1 / 25

TÜRK HUKUK SİSTEMİNDE

TÜRK HUKUK SİSTEMİNDE ÇEVRE İLE İLGİLİ KONULARDA BİLGİYE ERİŞİM-KATILIM-İDAREYE/YARGIYA ULAŞIM HAKLARI VE AARHUS SÖZLEŞMESİ Av. Ömer AYKUL. ÇEVRE HAKKININ KULLANILABİLMESİ İÇİN GEREKLİ HAKLAR. 1. BİLGİYE ERİŞİM HAKKI, 2. KATILIM HAKKI,

dolan
Download Presentation

TÜRK HUKUK SİSTEMİNDE

An Image/Link below is provided (as is) to download presentation Download Policy: Content on the Website is provided to you AS IS for your information and personal use and may not be sold / licensed / shared on other websites without getting consent from its author. Content is provided to you AS IS for your information and personal use only. Download presentation by click this link. While downloading, if for some reason you are not able to download a presentation, the publisher may have deleted the file from their server. During download, if you can't get a presentation, the file might be deleted by the publisher.

E N D

Presentation Transcript


  1. TÜRK HUKUK SİSTEMİNDE ÇEVRE İLE İLGİLİ KONULARDA BİLGİYE ERİŞİM-KATILIM-İDAREYE/YARGIYA ULAŞIM HAKLARI VE AARHUS SÖZLEŞMESİ Av. Ömer AYKUL

  2. ÇEVRE HAKKININ KULLANILABİLMESİ İÇİN GEREKLİ HAKLAR 1. BİLGİYE ERİŞİM HAKKI, 2. KATILIM HAKKI, 3. İDARİ MERCİLERE VE YARGIYA ULAŞIM HAKKI.

  3. TÜRK HUKUK SİSTEMİNDE BİLGİYE ERİŞİM HAKKININ DÜZENLENMESİ-1 Anayasa Md. 74 1 ve 3üncü Fıkra (2010): Vatandaşlar, ve karşılıklılık esası gözetilmek kaydıyla Türkiye'de ikamet eden yabancılar kendileriyle veya kamu ile ilgili dilek ve şikâyetleri hakkında, yetkili makamlara ve Türkiye Büyük Millet Meclisine yazı ile başvurma hakkına sahiptir. .................................. Herkes, bilgi edinme ve kamu denetçisine başvurma hakkına sahiptir. 3071 Sayılı Dilekçe Hakkının Kullanılmasına Dair Kanun (1984) : “Türk vatandaşları ile Türkiye'de ikamet eden yabancıların Türkiye Büyük Millet Meclisine başvurma haklarının kullanılma biçimini düzenler.” 4982 Sayılı Bilgi Edinme Hakkı Kanunu (2003) : Bilgi edinme hakkı MADDE 4. - Herkes bilgi edinme hakkına sahiptir. Türkiye'de ikamet eden yabancılar ile Türkiye'de faaliyette bulunan yabancı tüzel kişiler, isteyecekleri bilgi kendileriyle veya faaliyet alanlarıyla ilgili olmak kaydıyla ve karşılıklılık ilkesi çerçevesinde, bu Kanun hükümlerinden yararlanırlar. Türkiye'nin taraf olduğu uluslararası sözleşmelerden doğan hak ve yükümlülükleri saklıdır. Bilgi verme yükümlülüğü MADDE 5. - Kurum ve kuruluşlar, bu Kanunda yer alan istisnalar dışındaki her türlü bilgi veya belgeyi başvuranların yararlanmasına sunmak ve bilgi edinme başvurularını etkin, süratli ve doğru sonuçlandırmak üzere, gerekli idarî ve teknik tedbirleri almakla yükümlüdürler. Bu Kanun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren diğer kanunların bu Kanuna aykırı hükümleri uygulanmaz.

