1 / 41

HAT SANATI

HAT SANATI. Mustafa Süreyya SEZGİN. HAT SANATI

baird
Download Presentation

HAT SANATI

An Image/Link below is provided (as is) to download presentation Download Policy: Content on the Website is provided to you AS IS for your information and personal use and may not be sold / licensed / shared on other websites without getting consent from its author. Content is provided to you AS IS for your information and personal use only. Download presentation by click this link. While downloading, if for some reason you are not able to download a presentation, the publisher may have deleted the file from their server. During download, if you can't get a presentation, the file might be deleted by the publisher.

E N D

Presentation Transcript


  1. HAT SANATI Mustafa Süreyya SEZGİN

  2. HAT SANATI Arap harfleri çevresinde oluşmuş güzel yazıyazma sanatıdır. Bu sanat Arap harflerinin 6. yüzyıl ve 10. yüzyıl arasında geçirdiği bir gelişme döneminden sonra ortaya çıkmıştır. Hat, Arapça çizgi demektir. Türkler, müslüman olduktan ve Arap alfabesini benimsedikten sonra uzun bir süre hat sanatına herhangi bir katkıda bulunmamışlardır. Türkler hat sanatıyla Anadolu’ya geldikten sonra ilgilenmeye başladılar ve bu alanda en parlak dönemlerini de Osmanlılar zamanında yaşadılar. Yakut-ı Mustasımi’nin Anadolu'daki etkisi 13. yüzyıl ortalarından başlayıp 15. yüzyıl ortalarına kadar sürdü. Bu yüzyılda yetişen Şeyh Hamdullah (1429-1520) Yakut-ı Mustasımi'nin koyduğu kurallarda bazı değişiklikler yaparak Arap yazısına daha sıcak, daha yumuşak bir görünüm kazandırdı. Türk hat sanatının kurucusu sayılan Şeyh Hamdullah‘ın üslup ve anlayışı 17. yüzyıla kadar sürdü. Hafız Osman (1642-1698) Arap yazısına estetik bakımdan en olgun biçimini kazandırdı. Bu tarihten sonra yetişen hattatların hepsi Hafız Osman‘ı izlemişlerdir. Türkler altı tür yazı (aklâm-ı sitte) dışında, İranlıların bulduğu tâlik yazıda da yeni bir üslup yarattılar. Önceleri İran etkisinde olan tâlik yazı 18. yüzyılda Mehmed Esad Yesari (ölümü 1798) ile oğlu Yesarizade Mustafa İzzet'in (ölümü 1849) elinde yepyeni bir görünüm kazandı. Türk hat sanatı 19. yüzyılda ve 20. yüzyıl başlarında da parlaklığını sürdürdü, ama 1928'de Arap alfabesinden Latin alfabesine geçilince yaygın bir sanat olmaktan çıkıp yalnızca belirli eğitim kurumlarında öğretilen geleneksel bir sanat durumuna geldi. Yazıya estetik bir form kazandırılması ile oluşan hat sanatında İstanbul her zaman önemli bir merkez olmuştur. Hat sanatı kitap yazılarında, duvarlara yazılan levhalarda, kubbe içlerinde, minarelerde, mezar taşlarında, çiniler de kullanılmıştır. Bu sanatla uğraşanlara "hattat" ismi verilmektedir. Padişahların imzası olan ve resmi belgelerde kullanılan tuğralar ise hat ile uğraşan ve "tuğrakeş" denilen sanatçılar tarafından hazırlanmıştır. Bugün Hat sanatının seçkin örneklerini müzelerde ve çok sayıda mimari yapıda görebilmek mümkündür

  3. musugin@gmail.com

More Related