510 likes | 1.33k Views
Aktif Çamur Yumağı (Flok) Aktif çamur yumağındaki yaşam topluluğu, renklilik ve zenginlik çok önemli bir olaydır. Bakteri türünün sayısı ve oranı sadece atıksu türüne değil, aynı zamanda da havalandırma şekline ve mevsimlere de bağlı olarak değişmektedir. Yumak oluşturucu mikroorganizma olarak:
E N D
Aktif Çamur Yumağı (Flok) Aktif çamur yumağındaki yaşam topluluğu, renklilik ve zenginlik çok önemli bir olaydır. Bakteri türünün sayısı ve oranı sadece atıksu türüne değil, aynı zamanda da havalandırma şekline ve mevsimlere de bağlı olarak değişmektedir. Yumak oluşturucu mikroorganizma olarak: Bacterium aerogenes Bacterium cercus Bacterium proteus Enterobacter aerogenes Escherichia intermedium Nocardia actinomorpha Zoogloea ramigera sıralamak olasıdır.
Aktif çamur flokları yaşayan ve ölü bakteriyel hücrelerin birleşimidir. Genellikle filamentli bakteriler, yoğunlaşmış tuzlar, tutulmuş inorganik partiküller (kum) ve organik lifler içerirler. Bir çamur matriksi tarafından bir arada tutulurlar, hücre çevresinde polimerik elemanlar bulundururlar ve bunu sağlayan kimyasal bağlı kütlelerdir. Bu bağlı kütleler Ca+2 gibi 2 değerli katyonlar alabilirler. Önemli bir rol oynarlar serbest yaşayan bakteriler, protozoalar ve yüksek sayıdaki organizmalar floklar çevresinde ve su ile floklar arasında ortaya çıkarlar.
İyi bir yumak oluşmasının ve biyolojik arıtmanın gerçekleşmesinin koşulu, çok iyi bir mekanik arıtmadan gelen suyun aktif çamur havuzuna alınmasıdır. Havzudaki şiddetli türbülans mikroorganizmaların birbirleriyle, kolloidlerle, atıksu içeriği ile ve hava ile çok iyi bir temas kurmasını sağlar. Pepton ve şeker içeren sularda yumak oluşmasını kamçılar. 1 mg FeCl3/l ilavesi ise yumak oluşma sürecini kısaltır. Fazla dozlama da ise şişkin çamur oluşur. Aktif çamur sistemlerinde ilk çamur oluşması için 10-15 güne ihtiyaç vardır. Başlangıçta az, fazla kirliliği olmayan atıksu uzun süre havalandırılmalıdır. Çamur oluştuktan sonra daha kirli su daha kısa süre havalandırılabilir. Yumakların oksijen ihtiyacı, yoğun metabolik faaliyetler nedeni ile çok yüksektir. Bu değer 34 m3/kg BOİ5civarındadır. İnce kabarcıklı havalandırmalarda su-hava yüzeyi artar, bu da mikroorganizmaların metabolizma faaliyetlerini kamçılar.
Artan kamçılanan metabolizma faaliyetleri sonucunda da biyomas miktarı artar. Bakteriler de yumakta bulunan diğer üst düzeydeki organizmalar için besin maddesi olurlar. Özellikle yumakta siliatların bulunması arıtma sisteminin sağlıklı ve iyi işlediğini gösterir. Vorticella, Opercularia, Carchesium, Aspidisca v.b. 1 ml atıksu çamurunda 11 000'in üzerinde Vorticella spec. ve 25 000'in üzerinde de Aspidisca costata sayılmıştır. Amoeba, Flagellat, Spirilla ve çubuksu bakterilere rastlanırsa, arıtmanın iyi gitmediğini gösterir. Bu mikroorganizmaların yoğun olarak bulunduğu çamur kolay kolay çökmez, ya doğru dürüst yumak oluşmaz, ya da oluşan yumak parçalanır, dağılır. Bu da arıtma verimini azaltır.