  4. TÜRK HUKUK SİSTEMİNDE BİLGİYE ERİŞİM HAKKININ DÜZENLENMESİ-2 Başvuru usulü MADDE 6. - Bilgi edinme başvurusu, başvuru sahibinin adı ve soyadı, imzası, oturma yeri veya iş adresini, başvuru sahibi tüzel kişi ise tüzel kişinin unvanı ve adresi ile yetkili kişinin imzasını ve yetki belgesini içeren dilekçe ile istenen bilgi veya belgenin bulunduğu kurum veya kuruluşa yapılır. Bu başvuru, kişinin kimliğinin ve imzasının veya yazının kimden neşet ettiğinin tespitine yarayacak başka bilgilerin yasal olarak belirlenebilir olması kaydıyla elektronik ortamda veya diğer iletişim araçlarıyla da yapılabilir. Dilekçede, istenen bilgi veya belgeler açıkça belirtilir. Bilgi veya belgeye erişim süreleri MADDE 11.- Kurum ve kuruluşlar, başvuru üzerine istenen bilgi veya belgeye erişimi onbeş iş günü içinde sağlarlar. Ancak istenen bilgi veya belgenin, başvurulan kurum ve kuruluş içindeki başka bir birimden sağlanması; başvuru ile ilgili olarak bir başka kurum ve kuruluşun görüşünün alınmasının gerekmesi veya başvuru içeriğinin birden fazla kurum ve kuruluşu ilgilendirmesi durumlarında bilgi veya belgeye erişim otuz iş günü içinde sağlanır. Bu durumda, sürenin uzatılması ve bunun gerekçesi başvuru sahibine yazılı olarak ve onbeş iş günlük sürenin bitiminden önce bildirilir. 10 uncu maddede belirtilen bilgi veya belgelere erişim için gereken maliyet tutarının idare tarafından başvuru sahibine bildirilmesiyle onbeş iş günlük süre kesilir. Başvuru sahibi onbeş iş günü içinde ücreti ödemezse talebinden vazgeçmiş sayılır.

  5. TÜRK HUKUK SİSTEMİNDE BİLGİYE ERİŞİM HAKKININ DÜZENLENMESİ-3 Başvuruların cevaplandırılması MADDE 12. - Kurum ve kuruluşlar, bilgi edinme başvurularıyla ilgili cevaplarını yazılı olarak veya elektronik ortamda başvuru sahibine bildirirler. Başvurunun reddedilmesi hâlinde bu kararın gerekçesi ve buna karşı başvuru yolları belirtilir. İtiraz usulü MADDE 13. - Bilgi edinme istemi reddedilen başvuru sahibi, yargı yoluna başvurmadan önce kararın tebliğinden itibaren onbeş gün içinde Kurula itiraz edebilir. Kurul, bu konudaki kararını otuz iş günü içinde verir. Kurum ve kuruluşlar, Kurulun istediği her türlü bilgi veya belgeyi onbeş iş günü içinde vermekle yükümlüdürler. Kurula itiraz, başvuru sahibinin idarî yargıya başvurma süresini durdurur. Bilgi Edinme Değerlendirme Kurulu MADDE 14. - Bilgi edinme başvurusuyla ilgili yapılacak itirazlar üzerine, verilen kararları incelemek ve kurum ve kuruluşlar için bilgi edinme hakkının kullanılmasına ilişkin olarak kararlar vermek üzere; Bilgi Edinme Değerlendirme Kurulu oluşturulmuştur. Kurul; birer üyesi Yargıtay ve Danıştay genel kurullarının kendi kurumları içinden önerecekleri ikişer aday, birer üyesi ceza hukuku, idare hukuku ve anayasa hukuku alanlarında profesör veya doçent unvanına sahip kişiler, bir üyesi Türkiye Barolar Birliğinin baro başkanı seçilme yeterliliğine sahip kişiler içinden göstereceği iki aday, iki üyesi en az genel müdür düzeyinde görev yapmakta olanlar ve bir üyesi de Adalet Bakanının önerisi üzerine bu Bakanlıkta idarî görevlerde çalışan hâkimler arasında Bakanlar Kurulunca seçilecek dokuz üyeden oluşur………………

  6. TÜRK HUKUK SİSTEMİNDE BİLGİYE ERİŞİM HAKKININ DÜZENLENMESİ-4 4982 SAYILI KANUNDA BİLGİ EDİNME HAKKININ SINIRLAMALARI-1 Yargı denetimi dışında kalan işlemler MADDE 15. -Yargı denetimi dışında kalan idarî işlemlerden kişinin çalışma hayatını ve mesleki onurunu etkileyecek nitelikte olanlar, bu Kanun kapsamına dahildir. Bu şekilde sağlanan bilgi edinme hakkı işlemin yargı denetimine açılması sonucunu doğurmaz. Devlet sırrına ilişkin bilgi veya belgeler MADDE 16. - Açıklanması hâlinde Devletin emniyetine, dış ilişkilerine, millî savunmasına ve millî güvenliğine açıkça zarar verecek ve niteliği itibarıyla Devlet sırrı olan gizlilik dereceli bilgi veya belgeler, bilgi edinme hakkı kapsamı dışındadır. Ülkenin ekonomik çıkarlarına ilişkin bilgi veya belgeler MADDE 17. - Açıklanması ya da zamanından önce açıklanması hâlinde, ülkenin ekonomik çıkarlarına zarar verecek veya haksız rekabet ve kazanca sebep olacak bilgi veya belgeler, bu Kanun kapsamı dışındadır. İstihbarata ilişkin bilgi veya belgeler MADDE 18. - Sivil ve askerî istihbarat birimlerinin görev ve faaliyetlerine ilişkin bilgi veya belgeler, bu Kanun kapsamı dışındadır. Ancak, bu bilgi ve belgeler kişilerin çalışma hayatını ve meslek onurunu etkileyecek nitelikte ise, istihbarata ilişkin bilgi ve belgeler bilgi edinme hakkı kapsamı içindedir.

