410 likes | 792 Views
DUYGUSAL VE SOSYAL GELİŞİMDE. OYUNUN ROLÜ. Oyun Nedir?.
E N D
DUYGUSAL VE SOSYAL GELİŞİMDE OYUNUN ROLÜ
Oyun Nedir? • Oyunun, çocuğu yetişkin hayata hazırlayan en etkin yol olduğu ifade edilmektedir. Çocuğun oyun aracılığıyla insan ilişkileri, yardımlaşma, konuşma, bilgi edinme, deneyim kazanma gibi alanlarda donanım kazandığı söylenmektedir. Psiko-motor gelişimi, duygusal ve sosyal gelişimi, dil ve bilişsel gelişiminin oyunla beslendiği ve desteklendiği ileri sürülmektedir (Karadağ, Aktaran: Aslan, 2003, 81).
Piaget’in oyunu şu ölçütlere göre değerlendirdiği bilinmektedir (Bax, Aktaran: Sevinç,2004, 28): • Oyun kendi içinde bir bütündür. • Doğaçlamadır. • Eğlenceli bir etkinliktir. • Belli bir sıra ve mantık gerektirmez. • Çatışmalardan uzak, özgür bir ortamdır. • İçten güdümlüdür.
Oyun oynama davranışının gelişimi, bireysel oyun dönemi, paralel oyun dönemi ve sosyal oyun dönemi olarak birbirini izleyen üç dönemi kapsadığı bilinmektedir.
Bireysel ya da tek başına oyun oynama dönemindeki 2 yaşından küçük çocukların, çevrelerindeki diğer çocuklarla ve yetişkinlerle ilgilenmeksizin kendi kendilerine oynadıkları vurgulanmaktadır. Kendi bedenleriyle meşgul olmanın dışında, ilgilerini çeken nesnelere dokundukları, onları kokladıkları, dinledikleri ve tattıkları bilinmektedir.
2 yaşından itibaren çocuğun, paralel oyun döneminde, yanında başka bir çocuk olduğu halde oynamaktan hoşlandığı açıklanmaktadır. Ancak bu sırada her iki çocuğun da daha çok kendi “işiyle meşgul” olmayı, kendi oyunu ile baş başa kalmayı tercih ettiği gözlenmektedir. Sosyal etkileşime dayalı oyun oynamadıkları söylenmektedir. • Çocuğun, 3 yaş civarında, soysal oyun döneminde, başka bir ya da birden fazla çocukla grup halinde oyun davranışı gösterdiği açıklanmaktadır (Winn ve Porcher, Aktaran: Önder, 2004, 48).
Oyun Kuramları • Freud’un Oyun Kuramı: • Oyunun çocuğun duygusal gelişimindeki etkisi üzerinde durmuştur. İlk çalışmalarında, id’in özellikleri zerinde yoğunlaştığı sırada oyunu, çocukların yasaklanan dürtülerini ifade etmeleri için güvenli bir fırsat olarak görmüştür. Sonra ego işlevselliği üzerinde yoğunlaşmaya başladıkça, oyunun çocuğun önceki örseleyici olayların üstesinden gelmesine imkân tanıdığını ifade etmiştir. • Freud’a göre çocukların oyunları rasgele şans eseri olmayıp, bireyin farkında olduğu ya da olmadığı duyguları belirtir.
Piaget’in Oyun Kuramı: • Piaget’e göre oyun; insan davranışlarında bulunan ve çocuğun bilişsel gelişimini destekleyen önemli bir unsurdur. Oyun gelişimi ile bilişsel gelişim arasında bir ilişkinin olduğunu savunur. Birbirini sıra ile takip eden oyun evreleri, çocuğun bilişsel gelişimi ile paralellik gösterir.Piaget oyunun gelişimini üç evrede inceler. • Alıştırmalı oyun (0-2 yaş) • Sembolik oyun( 2-7 yaş) • Kurallı oyun(11-12yaş)
Çocuklar Neden Hareket Eder ve Oyun Oynar? • Tüm insanlar yaşamak, sağlıklı olabilmek, yaşamlarını sürdürebilmek, kendilerini geliştirebilmek ve mutlu olabilmek için pek çok işler yaparlar. Tüm yaş gruplarındaki çocuklar da benzer bir biçimde yaşayabilmek, yaşamın kendisini keşfedebilmek için pek çok iş yaparlar: Nefes alırlar, yemek yerler, yıkanırlar, giyinirler, yürürler, koşarlar, oyun oynarlar.
