1 / 81

Ekonomi

Ekonomi. Ustalık Eğitimi Genel Kültür Dersleri. Atatürk diyor ki;.

daw
Download Presentation

Ekonomi

An Image/Link below is provided (as is) to download presentation Download Policy: Content on the Website is provided to you AS IS for your information and personal use and may not be sold / licensed / shared on other websites without getting consent from its author. Content is provided to you AS IS for your information and personal use only. Download presentation by click this link. While downloading, if for some reason you are not able to download a presentation, the publisher may have deleted the file from their server. During download, if you can't get a presentation, the file might be deleted by the publisher.

E N D

Presentation Transcript


  1. Ekonomi Ustalık Eğitimi Genel Kültür Dersleri

  2. Atatürk diyor ki; • Ekonomik bakımdan güçsüz olan bir millet, yoksulluktan kurtulamaz; güçlü bir uygarlığa, refaha ve mutluluğa kavuşamaz; toplumsal ve siyasal hastalıklardan yakasını kurtaramaz. Ülke yönetimindeki başarı, ekonomik yönden sahip olduklarının derecesiyle orantılıdır.

  3. EKONOMİDE ÜRETİM VE SANAYİ

  4. EKONOMİDE KULLANILAN TEMEL KAVRAMLAR • Ekonomi Nedir? Ekonominin çok sayıda tanımı yapılabilir. Bunlardan bazıları şu şekildedir. • Sınırlı kaynaklar ile sınırsız insan ihtiyaçlarını karşılanmak için çaba sarf eden bilim dalına “ekonomi” denir. • İş hayatındaki kişileri ve toplumu incelemek suretiyle maddi refahı artırma yolları arayan bilim dalına “ekonomi” denir.

  5. Eğer insanlar gerek duydukları her şeyi elde edebilecek sınırsız kaynaklara sahip olsalardı, ekonomi gibi bir bilime ihtiyaç olmazdı. Çünkü ekonomi esas olarak miktarı kısıtlı olan şeylerle ilgilenir.

  6. Ekonomi Genel Olarak İkiye Ayrılır. • Kayıt Dışı EkonomiEkonomik faaliyetlerin, fiilen gerçekleşmiş olmasına rağmen, bu faaliyetlerle ilgili kayıtların tutulmaması olarak nitelendirilen kayıt dışı ekonomi, kamu idarelerinin denetimi dışında kalan her türlü ekonomik işlem ve faaliyetlerdir.

  7. Kayıt İçi Ekonomi Kayıt içi ekonomi, resmi kayıtlara giren, kanuni belgelerle belgelendirilen, yetkili kamu organlarınca normal kurallar çerçevesinde kontrol edilen ve milli gelir hesaplamalarında dikkate alınan ekonomik işlem ve faaliyetlerin tamamıdır.

  8. İhtiyaç Nedir? Karşılandığı zaman sevinç ve mutluluk veren, karşılanmadığı zaman acı ve üzüntü veren duygulara “ihtiyaç” denir. Önem düzeyine göre ihtiyaçlar ikiye ayrılır: Zorunlu İhtiyaçlar : İnsanların yemek, içmek gibi devamlılık gösteren temel ihtiyaçlarıdır. Lüks İhtiyaçlar : Karşılanmadıkları zaman, zorunlu ihtiyaçlar kadar acı vermeyen ihtiyaçlardır. İyi giyinmek, otomobil sahibi olmak gibi.

  9. Ekonomik ihtiyaçlar, yer ve zamana göre büyük farklılıklar gösterebilir. • Örneğin gelişmiş ülkelerdeki bir işçi için otomobil satın almak doğal bir gereksinim olarak düşünüldüğü halde, az gelişmiş bir ülkedeki bir işçi için bu ihtiyaç lüks olabilir.

  10. İhtiyaçların değişmesine neden olan diğer etkenler ise şu şekilde sıralanabilir; • Kişinin karakter özellikleri, • Fizyolojik etkenler, • Yaşanan doğal çevre, • Eğitim düzeyi, • Toplumsal etkenler, • Kültürel etkenler, • Politik etkenler, • İnançlar, vb.

  11. Mal Nedir? • İhtiyaçları karşılayan ve fiziksel özelliğe sahip olan temel unsurlara “mal” denir. • Diğer bir tanıma göre; insanların ihtiyaçlarını doğrudan veya dolaylı olarak karşılamaya yarayan her şeye “mal” denir.