  7. TÜRK HUKUK SİSTEMİNDE BİLGİYE ERİŞİM HAKKININ DÜZENLENMESİ-5 • SAYILI KANUNDA BİLGİ EDİNME HAKKININ SINIRLAMALARI-2 • İdarî soruşturmaya ilişkin bilgi veya belgeler • MADDE 19. - Kurum ve kuruluşların yetkili birimlerince yürütülen idarî soruşturmalarla ilgili • olup, açıklanması veya zamanından önce açıklanması hâlinde; • a) Kişilerin özel hayatına açıkça haksız müdahale sonucunu doğuracak, • b) Kişilerin veya soruşturmayı yürüten görevlilerin hayatını ya da güvenliğini tehlikeye sokacak, • c) Soruşturmanın güvenliğini tehlikeye düşürecek, • d) Gizli kalması gereken bilgi kaynağının açığa çıkmasına neden olacak veya soruşturma ile • ilgili benzeri bilgi ve bilgi kaynaklarının temin edilmesini güçleştirecek, • bilgi veya belgeler, bu Kanun kapsamı dışındadır. • Adlî soruşturma ve kovuşturmaya ilişkin bilgi veya belgeler • MADDE 20. - Açıklanması veya zamanından önce açıklanması hâlinde; • a) Suç işlenmesine yol açacak, • b) Suçların önlenmesi ve soruşturulması ya da suçluların kanunî yollarla yakalanıp • kovuşturulmasını tehlikeye düşürecek, • c) Yargılama görevinin gereğince yerine getirilmesini engelleyecek, • d) Hakkında dava açılmış bir kişinin adil yargılanma hakkını ihlâl edecek, • nitelikteki bilgi veya belgeler, bu Kanun kapsamı dışındadır. • 4.4.1929 tarihli ve 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu, 18.6.1927 tarihli ve 1086 • sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu, 6.1.1982 tarihli ve 2577 sayılı İdari Yargılama • Usulü Kanunu ve diğer özel kanun hükümleri saklıdır.

  8. TÜRK HUKUK SİSTEMİNDE BİLGİYE ERİŞİM HAKKININ DÜZENLENMESİ-6 • SAYILI KANUNDA BİLGİ EDİNME HAKKININ SINIRLAMALARI-3 • Özel hayatın gizliliği • MADDE 21. - Kişinin izin verdiği hâller saklı kalmak üzere, özel hayatın gizliliği kapsamında, • açıklanması hâlinde kişinin sağlık bilgileri ile özel ve aile hayatına, şeref ve haysiyetine, • meslekî ve ekonomik değerlerine haksız müdahale oluşturacak bilgi veya belgeler, bilgi • edinme hakkı kapsamı dışındadır. • Kamu yararının gerektirdiği hâllerde, kişisel bilgi veya belgeler, kurum ve kuruluşlar • tarafından, ilgili kişiye en az yedi gün önceden haber verilerek yazılı rızası alınmak koşuluyla • açıklanabilir. • Haberleşmenin gizliliği • MADDE 22. - Haberleşmenin gizliliği esasını ihlâl edecek bilgi veya belgeler, bu Kanun • kapsamı dışındadır. • Ticarî sır • MADDE 23. - Kanunlarda ticarî sır olarak nitelenen bilgi veya belgeler ile, kurum ve kuruluşlar • tarafından gerçek veya tüzel kişilerden gizli kalması kaydıyla sağlanan ticarî ve malî bilgiler, bu • Kanun kapsamı dışındadır. • Fikir ve sanat eserleri • MADDE 24. -Fikir ve sanat eserlerine ilişkin olarak yapılacak bilgi edinme başvuruları • hakkında ilgili kanun hükümleri uygulanır.