Substrat konsantrasyonunda artma meydana gelirse veya substrat konsantrasyonunda azalma meydana gelirse sistem nasıl tepki gösterir? Bu artış veya azalışlar tedrici olarak oluşursa sistem bu duruma fazla bir tepki vermez. Artış veya azalışın değişim aralığı az ise, yani değişiklikler ortam şartlarında bir değişiklik yapmıyorsa, sistem bu değişimi kaldırabilir. Ancak ekstrem değişiklikler, yani aşırı ani artış veya azalışlarda, ortam şartlarında (pH, sıcaklık, besi maddesi dengesi vb.) bir değişiklik yapıyorsa sistem olumsuz yönde tepki gösterir. Bu durum sistemin mikrobiyolojik yapısında da değişiklikler meydana getirir. Bozulan ortam şartlarına uyumlu yeni türler sisteme hakim olur. Bilhassa arıtma sistemlerinde Protozoa dengesi bozulur. Sistem nihai olarak kendi içinde dengeye ulaşır fakat ulaşılan bu denge durumu arıtma verimi açısından olumsuz olabilir.
Aerobik arıtma sistemlerinin Oksijen dengesi bozulduğunda; havalandırma iyi ve yeterli miktarda yapılmadığı zamanlarda, arıtma sistemlerinde bakteri türleri değişir. Aerobik bakteriler yerine anaerobik bakteriler ortama hakim olurlar. Protozoa türleri ise süratle ölürler. Arıtma sisteminde koku problemi artar. pH dengesi bozulduğu zaman, bakterilerin yerini fungus türleri alır. - Besi dengesi bozulduğunda, - Oksijen azaldığında, - pH değişikliği olduğunda, Bilhassa sisteme Actynomytes sp. türü bakteriler (filamentli bakteriler) hakim olur. Bu türlerin filamentli yapıları dolayısıyla arıtma sisteminde çökelme problemleri meydana gelir. Arıtma verimlerinde düşüş görülür. Arıtma sistemlerinde; Bu durum aktif çamur sistemlerinin son çöktürme havuzlarında "Çamur Kabarması=Sludge Bulking" olayına neden olur.
Çökme özelliği kötü bu çamura "şişkin çamur" da denir. Aktif çamur havuzlarında şişkin çamurun üzerinde ince berrak bir su tabakası görülür. Şişkin çamurda çamurun işgal ettiği hacmi büyür. Çamur hacim indeksi 2 000 ml/g‘ e kadar çıkar, su içeriği %99,75 olur. Şişkin çamur için sınır değer ise: 150 ml/g‘ dır. Zor çökebilen çamurun oluşum nedenleri ise: - Organik maddece sisteme aşırı yüklenme - Aktif çamur havuzunun çok az, yetersiz havalandırılması - Şok şeklinde sanayii atıksularının verilmesi - Bakterilerin aşırı yaşlanması ve spor oluşumunun artması Önceden sadece Sphaerotilus natans‘ ın buna neden olduğu düşünülürdü. Halbuki yapılan araştırmalardan sonra, bunu oluşturan çok sayıda mikroorganizmalar vardır.
Çamur hacim indeksi (Sludge Volume Index, SVI); havalandırma havuzundaki biyokütlenin 1 gramının kuru olarak kapladığı hacimdir (mL/gr). Deney 2 aşamalıdır. Birinci aşama 1 L aktif çamur numunesinin çökelme miktarının bulunmasıdır. İkinci aşama aynı numunenin askıda katı maddesi yani MLSS konsantrasyonu bulunmasıdır. İlk işlem numunenin karıştırılarak homojen hale getirilmesidir. Daha sonra atık su biyokütle karışımı numune 1 L’ lik imhoff hunisine alınır. Yarım saat süre bekletilerek çökelmesi sağlanır ve çöken çamur miktarı tespit edilir. ÇHİ (mL/g)= [ml(çökelen çamur miktarı) × 1000] / MLSS (mg/L)
Nocardia sp. türü havalandırma havuzunun üst kısmında köpük oluştururlar. Bu durum aktif çamur sistemlerinin havalandırma havuzunda "Köpük Oluşumu" olayına neden olur. Buna çamur köpürmesi= slugde foaming denir. Şeker ve nişasta fabrikalarının atıksuları şişkin çamur oluşturma açısında daha elverişlidirler. Özellikle denitrifikasyon sırasında oluşan N2 gazları yüzer çamurların oluşmasına neden olurlar. Aslında şişkin çamurlar iyi arıtma yeteneğini göstermelerine rağmen, atıksu arıtma tesislerinde hiç bir zaman arzu edilmezler, çünkü çöktürülmeleri güç olmaktadır.