  12. Hizmet nedir? İnsanların soyut ihtiyaçlarını karşılayan ve insana fayda sağlayan kavrama “hizmet” denir. • Hizmetler de mallar gibi üretilebilirler. • Ancak hizmetler, mallar gibi stoklama özelliğine sahip değildir. • Hizmetlerin ancak süreleri uzatılabilir. • Hizmet yalnızca emek ile değil sermaye malları ile de sağlanır.

  13. Fayda nedir? Bir mal veya hizmetin ihtiyaçları karşılama özelliğine “fayda” denir. • Her malın faydalı olması istenir. Ancak, bu her zaman mümkün olmaz. • Örneğin, sigaranın sağlığa zararlı olduğu bilindiği halde ekonomik anlamda fayda sağladığı için kıt mallara dahil edilir. • Televizyon, buzdolabı gibi cihazların madde olarak varlığı, sağladığı fayda olmasaydı hiç bir işe yaramazdı.

  14. Kıymet nedir? Bireylerin kişisel ihtiyaçlarına, gelir ve kültür düzeylerine göre mal ve hizmetlerden sağlayacakları faydaya verdikleri öneme “kıymet” (değer) denir. • Tüketiciler mal ve hizmetlere, onların kendilerine sağladıkları fayda oranında değer (kıymet) verirler. • Bazı durumlarda, faydası çok olan bir takım mal ve hizmetlere az, faydası düşük olan mal ve hizmetlere ise daha fazla önem verildiği görülür.

  15. Servet nedir? • Bireylerin ve toplumların sahip olduğu mal stokuna “servet” denir. • Her ulusun ekonomisi, önceki dönemlerde topladığı mallardan oluşan küçük veya büyük bir mal stokuna sahiptir. Buna “ulusal servet” denir. • Her ülke ekonomisinin amacı; stoklanabilecek mallarının miktarını artırarak, geleceğini güvence altına almaktır.

  16. ÜRETİM VE ÜRETİM ELEMANLARI • Üretim; Sınırsız olan insan ihtiyaçlarını karşılamaya yönelik çabalar olarak tanımlanabilir. Üretimin gerçekleşmesi için ; • Tabiat • Emek • Sermaye • Müteşebbis (Girişimci) bir araya gelmesi gerekir.

  17. Tabiat • Tarım Arazisi • Ormanlar • Maden Rezervleri • Su Kaynakları • Hava • Güneş • Yer altı Kaynakları • Yer üstü Kaynakları • V.b…. Tabiat faktörünün özellikleri; *Taşınamaz*Sınırlı ve Kıt’dır *Herhangi bir yıpranma payı dikkate alınmamaktadır

  18. Emek • Mal ve Hizmet üretmek için planlı bir şekilde yapılan bedensel ve zihinsel faaliyetlerin bütünüdür. • Bedensel Güç; Kas Gücü • Zihinsel Güç ; Beyin gücü • Tarlada çalışanda, bir binanın projesini çizende bir Emek harcamaktadır. Emeğin verimliliğinin arttırılması; • Genel eğitim düzeyinin yükseltilmesi • Mesleki ve Teknik Eğitime önem verilmesi • Uzmanlaşma ve İş bölümü • Yeni Teknolojilere uyumluluk • Çağdaş işletmecilik kurallarının uygulanması (Planlama,Örgütlenme,Yönlendirme ve Denetim)

  19. Sermaye • İşletmeyi kuranlar tarafından , işletmeye konulan para,mal ve emeği ifade etmektedir. • Sermaye, bir iş yada işletme için yapılan toplam yatırım, üretim araçlarının tümü,kullanılmaya hazır para ve varlıklar şeklinde tanımlanabilir. • Sermaye, işletmenin sahip olduğu net varlıkları gösterir. • Sabit Sermaye; Fiziki ömrü devam ettikçe üretime katılan, üretim esnasında şekil ve yapı değiştirmeyen sermayedir (Binalar,Makine ve taşıtlar v.b…) • Döner Sermaye; Üretime bir kez katılan, yapı ve şekil değiştirerek yeni ürün içerisinde yer alan madde ve malzemedir. (Üretimde kullanılan hammaddeler)

  20. Müteşebbis (Girişimci) • Girişimci, üretim elemanlarını (tabiat,Emek ve Sermaye) sistemli ve bilinçli bir şekilde bir araya getirerek mal ve hizmet üretimini gerçekleştiren kişidir. • İşletmelerin başarı derecelerinin farklı olması, genelde girişimci faktöründen kaynaklanır. Girişimci; • Risk üstlenir • Kar Amaçlar • Üretimi ve organizasyonu gerçekleştirir.