  9. TÜRK HUKUK SİSTEMİNDE BİLGİYE ERİŞİM HAKKININ DÜZENLENMESİ-7 • SAYILI KANUNDA BİLGİ EDİNME HAKKININ SINIRLAMALARI-4 • Kurum içi düzenlemeler • MADDE 25. - Kurum ve kuruluşların, kamuoyunu ilgilendirmeyen ve sadece kendi personeli ile • kurum içi uygulamalarına ilişkin düzenlemeler hakkındaki bilgi veya belgeler, bilgi edinme • hakkının kapsamı dışındadır. Ancak, söz konusu düzenlemeden etkilenen kurum • çalışanlarının bilgi edinme hakları saklıdır. • Kurum içi görüş, bilgi notu ve tavsiyeler • MADDE 26. -Kurum ve kuruluşların faaliyetlerini yürütmek üzere, elde ettikleri görüş, bilgi • notu, teklif ve tavsiye niteliğindeki bilgi veya belgeler, kurum ve kuruluş tarafından aksi • kararlaştırılmadıkça bilgi edinme hakkı kapsamındadır. • Bilimsel, kültürel, istatistik, teknik, tıbbî, malî, hukukî ve benzeri uzmanlık alanlarında yasal • olarak görüş verme yükümlülüğü bulunan kişi, birim ya da kurumların görüşleri, kurum ve • kuruluşların alacakları kararlara esas teşkil etmesi kaydıyla bilgi edinme istemlerine açıktır. • Tavsiye ve mütalaa talepleri • MADDE 27. - Tavsiye ve mütalaa talepleri bu Kanun kapsamı dışındadır.

  10. TÜRK HUKUK SİSTEMİNDE BİLGİYE ERİŞİM HAKKININ DÜZENLENMESİ-8 2872 Sayılı Çevre Kanunu (2006 Değişikliği) : Bilgi Edinme ve Başvuru Hakkı MADDE 30- Çevreyi kirleten veya bozan bir faaliyetten zarar gören veya haberdar olan herkes ilgili mercilere başvurarak faaliyetle ilgili gerekli önlemlerin alınmasını veya faaliyetin durdurulmasını isteyebilir. Herkes, 9/10/2003 tarihli ve 4982 sayılı Bilgi Edinme Hakkı Kanunu kapsamında çevreye ilişkin bilgilere ulaşma hakkına sahiptir. Ancak, açıklanması halinde üreme alanları, nadir türler gibi çevresel değerlere zarar verecek bilgilere ilişkin talepler de bu Kanun kapsamında reddedilebilir.

  11. AARHUS SÖZLEŞMESİ AÇISINDAN BİLGİYE ERİŞİM HAKKI-1 ÇEVRESEL BİLGİ TANIMI (Sözleşme Md.2, Fıkra 3) : a) Hava ve atmosfer, su, toprak, yer, peyzaj ve doğal alanlar, genetiği değiştirilmiş organizmalar da dahil olmak üzere biyolojik çeşitlilik ile biyolojik çeşitliliğin öğeleri ve tüm bu unsurlar arasındaki karşılıklı etkiler; b) Maddeler, enerji, ses ve radyasyon gibi faktörler ve yukarıdaki paragrafta sayılan çevreye ilişkin öğeleri etkileyen yada etkiletebilecek olan faaliyetler veya idari önlemler, çevreyle ilgili anlaşmalar, politikalar, kanunlar, plan ve programlar ve çevreyle ilgili karar alma süreçlerinde yararlanılan fayda-maliyet analizleri ve diğer iktisadi analizler ile varsayımlar; c) Çevresel öğelerin durumundan veya bunlar aracılığıyla, ya da yukarıdaki (b) paragrafında sayılan öğelerden, faaliyetler veya tedbirlerden etkilendiği oranda, insan sağlığı ve güvenliğinin durumu, hayat şartları, kültürel yerlerin ve insan yapısı olan yapılara ilişkin, her türlü yazılı, görsel, işitsel veya diğer bir biçimdeki bilgidir.

  12. AARHUS SÖZLEŞMESİ AÇISINDAN BİLGİYE ERİŞİM HAKKI-2 ÇEVRESEL BİLGİYE ERİŞİMDE BAŞVURULACAK MAKAMLAR (Sözleşme Md.2, Fıkra 2) : a) Ulusal, bölgesel veya diğer düzeydeki idari birimler, b) Ulusal yasalar uyarınca, belirli yükümlülükler, faaliyetler veya hizmetler de dahil olmak üzere çevreyle ilgili kamusal idari görevleri yerine getiren gerçek veya tüzel kişiler, c) Yukarıdaki (a) veya (b) paragraflarında belirtilen bir birim ya da kişinin denetimi altında çevre ile ilgili kamusal yetkilerle donatılmış, kamusal görevleri yerine getiren veya kamusal hizmetlerde bulunan gerçek veya tüzel kişiler, d) Aarhus Sözleşmesi’nin tarafı olan ve sözleşmenin 17. maddesinde belirtilen bölgesel ekonomik entegrasyon örgütlerine bağlı tüm birimlerdir.

