370 likes | 831 Views
UYUŞTURUCU MADDELER. Hazırlayan ve Sunan: R.A.M. UYUŞTURUCU MADDE NE DEMEKTİR?. Yunanca uyku anlamında ki "narke"den gelen ve İngilizce'ye "narkotik" olarak geçen uyuşturucu sözcüğü, uyuşturma özelliği olan, uyuşturan, duymaz hale getiren demektir.
E N D
UYUŞTURUCU MADDELER Hazırlayan ve Sunan: R.A.M
UYUŞTURUCU MADDE NE DEMEKTİR? Yunanca uyku anlamında ki "narke"den gelen ve İngilizce'ye "narkotik" olarak geçen uyuşturucu sözcüğü, uyuşturma özelliği olan, uyuşturan, duymaz hale getiren demektir. Uyuşturucu madde kavramı genellikle, uyuşturma özelliğine sahip maddeleri ifade eder.Ancak, keyif veren, kışkırtan, yatıştıran, uyanıklık sağlayan kimi maddeler içinde kullanılmaktadır. Uyuşturucu maddeler; merkezi sinir sistemini etkileyerek kullanan kişinin ruhsal ve fiziksel dengesini bozan; bu kişide fiziksel ve ruhsal bağımlılığa yol açan; kişisel ve toplumsal yönden ekonomik ve sosyal çöküntü oluşturan maddelerdir.
UYUŞTURUCU MADDE SUÇLARI NELERDİR? Uyuşturucu madde suçları Türk Ceza Kanunu’nun 403, 404, 405, 406, 407 ve 408. maddelerinde düzenlenmiştir. Uyuşturucu madde suçlarını üç başlık altında toplayabiliriz. A-Uyuşturucu madde temin etme suçları B-Uyuşturucu madde kullanmak veya kullanmak amacı ile uyuşturucu madde bulundurmak suçu, C-Sahte reçete ile uyuşturucu madde alma suçu.
UYUŞTURUCU MADDELERİN SINIFLANDIRILMASI: Afyon Kenevir Uyarıcılar Sentetikler Sakinleştiriciler
A- AFYON VE TÜREVLERİ 1-Afyon2-Morfin3-Kodein4-Metadon5-Eroin
B- KENEVİR VE TÜREVLERİ 1-Reçine esrar2-Toz esrar3-Pres esrar4-Gonca esrar 5-Likit(sıvı) esrar
C- UYARICILAR 1-Amfetamin2-Kokain3-Kafein
D- SENTETİKLER 1-Ecstasy (MDMA)2-Captagon3-Methamfetamin 4-Lysergic Asid Diethylamid (LSD)5-Gamma Hydroxybutyrate (GHB)6-Ketamine Hydrochloride (Ketamin)7-Phencylidine (PCP)
E- SAKİNLEŞTİRİCİLER 1-Barbituratlar2-Trankizanlar3-Sedatifler
-AFYON Afyon, haşhaş kozasının çentiklenmek (çizilmek) suretiyle akan süt gibi beyaz özsuyundan elde edilmektedir. Hava ile temas ettikçe koyulaşır ve kahverengi bir renk alır. Haşhaş; dallı-budaklı, her sene tohumdan yetişen; beyaz, pembe, kırmızı ve mor renkte çiçek açan bir bitkidir.Olgunlaşan haşhaş bitkisinde, fındık ve küçük portakal büyüklüğünde bir kapsül(koza) oluşur. Kozanın kendisi bir uyuşturucu madde değildir.Afyon ve türevlerinin elde edildiği bir kaynaktır. Haşhaş bitkisinin değeri elde edilen morfinin yüzdesinin yüksekliğiyle ölçülür. Afyonun keskin, hoş olmayan kokusu ve acı bir tadı vardır.Bileşiminde takriben; % 10 morfin, %5 kodein , %6 narkotin bulunabilmektedir. Ayrıca afyonun içeriğinde şeker, protein, kauçuk yağı gibi maddelerle birlikte sayıları 25'i geçen alkaloid denilen zehir mevcuttur. Afyonun en önemli ve başlıca alkaloidi morfindir.(Alkaloid:içeriğinde bulunan diğer maddelerin genel adı.)