Flamentli bakteriler genellikle bir kılıf veya tüp içerisinde veya böyle bir yapıya gereksinim duymadan arka arkaya dizilmiş hücrelerin oluşturduğu ipliksi bakterilerdir. Aktif çamurda ve şişkin çamurda oldukça sık rastlanan flamentli bakteriler Gram pozitif bakterilerden Microthrix parvicella, Nocardia amarae ve Nocardia pinensis; Gram negatif bakterilerden Sphaerotilus natans, Leptothrix sp., Thiothrix sp., Beggiatoa sp., Haliscomenobacter sp., ve Hepetosiphon sp., türleridir. İyi bir flok oluşumu için flamentli mikroorganizmaların ve flok oluşturucuların aktif çamurda dengede bulunmaları gerekmektedir. İpliksi bakteri miktarı belli bir değeri aşmadığı sürece hiç bir sorun oluşturmaz. Hatta bunların varlığı çamur kalitesini daha iyi duruma sokabilir. Aktif çamur sistemlerinde yaygın olarak bulunan filamentli bakterilerin tanımlanması ve sınıflandırılması için birkaç tip yöntem geliştirilmiştir. Sınıflandırma yöntemi hücre boyut ve şekli, filament uzunluğu ve şekli gibi morfolojiye , boyamaya karşı tepkiye ve genetik yapıya dayanmaktadır.
Teşhis için üç tip boyama yapılır; - Gram boyama - Neisser boyama - Sülfür depolama testi
Filamentli Olmayan Kabarma (Nonfilamentous bulking) · Bu tur çamur kabarmasına, “zooglea kabarma” da denir ve aşırı miktarda hücre dışı polisakarit üretimi (Zooglea bakterileri tarafından) üretimi bu tur probleme neden olur. · Bu tur problem, çökelmeyi ve çamurun konsantre hale gelmesini engeller. · Bu tur problem aktif çamur tesislerinde çok fazla gözlenmez ve genellikle havalandırma havuzuna az miktarda klor ilavesi ile giderilebilir. · Bazı durumlarda, endüstriyel atıksularda azot miktarının yetersiz olması bu tur problemlere sebep olabilir. · Bu tur çamur problemi ayrıca üretilen çamurun susuzlaştırılmasını da zorlaştırır.
FLAMENTLİ MİKROORGANİZMALARIN AŞIRI MİKTARDA BÜYÜME NEDENLERİ Atık Bileşimi: Yüksek karbonhidrat içerikli atıklar çamur kabarmasına neden olabilir. Glukoz, maltoz ve laktoz içeren fakat galaktoz içermeyen karbonhidratlar ipliksi mikroorganizmaların büyümelerini teşvik eder. S.natants ve Thiothrix ssp. gibi bazı bakteriler kolayca ayrışabilen organik maddeleri kullanırken, M. parvicella gibi diğerleri yavaşça ayrışan organik içerikli maddeleri kullanabilmektedir. Substrat Konsantrasyonu: Substrat miktarı flamentöz kabarmanın en önemli nedenlerinden biridir. Flamentli bakteriler yavaş büyüyen mikroorganizmalardır. İpliksi mikroorganizmalar ile flok şekillendiren bakteriler arasında yapılan araştırmalarda düşük substrat konsantrasyon şartlarında yani, düşük F/M oranlarında ipliksi mikroorganizmaların dominant duruma geçtikleri tespit edilmiştir. Tersi durumda, yani yüksek substrat konsantrasyonu altında flok şekillendiren bakteriler daha yüksek bir maksimum büyüme oranından dolayı flamentli bakterilere oranla daha baskın duruma geçerler.