  13. AARHUS SÖZLEŞMESİ AÇISINDAN BİLGİYE ERİŞİM HAKKI-3 ÇEVRESEL BİLGİYE ERİŞİMDE İSTİSNALAR (Sözleşme Md.4, Fıkra 3) : a) Başvurunun yapıldığı resmi makam kendisinden istenilen bilgiye sahip değilse, b) Talep, açık bir şekilde makul değilse ve çok genel bir şekilde formüle edilmişse, c) Talep halen oluşturulmakta olan bir materyal ile ilgili ise veya resmi makamların iç yazışmalarını ilgilendiriyorsa ya da kamu yararı düşünülerek ulusal mevzuat çerçevesinde veya uygulamada kabul edilmiş bir istisnaya ilişkin ise, yapılan çevresel bilgi talebi reddedilebilir.

  14. AARHUS SÖZLEŞMESİ AÇISINDAN BİLGİYE ERİŞİM HAKKI-4 ÇEVRESEL BİLGİYE ERİŞİMDE RED HALLERİ (Sözleşme Md.4, Fıkra 4) : a) Ulusal mevzuat uyarınca resmi makamlar için gizliliğin öngörüldüğü haller, b) Uluslararası ilişkilerin, ulusla savunma veya kamu güvenliği konularının olumsuz etkilenebileceği durumlar, c) Yargısal sürecin işleyişinin, kişinin adil yargılanma hakkının veya resmi bir makamın ceza ya da disiplin soruşturmalarını yürütme imkanının olumsuz etkilenebileceği durumlar, d) Meşru ekonomik çıkarları korumak amacıyla hukuken korunan ticari ve işletme sırlarının olumsuz etkilenebileceği durumlar, e) Fikri mülkiyet haklarının olumsuz etkilenebileceği haller, f) Ulusal hukuk uyarınca bu tür bilginin gizliliği ilkesi kabul edildiği ve kişilerin kamuya açılmasına rıza göstermediği hallerde, gerçek kişilere ait kişisel verilerin veya dosyaların gizliliği, g) Hukuken böyle bir yükümlülük altında bulunmamasına rağmen bu bilgiyi sağlayan üçüncü bir kişinin menfaatlerinin zarar görebileceği durumlarda, bu kişinin söz konusu materyalin açıklanmasına rıza göstermemesi, h) Nadir türlerin üreme alanları gibi talep konusu çevresel öğelerin olumsuz etkilenebileceği haller.

  15. ÇEVRESEL KONULARDA BİLGİYE ERİŞİMDE HUKUKSAL KARŞILAŞTIRMA Türk hukuk sisteminde “Bilgiye Erişim Hakkı” ilk kez 4982 sayılı Bilgi Edinme Hakkı Kanunu ile 2003 yılında yasal bir düzenlemeye kavuşmuş ve 2872 sayılı Çevre Kanunu’nun 30uncu maddesinde 2006 yılında yapılan bir değişiklikle “Çevresel Konularda Bilgi Edinme ve Başvuru Hakkı” yasal bir düzenlemeye kavuşmuştur. 4982 Sayılı Kanundaki kısıtlamalar yine devam etmektedir. Her ne kadar 1982 Anayasası’nın 74üncü maddesinde TBMM’ye başvuru ile ilgili bir düzenleme mevcutsa da, anayasal açıdan da bilgi edinme hakkı 2010 yılında yapılan bir değişiklikle anayasal güvenceye kavuşmuştur. Aarhus Sözleşmesindeki kısıtlamalar ile hukukumuzun geldiği bu aşamadaki kısıtlamalar arasında hala sistemimizde olumsuz farklar mevcut olup, yasalarla ne kadar güvenceye kavuşursa kavuşsun, yürütme ve idarenin yasalara uyma konusunda isteksizliği bu konuda en önemli sorundur.

