810 likes | 2.83k Views
ÇOCUKLARDA ve ERGENLERDE DİNİ GELİŞİM. NE KADAR BİLİRSEN BİL, ANLATABİLDİKLERİN KARŞINDAKİNİN ANLAYABİLECEĞİ KADARDIR Mevlânâ. GELİŞİM DÖNEMLERİ. ÇOCUKLUK Bebeklik (Süt Çağı) (0-2) İlk Çocukluk (Oyun Çağı) (3-6) Son Çocukluk (Okul Çağı) (7-11). ERGENLİK İlk Ergenlik (12-14)
E N D
ÇOCUKLARDA ve ERGENLERDE DİNİ GELİŞİM
NE KADAR BİLİRSEN BİL, ANLATABİLDİKLERİN KARŞINDAKİNİN ANLAYABİLECEĞİ KADARDIRMevlânâ
GELİŞİM DÖNEMLERİ ÇOCUKLUK Bebeklik (Süt Çağı) (0-2) İlk Çocukluk (Oyun Çağı) (3-6) Son Çocukluk (Okul Çağı) (7-11) ERGENLİK İlk Ergenlik (12-14) Orta Ergenlik (15-17) Son Ergenlik (18-20) YETİŞKİNLİK İlk Yetişkinlik (21-35) Orta Yetişkinlik (36-55) Son Yetişkinlik (56 sonrası)
GELİŞİMİ ETKİLEYEN TEMEL FAKTÖRLER • Kalıtım yoluyla alınan özellikler • Hamilelik ve doğum sürecinde yaşananlar • Çevresel koşullar
Dini gelişimi hangi faktörler şekillendirir?
OKUL ÖNCESİ DÖNEM (0-6 YAŞLAR) İlk 2 yıl Bilinçsiz Etkilenme Çağı En önemli ihtiyaçlar Güven, Sevgi, Kabul Görme Kazanılan en önemli başarı Yürümek ve Konuşmak
2-3 yaşlarında Ben Bilinci gelişmeye, buna paralel olarak çevreyle ilk çatışmaları (Negativizm) başlar. • Çocukta görülen en önemli özellik Taklit
3-4 yaşlarından itibaren ben-merkezlilik (egosantrizm) hakimdir • 4 yaşlarından itibaren soru çağı • 3-6 yaş: oyun çağı Çocuk ruh sağlığının temelinde sevilmek ve oyun vardır. • Arkadaş seçimi, yaşıtlarıyla oynama “Toprak, çocuğun baharıdır” Çocukken haftalar bana asırdı…
!!! Zengin deneyim zengin beyinler üretir Araştırmalara göre ; Yeterince oynamayan ve kendisine dokunulmayan çocukların beyni yaşıtlarına göre %20-30 daha az gelişmektedir
4. yaş dinî dünyaya ilginin altın yaşıdır • Çocuklarda 11-12 yaşlarına kadar antropomorfizm, yani insana benzetme özelliği, Allah’ı da insana benzetmelerine yol açmaktadır. • Peri Masalları Çağı olarak nitelendirilen bu dönemde çocuklar Allah’ı, gökyüzünde, bulutların üstünde, altın sarayda, cennette, yıldızların yanında yaşayan büyük bir insan ya da ak sakallı bir dede olarak tasavvur etmektedir.
Okul öncesi dönemde çocuğun gelişim özelliklerine uygun bir din eğitimi nasıl olmalıdır? Öncelikle doğum öncesine uzanan boyutlar… • Eş seçimi ve eşler arasındaki uyum • Çocuğu kabul etmeye ve doğumu sevinçle karşılamaya hazır oluş • Hamilelik süresini ve doğumu psikolojik ve fizyolojik açıdan sağlıklı olarak geçirmek
SEVGİ MERKEZLİ EĞİTİM… Bunun için; • Çocuğadeğer verilmeli,sabırlı,hoşgörülü, paylaşımcıverehberlik edici denetim sağlanmalı Tamamen denetimden uzak aşırı serbest tutumlar kadar, aşırı müdahaleci, baskıcı, korku ve kaygı verici ya da aşırı korumacı tutumlardan da kaçınılmalıdır. Baskı isyana, şiddet nefrete dönüşür. • Çocuk tanınmalı ve gelişim özellikleri bilinmeli
Uyarıcı zenginliği ve tutarlılığı olan çevreye önem verilmeli, böylece çocukların bazı konuları soru haline getirebilmesine fırsat tanınmalıdır Cami ve külliye… • Bu dönemde seccade, tesbih, takke, namaz örtüsü, rahle, hat, levha, iftar, sahur, teravih, ezan, hatim, mevlid, bayram ve kandil gibi dinî semboller ve merasimler de çocuklar için önemli uyaranlardır.