pH: Havalandırma tanklarındaki optimum pH 7-7.5 dur. 6’nın altındaki pH değerleri Geotrichum, Candida, Trichoderma gibi fungilerin büyümelerini teşvik edebilir ve flamentöz kabarmaya neden olabilir. Laboratuar koşulları altında pH 4.0 ve pH 5.0’ de 30 günden sonra fungilerin çok aşırı büyüdükleri görülmektedir. Sülfit konsantrasyonu: Havalandırma tanklarındaki yüksek sülfit konsantrasyonu Thiothrix, Beggiota ve Nocardia gibi sülfür bakterilerinin fazla miktarda büyümesine neden olur. Bu mikroorganizmalar sülfiti (SO32-) bir enerji kaynağı olarak kullanırlar ve onu sülfüre (S2-) indirgerler. Oluşan sülfür hücre içindeki sülfür granüllerinde depo edilirler. Bu bakterilerden Beggiota daha çok sabit-film bioreaktörlerinde büyürler.
Çözünmüş oksijen seviyesi: Sphaerotilus natans, Tip 1701, Halsicomenobacter hydrossis gibi bazı ipliksi mikroorganizmaların büyümeleri havalandırma tanklarındaki düşük çözünmüş oksijen seviyelerinden kaynaklanmaktadır. Bu bakterilerin büyümelerinin engellenebilmesi için havalandırma tankları minimum 2 mg O2 /L’lik oksijen seviyesi ile işletilmelidir. Araştırmalar düşük oksijen seviyesinin flamentli bakterinin büyümesi üzerine çok büyük olumlu etkisi olduğunu göstermiştir. Nutrient yetersizliği: Nitrojen, demir, fosfor veya iz elementlerde gözlenen bir eksiklik kabarmaya sebebiyet verebilir. S.natans, Thiothrix bakterilerinin aşırı miktarda büyümeleri nitrojen ve fosfor eksikliklerinden kaynaklanabilir. Bunun yanı sıra demir ve iz elementlerin eksikliğinin de kabarmaya neden olabileceği belirtilmektedir.
ÇAMUR KABARMASININ KONTROLÜ Oksidantlar ile : Flamentli bakteriler seçici olarak bu bakterileri öldüren hidrojen peroksit veya klor ile geri devir çamurunun muamelesi ile kontrol edilebilir. Klorlama ile kabarma kontrolü halen kullanılan en yaygın yöntemlerden biridir. Klor konsantrasyonu 10-20 mg/l olmalıdır. 20 mg/l den daha yüksek klor konsantrasyonu flokların dağılmasına ve pinpoint flokların oluşmasına neden olabilir. Hidrojen peroksit genellikle geri devir çamuruna 100-200 mg/l konsantrasyonunda eklenir. Bununla birlikte klorda olduğu gibi fazla miktarda hidrojen peroksit kullanımı flok şekillendiren bakterilerin büyümelerine ket vurmaktadır. Okside edici özelliğinin yanı sıra hidrojen peroksit havalandırma tanklarında oksijen kaynağı olarak da kullanılabilir. Ozon gazı da flamentli mikroorganizmaların azaltılması için kullanılabilir.
Flok şekillendiricilerle : Sentetik organik polimerler, kireç ve demir tuzları flok oluşumunu dolayısıyla çamur çökelmesini teşvik etmek için kullanılabilir. Fakat kireç ve demir tuzlarının eklenmesi katı madde yükünü artırabilir. Bunun yanı sıra polimerlerin kullanım maliyeti de yüksektir. 15-20 mg/l katyonik polimerlerin eklenmesi arıtma tesislerindeki kabarma probleminin kontrolünde etkilidir. Geri devir çamuru debisinin manipulasyonu: Aktif çamur prosesinde çökertme işleminin flok uzaklaştırılması ve dibe çöken çamurun kalınlaştırılması olmak üzere iki fonksiyonu vardır. Kabarma son çöktürmede çamur kalınlaşmasına engel olur ve bu durum geri devir çamurundaki askıda katı madde konsantrasyonunun azalmasına sebebiyet verir. Bu azalma geri devir debisinin arttırılmasıyla ortadan kaldırılmalıdır. Böylece geri devir debisinin arttırılması son çöktürmedeki olumsuzluğun ortadan kaldırılmasına yardım eder.
