580 likes | 1.94k Views
Kadın Hakları. Dr. Ful Uğurhan Torlak. 2010. Cinsiyet-Toplumsal Cinsiyet Nedir?. Bireyin kadın ya da erkek olarak gösterdiği genetik, fizyolojik ve biyolojik özelliklere “cinsiyet” denir.
E N D
Kadın Hakları Dr. Ful Uğurhan Torlak 2010
Cinsiyet-Toplumsal Cinsiyet Nedir? Bireyin kadın ya da erkek olarak gösterdiği genetik, fizyolojik ve biyolojik özelliklere “cinsiyet” denir. “Toplumsal cinsiyet” ise; kadının ve erkeğin sosyal olarak belirlenen rollerini ve sorumluluklarını ifade eder. Kadın ve erkek olarak toplumun bizi nasıl gördüğü, nasıl algıladığı, nasıl düşündüğü ve nasıl davranmamızı beklediği ile ilgili bir kavramdır.
Cinsiyet doğuştandır, sabittir ve zaman içinde değişmez. Toplumsal cinsiyet dinamiktir ve hem zamanla hem de bir kültür içinde ya da kültürler arasında farklılıklar gösterebilir.
Eril ya da dişil doğarız; Erkek çocuğu ve erkek ya da kız çocuğu ve kadın olmak üzere sosyalleşiriz.
Toplumsal cinsiyette eşitlik Fırsatları kullanma, kaynakların ayrılması ve kullanımında, hizmetleri elde etmede bireyin cinsiyeti nedeniyle herhangi bir ayrımcılığa uğramaması demektir.
Toplumsal cinsiyette eşitlik var mıdır? Dünyada; Yoksulların % 70'ini kadınlar oluşturmaktadır. Bir çok kadın çalışma olanağı bulamazken, çalışan kadınlar da erkek kazancının ancak ortalama 3/4'ü kadar bir ücret kazanmaktadır.
Toplumsal cinsiyette eşitlik var mıdır? Dünyada; Kadınlar toplam işlerin yarıdan fazlasını yapmalarına rağmen,toplam gelirin %10’ unu kazanmaktadır. Toplam özel mülkiyetin %1’ ine sahipler.
Toplumsal cinsiyette eşitlik var mıdır? Dünyada; İlkokula başlamayan 130 milyon çocuğun çoğunluğunu (2/3'ünü) kızlar oluşturmaktadır.
Toplumsal cinsiyette eşitlik var mıdır? • Dünyada; • Kadınlar kullanılan oyların yarısına sahip oldukları halde, tüm dünyada parlamentoda % 14.2, kabinede bakan olarak sadece % 6 koltuğa sahiptirler .
Toplumsal cinsiyette eşitlik var mıdır? Türkiye’de; Halen 5 kadından biri yani 5 milyon 732 bin kadın okur- yazar değil. (10 erkekten yaklaşık biri okur-yazar değildir.) Her 5 kadından birisi okur-yazar ancak herhangi bir eğitim kurumundan mezun değildir.
Toplumsal cinsiyette eşitlik var mıdır? Türkiye’de; Üniversite mezunu her 10 kişiden sadece 3 ü kadın. Parlamentoda temsiliyet oranı % 9.
Toplumsal cinsiyette eşitlik var mıdır? Türkiye’de; Tapulu malların % 84 ü erkeklerin,%8 i kadınların, %8 i çocukların üzerinde. Kayıt dışı işlerde ( ücretsiz aile işçisi konumunda tarımda çalışma)%22,7 erkekler , %77.3 ü kadınlar çalışmakta.
Sonuç: Cinsiyeti nedeni ile toplumun "kadın cinsiyetine" biçtiği rol ve beklentileri, sonuçta kadınların insan hakları kapsamındaki bazı haklarını elde edememesine, kullanamamasına yol açmaktadır.
Kadına yönelik şiddet veya toplumsal cinsiyet temelli şiddet • Temel insan hak ve özgürlük ihlalidir. • Genel olarak toplumların erkek egemen yapısından kaynaklanmaktadır. • Cinsiyetçi ve güç odaklıdır. • Erkeğin yasa veya ataerkil geleneklerden kaynaklanan üstün konumu, kadının erkeğe hizmet etmek durumunda oluşu şiddeti besler.