Çocuklar bebeklikten itibaren sütünü içerken, mamasını yerken mamaya eller, sütü döker tutar tüm bu eylemleri yaparken de oyun oynar. Çocuğun bu hareketleri onun çevreye karşı olan merakından, öğrenme içgüdüsünden kaynaklanır.
Okul Öncesi Eğitimde Oyunun Yeri ve Önemi • Oyun, çocuğun gelişimi için yaşamsal bir önem taşır ve çocuğun gelişimini yansıtır. Bir çocuğun bedensel ve ruhsal yönden sağlıklı gelişimi ve eğitimi için oyun, beslenme ve uyku kadar önemli bir ihtiyaçtır. Sevgiden sonra gelen en önemli ruhsal besindir. Çocuk yaşam ile ilgili deneyimleri oyun aracılığı ile öğrenir. Oyun sırasında çeşitli roller üstlenerek dünyayı kendi duygularıyla algılamaya çalışır.
Oyun Gelişimini Etkileyen Faktörler YaşÇocuğun yaşı, oynanan oyun tipini etkileyen en önemli faktördür. Oyun, dil, zihin, sosyal ve motor gelişim özelliklerinin yansıtıldığı bir aktivitedir. Dolayısıyla oyun, çocuğun yaşına paralel olarak bir değişim ve gelişim göstermektedir. Oyun oynama sürecinde çocuk, sosyal bir birey olarak tek başına oyundan, sosyalize olmuş oyuna doğru bir geçiş sergiler.
CinsiyetKız ve erkek çocukları aynı gelişimsel oyun aşamalarından geçmektedir. Kız ve erkek çocuklarının oyun davranışları arasındaki tek fark, cinsiyetlerine özgü oyun tipini daha fazla tercih etmeleridir. Örnek olarak, kız çocukları daha çok sembolik oyunu, erkek çocukları ise daha çok yapı-inşa oyunlarını tercih etmeleri verilebilir.
Sosyo-ekonomik düzeyÇocukların oyunlarının gelişimi, sosyo-ekonomik düzeylerinden etkilenmektedir. Oyun, iyi organize edilmiş zengin uyarıcılı çevresel koşullarda normal gelişimini gösterebilir. Aksi takdirde, çocuğun gelişimine, dolayısıyla da oyunun gelişimine ket vurulmuş olur.
Duygusal Gelişimde Oyunun Etkileri • Çocuğun duyguları ile oyun arasındaki ilişki ilk defa Freud tarafından ortaya konulmuştur. Freud “ çocuk, oyunlarında bilinç dışı istek ve zorluklarını yaşar” demiştir. Aynı zamanda çocuk oyun sırasında son derece bağımsız ve kendi dünyasında özgür hareket ederek duygusal rahatlamayı elde eder.
Duygusal tepkileri oyuna yansıtan çocuk, kendi yaşantısındaki duygusal ilişkileri, tepkileri gözleme yeteneğini geliştirir. Çocuğun kendine olan güveni artar, oyun yoluyla duygusal tepkilerini kontrol etmeyi, kendisi ve başkaları için sorumluluk almayı öğrenir. Oyun sayesinde benmerkezcilikten kurtulabilir. Oyun ile çocuk sorunlarından uzaklaşabilir, duygusal sorunlarını ortaya koyabilir. Çocuk bu sayede duygusal yönden rahatlar.
Oyun ve Duygusal Yaşantı • Çocuk oyunlarında kendi tarzında, yaşadığı zor yaşantıları tekrar yaşar. Nasıl ki yetişkinler kendilerini rahatsız eden yaşantılarını, tekrar tekrar konuşurlar ve tekrar tekrar düşünürler, hatta rüyalarında görürler. Bu geçmiş yaşantıları ile uygun bir çözüm yolu buluncaya kadar ilgilenirler.