  21. TÜRKİYEDE SANAYİ HAREKETLERİ • İşletmelerin makinaları kullanmak suretiyle mekanik ve kimyasal metotlarla çeşitli maddelerden mal ve hizmet üretmeleri ile ilgili faaliyetlerin bütününe sanayi veya endüstri denir. veya; • Hammaddelerin değişikliğe uğratılması ve kullanılması yoluyla maddi servetler üretilmesine yarayan iktisadi etkinliklerin tümüne sanayi veya endüstri denir. veya; Sanayi; Müteşebbisin kurduğu mal ve hizmet üretici ve gelir getirici faktörler kombinezonu olarak düşünülebilir.

  22. Sanayi Hareketlerinin Safhaları • Küçük Sanayi (El Sanayi) ; Sanayileşme hareketlerinin ilk safhası ve başlangıcıdır. Üretim sınırlı sayıda ve el becerileri şeklindedir. Tüketici kitlesi azdır. Rekabet ve teknik gelişmelere ayak uydurmadığında faaliyetlerinin devamlı olarak sürdüremez. • Ev Sanayi; Müteşebbisler adına ve onların verdikleri araç ve gereçlerle ikamet yerlerinde (evlerinde) yaptıkları faaliyetleri kapsar.

  23. İmalat Sanayi ; Üretimin biraz daha geniş ölçülerde yapıldığı faaliyetlerdir. Üretim daha çok sipariş üzerine yapılır. Fabrikalaşmanın başlangıç safhası sayılabilir. • Büyük Sanayi ; Büyük çaptaki ekonomik faaliyetleri ifade eder. Üretim araç ve ekipmanlarının üretilmesidir. Büyük Sanayi, tüketiciye en uzak olan ve tüketim malları üreten sanayi dallarına üretim yapan grup niteliğindedir.

  24. Türkiye’de Sanayi Hareketleri Sanayi Devrimi; Sanayi Devrimi ya da Endüstri Devrimi, Avrupa'da 18. ve 19. yüzyıllarda yeni buluşların üretime uygulanması ve buhar gücüyle çalışan makinalarınmakinalaşmış endüstriyi doğurması, bu gelişmelerin de Avrupa'daki sermaye birikimini arttırmasına denir. Rönesans ve Reform hareketlerinin yol açtığı özgür düşünce, bilim ve teknik alanda gelişmelere ortam hazırladı. Coğrafi Keşiflerin başlattığı sömürgecilik hareketleri ile Avrupa zenginleşti. Teknik gelişmelerin üretim alanına uygulanmasıyla da endüstri devrimi doğdu.

  25. Sanayi devriminin en önemli gelişmelerinden birisi buharlı makinenin bulunuşudur. 1763'de James Watt, İskoçya'da buharla çalışan makineyi buldu. Bu makinenin gelişmiş biçimi, makine çağının gerçek başlangıç noktasını oluşturur. 1807'de Robert Fulton adındaki Amerikalı buharlı makineyi gemilere uyguladı. 1840'da ilk düzenli okyanus ötesi buharlı gemi seferleri başladı. 1825 tarihinde ilk kez buharlı makine lokomotiflerde kullanılmaya başlandı.  1844'de SamuelMorse Amerika Birleşik Devletleri'nde ilk ticaret amaçlı telgraf servisini hizmete soktu.  1876'da AlexanderGrahamBell telefonu buldu. 

  26. *Tarım teknolojisinde gelişmeler sağlandı. Almanya bu alandaki gelişmelere öncülük etti. Almanlar pancardan şeker çıkarma tekniğini buldu. Bir başka Alman kimyager suni gübreyi yaptı. 1834'de bir Amerikalı mühendis bir biçerdöver icat etti. 1870'lerden sonra konserve yiyecek imalatı hızlı bir biçimde arttı.*1830–1860 arasında İngiltere'de daha etkili maden tasfiye yöntemlerinin geliştirilmesine paralel olarak kömür üretimi hızla arttı. Çünkü yüksek demirçelik talebi bu yöntemler sayesinde kolayca karşılanabiliyordu. ve Bu üretim sayesinde 1800–1830 arasında köprü, kanal, demiryolu vb. gibi inşaatlar hızla arttı. 1850'lere kadar genelde İngiltere'nin tekelinde olan sanayi devrimi, bu tarihten sonar tüm Avrupa’ya ve Amerika Birleşik Devletleri'ne yayıldı.

