250 likes | 672 Views
KAMU ÖLÇMELERİ KÖY YERLEŞİM ALANLARININ DÜZENLENMESİ YRD. DOÇ. DR. ALİ ERDİ MEHMET GÖRKEM SARI / 081206064. KÖY NEDİR?
E N D
KAMU ÖLÇMELERİ KÖY YERLEŞİM ALANLARININ DÜZENLENMESİ YRD. DOÇ. DR. ALİ ERDİ MEHMET GÖRKEM SARI / 081206064
KÖY NEDİR? Köy, mahalli idare teşkilatının en küçük yerleşim yeridir. Muhtar ile tüzel kişiliğe sahiptir. 5442 sa yılı İl İdare Kanunu'na göre yapılan idari teşkilatta köyler, bucak ve kasabalara bağlıdır. Köy Kanunu ile merkezi idareyle olan münasebetleri düzenlenmiştir. Bu kanuna göre, nüfusu 2000'den aşağı olan yerler köydür. Köyü, muhtar ve köy ihtiyar meclisi idare eder. Bunlar, seçmenler tarafından beş senede bir seçilir. Köyün öğretmeni ile imamı köy ihtiyar heyetinin tabii üyesidir.
Köylerde ? Gelişmekte olan ülkelerde; - nüfus artışı yüksektir, - toprak dağılımı bozuktur, - uygulanan teknoloji ve temel girdi dağılımı yeterli değildir, - kırsal altyapı eksiktir, - kırsal alanda düşük verim ve düşük yaşam koşulu egemendir. Bu durumu ortadan kaldırmak için, geniş kapsamlı Kırsal Yerleşim Düzenlemesigereklidir.
DÜZENLEMEDE AMAÇ • Kırsal yerleşim düzenlemesinin amacı, yaşamını kırsal alanda sürdüren ve ekonomik çabası çoğunlukla tarıma dayalı olan toplumun, daha elverişli yaşama olanağına kavuşturulmasıdır.
Nasil ? Kırsal kalkınmanın sağlanmasında kırsal yerleşimlerin planlanması ve kırsalın cazibesinin artırılması büyük önem taşımaktadır. Bu amaçla hazırlanan köy imar planları ile köylerde mevcut ve gelecekteki konut,sosyal,kültürel ve ekonomik ihtiyaçlar planlanmaktadır.
Köy İmar Planlari Köy imar planları ile kırsalda yaşayan insanların güvenli yaşama ve çalışma koşullarını sağlamak amacıyla oturma,çalışma ,dinlenme , ulaşım gibi işlevler arasında sağlanabilecek en iyi çözüm yolları bulunmakta ve yatırımlar için gerekli araziler üretilmektedir
Ülkemizde köy imar planlaması Tarım Reformu Genel Müdürlüğü tarafından yürütülen köy imar planlama faaliyetlerinde amaç; Köylerde konut yeri ihtiyaçlarını sağlayarak düzenli yapılaşmayı sağlamak,tarım arazilerine olan işgali önlemek.Geleceğe yönelik konut,sosyal tesis ve kamusal binalar için gerekli parselleri üretmektir. Köy imar planlaması; iskan edilmemiş boş arazi üzerine yeni bir yerleşim yeri kurulması veya var olan bir köyün fiziksel varlığının yeniden düzenlenmesi biçiminde yapılmaktadır.
KÖY GELİŞME ALANININ TESBİTİ Köy imar planlaması çalışmaları genellikle köy gelişme alanı olarak ayrılan kamu arazileri üzerinde bir plan çerçevesinde yürütülmektedir. Köy gelişme alanının tespitindeki en önemli konu köy yerleşim alanı ile yerleşim yerinde oturacak aileler için gerekli konut, tarımsal tesisler, sosyal ve ekonomik tesisler için gerekli alanlar, yeşil alan ve ulaşım yollarının planlanmasıdır.Planlar köyün gelecekteki gelişme durumu göz önüne alınarak yapılmalıdır.