Eğer bir çocuk yasak olan bir şeyi yaptığı için annesi tarafından cezalandırılırsa, kızgınlık ve suçluluk duygusunun üstesinden rol oyunlarında gelir. Rol oyununda kendisi anne olur ve bebeklerini azarlar. Burada artık kendi suçlu değil, cezalandırıcıdır. Buna benzer bir örneği Anna Freud belirtmiştir. Bir küçük kız erkek kardeşine karanlık ve ruh korkusundan nasıl kurtulacağını anlatır. Sadece ruh rolünü oynayacaksın, nasıl ruh olabileceğini hayal edeceksin” böylece kuvvetli bir özdeşleme çocuğun korktuğu şeyin üstesinden gelmesine neden olur.
Sosyal Gelişimde Oyunun Etkileri • Çocuklar oyun yoluyla sözel( teşekkür etme, günaydın deme gibi) ve sözel olmayan ( sırasını bekleme, konuşanı dinleme gibi) sosyal kuralları öğrenirler. Oyun sayesinde çocuk toplum içindeki rolünü, nasıl ve ne şekilde hareket edeceğini öğrenir. Çocuklar değişik rolleri denedikçe ve ortaya çıkan kaçınılmaz çalışmalarla yüz yüze geldikçe, onların benmerkezcilikleri azalır ve çevresindeki insanları anlama yetenekleri artar. • Çocuk oyun yoluyla arkadaşlık kurma, saygılı davranma gibi kuralları öğrenerek toplumsallaşmaktadırlar. Başkalarının hak ve özgürlüklerine saygı göstermeyi, kazanıp kaybetmeyi öğrenebilirler.
Oyun ve Sosyal Becerilerin Gelişimi • Oyun tüm bebeklerin öğrenmelerinin temelidir. Bebekle oynarken, nesnelerin yumuşak ya da sert olduğu, gizlenip gizlenmediği, tutulunca değiştiği, elden bırakılınca zıpladığı gösterilerek ona dünya öğretilir. Oyun bebeği daha sonra yaşayacağı topluma hazırlar. Oyunla bebek, paylaşmayı ve sıra beklemeyi öğrenir, oyun arkadaşlarıyla ve kreşteki diğer çocuklarla ilişki kurmasına yardımcı olacak beceriler kazanır. -Duyguları açığa vurmayı öğrenmek-İletişimi öğrenmek-Oyun oynamayı Öğrenmek
Oyunun Tarihçesi • Oyun, canlıların var olmasıyla başlamıştır. İnsanoğlunun ataları, çevrelerinde gördüklerini taklit ederek, yaptıklarını hareketlerle birbirlerine anlatarak farkında olmadan oyunu yaratmışlardır. Avını avlayan insan, avını nasıl avladığını taklitlerle diğer insanlara anlatmıştır. Bu hareketler, zamanla bilinçli yapılan büyüsel, dinsel törenlere dönüşmüş ve oyun bu aşamada kültürel bir özellik kazanmıştır.
Büyüklerin avlarını nasıl avladıklarını anlatırken onları izleyen çocuklar, büyüklerin yaptıklarını günlük yaşamlarında taklit etmişler ve büyüklerine özenerek benzer hareketleri yapmaya başlamışlardır. Bu tür oyunlar, çocuklar tarafından nesilden nesile geliştirilerek aktarılmış ve bugünkü oyunları oluşturmuştur.