-MORFİN 1805 yılında Almanya'nın Hannover kentinde çalışan eczacı Friedrich Wilhelm Adam Serturner, amonyaklı bir eriyik yardımıyla afyondan morfini ayırmış, hayvan deneyleri sonucu bu maddenin uyku verdiğini bulmuş, yunan mitolojisinde uyku tanrısının adından esinlenerek bu maddeye morfin adını vermiştir. Serturner morfinli yaptığı araştırmaların 1812 yılında Afyonun Analizi adı altında yayınlamıştır. Haşhaş bitkisinden çıkan afyon somunundan elde edilen morfin, morfin hidro klorür yada morfin sülfat tuzu olarak kullanılır. Morfin hidroklorür beyaz ince uzun kristaller şeklinde olup suda %25, alkol ve gliserinde kolay erir. Morfin sülfat, beyaz kuştüyü gibi yumuşak olup suda %15, alkol ve eterde daha düşük oranda erir. Morfin afyonun içinde doğal olarak bulunan bir alkoloiddir. Afyonun üretildiği bölgeye, özelliklerine ve niteliklerine bağlı olarak içinde %8-20 arasında morfin bulunabilir. Genel olarak %14-15 arasında morfin içeren afyonun iyi ve beğenilen nitelikte olduğu kabul edilmiştir.
-KODEİN Afyondan elde edilen kodeinin kimyasal yapısı metilmorfindir. Renksiz beyaz kristaller yada toz şeklinde bulunur. Suda %1 oranında, alkol ve klaroformda daha yüksek oranda erir. Kodein ilk olarak 1833 yılında Fransa'da, Bobliquet tarafından afyondan ayrıştırılmıştır. Kodeinle ilk klinik araştırmayı 1834 yılında yapan Barbier, 65-130 miligram arasında değişen miktarlarında uyuşturucu ve uyku verici etkisi olduğunu göstermiş, buna keyif hali ve rahatlık veren etkileri de eklemiştir.
-METADON Metadon, içerisinde afyon içeren tıp alanında kullanılan tıbbi bir ilaçtır.Yanlış kullanımlarında bağımlılık yapması kaçınılmazdır. Bu ilacın doktor kontrolü dışında kullanılması insanlar üzerinde ciddi tehlikeler oluşturur.
-EROİN Eroin morfinin yarı sentetik bir türevi olup kimyasal yapısı diasetil morfin hidrokloriddir. Beyaz renkli, suda kolay eriyen bir tozdur. Morfinden daha güçlü analjezik etkisi vardır. Eroin ilk olarak Almanya'da Bayer fabrikalarında çalışan kimyacı Dresser tarafından elde edilmiştir. Beyaz toz eroin saf olarak satılmaz, satıcıların "katkı" adını verdikleri maddelerle karıştırılarak satışa hazır hale getirilir. Bu katkılı halinden sonra kahverengi tonlarında olur.
KENEVİR VE TÜREVLERİ Esrar, dünyanın hemen tüm coğrafi kesimlerinde yetişebilen kenevir bitkisinden elde edilmektedir. Bitkinin özsuyunda bulunan uyuşturcu aktif maddesi Tetra Hydro Cannabinol’ü haşhaş bitkisinde olduğu gibi kolayca elde etmek mümkün değildir. Ancak, bitkinin kendisinin çeşitli yollarla işlenmesi sonucunda içindeki özsuyunu muhafaza etmesi sağlanarak kullanımı mümkün olmaktadır. Bir de bitkinin gövde ve yaprak bölümlerinde bulunan aktif maddenin değişik oranlarda olması nedeniyle bikinin değişik bölümlerinden ayrı esrar üretim yapılması esrar maddesinin çeşitlerin daha da arttırmaktadır.