Köy gelişme alanı belirlerken hazine arazisi varlığı, topografik ve jeolojik yapı, toprak yapısı ve sınıfı gibi birçok faktör dikkate alınmalıdır. • mülkiyet sınırlarına uyulması • yolların arazi eğilimine uygun düzenlenmesi • ada uzaklıklarının 200 m’yi geçmemesi • parsel büyüklüklerinin ihtiyaca göre olması,eşit olarak planlanması
- parsellerin cadde ve yollara göre cephelendirilmesi -köyün büyüklüğü ve köy halkının isteğine göre gerekli sosyal tesisler için yer ayrılması - ana yolların 20-25 m ,ara yolların 7 m olarak planlanması -park,spor alanı,ağaçlandırma alanı,dinlenme ve eğlenme yeri gibi açık alanların planlanması gibi kriterlere dikkat edilmelidir.
DAĞITIM Köy imar planlaması sonucu elde edilen konut parselleri dağıtım (tahsis) veya satış (ihale) yoluyla vatandaşlara kullandırılmaktadır. İhale yoluyla satın alınan konut parsellerinin ödemesi 4 yıl ödemesiz 10 yıl vadede yapılmaktadır.
ÖRNEK BİR ÇALIŞMA YERKÖY KÖYÜ – 2008 YILI YAHYALI -KAYSERİ
İHTİYAÇLAR NELERDİR? Köyde ilköğretim okulu,kooperatif alanı,sağlık ocağı, pazar yeri ve spor alanına ihtiyaç duyulmaktadır. 2000 yılındaki nüfusu 500 kişi ,2007 yılındaki nüfusu 621 kişidir. Nüfusun gelişmesi sonucunda 50 adet konuta ihtiyaç duyulacağı belirlenmiştir.
KÖY-KENT PROJESİ BİR FANTEZİ OLARAK KALMAMALIYDIPROF. Dr. Mehmet Ali TESBİ
ülkemizde köylerden kente ekonomik yönlendirmeden yoksun, plansız-programsız bir göç olgusu yaşandığı, bu göçün kentleri de sorunlar yumağı haline getirdiği herkesçe görülmekte ve bilinmektedir.bir yerleşim biçimi olarak atatürk döneminde 1932 yılında hazırlanan birinci sanayi planı’nda “ideal cumhuriyet köyü” adı altında köylerin kentleştirilmesini öngören kapsamlı bir kırsal yerleşim projesi hazırlanmıştır. bu projede zamanın koşulları içinde tarım arazilerinin düzenlenmesinden köy gübreliği ve hayvan mezarlığı oluşturulmasına; değirmen ve fabrika yapımından konuk evi, çocuk bahçesi ve öğretmen evi yapımına, panayırdan köy gazinosuna kadar her türlü tarımsal, ekonomik, sosyal, kültürel ve çevresel altyapı yer almaktadır.cumhuriyetin kazanımlarını kırsal kesime etkin biçimde ulaştırabilecek ve kırsal kalkınma için etkili olabilecek bu projenin uygulanmasında ne yazık ki süreklilik sağlanamamıştır.
Daha sonra siyasi partilerin kırsal kalkınma modellerinde pilot köy, örnek köy, tarım kentleri ve merkez köyleri projesiyle karşılaşıyoruz. Değişik adlar adı altındaki bu projeler, sosyal ve kültürel hizmetleri merkez ve çevre köylere düşük bir maliyetle ulaştırmayı amaçlamaktadır.Bu kavramların yerini 1969 yılında, “kalkınma köyden başlayacak” sloganıyla özdeşleşen KÖY-KENT adı altında daha iddialı bir toplumsal dönüşüm ve kalkınma projesine bıraktığını görüyoruz. KÖY-KENT projesi yukarıdan aşağı olan kalkınma yöntemi yerine, tabandan yukarıya doğru bir kalkınma yöntemini ve mekansal planlamayı, kooperatifler aracılığı ile kırsal kesimde yeni bir üretim sisteminin oluşturulmasını ve kırsal sanayinin kurulmasını öngörmektedir. Proje, bu sayede köylerden kentlere olan kontrolsüz göçü de önleyecektir.1978 yılında, köyişleri ve kooperatifler bakanlığı’nınvan’ınözalp ilçesi dorutay köyü ve çevresindeki 13 köyde ÖZALP KÖY-KENTLER demeti projesi, orman bakanlığı’nınbolu’nunmudurnu ilçesinde merkezi nitelikli ve tek geçim kaynağı orman ürünleri olan taşkesti köyünde bir kereste entegre tesisini merkez ve çevredeki 16 köy tarafından kurulan kalkınma kooperatifi ile birlikte kurması iki pilot KÖY-KENT uygulamasını oluşturmuştur.