Biyolojik selektörler: 1970’lerden önce flamentli kabarma aktif çamur proseslerinin başa çıkılmaz problemlerinden olarak bilinirdi. Ancak, Chudoba ve arkadaşlarının 1973 yılında flamentli kabarmayı kontrol eden ve çamurun çökelme özelliklerini geliştiren selektörleri dizayn etmesi bu problemin çözümünde önemli bir gelişme sağlamıştır. Selektör yaklaşımı, sistemde flamentli bakterilerin yerine flok oluşturan ve daha iyi çökelme özelliğine sahip bakteriler için uygun ortamın sağlandığı biyoreaktör kullanımı olarak özetlenebilir. Yüksek substrat konsantrasyonu flamentli olmayan organizmaların büyümesini sağlar .
Substrat konsantrasyonunun bir fonksiyonu olarak filamentli ve filamentli olmayan organizmaların büyüme eğrileri
Selektörler 20 ile 60 dakika temas süresi olan tek veya birkaç seri tankı içeren ve aerobik, anoksik ve anaerobik şartlar altında geri devir çamuru ile giriş atıksuyunun buluştuğu küçük reaktörlerdir. Selektör reaktör aktif çamur havalandırma havuzunun önünde olur ve ayrı bir tam karışımlı veya piston akımlı reaktör olarak dizayn edilir. Selektörlerin amacı kolayca ayrışabilen KOİ’nin flok oluşturan mikroorganizmalar tarafından tüketilmesidir. Partikül şeklindeki ayrışbilen KOİ ise havalandırma tankında yavaş bir şekilde bakteriler tarafından kullanılacaktır.
a- Aerobik Selektörler İpliksi (filamentli) bakteriler düşük Ks ve μm değerlerine sahip olup, düşük substrat konsantrasyonlarında ipliksi bakteriler yumak oluşturan bakterilerden daha hızlı büyürler. Bu nedenle; aerobik selektörlerin kullanılması ile F/M oranı havalandırma havuzuna girmeden önce yüksek tutularak, yumak oluşturan bakterilerin substratın çoğunu tüketmesi sağlanır. Selektörden sonra havalandırma havuzuna gelen suda çok düşük substrat olduğundan ipliksi bakterilerin ortamda aşırı çoğalmasına yetmeyecek ve yumak oluşturan bakteriler dominant olacaktır. Aerobik selektörlerin kullanılması ile ipliksi mikroorganizmaların kontrol altına alınması
b- Anoksik selektörler Anoksik koşul ortamda elektron alıcısı olarak oksijenin bulunmayarak, nitrat ve/veya nitritin bulunması durumudur. Yapılan çalışmalar anoksik koşulların çamur çökelebilirliğini arttırdığını göstermiştir. Anoksik selektörden hemen sonra oksijenin elektron alıcısı olarak kullanıldığı havalandırma havuzları gelir. Anoksik selektörlerde yumak oluşturan bakteriler gelişir. Çünkü ipliksi bakterilerin büyük bir kısmı nitrat veya nitriti elektron alıcısı olarak kullanamaz. Bazı ipliksi bakteriler nitrit ve nitratı elektron alıcısı olarak kullansalar bile kullanım hızları yumak oluşturan bakterilere kıyasla çok yavaş olup, ortama hakim olamazlar. Nitrat direkt olarak havalandırma tankına veya geri devir hattına ilave edilebilir. Veya havalandırma havuzunda oluşan nitrat anoksik selektöre geri devrettirilebilir. Anoksik tanktan sonra, atıksu içerisinde çok az organik madde kalmış olup, ipliksi bakterilerin büyüyerek dominant olmasına yetmeyecektir