TOZ ESRAR Kenevir bitkisinin yapraklarının toplanarak kurutulması sağlandıktan sonra elekten geçirmek suretiyle elde edilen esrara “toz esrar” denir.
PRES ESRAR Kenevir bitkisinden elde edilen maddenin nakliyesini kolaylaştırma amacıyla çeşitle şekillerde preslenmesi sonucu oluşan esrara; “pres esrar” denir.
GONCA ESRAR Kenevir bitkisi içerisindeki aktif maddenin fazlaca bulunduğu üst yapraklardan elde edilen esrara “Gonca esrar” denir.
SIVI ESRAR Kenevir bitkisinden elde edilen esrarın damıtılmasıyla likit esrar elde edilir.
UYARICILAR AMFETAMİN Amfetaminler; ruhsal yaşantıyı uyaran ilaçlar arasında yer alır. Amfetaminlerin temel yapısını, fenilatilamin çekirdeği oluşturur. Kimyasal yapılarına göre, uyarıcı etkileri birbirinden farklı, değişik amfetaminler vardır; en çok tanınanları şöyle sıralanabilir: -Amfetamin (benzedrin) -Amfetamin (Dexedrine) -Metamfetamin (Desokxyn) -Metilfenidat (Ritalin) -Fenmezatin (Preludin) Bunlar arasında bağımlılar tarafından yaygın olarak kullanılan amfetamin(benzedrin) ve D-Amfetamin (Dexedrine)’dir.
1920 yılında ABD’de solunum yolları ve benzeri hastalık tedavisinde kullanılan efedrinden daha etkili bir madde araştırılırken amfetaminler rastlantı sonucu bulunmuştur. Önceleri ağız ve burun yoluyla kullanıldığında sadece solunum yollarını genişlettiği sanılan bu maddenin beyin ve merkezi sinir sistemi üzerindeki etkilerinin tanınması 1930 yılına kadar süren çalışmalar sonucu gerçekleşmiştir. • 1940 yılından sonra değişik hastalıkların tedavisi için oldukça geniş uygulama alanı bulan amfetaminlerin tedavi sınırları bağımlılık yapmaları ve yan etkileri sebebiyle gittikçe daraltılmış 1970’li yıllardan sonra da belirli bir-iki hastalığa indirilmiştir. • Dünyada zayıflama amacıyla amfetamin yada bu maddeyi içeren ilaçları kullananlarda bağımlılık yapması yan etkisi olması ve ruh hastalıklarının ortaya çıkması nedeniyle uygulama alanlarından kaldırılmıştır. Bugün; amfetaminler ender olarak aşağıdaki durumlarda kullanılmaktadır: • Narkolepsi adı verilen, gün içinde özellikle tekdüze işlerin yapıldığı sırada ortaya çıkan önüne geçilmez derecede güçlü bir uyuklama durumu olan ve ender görülen bu hastalığın tedavisinde; Hiperaktif adı verilen, aşırı derecede hareketli olan çevreye uyumu güç ve okul başarısı düşük olan, beyin zedelenmesi geçirmiş çocukların tedavisinde; Bazı sara(epilepsi) türlerinde yardımcı ilaç olarak. • Bu ilaçlar ruhsal çöküntü durumların tedavisinde, yalnız yada diğer antidepresan ilaçlarla birlikte kullanılan amfetaminlerin kaygı, tedirginlik, intihar eğilimleri ve eylemlerini arttırdığı görülerek bu tür uygulamalardan vazgeçilmiştir.