İki ayrı bakanlık tarafından yürütülen ve eşgüdümden yoksun bu iki uygulamanın değişik nedenlerle (gerekli çalışmalar yapılmadan uygulamalara geçilmesi, iktidar değişikliği gibi) başarısızlıkla sonuçlandığını görüyoruz.Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü’nce 1998 yılına gelindiğinde Diyarbakır-Bismil Çeltikli ve Hatay-Hassa-Gülpınar’da bölgedeki göçerlerin yerleşik hayata ve teknik hayvan yetiştiriciliğine geçmelerini amaçlayan iki ayrı merkez köy uygulaması başlatılmıştır.Bu alanda en son örneği, Başbakan Bülent Ecevit’in Kasım 2001’de Ordu’nun Mesudiye ilçesinin Çavdar köyünde bazı altyapı ünitelerinin açılışını yaptığı, 9 köyün birleşmesiyle somutlaşan KÖY-KENT projesi oluşturmaktadır.Gerçekte bir kırsal alan dönüşüm ve kalkınma modeli olarak KÖY-KENT projesi, kırsal alanda devlet-köylü işbirliği ile kırsal sanayinin kurulmasını sağlayan ve büyük metropollere plansız-programsız büyük göçleri sınırlandıran, ekonomik olduğu kadar sosyal, eğitimsel ve kültürel boyutlarıyla da tipik örnek uygulamaları oluşturmaktadır
Geçtiğimiz günlerde Dünya Bankası yönetiminden yapılan, köy-kentlerin bir kırsal kalkınma modeli olarak benimsendiğine ve yaygınlaştırılması için finansman sağlanacağına dair açıklamalar, kırsal kalkınma bağlamında olumlu bir işaret olarak algılanmaktadır.Yeterli gelirden yoksun ve işletmesi sürekli parçalanan çiftçi, kırsal sanayi köylere götürülerek kalkındırılmadıkça, göç olgusuyla şehirlerin köyleşmesi ve gecekondulaşması da kaçınılmazdır.Köylerin kentleştirilmesinin evrensel önemi ve 2001 yılı itibariyle ülkemizde 35 bin 109 köyün bulunduğu gerçeği dikkate alınırsa, Cumhuriyetin değerlerini kırsal kesime ulaştırabilecek böyle bir projenin bu denli ihmal edilmesi düşündürücüdür.Atatürk’ün başlattığı fakat tüm yurda yaymak için ömrünün yetmediği, her yere eksik, yarım ve yüksek maliyetli hizmet anlayışı yerine merkezi bir yerde tam ve ucuz maliyetli hizmet verme, kır ve kent arasındaki yaşam koşulu ve gelişmişlik farklarını ortadan kaldırma, kırsal sanayii kurma ve tarımdaki fazla nüfusu yerinde istihdam etme/ iç göç hareketini sınırlama ve sağlıksız kentleşmeyi önleme anlayış ve uygulamaları son yıllarda önemini daha fazla hissettirmeye başlamıştır.
Bir defa, memlekette topraksız çiftçi bırakılmamalıdır. Bundan daha önemli olanı ise, bir çiftçi ailesini geçindirebilen toprağın, hiçbir sebep ve suretle, bölünmez bir mahiyet alması. Büyük çiftçi ve çiftlik sahiplerinin işletebilecekleri arazi genişliği, arazinin bulunduğu memleket bölgelerinin nüfus kesafetine ve toprak verim derecesine göre sınırlandırmak lâzımdır. 1 Kasım 1937 M. Kemal ATATÜRK
KAYNAKLAR • YAŞANABİLİR BİR KIRSAL OLUŞTURMAK “ARAZİ TOPLULAŞTIRMASI” - ZİYA PARLAK 2010 • T.C. Tarım Reformu Genel Müdürlüğü Bülten 12 (Ağustos 2010) • http://sinanmeydan.com.tr • Doç. Dr. Berna KENDİRLİ A.Ü. Ziraat F. Tarımsal Yapılar ve Sulama Bölümü • Prof. Dr. Mehmet Ali TESBİ