Anoksik selektorlerin kullanılması ile ipliksi mikroorganizmaların kontrol altına alınması
c-Anaerobik selektörler · Anaerobik selektörlerde hiçbir elektron alıcı bulunmaz. · Anaerobik selektörlerden hemen sonra aerobik havalandırma havuzları gelir. · Anaerobik selektör ve aerobik havalandırma havuzuyla, fosfat depolayabilen yumak oluşturan bakteriler çoğaltılarak ipliksi bakterilerin aşırı derecede çoğalması engellenir. Bu sistemde, fosfat biriktirebilen bakteriler anaerobik koşullarda fosfat bırakarak organik maddeyi anaerobik koşullarda alarak depolarlar. Yumak oluşturan bakteriler, anaerobik şartlarda organik madde alabilmek için enerjiye ihtiyaç duyar. Bu enerjiyi, fosfat depolarındaki fosfatı hidrolize ederek enerji üretir. İpliksi bakteriler ise fosfatı depolayamadıkları ve anaerobik koşullarda enerji üretemedikleri için anaerobik koşullarda organik madde alamazlar ve büyüyemezler. Aerobik koşullarda ise organik madde konsantrasyonu çok az olup fosfat biriktirebilen yumak oluşturan bakteriler depoladıkları organik maddeleri kullanarak hücrelerini yeniler ve büyürler. Çok az organik madde kaldığı için ipliksi bakteriler aerobik koşullarda büyüyemezler ve böylece ipliksi bakteriler kontrol altına alınmış olur
Anaerobik selektörlerin kullanılması ile ipliksi mikroorganizmaların kontrol altına alınması
Biyolojik kontrol: Çeşitli kaynaklardan elde edilen mikroorganizmalar, özellikle bakteriler, ipliksi mikroorganizmaları lizize uğratma yeteneğindedir. Tip 021 N ’ e karşı aktif bir litik mikroorganizma topraktan izole edilmiştir. Predatör protozoalar da filamentli mikroorganizmaları yok ederler. Bu protozoalarla kabaran aktif çamuru inoküle etmek SVI değerinin azalmasıyla sonuçlanır.
Diğer bazı metotlar: Atık suyun ilk olarak, sülfitlerin uzaklaştırılması için ön havalandırmaya maruz bırakılması Thiothrix ssp. bakterisinin büyümesini kontrol etmeye yardımcı olurken yüksek çözünmüş oksijen seviyeleri Tip 0961 büyümesini engellememektedir. Filamentli sülfür bakterileri (Thiothrix, Beggiota, Tip 021N) düşük pH dereceleri altında iyi büyüyemezler. Böylece atık suyun pH’ sının düşürülmesi filamentli sülfür bakterilerinin büyümesine ket vurmakla beraber düşük pH seviyeleri bazı fungal filamentlerinin büyümesine sebebiyet verebilmektedir. Demir bileşikleri Sphaerotilus, Thiothrix ve Tip 021N gibi ipliksi mikroorganizmaların solunumunu kuvvetli şekilde inhibe ederler. J. Wanner ve arkadaşları, laboratuar koşullarında gerçekleştirdikleri çalışmalarında anoksik koşulların aktif çamur sisteminde bulunan karışık kültürdeki filamentli mikroorganizmaların varlığı üzerindeki etkilerini incelemişler ve anoksik koşulların Sphaerotilus natans gibi filamentli mikroorganizmaların büyümesini baskılayabildiğini göstermişlerdir. Çalışmada filamentli karışık kültürlerdeki denitrifikasyon ve nitrat solunumu oranlarının filamentsiz karışlık kültürlerden daha düşük olduğu belirlenmiş,bazı filamentli organizmaların nitrat nitrojenini elektron alıcısı olarak kullanamadıkları da gösterilmiştir.