KOKAİN • Güney Amerika kıtasının Kuzey ve Kuzeybatısı boyunca uzanan yüksek And dağlarındaki ılıman iklim koşullarında yetişen ve Erythoxylon Coca olarak adlandırılan bitkinin yapraklarından elde edilen bir alkoloiddir.Merkezi sinir sistemi üzerinde uyarıcı etkiye sahip bir uyuşturucu maddedir. Baz kokain beyaz kristalize bir tozdur. • İlk kez 1860 yılında Alman kimyacı Albert Niemann tarafından koka yapraklarından ayrılarak elde edilmiştir. Bir alkaloid olan kokainin kimyasal yapısı ve etkisi atroponi andırır, kokain beyaz bir toz olup suda erir. • Kokainin hammaddesi Kolombiya'da yerleşik kokain kartelleri tarafından; Peru, Kolombiya sınırında işlenerek Kolombiya'da üretilen kokainle birlikte Kuzey Amerika ve Avrupa ülkelerine sevk edilmektedir. İkinci büyük koka yaprağı üreticisi olan Bolivya'nın Chapare vadisinde geniş koka üretim alanları bulunduğu, elde edilen hammaddenin komşu ülkelerden temin edilen kimyasal maddelerle burada kimyasal işlemlere tabi tutulduğu bilinmekte ise de, son zamanlarda Kolombiya kokain kartellerinin bu ülkedeki uyuşturucu pazarında söz sahibi oldukları anlaşılmıştır. Kısaca Kolombiya kokain kartellerinin dünyadaki kokain piyasasının büyük bir bölümünü ellerinde tuttukları söylenebilir. Adı geçen üç ülke dışında, Venezüella, Panama, Brezilya, Arjantin ve Ekvator'da da az miktarda kokain üretimi olduğu bilinmektedir.
KAFEİN • Kahve tohumunda bulunan Kafein, kahvenin etkili maddesi olup, merkezi sinir sistemi üzerinde hafif bir uyarıcı etkisi vardır. Kafein laboratuarlarda sentez yoluyla da elde edilir. Kafein ve Kafein içeren ilaçlar tıp alnında dolaşım ve solunum sistemini güçlendirici olarak kullanılır. Ancak ilaç olarak kullanılan Kafeinin kötü kullanımı ve bağımlılık yapması söz konusu değildir. • Kafeine bağlı kötü kullanım ve bağımlılık Kafein içeren kahve ve içecekler için söz konusudur. Az miktarda alınan Kafein yorgunluğa karşı direnci yükseltir. Kısa bir süre beden gücünü, zihin çalışmasını, iş verimini artırır, uykuyu kaçırır, uzun süre kullanılması sonucu ruhsal bağımlılık yapmasına karşın fiziki bağımlılık yapmaz. Kimi kişilerde kafeine karşı aşırı duyarlılık vardır çok az miktarda alınsa bile kalp vurum sayısını artırır, baş dönmesi, bulantı ve kusma yapabilir.
SENTETİKLER • Bu maddelerin temel özelliği; ruhsal yaşantıyı bozmaları, değiştirmeleri ve karıştırmalarıdır. Sentetik uyuşturucular doğal uyuşturucuların karşılığı olarak, çeşitli kimyasal yollarla üretilmiş olan suni uyuşturuculardır.Sentetik uyuşturucular insanların sinir sisteminde yapmış oldukları etkilere göre;Depresantlar,Stimulantlar,Halusinojenler gibi sınıflandırmaya tabi tutulmuştur.Günümüzde, en az tabii narkotikler kadar tehlikeli olan bu maddelerin, kötüye kullanımındaki kolaylık nedeniyle gün geçtikçe tehlikeli boyutlara ulaşmaktadır.
ECSTASY-Metilen Dioksi Met Amfetamin(MDMA) Merkezi sinir sistemini uyaran Ecstasy, halusinasyonlara da sebep olabilen amfetamin türevi bir sentetik uyuşturucudur. Tablet, kapsül, toz veya sıvı şeklindedir. • İlk olarak "çeçe sineği" gibi böcekler soktuğunda insanları uyku halinden kurtarmak için 1912 yılında üretildiği bilinen ecstasy; uyuşturucu olarak ilk defa 1985 yılında Hollanda'da rapor edilmiştir. Sağlık uzmanları, bu maddelerin merkezi sinir sistemine ve vücuda olan zararlarını sürekli olarak bildirmektedirler.