  27. Sanayi İnkılabı sonucunda Osmanlı İmparatorluğu'nda küçük atölyeler ortadan kalkmış işsizlik artmış, dış ticarette denge bozulmuştur. • Osmanlı Devleti, XIX yüzyılının ortalarından itibaren Avrupa mallarının istilasına uğramıştır. Osmanlı Devleti, dışarıya hammadde satan ve dışarıdan mamül alan bir ülke haline gelmiştir. • Sanayi Inkılabı'nın sonunda sanayileşmesini tamamlayan Avrupalı devletlerin sömürge ve pazar arayışları arttı, bu durumun sonucunda Osmanlı Devleti toprakları üzerinde çıkar çatışmaları başladı. • Avrupalı devletler 19 yüzyılda azınlık haklarını ve kapitülasyonları bahane ederek Osmanlı Devleti'nin iç işlerine karıştılar. • Ekonomide başlayan bu gerileme siyasi çöküşü hızlandırmıştır. Sonuç olarak Osmanlı Devleti, Avrupa'da meydana gelen bu gelişmeleri yeterince takip edemediğinden ve ekonomik olarak gerilemesinden dağılması/çöküşü hızlanmıştır.

  28. Osmanlı Dönemi Sanayi • Sanayileşme faaliyetleri ile ilgili ilk adım 1839 yılında Tanzimat hareketleri ile başlamış ve havuz, tersane, demirhane gibi tesisler kurulmuştur. •  Ancak Avrupa'da büyük sanayi devriminin yaşanması ve özellikle tekstil alanında gerçekleşen ilerlemeler çoğunlukla Bursa ve İstanbul'da yer alan dokuma sanayini olumsuz yönde etkilemiştir. •  Ayrıca XVI yy'da Avrupa devletleri ile imzalanan kapitülasyonlar Osmanlı İmparatorluğu'na yükümlülükler getirmiş, gümrük vergilerinin yükseltilmesi dışardan gelen mallarda rekabeti engellemiş, bu nedenle kurulan çoğu fabrika zarar ederek kapanmıştır.

  29. Bu dönemde ülke gereksinimini karşılayacak birkaç küçük tesis bulunmaktaydı. Bunlar tarımsal ürünleri mamul mal haline getiren, değirmen, sabun, makarna, yağ ve konserve fabrikaları, basit dokuma yapan tesisler, deri fabrikaları, çimento, kereste, tuğla fabrikaları, birkaç gemi ve makine onarım atölyelerinden oluşuyordu. •  Nitekim 1915 yılında yapılan sanayi sayımında başta İstanbul, İzmir, Bursa, Manisa ve Uşak'ta toplanan 269 adet tesisin 88'i gıda, 75'i dokuma, 55'i tütün, 20'si çimento ve seramik sanayine aitti. • Görüldüğü gibi sanayinin büyük kısmı Batı Anadolu'da toplanmış durumdaydı

  30. Cumhuriyet Sonrası • Lozan antlaşması ile kapitülasyonlar kaldırılıncaya kadar ülkemizdeki sanayi tesislerinin Avrupa karşısında rekabete girmesi oldukça güç olmuştur. •  Ancak Cumhuriyetin ilanı ile 17 Şubat 1923'teİzmir'de 1.İktisat Kongresinin yapılması ve özel sektörün teşvik edilmesi öngörülmüş, • Bu amaçla 1923'te Türkiyeİş Bankası, • 1924 yılında Sanayi ve Maadin Bankası (Bu bankanın yerini 1923 yılında Sümerbank almıştır) kurulmuştur. •  1927 yılında ise ulusal sanayinin canlandırılması amacıyla gümrük, vergi, ulaşım ve hammadde temininde birtakım kolaylıklar getirilmiştir. •  Devletin aldığı bu tedbirler sayesinde 1927 yılında yapılan sanayi sayımında 65000 dolayında işletme olduğu saptanmıştır.  • Bu işletmelerin %43,5'u tarım, %23,8'i dokuma, %22,6'sı maden, makine ve onarımı grubunda yer almıştır