Önemli kişilerin kabir ve türbeleri ziyaret edilmeli, tarihi yerler ve müzeler gezilmelidir • Çocuklar, akranlarıyla ve aynı zamanda bitkilerle, hayvanlarla ve çevredeki güzelliklerle karşı karşıya getirilmelidir
İbadetlere katılmalarına imkân hazırlanmalıMübarek gün ve gecelerde mabetlere götürülmeli • Çocuklara birtakım kurallar ezberletmekten çok, somut örnekler sunulmalıdır. Bu anlamda yetişkinlerin zevkle aldıkları abdest, huşû ile kıldıkları namaz, sabırla tuttukları oruç, içtenlikle yaptıkları dua, saygı ile okudukları Kur’an vb. dinî yaşantılar çocuklar üzerinde oldukça etkilidir.
Özenle seçilmiş şiirler, masallar, hikayeler, kıssalar ve filmlere yer verilmelidir. • Günlük yaşamda kullanabilecekleri küçük dualar, şükür cümleleri ve uygun ilahiler öğretilmelidir
Bütün bunlar, çocukları zorlamadan, bıktırmadan, sevdiği bir oyun ve eğlenceden koparılmadan, • Gereksiz titizliklere girerek onlardan yetişkin davranışı beklemeden, çocuksu tutum ve davranışlarına müsamaha göstererek yapılmalıdır.
Çocuk sevdiği, saygı duyduğu hiçbir varlıkla korkutulmamalı, dinî motifler, asla bir korku unsuru olarak kullanılmamalıdır. • Okul öncesi dönemde çocuklar, Allah korkusu yerine Allah sevgisi ile yetiştirilmelidir Allah korkusunun aşırı derecede kullanılması, çocuğun duygusal gelişimini olumsuz yönde etkiler ve çocuğun Allah’tan ve dinden uzaklaşmasına yol açar.
“Bir din görevlisi, 3-4 yaşındaki kızına, bir kandil gecesinde dinî konularda bilgi vermek ister. En çok her şeyi yaratan Allah’ı, sonra da bize iyi ve güzel davranış şekillerini öğreten Peygamberimizi sevmemiz gerektiğini söyleyince, çocuk; “Baba ben Peygamberimizi Allah’tan daha çok seviyorum!” der. Babası şaşkınlıkla sebebini sorunca, “Annem bana, ‘Allah yalan söyleyeni cehennemde yakar’ dedi. Allah’ın cehennemi varmış, Peygamberin cehennemi olmadığı için ben onu daha çok seviyorum!” cevabını verir.
Omuzlarından biri çarpık bir duruş almış bir çocuk, doktora götürülmüştü. Yapılan muayenede çocukta fizikî hiçbir bozukluk bulunamayınca bir de Psikiyatri bölümünde muayene edilmesi tavsiye edilmişti. Çocuk psikiyatrı, çocukla düzenli sohbetler yaparak, onun etkilenmiş olabileceği olayları bulmaya çalıştı. Sonuçta şu teşhis konuldu: Çocuk, dindar bir büyük anne tarafından bakılmaktadır. Büyük anne, çocuğun yaramazlıklarını frenleyebilmek için ona, her iki omzunda meleklerin bulunduğunu, bu meleklerin, yaptığımız iyi ve kötü bütün hareketleri bir deftere yazdıklarını söylüyordu. Çocuk yaramazlık yapmamayı başaramadığı için sürekli kabahatli olduğunu ve meleğin de bu kabahatleri yazdığını düşünerek baskı altında bulunuyordu. Defter, kabahatler yazıla yazıla öyle dolmuştur ki, ağırlığından çocuğun omuzu çökmekteydi. Çocuk bu bunalımını, sol omzunu çökertmekle ifade ediyordu. Aile ile işbirliği sonucu, zaman içinde çocuk iyileşti.
Hz. Peygamber’in hayatı çocukların anlayacağı biçimde anlatılmalıdır
Okul öncesi dönemde çocuk, hangi davranışların iyi hangilerinin kötü olduğuyla ilgili ahlâkî yargılar açısından başkalarına bağımlıdır. Bu bakımdan yetişkinlerin, ortak hareket etmeleri ve kararlı ve tutarlı olmaları ve aynı tepkiyi göstermeleri önemlidir Yapma! günah! Haram! gibi olumsuz talimat ve eleştiriler yerine, onlara “öyle değil, şöyle yap” gibi alternatifler sunulmalı ve onaylanan davranışları pekiştirilmelidir. • Günümüzde televizyon ve bilgisayar karşısında seçici olmalı ve çocuklara bu konuda rehberlik edilmelidir.