Moda uyuşturucular olarak bilinen bu tip sentetik maddeler, genelde var olan etkin maddenin özel muameleler ve kimyasal yöntemlerle moleküler anlamda değişikliğe uğratılması neticesinde birtakım ara maddelerin de katılmasıyla üretilmektedir. • Ecstasy; "3.4 Metilendioksimetamfetamin"in (MDMA) yaygın ismidir. Ecstasy, feniletilaminler ve halüsinojenik meskalin maddesinin yapısı ile benzerlik gösteren bir kimyasaldır. MDMA tableti alındıktan sonra uyarıcı etkiler hissedilir. Uyuşturucu üreticileri, var olan uyuşturucuların moleküler yapılarını değiştirerek yeni uyuşturucular üretmek ve pazara yeni maddeler sürmek amacını güderler. • Amfetamin kelimesi çok kalabalık uyarıcılar grubu için kullanılan bir kelimedir. Speed (hız) olarak bilinirler. Değişik amfetaminlerin çok benzeşen kimyevi yapıları ve etkileri vardır. Tecrübeli kullanıcılar dahi hangisini kullanmış olduklarını anlamayabilirler. Dextroamfetaminler ve Methamfetaminler en çok karşılaşılan iki çeşididir.
CAPTAGON • Sentetik bir uyuşturucu türüdür.Önceleri Almanya’da yasal olarak üretilen bu maddenin üretimi, kötüye kullanımının artması üzerine durdurulmuştur.Üretiminin durdurulmuş olması ile birlikte yasal olmayan yollardan,yüksek kazanç elde etmek için çeşitli ülkelerde kaçak olarak üretilmeye başlanmıştır. • Piyasaya captagon ticari adı ile sürülen ve etken madde olarak fenetylline içeren bu uyuşturucunun özellikle Arap ülkelerinde kullanımı yaygındır. Captagon üretiminde tespit edilen iki aşama vardır.Birincisi fetylline maddesinin imal edildiği kimyasal aşama,ikincisi ise elde edilen etkin maddenin tablete dönüştürülmesi olan fiziksel aşamadır.Yapılan araştırmalar göstermiş ki; yasadışı yollardan captagon üretimi yapan şahıslar, daha fazla uzmanlık,zaman ve laboratuar malzemesi gerektirdiğinden,fenetylline maddesini doğrudan temin edip, ikinci aşama olan ve çok uzmanlık gerektirmeyen fiziksel aşama devresinden itibaren üretime geçmektedir. • Önceleri etkin maddesi fenetylline olarak üretilen ve satılan captagonun, üretiminin yasaklanması neticesinde yasadışı yollardan gizli laboratuarlarda üretilmeye başlanması ile etkin maddesi ve içerisinde ne olduğu tam olarak bilinmeyen, ancak hapların üzerlerindeki captagon logolarından dolayı captagon adı ile satışı yapılan, farklı özelliğe sahip haplarda tespit edilmiştir.
LYSERGİC ASİD DİETHYLAMİD (LSD) • Çavdar mahmuzu (claviceps purpurea) genel olarak arpa, buğday, çavdar ve mısır gibi tahıl ürünleri üzerinde asalak olarak yaşayan zehirli bir mantardır. Bu mantarın dışı koyu mor, içi açık mor ya da pembe renktedir. Toprakta yetişen beyaz ya da krem renginde olan türleri de vardır. • 1938 yılında İsviçre'nin Basel kentinde Sandoz İlaç Firması laboratuarlarında çalışan Albert Hoffman çavdar mahmuzundan bulunan çeşitli alkaloidlerden sentez yoluyla LSD elde etmiş bu maddeyle laboratuar araştırmaları ve hayvan deneyleri yapmıştır. • Mürekkeple yazı yazıldığında fazla mürekkebi emen kağıt gibi renkli, parlak, çıkartma gibi veya emici kağıt tabakalarında emdirilmiş olarak, renkli tabletler veya emici kağıt şeklinde, su gibi renksiz sıvı ve ince jelatin kareleri şeklinde satılır. • Tatsız, kokusuz olan LSD toz halinde yada çeşitli maddelere emdirilmiş halde de bulunabilir. • 30 gram LSD 300.000 doz için yeterlidir. Bir toplu iğne başı kadar LSD; kullanan şahsın kendisinden geçmesini sağlaması için yeterlidir. Eğer bu miktar biraz fazla alınacak olursa insanı çıldırtır bunun devamında ise intiharlar ve cinayetlerin gelmesi kaçınılmazdır.