  31. 1934-38 yıllarında Birinci Beş Yıllık Sanayileşme Planı hazırlanmıştır. Bu plan doğrultusunda ülkenin çeşitli yerlerinde şeker, dokuma, maden, selüloz ve seramik fabrikalarının kurulması plana bağlanmıştır. •  Ancak bu yılların dünyada ekonomik kriz dönemine rastlaması, ülkemizde devletin bizzat kurucu rol oynamasına neden olmuştur. •  Bu amaçla 1933 yılında Etibank kurulmuş ve bu kurumun önderliğinde kimya sanayi (suni ipek-Gemlik, gülyağı-Isparta, kibrit ve asit-İzmit), pamuklu dokuma (Bakırköy, Kayseri, Ereğli, Malatya, Iğdır, Nazilli), kağıt ve selüloz(İz-mit), kamgarn sanayi (Merinos-Bursa), kendir sanayi (Kastamonu), demir sanayi (Karabük),kükürt (Keçiborlu), toprak sanayi (seramik-Kütahya,şişe-cam Paşa- bahçe, çimento fabrikaları),şeker sanayi (Kırklareli-Alpullu, Uşak, Tokat-Turhal) alanında yatırımlar yapılmıştır.

  32. Özellikle bu yatırımlar ile dokuma sanayi alanında önemli gelişmeler olmuş, Çukurova ve Ege bölgesinde özel sektöre ait tesislerde kurulabilmiştir. •  Ayrıca 1937 yılında ilk demir-çelik fabrikası da Karabük'te kurulmuştur.  • Yapılan teşvik ve tedbirler sayesinde ülkemizde 1950 yılında yapılan sanayi sayımında 84000 (83500) civarında tesis tespit edilmiştir

  33. Türkiye'de sanayinin kurulma aşaması Cumhuriyetin ilk yıllarında yaşanmış, 1950'lerden sonra ise ulaşım olanaklarının gelişmesi, nüfusun artarak kırsal kesimden şehirlere göç eden işgücü potansiyeli, devlet sektörü yanında sermayesi artan özel sektörün sanayiye yatırım yapması gibi etkenler sanayinin gelişme ve çeşitlenmesini sağlamıştır. •  1950'lerden itibaren özel girişimi destekleyen ve iç ve dış kredi sağlayan Türkiye Sanayi Kalkınma Bankasının kurulmasını ülkede özel sanayinin gelişmesinde olumlu bir rol oynamıştır.

  34. Ayrıca Kamu İktisadi Teşebbüsü adı verilen kurumlar örgütlenmiştir. • Makine Kimya Endüstrisi Kurumu-MKEK 1950, • Gübre, • Et ve Balık kurumu 1952, • Türkiye Çimento-Azot 1953, • Türk Petrol Anonim Ortaklığı, • Devlet Malzeme Ofisi 1954, • SEKA 1955, • Demirçelik 1955, • TKİ 1957)

  35. Tüm bu çabalar sonucunda 1963 yılında yapılan sanayi ve işyerleri sayımında işyeri sayısı 161000 olmuş (3012'si büyük işletme)'tur. •  3012 adet büyük işletmenin yer aldığı bu sayım devrelerinde 283 adedi kamu, 2774 adedi özel sektöre aittir 1963 yılından itibaren kalkınma planlarının hazırlanması, ekonominin her yıl belli bir hızda büyümesi ve sanayileşmeye öncelik verilmesi sanayinin planlı bir biçimde gelişmesinde etken olmuştur.

  36. PARA, KREDİ VE FİYAT • Para; Her mal veya hizmeti satın alma gücü olan bir varlıktır. • Para, üretici ve tüketicilerin piyasalarda karşılaşarak alışveriş yapmalarını sağlayan bir değişim aracıdır. • Para, Devletçe bastırılan, mal ve hizmet satın alma gücü olan ve herkes tarafından kabul gören bir değişim aracıdır. • Para toplumda ortak bir değer ölçüsüdür. Her ülkenin değer ölçüleri farklı olabilir. • Para aynı zamanda bir yatırım ve tasarruf aracıdır.

  37. Paranın Önemi ve Özellikleri Paranın Önemi • Para, insanlar ve devletler arasındaki değişime hız ve kolaylık sağlamıştır. Bu özelliği ile para ticaretin gelişmesine de katkı sağlamıştır. Paranın ticaretin gelişmesine yaptığı katkı ile toplumların ekonomik gelişmişliğini ve refah düzeyini arttırmıştır. • Tarih içerisinde insanlar birçok maddeleri para olarak kabul etmişlerdir. Zamanla bu maddeler de azalmış para yapımında sadece altın ve gümüş kullanılmıştır.