OYUN İLE İLGİLİ YAPILAN ÇALIŞMALAR • TÜRKİYE’DE ÇOCUK OYUNLARI: ARAŞTIRMALAR • Çocuk Bahçelerindeki Oyun Araçlarında Sosyal Etkileşim • ( Melike Türkan Bağlı) • Giriş: • Çocuk bahçesi çocuk çevre ilişkisinin, çevre düzenlemelerinin çocukların davranışları üzerindeki etkisinin gözlenebileceği önemli mekânlardan biridir. • Çocuk bahçesi, çocukların çeşitli gelişim alanlarındaki kazanımları için önemli bir geliştirme gizilgücüne sahiptir. Çocukların zihinsel, fiziksel, duygusal ve sosyal gelişim özellikleri ile ilgili “ gelişimsel” göstergeleri olan bir ortamdır. • Araştırmanın Amacı: • Araştırmanın temel amacı, araştırma için seçilen çocuk bahçesindeki oyun araçlarında oluşan sosyal etkileşimleri belirlemektir. Bu temel amaç çerçevesinde şu sorulara cevap aranmaktadır: • 5 ve 7 yaş çocuklarının her bir sosyal etkileşim analiz boyutundaki yüzde dağılımları nasıldır? • Kız ve erkek çocuklarının her bir sosyal etkileşim analiz boyutundaki yüzde dağılımları nasıldır?
Yöntem • Araştırma Modeli: • Bu araştırma, 5 ve 7 yaşlarındaki kız ve erkek çocukların, çocuk bahçelerindeki oyun araçlarında ortaya koydukları sosyal etkileşimlerin incelenmesinin amaçlandığı bir çalışmadır. • Araştıra Grubu: • 5 ve 7 yaş grubundan kız ve erkek toplam 40 çocuk gözlenmiştir. Cinsiyet sayıları da eşit şekildedir. • Verilerin Toplanması: • Tüm gözlemler, 1994 ve 1995 yıllarının Haziran, Temmuz, Ağustos ve Eylül aylarında, araştırmacının kendisi tarafından gözlenmiştir. • Araştırmacı, çocuk bahçesinde oynamakta olan 5 veya 7 yaşlarında olduğunu tahmin ettiği çocukların yakınlarıyla görüşerek( anne, baba, akraba vb.) kendisini tanıtmış, amacından kısaca bahsetmiş, çocuğun yaşını tam olarak öğrenmiş ve gözlemlemek için izin istemiştir.
Sosyal Etkileşim Analiz Boyutları ve Bulgular: İki ana boyutta incelenmiştir: 1- Sözel Etkileşimde Bulunulan Kişi İle İlgili Bulgular: a.Çocuk: Çocukla sosyal etkileşimde bulunma 7 yaş grubunda % 66.17, 5 yaş grubunda %33.83 tür. Cinsiyet farklarına bakıldığında ise erkelerde % 57, kızlarda % 43 olarak gözlenmiştir. b.Yetişkin: Yetişkinle sözel iletişiminde bulunma 5 yaş grubunda % 70.38, 7 yaş grubunda % 29.62 dir. Erkeklerde % 59.58, kızlarda % 40.42 olarak gözlenmiştir.
2- Sözel Etkileşimin a. Bir Başkasına Yönelik Sözel Davranışın Yaşa Göre Dağılımı: • 5 yaşta ------- % 45.66 • 7 yaşta --------% 54.34 • Kızlarda------% 42.16 • Erkeklerde---%57.84 b. Kendi Kendine Konuşma: • 5 yaşta ------ % 55.42 • 7 yaşta ------ % 44.58 • Kızlarda -----% 31.33 • Erkeklerde---% 68.67
Sonuç: • Çocuk bahçeleri yapıları ve tasarımları itibariyle, çocuklara yönelik bakış açılarını yansıtmaktadırlar. Ülkemizde sayı ve niteliksel olarak yetersiz olan bu alanlar, çocuklara ve çocukların dış mekânlara olan gereksinimlerini açıkça ortaya koymaktadır. Bununla birlikte, çocukların cinsiyetleri ve yaşları onların bu alanlardan ne derece yaralanabileceklerinin de bir ölçüsü olarak karşımıza çıkmaktadır. • Çocuk bahçelerinin, çocuk gelişimine katkıda bulunabilmesi için ilk adım, bu mekânlarda davranışa etki eden sosyal ve fiziksel özelliklerin çözümlenmesidir. İkinci adım ise bu çözümlemenin sonuçlarından çocuk bahçesi tasarımlarında yararlanılması ve çocuğa verilen değerin kanıtlanmasıdır.