SAKİNLEŞTİRİCİLER • Bu maddeler morfin yerine geçen sentetik maddelerdir. Bunlar beyaz tabletler şeklinde hazırlanır, üzerlerine çeşitli renklerde tabakalar da geçirildiği görülmüştür. Günümüzde en az doğal uyuşturucular kadar tehlikeli olan bu maddelerin suistimali gün geçtikçe tehlikeli boyutlara ulaşmaktadır. Tıbbi amaçlar için imal edilen sentetik uyuşturucuların mutlak surette hekim kontrolünde kullanılması gerekmektedir. Ülkemizde Sağlık Bakanlığınca yürütülen yeşil ve kırmızı reçete tatbikatı bu tür ilaçlar için başarılı bir şekilde uygulanmaktadır. Sentetik uyuşturuculardan sayılan bu ilaçlardan uyarıcılar KIRMIZI REÇETE, uyuşturucular ise YEŞİL REÇETE ile satılabilmektedir.
Barbituratlar • Merkezi sinir sistemini etkileyerek yatıştırıcı, teskin edici etkinlik gösterirler. Sentetik olarak değişik renk, hacim ve şekillerde kapsül veya tabletler halinde üretilir, tıp alanında kullanılan 30 kadar çeşidi vardır. Bu ilaçlar doktor tarafından hastayı sakinleştirmek veya uyutmamak için verilir. • Barbituratlar 300 mg. alındığında derin bir uyku hali meydana getirir, 4-8 saat arası sürebilir.1000 mg. alındığında ise ölüm meydana gelebilir. Ayrıca barbituratlar alkol ile alındığında da ölüm gerçekleşir. Bu maddeler ağız yolu ile alınır, suda eritilerek deri altına zerk edilebilir. • Barbituratlar alındığında alkol sarhoşluğunun belli özelliklerini gösterir. Fark sadece kokularıdır, barbituratlar kokusuzdur. Bu maddenin kullanımının suiistimali sonucunda; uyuşukluk, sinirlendirici davranış, kahkaha, sendeleme, intizam bozukluğu, reflekslerde zayıflama, artan terleme, göz bebeklerinde küçülmedir. Aşırı dozda, şahsın şuursuz halde kendini kaybetmesini sağlar. İlacın bırakılması durumlarında; uykusuzluk, bulantı, ve kusma, karın krampları, titreme, şüphecilik, halsizlik ve gayri ihtiyari kas hareketleri gibi sorunlar ortaya çıkar.
-Trankizanlar İnsanları sakinleştirmek ve kullananın akli ve fiziki uyanıklılığını artırarak, mevcut endişelerini gidermek üzere kullanılır. Ülkemizde reçete ile verildiği halde bazı ülkelerde reçetesiz satılmaktadır. Yüksek dozların altında iken ve ani vazgeçmelerde barbituratlarda görülen sorunlar ortaya çıkar. • -Sedatifler Akli ve fiziki aktiviteyi ve uyanıklığı yatıştıran ancak barbituratların aksine uykulu hal alınmasını önleyen sentetiklerdir. Bunu kullananlar ilk önceleri kendilerini cesur ve iyi hissetseler de sonrasında kendilerini yalnız ve çevresinde kaybolmuş hissederler.
En mühim en esaslı nokta eğitim meselesidir. Eğitimdir ki bir milleti ya hür, müstakil, şanlı yüksek bir cemiyet hâlinde yaşatır, ya da bir milleti esaret ve sefalete terk eder. UYUŞTURUCUYA HAYIR ..!