  38. Paranın Özellikleri; • Homojenlik • Bozulmama • Taşınmaya elverişlilik • Bölünürlük özelliği • Taklit edilmeme özelliği • Değerini koruma özelliği

  39. Devalüasyon • Ulusal paranın, yabancı para birimleri karşısında değerinin belli bir amaca yönelik olarak düşürülmesine Devalüasyon denir. • Paranın değer kaybetmesi olarak da adlandırılabilir. Karar idari ve siyasidir. • İstikrar temininin sağlanması için yapılan (Kur ayarlaması) devalüasyon • Dış satımı desteklemek için yapılan devalüasyon

  40. Enflasyon • Fiyatlar genel düzeyindeki devamlı bir artış ile birlikte paranın değerindeki sürekli bir düşmeyi ifade eder. • Enflasyon ekonominin sorunlarının artmasına ve ekonominin bozulmasına neden olur. • Talep Enflasyonu; Üretilen mal ve hizmetler tüketicinin talebini karşılamıyorsa fiyatlar artar. Üretimi arttırmak yada talebi düşürmek sonucu önlenebilir. • Maliyet Enflasyonu;Herhangi bir sebeple üretimde kullanılan kaynakların fiyat artışları üretim maliyetlerinin yükselmesine, maliyetlerin artması ise ürün fiyatlarının artmasına neden olur.

  41. Enflasyon Nedenleri; • Ülkeye karşılıksız olarak dış piyasalardan giren para,altın,döviz miktarının artması • Toplam harcamaların gelirlerden fazla olması • Üretim miktarının azalması • Üretim faktörlerinin fiyatlarındaki artışlar • Ülke tedavülündeki para arzının artması • Teknolojik yenilikler, yapısal bozukluklar veya yetersizlikler.

  42. Enflasyonun Ekonomik Sonuçları • Üretim yapmak cazibesini yitirir. Üreticiler ellerindeki fazla parayı kolay para kazanmak amacıyla emlak,altın veya dövize yatırırlar. • Paradan kaçış ve mala hücum olduğundan üretim, iç tüketime bile cevap veremeyeceği için ihracat gelirleri düşer. • Ülkenin bütçe açığı daha fazla artacağından giderleri karşılamak için dış borçlanma artar.

  43. Enflasyonun Sosyal Sonuçları • Ülkede refah düzeyi gittikçe düşer • Maaş ve ücretlerde artış yapılamaz • Gelir dağılımı bozulur. • Eşitlik ve sosyal adaletten uzak, huzursuz ve sağlıksız bir toplum oluşur.

  44. Enflasyonla Mücadele Devletin Görevleri • Devletin gelir ve giderleri arasında fazla fark olmamalı • Uygun para politikası izlenmeli • Devlet kuruluşları zararlarını hazineden karşılamamalı • Gereksiz personel çalıştırılmamalı • Dövi dar boğazına düşülmemeli • İhracatı arttırmak için devalüasyona gidilmemeli • Devlet harcamalarını disiplin altına almalı

  45. Firmaların Görevleri • Verimi artırıcı tedbirler alınmalı, aşırı kar yapılmamalı • Ücret artışları yapılırken, üretim ve verimdeki artışlar oranında yapılmalı • Vergiler gerçeği yansıtmalı ve zamanında ödenmeli • Rekabete ayak uydurulmalı • Verimsiz yatırımlardan kaçınılmalı Tüketicinin Görevleri • Gelir gider dengesini kurmalı • Bilinçli olmalı, alışveriş kurallarını bilmeli • Tasarrufu arttırmaya çalışmalı

  46. KREDİ • Belirli bir vade (süre) sonunda faiziyle birlikte geri alınmak üzere tüzel ve gerçek kişilere bankalar ve kredi teşekkülleri tarafından verilen ödünç paradır. • Kredi kullanırken bankalar ilgili komisyon oranına göre komisyon ücreti alırlar. • Ayrıca bankalar, banka ve müşteri ilişkileri doğrultusunda kendi insiyatiflerini kullanarak ipotek, çek veya kefalet gibi teminatlar alabilirler.

  47. Kredi itimat ve teminata dayalıdır. Kredi veren kurumun, krediyi alan borçlunun borcunu ödeyeceğine dair itimadı olmalıdır. Bu itimat ise teminat ile sağlanır.

More Related