OYUN-DRAMA İLİŞKİSİ • Oyunun dramayla en ilişkili olduğu alanın dramatik oyun olduğu savunulmaktadır. Çocuk doğar doğmaz hareket etmeye başladığı ve 3 yaşına geldiğinde dramatik oyunu başlıca öğrenme yöntemi olarak kullandığı söylenmektedir. • Dramatik oyunun, çocukların keşfettikleri ve çevrelerindeki tüm karakterleri ve hareketleri taklit ettikleri özgür bir ortamda oynanan oyun olduğu belirtilmektedir. Dramatik oyunda çocuğun bir rol aldığı ve başka biriymiş gibi davrandığı gözlenmektedir.
Dramatik oyun sürecinin taklit, rolle özdeşleşme ve dönüştürme eylemlerini kapsadığı ifade edilmektedir. Bu özgür oyun yoluyla çocuğun kendisi için yeni bir çevre yarattığı söylenmektedir. Bu hayali dünyada, etrafında olup bitenlere bir anlam verebilmek, olanları kavrayabilmek için çevresinde duyduğu, gördüğü, hissettiği şeyleri taklit ettiği gözlenmektedir. Rolle özdeşleşmede çocuk kendini başka birinin yerine koymaya çalıştığı ve bu süreçte kendini ve diğerlerini daha iyi anlamasını sağladığı söylenmektedir. Dönüştürme, tam kavranamayan bir düşünceyle karşılaşıldığında onu bir başka açıdan görebilmek için çocuğun o düşünceyi dönüştürmesi veya değiştirmesi sırasında gerçekleştiği vurgulanmaktadır (Karadağ, Aktaran: Aslan, 2003, 84)
Dramatik oyunun bu değişik şekilleri çocuğun çevresine hükmetmesini, onunla baş etmesini sağladığı ileri sürülmektedir.Bu yolla çocuğun, eğlenirken öğrendiği ve bu durumun da dramatik oyunu öğrenmenin doğal ve kolay bir yolu haline getirdiğini savunmaktadır (Freud, Aktaran: Aslan, 2003, 84)
OYUN VE DRAMATİK OYUN ETKİNLİKLERİ ARASINDAKİ BENZERLİKLER VE FARKLILIKLAR • Oyun daha çok kendiliğinden başlar ve eğitim amaçları belirsizdir. Eğitici drama daha planlı olduğundan amaçlar önceden belirlidir. Önceden saptanmış eğitim amaçlarına ulaşılıp ulaşılmadığı değerlendirilebilir. • Oyun ve eğitici drama arasındaki bir benzerlik, oyunda da eğitici dramada da çocuğun dikkat ve enerjisinin etkinlik üzerinde oldukça fazla yoğunlaşmasıdır.
Her iki etkinlik türünde de kurallar vardır. Ancak, dramanın kuralları önceden belirlense de, tartışabilirliği hatta değiştirilebilirliği daha fazladır. • Çoğu çocuk oyununda sonuç önemlidir. Buna bağlı olarak kazanmak ve kaybetmek söz konusudur. Dramada ise, sonuç değil süreç önemlidir. Yani çocuğun katıldığı etkinliği mükemmel yapması değil, sürece katılması üzerinde odaklaşılır.
Oyunun sonucunda, değerlendirici, kavramsal bilgilerin altının çizildiği, duyguların tanımlandığı ve ayırt edildiği bir tartışma yer almaz. Oysa drama etkinliği sonunda yapılan grup tartışması, oynanan etkinlikle ilgili bilgilerin yerleşmesini, kalıcılığını sağlayabilecek kavramlaştırmalar, kategorilendirmeler, benzetmeler, ayırt etmeler için olanak sağlayabilir.
DRAMA ETKİNLİĞİ6 yaş • Isınma • Isınma hareketleri yapılır. (baş-omuz-kol-bel-bacak-ayak) • Alanda değişik şekillerde yürünür. ( dik yürüme, yaşlı gibi yürüme, arkadaşıyla omuz omuza yürüme, kalça kalçaya yürüme…) • Serbest şekilde yürünür. Yakınındaki kişiye mutlu-üzgün-kızgın şekillerde tokalaşarak “günaydın” denir. • Grubun farklı bir selamlaşma bulmalarını ve bu şekilde selamlaşmalarını istenir.