  16. TÜRK HUKUK SİSTEMİNDE KATILIM HAKKININ DÜZENLENMESİ-1 • Anayasal açıdan “Katılım Hakkı” konusunda bir düzenleme mevcut olmasa da, 1982 • Anayasası’nın 2nci maddesindeki “Türkiye Cumhuriyeti’nin demokratik, laik ve sosyal bir hukuk • devleti olma” niteliği, en azından bu konuda bir kısıtlama olamayacağını göstermektedir. • Yasal açıdan ilk örnek 2005 tarihli 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanım Kanunu’ • nun 5inci maddesinde düzenlenmiş bulunan “İl Toprak Koruma Kurulu”ndaki sivil toplum • kuruluşlarına katılım hakkı düzenlemesidir. • İkinci örnek ise yine 2005 tarihli 5393 sayılı Belediye Kanunu’ nun 76ıncı maddesindeki “Kent • Konseyi”ne sivil toplum kuruluşlarına yönelik katılım hakkı düzenlemesidir. • Üçüncü örnek ise 2006 yılında, 2872 sayılı Çevre Kanunu’ nun 3üncü maddesinde yapılan bir • değişiklik sonrasında, anılan Kanunun maddesinde; • “3b: Çevrenin korunması, çevrenin bozulmasının önlenmesi ve kirliliğin giderilmesi alanlarındaki her türlü faaliyette; Bakanlık ve yerel yönetimler, gerekli hallerde meslek odaları, birlikler ve sivil toplum kuruluşları ile işbirliği yaparlar. • 3c: Arazi ve kaynak kullanım kararlarını veren ve proje değerlendirmesi yapan yetkili kuruluşlar, karar alma süreçlerinde sürdürülebilir kalkınma ilkesini gözetirler. ” • denilerek “Çevresel Sürece Katılım Hakkı” düzenlenmiştir. Ayrıca aynı Kanunun 4üncü • maddesindeki Yüksek Çevre Kurulu çalışmalarına sivil toplum kuruluşları düzeyinde bir katılım • düzenlemesi de mevcuttur. Bunlar da yine sivil toplum örgütleri düzeyinde katılımlardır.

  17. TÜRK HUKUK SİSTEMİNDE KATILIM HAKKININ DÜZENLENMESİ-2 • Halkın katılımına yönelik düzenleme ise yine 2872 sayılı Çevre Kanunun 10uncu • maddesine dayanılarak çıkartılmış bulunan “Çevresel Etki Değerlendirmesi Yönetmeliği” • nin (bugün 4üncü kez yeniden yayımlanan yönetmelik yürürlüktedir) 9uncu maddesinde • “Halkın Katılımı Toplantısı” düzenlemesidir. • Bir diğer düzenleme de 2008 tarihli “Hava Kalitesi Değerlendirme ve Yönetimi • Yönetmeliği” nin 10uncu maddesinin 10uncu fıkrasındaki ; • “Temiz hava planlanırken halkın katılımı sağlanır ve bu plan kamuoyuna sunulur.” • şeklindeki düzenlemedir. • Yine “Mevzuat Hazırlama Usul ve Esasları Hk. Yönetmelik” in 6ncı maddesinde sivil • toplum kuruluşlarından görüş alınabileceği ve ayrıca kamuoyunu ilgilendiren taslakların • Başbakanlığa sunulmadan önce bilgilendirme yapılıp, alınan görüşler değerlendirildikten sonra • teklifte bulunabileceği yönünde bir düzenleme mevcuttur. • Ayrıca Çevre ve Orman Bakanlığı’nın “Çevre ve Ormancılık Şurası” ile “Merkez Av • Komisyonu” toplantıları ile DPT’nin 5 yıllık plan hazırlıklarındaki özel ihtisas komisyonları • toplantılarına da, sivil toplum kuruluşları düzeyinde katılımı düzenlemesi mevcuttur. Şu anda • TBMM’de bulunan “Tabiatı ve Biyolojik Çeşitliliği Koruma Kanunu Tasarısı” nda da, koruma • kurullarında sivil toplum kuruluşu katılımının düzenlendiği öğrenilmiştir.

  18. AARHUS SÖZLEŞMESİ AÇISINDAN KATILIM HAKKI • Aarhus Sözleşmesi’nin; • 6ncı Maddesinde; Ek-1’deki 19 başlık altındaki sıralanmış faaliyetlere • halkın mutlaka ve nasıl katılacağı, • - 7nci Maddesinde; çevre ile ilgili plan, program ve politikalara halkın katılımı, • 8inci Maddesinde; yürütmeye yönelik düzenlemelerin ve hukuken bağlayıcı • normatif araçların hazırlanmasına katılımı düzenlenmiştir. Katılımı etkilenen • veya etkilenmesi muhtemel halk ile ulusal hukukta tanınmış sivil toplum • kuruluşları da katılımcıdır. Katılım hakkının sağlanma mükellefiyeti taraf • devletlere yükümlülük olarak yüklenirken, ayrıntılı düzenleme ise yine taraf • devletlere bırakılmıştır.