ÇOCUK YAŞADIĞINI ÖĞRENİR Devamlı eleştirilen çocuk kınamayı Kin ortamında büyüyen çocuk kavgayı Hoşgörü ortamında yetişen çocuk sabrı Destek ve cesaret verilen çocuk kendine güveni Takdir edilen çocuk takdir etmeyi Hakkına saygı gösterilen çocuk âdil olmayı İbadet ortamında yetişen çocuk dindar olmayı Dostluk ve arkadaşlık gören çocuk mutlu olmayıöğrenir
OKUL ÇAĞI ÇOCUKLARI (7-11 yaşlar) Bir insan yedisinde neyse, yetmişinde de odur Çocuk 7 yaşına kadar güzel kokulu bir REYHAN 10 Yaşına kadar İTAATKAR BİR ASKER 10 yaşından sonra ya CANDAN BİR DOST YA CAN ALICI BİR DÜŞMAN olur.
Okul çağı, ibadet alışkanlığının yavaş yavaş ve aşamalı olarak kazandırılması gereken kritik bir dönemdir. Dua ve ibadet eğitiminin küçük yaşlarda başlaması önemlidir.
7-10 yaş arasında çocuğun din eğitimi namaz eksenli olarak yürütülmelidir. Namaz dinin direğidir • Namaz: Abdest-Temizlik, Kur’an-ı Kerim, Dua, Dini Sosyalleşme, Sorumluluk bilinci, Zaman bilinci… قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم مُرُوا أَوْلاَدَكُمْ بِالصَّلاَةِ وَهُمْ أَبْنَاءُ سَبْعِ سِنِينَ وَاضْرِبُوهُمْ عَلَيْهَا وَهُمْ أَبْنَاءُ عَشْرِ سِنِينَ وَفَرِّقُوا بَيْنَهُمْ فِى الْمَضَاجِع EbûDavud, Salât 26; Tirmizi, Salât 182.
Namazın yanında Kur’an öğretimi ve oruç eğitimi ağırlık kazanmalıdır.
Buluğ çağına kadar dinî açıdan sorumlu sayılmayan çocuklara karşı hoşgörülü ve müsamahakâr olunmalıdır. “Kalem (sorumluluk) şu üç gruptan kaldırılmıştır: • Akıl sağlığına kavuşuncaya kadar deliden • Uyanıncaya kadar uyuyandan • Büluğa erinceye kadar çocuktan” EbûDâvud, Hudud 16; Tirmizî, Hudud 1; Nesâî, Talak 21; İbnMâce, Talak 15.
Yanlış bir davranış sergilediklerinde yapılması gereken, yaptıkları yanlış davranışı eleştirmek ve dinî motiflerle tehdit etmek değil Yapmaları gereken doğru davranışa yönlendirmek ve doğru davranışları pekiştirmektir.
Tarihi olayları ve tarihteki büyük kahramanları anlatan yazılar, ahlakî hikâyeler, özenle seçilmiş kıssalar önemli araçlardır.
Dünyada ergen olmaktan daha zor bir şey varsa o da, ergenlik çağındaki bir gencin anne babası olmaktır.
Her Ergende Görülebilecek Davranışlar • Aşırı hassasiyet ve alınganlık. Çabuk sinirlenme • Kendine güvensizlik, dağınıklık, unutkanlık • Kararsızlık, huzursuzluk • İnatçılık, bencillik, sabırsızlık, dikkatsizlik • Kabalık • Çekingenlik, şüphecilik, hayalcilik • İnsanları kızdırmaktan zevk alma • Derslere ilgi azlığı, çalışma düzeninde bozulma
Aileye olan bağımlılıkta azalma • Hiçbir şeyi beğenmeme • Eve istediği zaman girip çıkmak isteme • Ailenin, en ufak eleştirisine bile tepkiler verme • Anne babasının düşüncelerini beğenmeme
Etkili bir programa sahip olamama • Çalışma yöntemlerini bilememe • Dikkatini toplayamama, kendini derse verememe • Çalışırken hayallere dalma • Derste kendini ifade edememe
Ergenlikte dinî gelişim 3 dönemde incelenebilir: 1- Dinî şuurun uyanışı (12-13 yaş) 2- Dinî bunalım ve şüpheler (14-17 yaş) 3- Dinî tutumların belirginleşmesi (18-20 yaş)
1- Dinî şuurun uyanışı (12-13 yaş) • Çocukluk döneminde, derinine nüfuz edilmeden, tam anlamıyla kavranılmadan oluşmuş olan dinî inancın yerini ergenlikte, şuurlu bir dinî inanç gelişimi almaya başlar. • Bu dönemde din eğitimi daha çok dini kavramların akılla kavratılmasına yönelik olmalıdır.