“Elim sende” oyunu oynanır. Ebe seçilir. Ebe diğerlerini yakalamaya çalışır. Dokununca “elim sende” der. Diğer kişi ebe olur. ( Ebe sayısı 2’ye çıkabilir.) • Don-ateş oyunu oynanır. Ebe seçilir. Ebe diğerlerine dokunursa yakalanan donar. Çözülmesi için donmayan kişinin ona dokunması gerekir. • “Köpek kulübede” oyunu oynanır. Grup ikiye ayrılır. Köpekler emekler, kulübeler ayakta ayakları açık pozisyondadır. Kulübe olanlar, bacakları açık olarak kaçarlar. Köpeklerde dizlerinin üstünde yürüyerek kulübeleri kovalar. Tefin çalması durduğunda, köpekler kulübelere arkadan girer. Tef durmadan kulübeye girilmez. • Gruptakiler gözleriyle bir kişi seçer ve belli etmez. Seçtiği kişiyi yakalamaya çalışır. Daha sonra seçtiği kişiden uzaklaşmaya çalışır.
Asıl Oyun • “Hüzünlü Kral” çalışması yapılır. Lider ve gruptan 1 kişi dışarı çıkar. (Hazırlanmış rol tekniği) • Çok eski zamanlarda çok hüzünlü, kederli bir kral varmış. Sarayından dışarı çıkmazmış. Yakındaki köylerde yaşayanlar onu hiç görmemiş. Kral bir gün köylüleri huzuruna kabul edecek. Köylüler en güzel kıyafetlerini giyecek. Aynı zamanda kralın karşısında kurallara uyacak, arkasını dönmeden geri çekilecek… • Kralın karşısına çıkmaya hazır mısınız? (Öğretmen rolde tekniği) • Kral: İnanamıyorum, bu kadar yoksulsunuz ama mutlusunuz. Benim her şeyim var ama mutsuzum. Nasıl oluyor anlatın. • Gruptakilerin görüşleri alınır. • Kral: Şöyle bir şey düşünüyorum. Sizin için en kıymetli pahalı bir şeyi bana getirin, gidin evinize düşünün sonra gelin. Getirmezseniz ne olur biliyorsunuz. • Hediyeler krala sunulur. Oyun devam eder.
Değerlendirme • Kral anneden bebeğini isteyince anne neler hissetmiş olabilir? • Bebek annesinden ayrılsaydı mutlu olur muydu? • 6 yaş çocuğu ile bu çalışma niye yapılıyor? (Sözel beceri, yaratıcılık, problem çözme, kişiselleştirme)
KAYNAKÇA • Adıgüzel, H. Ömer. (2006). Yaratıcı Drama Kavramı, Bileşenleri ve Aşamaları, Yaratıcı Drama Dergisi. • Aral N. , Gürsoy f. , Köksal A. , 2001. Okul Öncesi Eğitimde Oyun. Ya-pa Yayınları, İstanbul. • Aslan, N. (2003). Okul Öncesinde Drama ve Tiyatro. Ankara: Fersa Matbaacılık. • Onur B. , Güney N. , 2004. Türkiye’de Çocuk Oyunları: Araştırmalar. Ankara Üniversitesi Çocuk Kültürü Araştırma ve uygulama Merkezi Yayınları. Ankara. • Önder, A. (2004). Yaşayarak Öğrenme İçin Eğitici Drama. İstanbul: Epsilon Yayıncılık. • Sevinç, Müzeyyen. (2004). Erken Çocukluk Gelişimi ve Eğitiminde Oyun. İstanbul: Morpa Kültür Yayınları. • http://www.anneyiz.biz/haber/haberdtl.php?hid=10576 • http://www.ilkeozelegitim.com/forum/viewtopic.php?p=3&sid=4b858c2a7d1ad1674f83b1369a55e695 • http://www.gata.edu.tr/dahilibilimler/cocukruh/oyun.HTM • http://www.okulonceciyiz.biz/showthread.php?t=2802
Hazırlayanlar • Hafize VERDİ 20040902032 • Taşkın TAŞTEPE 20040902034