kaynaklarda Hand Hatun, Hande Hatun, Eski Medrese olarakta geçmektedir.Çifte Minareli Medrese'nin İlhanlı Hükümdarı Keyhato'nun karısı Hand Hatun tarafından 13.yüzyılın son çeyreği ile 14.yüzyılın ilk on yılları arasında, Yakutiye Medresesinden önce yaptırıldığı tahmin edilmektedir.Minarelerindeki muhteşem çinileri ve duvarlarındaki çeşitli taş kabartmalarıyla günümüze kadar ulaşan tarihi medrese, şimdilerde Yakutiye Belediyesi'ne devredilmiştir.
KIRŞEHİR – CACABEY MEDRESESİ Kırşehir il merkezinde yer alan medrese halk arasında minaresindeki yeşil çinilerden dolayı "Cıncıklı Camii" olarak bilinmektedir. Selçuklular döneminde Kırşehir Emiri Nurettin Cibrilbin Cacabey tarafından 1271-1272 yıllarında yapılmıştır. Döneminde astronomi yüksek okulu olarak hizmet vermiştir. Taç kapısının hemen solunda Cacabey'in yattığı türbe yer almaktadır.
Büyük kubbenin hemen altında, Yıldızların incelendiği bir havuz bulunmaktadır. Mukarnas kavsaralı iki renkli taş işçiliğinin Taç kapısı mimari bir şaheserdir. Minaresi yapıdan ayrı olup, Gözlem kulesi niteliğini taşır. Ana eyvanda yer alan karşılıklı iki sütun, koni ve küre biçimlerinin üst üste bindirilmesiyle oluşmuştur Bu sütun düzenlemesinin Anadolu Türk Sanatında başka bir örneği bulunmamaktadır. Medrese yakın zamanda restore edilmiştir. Yerli ve yabancı turislerin ilgisini çeken Camii, Kırşehir'in En büyük tarihi Camisidir. Cacabey Camii içi
SİNOP – PERVANE MEDRESESİ 1261 Yılında Selçuklu Veziri Süleyman Pervane tarafından yaptırılmıştır. İki eyvanlı, 10 derslikli, 7 odalı, müştemilatlı, orta kısmında üstü açık avlu, avlu ortasında şadırvanı bulunan bir yapıdır.
ANTALYA MEDRESELERİ Gıyasettin Keyhüsrev MedresesiKitabeye göre medrese, Atabey Armağan tarafından yaptırılmıştır. Ancak, Selçuklu Medreseleri yaptıranın değil Sultan Hanın adıyla anıldığından Gıyaseddin Keyhüsrev Medresesi diye adlandırılmıştır. 1239 tarihinde yapılan Medresenin Taç Kapı portalinden başka sağlam kalmış yeri yoktur.
KAYNAKLAR. AKYÜZ, Yahya Türk Eğitim Tarihi, Pegem Yayınları, Ankara, 2004. ERGÜN, Mustafa Örgün Eğitimin Kurulmasında Medresenin Rolü. ERGÜN, Mustafa Medreseden Mektebe Osmanlı Eğitim Sistemindeki Değişme. TURAN,O. Selçuklular Tarihi ve Türk İslam Medeniyeti, İstanbul. KUTLUTAŞ, Hasan Selçuklu- Türk Toplumunda Eğitim- Öğretim Kurumları, Ankara,1978. KÖYMEN, M. A. Selçuklu Devri Türk Tarihi, Ankara, 1982. KURAN, A. Anadolu Medreseleri, I, Ankara, 1969. BİLGE, Mustafa İlk Osmanlı Medreseleri, İstanbul, 1984. BAYKARA, T. Türkiye Selçukluları Devrinde Konya, Ankara1985. AKGÜNDÜZ, H. Medreseler ve Üniversiteler, Diyarbakır, 1998