Kadına Yönelik Şiddetin Tarihçesi • Kadınların aile içi şiddete maruz kalmalarının geçmişi 3000 yıl öncesine kadar gitmektedir. • Erkek mumyaların kafa kemiklerinde % 9-20 oranında kırığa rastlanırken, kadın mumyalarda bu oran % 30-50 olarak bulunmuştur. Saptanan kırıkların savaştan çok bireysel şiddete bağlı olduğu da ortaya konulmuştur.
Eski Roma’da erkekler kendilerinden izinsiz oyunlara katıldıkları, zina yaptıkları için karılarını cezalandırmak, boşamak ve öldürmek hakkına sahipti. • Amerika Birleşik Devletleri’nde 1884 yılına kadar, kadın eşi dövmek yasaldı. • 1887’ye kadar İngiltere’de yasalar, erkeğin karısını işaret parmağından kalın olmayan bir sopa ile dövmesine izin vermekteydi.
Dünyada; 15-45 yaş arası kadınlarda en sık sakatlık ve hastalık nedeni, kanser, sıtma, trafik kazası, savaş DEĞİL ERKEK ŞİDDETİDİR
Türkiye’de durum • Her üç kadından biri fiziksel şiddet görmektedir. (Altınay-Arat 2007) • Her on kadından dördü, her on kadından biri gebeliği sırasında eşinden fiziksel şiddet görmektedir. (2008 KSSGM RAPORU) • Eşininiz bugün dayak atacak olsa ne yapardınız? Nasıl tepki verirsiniz ? Sorusuna, her dört kadından biri “alttan alırım,çocuklarım için katlanırım, susar otururum” şeklinde cevap vermektedir.
Uluslararası hukuk açısından kadına yönelik şiddetin önlenmesine ilişkin ilk önemli belge, 20 Aralık 1993 tarihinde BM Genel Kurulunda kabul edilen “Kadınlara Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Bildirge”dir. Bildirgede şiddetin önlenmesi, failin cezalandırılması ve şiddete uğrayanın korunması konusunda Devletlere düşen sorumluluklar ve görevler ayrıntılı bir şekilde düzenlenmiştir. Devletlerin iç hukuklarında ceza, medeni, idare ve iş hukuku ile ilgili kanunlarında “şiddet uygulayanın cezalandırılması ve kadınların sahip oldukları haklar konusunda bilgilendirilmeleri ve bu konuda STÖ ile işbirliği yapılması” öngörülmüştür.
Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Uluslararası Sözleşmesi (CEDAW) 1979 Bu sözleşme, Devletleri; Kadınlara karşı ayrımcılığı ortadan kaldırılması için somut adımlar atmakla yükümlü kılar. Bütün diğer kişi, örgüt ya da kuruluşları kadınlara karşı ayrımcılık yapmasını önlemekle görevlendirir. Bağlayıcı niteliktedir.
KADININ HAKLARI • Kamu yaşamındaki hakları • Bedensel hakları • Evlilikle ilgili hakları • Boşanma ile ilgili hakları
Kamu yaşamındaki haklar: • Eğitim hakkı • Çalışma hakkı • Seçme ve seçilme hakkı
Kamu yaşamındaki haklar: • Eğitim hakkı; • Erkek ve kız çocukları arasında fark gözetmeksizin sekiz yıllık ilköğretim zorunludur. • Çocuğunu ilköğretime göndermeyen anne-babalar için para cezası uygulanmaktadır. Böyle bir durumda kaymakam, okul müdürü veya muhtara ihbarda bulununuz.
Kamu yaşamındaki haklar: Çalışma hakkı; • İstediği zaman, istediği işte becerilerine ve yeteneğine göre her işi yapma hakkına sahiptir. • Yeni Medeni Kanunumuzla kadınların çalışabilmek için kocalarından izin almaları zorunluluğu kaldırılmıştır. • Yeni Medeni Kanunumuzla ev kadınlarının emeği de ekonomik bir değer ifade etmektedir. • Ev kadını, tarım işçisi olarak çalışsa bile bütün çalışanların sosyal güvenlik hakkı vardır.(Sigortasız işçi çalıştırmak yasaktır.)