  19. ÇEVRESEL KONULARDA KATILIMIN HUKUKSAL KARŞILAŞTIRMASI Türk hukuk sisteminde katılım hakkı ile ilgili düzenleme, Aarhus Sözleşmesi ile karşılaştırıldığında üç sütunun en zayıfı olduğu açıktır. Türkiye’nin bu sözleşmeye taraf olması halinde en büyük kazancının bu konuda olacağı tartışmasızdır.

  20. TÜRK HUKUK SİSTEMİNDE İDARİ MERCİLERE VE YARGIYA ULAŞIM HAKKI-1 1982 ANAYASASI: MADDE 2 - Türkiye Cumhuriyeti, toplumun huzuru, millî dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, lâik ve sosyal bir hukuk Devletidir. MADDE 10 - Herkes, dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasî düşünce, felsefî inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım gözetilmeksizin kanun önünde eşittir. ……………………………………… Devlet organları ve idare makamları bütün işlemlerinde kanun önünde eşitlik ilkesine uygun olarak hareket etmek zorundadırlar. MADDE 11 - Anayasa hükümleri, yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını ve diğer kuruluş ve kişileri bağlayan temel hukuk kurallarıdır. Kanunlar Anayasaya aykırı olamaz. MADDE 36 - Herkes, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma "ile adil yargılanma" hakkına sahiptir. Hiçbir mahkeme, görev ve yetkisi içindeki davaya bakmaktan kaçınamaz. MADDE 74 - Vatandaşlar, "ve karşılıklılık esası gözetilmek kaydıyla Türkiye'de ikamet eden yabancılar" kendileriyle veya kamu ile ilgili dilek ve şikâyetleri hakkında, yetkili makamlara ve Türkiye Büyük Millet Meclisine yazı ile başvurma hakkına sahiptir. Kendileriyle ilgili başvurmaların sonucu, "gecikmeksizin" dilekçe sahiplerine yazılı olarak bildirilir.Herkes, bilgi edinme ve kamu denetçisine başvurma hakkına sahiptir. ………………………..

  21. TÜRK HUKUK SİSTEMİNDE İDARİ MERCİLERE VE YARGIYA ULAŞIM HAKKI-2 MADDE 125 - İdarenin her türlü eylem ve işlemlerine karşı yargı yolu açıktır. Kamu hizmetleri ile ilgili imtiyaz şartlaşma ve sözleşmelerinde bunlardan doğan uyuşmazlıkların milli veya milletlerarası tahkim yoluyla çözülmesi öngörülebilir. Milletlerarası tahkime ancak yabancılık unsuru taşıyan uyuşmazlıklar için gidilebilir. ...................................................... İdarî işlemlere karşı açılacak davalarda süre, yazılı bildirim tarihinden başlar. Yargı yetkisi, idarî eylem ve işlemlerin hukuka uygunluğunun denetimi ile sınırlı olup, hiçbir surette yerindelik denetimi şeklinde kullanılamaz. Yürütme görevinin kanunlarda gösterilen şekil ve esaslara uygun olarak yerine getirilmesini kısıtlayacak, idarî eylem ve işlem niteliğinde veya takdir yetkisini kaldıracak biçimde yargı kararı verilemez. İdarî işlemin uygulanması halinde telafisi güç veya imkânsız zararların doğması ve idarî işlemin açıkça hukuka aykırı olması şartlarının birlikte gerçekleşmesi durumunda gerekçe gösterilerek yürütmenin durdurulmasına karar verilebilir. .......................................................

  22. TÜRK HUKUK SİSTEMİNDE İDARİ MERCİLERE VE YARGIYA ULAŞIM HAKKI-3 • 2872 Sayılı Çevre Kanunu Md.30 Fıkra 1: • “Çevreyi kirleten veya bozan bir faaliyetten zarar gören veya haberdar olan herkes ilgili • mercilere başvurarak faaliyetle ilgili gerekli önlemlerin alınmasını veya faaliyetin • durdurulmasını isteyebilir.” • Çevre Kanununun 30uncu maddesinin 1inci fıkrası, Anayasanın 74üncü maddesinin ötesine • geçmekte ve geniş bir hak sağlamaktadır. • 2577 Sayılı İdari Yargılama Usul Kanunu Md. 10 Fıkra 1: • “İlgililer, haklarında idari davaya konu olabilecek bir işlem veya eylemin yapılması için idari • makamlara başvurabilirler…” • 2577 Sayılı İdari Yargılama Usul Kanunu Md. 2 Fıkra 1: • “İdarî dava türleri şunlardır: • (Yeniden Düzenleme: 4577 - 8.6.2000) İdari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve • maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlâl • edilenler tarafından açılan iptal davaları, • b) İdarî eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan • tam yargı davaları • c) Tahkim yolu öngörülen imtiyaz şartlaşma ve sözleşmelerinden doğan uyuşmazlıklar hariç, • kamu hizmetlerinden birinin yürütülmesi için yapılan her türlü idari sözleşmelerden dolayı • taraflar arasında çıkan uyuşmazlıklara ilişkin davalar,….”