2- Dinî bunalım ve şüpheler (14-17 yaş) İnanmak istemekten kaynaklanan bir şüphe söz konusudur. Bağımsızlık ve güçlülük duygusunun uyanması; tenkitçi düşünce etkisi; her türlü otoriteye karşı çıkma Nefsi arzuları ile dini eğilimleri arasındaki çatışma; nefsanî arzuların dinî-ahlakî kurallara karşı ayaklanması Hayatın anlamsızlığı, mantıksızlığı duygusunun güçlü etkisi
Günlük olaylarla dini inanç ve öğretiler arasında bir uzlaşmazlık ve çelişki görülmesi Dindarların ve din görevlilerinin bazı tutum ve davranışları Din konusunda bilgi eksikliği ve rehbersizlik.
Din, sorun üretmek değil sorun çözmek için vardır. Dini sürekli olarak baskı unsuru olarak kullanmak ve gençlerin istekleri karşısında bir engel olarak göstermek onların dine bakışlarını olumsuz etkiler.
Bir genç şöyle diyor: “… Ben bir zamanlar namaz kılmıyordum. Namaz kılmıyorum diye babam beni hortumla döver ve banyoya hapsederdi. Buna rağmen kılmazdım. Beni zorla sabah namazına kaldırırdı. Kalkmadığımda üzerime soğuk su dökerdi. Ben de kalkar, abdest alıyormuş gibi musluğun suyunu biraz boşa akıtırdım. Ondan sonra, seccadenin üzerinde biraz otururdum. Arada bir secde eder gibi yatardım. O zaman 10-11 yaşlarındaydım…
Şimdi ise 18 yaşındayım ve hala namaz kılmıyorum. Bunun için beni çok dövdü, bana çok laf söyledi, ağır hakaretler etti. Bunun yerine bana sarılıp, beni bir kerecik öpseydi, namaz kılmam için benimle konuşsaydı, beni namaza teşvik etseydi kılardım. Vallahi billahi kılardım
3- Dinî tutumların belirginleşmesi (18-20 yaş) Bu devrede, din ile ilgili kesin tercihler ve kararlar kendilerini açıkça gösterirler. • Dinî değerler dünyasını aileden aldıkları dinî inanç ve değerlerle yeniden inşa ederler. • Bu arada dini bütünüyle reddederek ilgisiz ya da tamamen dinsiz olanlar da olur. Fakat gençler arasında din karşıtı ya da büsbütün dine ilgisiz olanların oranı diğerlerine göre çok alt seviyelerdedir.
ERGEN BİZDEN NE BEKLER? “İnsanların çoğu duvar, çok azı aralarında köprü kurarlar” • Sevgi ve hoşgörü Bizi severse, fikirlerimizi ve değerlerimizi de sever. • Özel hayatlarına saygı göstermemizi • Yetişkinlerin kendisinegüvenmesinive değer vermesini • Kendilerini dinlememizi ve anlamamızı
Ona zaman ayırın, sık sık söz hakkı verin • Kabiliyetlerini fark edin ve teşvik edin • Yaşına ve kapasitesine uygun görev ve sorumluluklar verin, sonra da başarısını takdir edin • Onu akranlarıyla mukayese etmeyin. Olduğu gibi kabul edin • Onun için önemli olan şeylere siz de önem verin • Ona yaşından ve olduğundan küçükmüş gibi davranmayın
Aşırı eleştirici ve yargılayıcı olmaktan sakının • Baskılardan, bedeni cezalardan ve olmayacak sınırlamalar koymaktan sakının • Bir davranışın sebebini ve amacını öğrenmeden hüküm vermeyin • Hatalı davranışları karşısında hemen tepki göstermeyin, yapmaları gereken doğru davranışı gösterin • Başkalarının yanında onu küçük düşürmeyin
Çocuklar ve gençler, söylediklerimizden çok yaptıklarımıza değer verirler
Çocuğa ve ergene bir yetişkin gibi davranın ama, ondan yetişkin davranışları beklemeyin.
İnsanlar ancak sevdiği kişilerden öğrenirler! • Sevilen Bir Hoca Olmak İçin: • Dakik olun • Derse iyi hazırlanın • Kılık kıyafetinize özen gösterin • Güler yüzlü olun • Hoşgörülü ve sabırlı olun