Kamu yaşamındaki haklar: Seçme ve seçilme hakkı ; • İstediği partiye oy verme hakkı • Politik partiye katılma hakkı
Bedensel haklar: • Kadının bedeni ve cinselliği sadece kendine aittir. Bir kadının veya kız çocuğun bedensel ve cinsel bütünlüğüne müdahale etmeye kimsenin hakkı yoktur. Cinsel ilişkiye girip girmemeye kendi özgür iradesi ile karar verme,eşini seçme,güvenli,sevecen, ve eşitlikçi bir ilişki isteme, cinsel ilişkiden zevk alma, evlilik içinde veya dışında, istemediği cinsel ilişkiye “hayır “deme hakkı vardır.
Bedensel haklar: • Çocuk yapmak ya da yapmamak her kadının özgür seçimine bağlıdır. Çocuk yapmak isteyen her kadın, ne zaman ve kaç çocuk yapacağına karar vermek hakkına sahiptir. • Tecavüz, taciz, enseste maruz kalmadan yaşama hakkı vardır.
Evlilikle ilgili haklar: • Resmi nikah hakkı (Resmi nikah memuru önünde yapılmayan evlilikler geçerli değildir.) • Eş seçme ve evlenme hakkı (Yeni Medeni Kanuna göre,kadın ve erkekler 17 yaşını tamamladıktan sonra evlenebilir.) • Evlilikte; eşit hak, eşit sorumluluk ve eşit paylaşım esastır. • Kendi malına sahip olma hakkı(Kadın ve erkek herkesin mala mülke sahip olmaya, ev,araba almaya, kendi adına bankada hesap açmaya hakkı vardır) • Miras paylaşımında kadın ve erkek eşittir.
Evlilikle ilgili haklar: Evlilik içinde cinsel birleşmeyi reddetme hakkı Kumayı reddetme hakkı
Evlilikle ilgili haklar: Şiddete maruz kalmama hakkı: • Herkesin kötü muamele, aşağılama ve şiddeti maruz kalmama hak ve özgürlüğü vardır. Böyle bir olay karşısında şikayet etme ve hakkını arama özgürlüğü vardır. • 4320 sayılı Ailenin Korunması Kanunu aile içi şiddeti yasaklamaktadır. Aile içi şiddet; aynı çatı altında yaşayan aile bireylerinden birinin diğer aile bireyine uyguladığı şiddete denir. • 4320 sayılı kanun gereğince şiddet mağduru kişi aile mahkemesi hakimine başvurabilir.Hakim tarafından mağdur haklı görülürse mağdur lehine koruma tedbirlerine karar verilir.
Boşanma ile ilgili haklar: • Boşanmak için mahkemeye başvurma hakkı (Resmi nikahla evli herkesin geçimsizlik halinde mahkemeye başvurarak boşanma hakkı vardır. Başlıca boşanma nedenleri: Şiddetli geçimsizlik, eşlerden birinin evi terk etmesi, zina, cana kast, akıl hastalığı, eşlerden birinin yüz kızartıcı suç işlemekten mahkum olması, aşağılama, kadın kazancının zorla elinden alınması, kumar oynama, aşırı alkol alma gibi nedenlerle boşanma davası açılabilir.
Boşanma ile ilgili haklar: • Çocuklarının velayetini alma hakkı (Boşanma durumunda hakim tarafından çocukların velayeti en iyi bakılıp gözetilecekleri tarafa verilir. Diğer eşin çocuklarla kişisel ilişki kurma hakkı ayrıca düzenlenir. ) • Nafaka alma hakkı(Boşanan kadın, kendisi ve çocukları için nafaka ile birlikte maddi ve manevi tazminat isteyebilir. Davayı kadın açmış olsa bile çocukların bakımı söz konusu ise dava süresince de tedbir nafakası bağlanabilir.) • Kendi malını beraberinde götürme hakkı • Ev tutarak ayrı yaşamak hakkı
Son söz: Kadının ilerlemesi ve kadın – erkek eşitliğinin sağlanması bir insan hakları sorunudur ve sosyal adaletin bir şartıdır. SADECE BİR KADIN SORUNU OLARAK GÖRÜLMEMELİDİR. Bunlar,sürdürülebilir,adil ve kalkınmış bir toplum inşa etmenin tek yoludur. Kadının güçlendirilmesi ve kadın erkek eşitliği, bütün insanlar için politik, sosyal, ekonomik, kültürel ve çevresel güvenliği başarmanın ön koşuludur. (Pekin+5 Siyasi Deklarasyonu ve Sonuç Belgesi)