  23. TÜRK HUKUK SİSTEMİNDE İDARİ MERCİLERE VE YARGIYA ULAŞIM HAKKI-4 Çevre Kanunu’nun 30/1inci maddesi, 2577 sayılı İYUK’un 2/1inci maddesine göre özel kanun hükmü olduğundan, çevre davalarında dava ehliyeti bakımından “menfaat ihlali” gibi bir koşul aranmadan herkes dava açabilecektir. (2006 yılında yapılan 2872 sayılı Çevre Kanunu değişikliğinden önce de Danıştay içtihatları ile bu husus zaten uygulanmaktaydı.) 4982 Sayılı Bilgi Edinme Hakkı Kanunu: İtiraz usulü MADDE 13. - Bilgi edinme istemi reddedilen başvuru sahibi, yargı yoluna başvurmadan önce kararın tebliğinden itibaren onbeş gün içinde Kurula itiraz edebilir. Kurul, bu konudaki kararını otuz iş günü içinde verir. Kurum ve kuruluşlar, Kurulun istediği her türlü bilgi veya belgeyi onbeş iş günü içinde vermekle yükümlüdürler. Kurula itiraz, başvuru sahibinin idarî yargıya başvurma süresini durdurur. Bilgi Edinme Değerlendirme Kurulu MADDE 14. - Bilgi edinme başvurusuyla ilgili yapılacak itirazlar üzerine, verilen kararları incelemek ve kurum ve kuruluşlar için bilgi edinme hakkının kullanılmasına ilişkin olarak kararlar vermek üzere; Bilgi Edinme Değerlendirme Kurulu oluşturulmuştur....................................................... (Elbette bu itiraz sonucunda da, kişiler Anayasa Md. 125 gereği, dava açabilirler.)

  24. AARHUS SÖZLEŞMESİ AÇISINDAN İDARİ MERCİLERE VE YARGIYA ULAŞIM HAKKI Sözleşmede 9uncu maddede düzenlenen bu hususlar; a) Sözleşmenin 4üncü maddesinde düzenlenmiş olan “çevresel bilgiye erişim hakkı”nın ihlali ve b) Sözleşmenin 6ncı maddesinde düzenlenmiş olan “çevresel faaliyetlere halkın katılımı” ilkesine aykırılık olup, c) Ulusal hukukun ihlali üzerine yargı veya tarafsız ve bağımsız bir organ önünde denetimin prosedürü şeklinde düzenlenmiştir. Ayrıca bu maddede prosedürün “hızlı, kanunen belirlenmiş ve ücretsiz veya pahalı olmaması” öngörülmektedir. Sözleşmede bu haktan “halk” ve “ilgili halk” aynı ölçüde yararlandırılmaktadır. Özellikle 9/2 maddesindeki bir diğer husus, 2/5inci maddedeki çevreci sivil toplum kuruluşlarının tartışmasız hak sahipliğinin vurgulanmasıdır. Sözleşmede yargısal konulardaki düzenleme noksanlığı, konunun taraf devletlere bırakılma arzusunun bir sonucu olmasındandır.

  25. ÇEVRESEL KONULARDA İDARİ MERCİLERE VE YARGIYA ULAŞIMIN HUKUKSAL KARŞILAŞTIRMASI Türk hukuk sisteminde, başvuru sürelerindeki kısalık, yargının pahalılığı ve davacılarca karşılanması, yürütmeyi durdurma kararlarının durumu, davalı idarenin cevap belgelerini davacılara iletmemesi, yargılama sürelerindeki uzunluk dışında, bu konuda Türk hukuk sisteminde noksanlık yoktur. 2010 Anayasa değişikliği ile eklenen “Kamu Denetçisi(Ombudsman)” düzenlemesinin çok iyi ve köklü bir geçmişi olan idari yargılama karşısında fonksiyonel olamayacağını değerlendiriyoruz. Sonuç olarak; Türkiye Cumhuriyet Devleti’nin kabul edilebilir bazı çekinceler koymak kaydı ile de olsa, kısa adı AARHUS Sözleşmesi olan bu sözleşmeyi imzalamasının doğru olacağını değerlendirilmektedir.

More Related