Thiothrix sp. sülfür depolama özelliğine ait bir örnek
Nocardia Köpüğü 2 bakteri cinsi, Nocardia ve Microthrixparvicella,aktif çamur proseslerinde köpürmeye sebep olur. Bu organizmalar hidrofobik hücre yüzeyine sahiptir ve hava kabarcıklarına tutunarak köpüğe neden olurlar. Organizmalar köpük içerisinde MLSS’ dekinden daha yüksek konsantrasyonlarda bulunabilirler. Her iki bakteri çeşidi de mikroskobik çalışmalarla belirlenebilir. Nocardia filamentli bir yapıya sahiptir. Filamentleri çok kısa ve flok partiküllerinin içinde bulunur. Microthrixparvicella flok partiküllerinden uzanan ince filamentlere sahiptir. Aktif çamur havuzundaki köpüğe sebep olan Nocardia’ nın mikroskobik görünüşü Şekilde verilmiştir. Köpük kalın (0,5~1 m) ve kahverengi bir özellikte olur. Nocardia köpüğü:(a) havalandırma tankı üzerindeki köpük örneği ve (b)gram-boyanan Nocardia filamentlerinin mikroskpik görünüşü b a
-Nocardia köpürmesinde çamur kalın- kalıcı ve kahve rengi kalıplaşmış bir yapıya bürünür. Bu köpük havalandırma havuzu veya çökeltme tankı üzerinde oluşabilir. -Çamur yaşının 9 günü geçmesi durumunda köpürme problemiyle karşılaşılabilir. M. parvicella yani diğer mikroorganizma için ise düşük F/M değerleri, yağ-gres miktarının yüksekliği ve soğuk hava şartları görülebilir. Nocardia daha çok yazın, M. parvicella ise kışın görülür. Amerikadaki evsel nitelikli atıksularda yağ - gres oranının Avrupaya nazaran yüksek olmasından dolayı Avrupada M. parvicella daha nadir görülür.
Arıtma tesislerinde karşılaşılan köpük cinsleri ve nedenleri aşağıda açıklanmıştır. Beyaz - gri (kirli beyaz) renkte ince köpük : Düşük çamur yaşı " genç çamur" , bazı yüzey aktiflerin arıtılabilmesi için yeterli süre olmaması - deterjan vb. gibi Açık beyaz renkte çok kabaran köpük : Biyolojik olarak parçalanamayan deterjanlardan dolayı meydana gelir. Artık pek rastlanılmıyor. Kül renginde köpük : Anaerobik çürütücülerden, santrifüjlerden veya filtrepres gibi susuzlaştırma ünitelerinin süzüntü suyunun çok miktarda olmasından kaynaklanır. Kalın, gri renkte sümüksü yapıda köpük : Daha çok endüstriyel atıksu arıtma sistemlerinde görülür. Besi eksikliğinden meydana gelir. BOD5/N/P oranı 100/5/1 olarak sağlanmalıdır. Bu durumda mikroorganizmalar, besi eksikliğinde dolayı yüksek miktarda polisakkarit üretirler. Kalın, kahverengi, kalıcı köpük : Nocardia'nın varlığından kaynaklanır.
Köpük oluşumu hem difüzörlü hem de mekanik havalandırmada meydana gelebilir fakat yüksek debili difüzörlü havalandırmada daha fazla meydana gelmektedir. Aktif çamurda rastlanan Nocardia köpüğü problemleri anaerobik ve aerobik çamur çürütücülerde de görülmektedir. Nocardia gelişimi havalandırma tankı veya son çöktürmede yüzey köpüğünde yaygındır. Nocardia kontrolü için şu metotlar kullanılır: (1) köpüğün son çöktürmede tutulmasını engellemek, (2) sıyrılan maddelerin geri devrinden kaçınmak ve (3) Nocardia köpüğü üzerine klor sprayi uygulamak. Selektör ünitelerinin kullanımı Nocardia köpüğünü bertaraf edebilir. Küçük miktarlarda katyonik polimer kullanımı da bir diğer çözüm olarak düşünülebilir. Atıksu kanallarına lokantalardan, et işleme tesisleri gibi endüstrilerden yağ ve gresin girişinin önlenmeside Nocardia probleminin çözümüne yardımcı olur.