460 likes | 996 Views
T.C. KARA HARP OKULU SAVUNMA BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ GÜVENLİK BİLİMLERİ ANA BİLİM DALI ULUSLARARASI GÜVENLİK VE TERÖRİZM DOKTORA ULUSLARARASI HUKUK’TA KUVVET KULLANMA DERSİ PROF.DR.SERTAÇ HAMİ BAŞEREN HAZIRLAYAN:ELİF AKAR.
E N D
T.C.KARA HARP OKULU SAVUNMA BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜGÜVENLİK BİLİMLERİ ANA BİLİM DALI ULUSLARARASI GÜVENLİK VE TERÖRİZM DOKTORAULUSLARARASI HUKUK’TA KUVVET KULLANMA DERSİ PROF.DR.SERTAÇ HAMİ BAŞERENHAZIRLAYAN:ELİF AKAR
TÜRKİYE VE YUNANİSTAN ARASINDA YAŞANAN KARASULARI ANLAŞMAZLIĞININ TARİHİ BOYUTU VE ULUSLARARASI HUKUK KURALLARINA GÖRE DEĞERLENDİRİLMESİ
EGE DENİZİ’NİN STRATEJİK KONUMU VE ÖNEMİ • EGE’DE TÜRK HAKLARI • “CASUS BELLİ” MESELESİ
EGE DENİZİ • Ege, Türkiye ve Yunanistan’ın ortak bir denizi olmakla birlikte, uluslar arası sivil ve askeri çok önemli bir geçiş yoludur . • Dünya bölge stratejisinde bu konumu, uluslararası hassasiyeti de arttırır. • Ege Denizi Türkiye için sadece çok önemli bir deniz yolu olmayıp, aynı zamanda hava ulaşımı, millî, askerî, siyasî, ekonomik, coğrafî, jeopolitik ve stratejik bakımdan da çok önemlidir.
EGE SORUNLARI • Türk-Yunan karasuları anlaşmazlığı • Türk-Yunan kıta sahanlığı anlaşmazlığı • Hava sahası ve FIR sorunu • Adaların silahlandırılması sorunu • Egemenliği anlaşmalarla Yunanistan’a devredilmemiş, ada adacık ve kayalıklar sorunu • Kıbrıs sorunu
Türk-Yunan Karasuları Konusu • Tanım: “Karasuları, kara ülkesine bitişik olan ve uluslararası hukuka uygun olarak belirli bir genişliğe kadar uzanan, kıyı ülkesine ait deniz şeridine verilen addır. Aynen karasuları gibi, ülkenin tam egemenliğine tabi olan karasularının altındaki deniz tabanı ve dip altı ile üzerindeki hava sahası da ülkenin tam egemenliğine tabidir. Karasuyunun, egemenlik açısından, karayla tek farkı vardır. Yabancı gemiler, karasularından, o devletin güvenliğine ve ekonomik çıkarlarına zarar vermemek şartıyla zararsız geçiş yapabilirler.”
Türkiye ve Yunanistan arasında fiili olarak saptanan 3 millik ulusal karasuları sınırı, 1930’ların ikinci yarısından itibaren değişmiştir. Yunanistan 1936 yılında almış olduğu bir kararla ulusal karasuları sınırını 6 mil olarak saptamıştır. • Yunanistan’ın bu kararı, Türkiye ve Yunanistan arasındaki yakınlaşmanın dorukta olduğu ve İtalya’nın Akdeniz’de bir tehlike olarak belirdiği dönemde, pek fazla önemsenmemiştir. Türkiye açısından ulusal karasularının 6 mile genişletilmesi durumu ise, ancak 1964 yılında gerçekleşmiştir. • 1964 yılından itibaren hem Yunanistan’ın hem de Türkiye’nin ulusal karasuları sınırlarını 6 mile çıkarmalarından sonra Ege denizinde paylaşım şu şekilde gerçekleşmiştir; Yunanistan, Ege’deki 3000 dolayındaki ada ve adacıklara sahip olmasından kaynaklanan bir avantajla yaklaşık %35, Türkiye ise %8,8 oranında bir paya sahip olmuşlardır.
1974'de başlayan BM III. Deniz Hukuku Konferansında konu yeniden ele alınmış ve 1982'de kabul edilen BM Deniz Hukuku Sözleşmesinin] 3. maddesiyle de kıyıdaş devletlerin karasularını 12 mile kadar genişletebilecekleri belirtilmiştir. • Ege sorunu siyasi boyutları çok geniş ve kapsamlı bir konudur. Burada en önemli konu, Ege’de siyasal sınırların belirlenmesidir. Burada ateşleyici faktör Yunanistan’ın saldırgan tutumundan kaynaklanmaktadır. • Türkiye’nin bu konuda aldığı en önemli kararlardan biri “casus belli” dir. Türkiye bu tutumunda ısrarcı olmazsa, Ege’deki tüm haklarını kaybedebilir. • Çünkü Yunanistan her fırsatta karasularını 12 milin üzerine çıkaracağını iddia etmektedir.
“CASUS BELLİ” MESELESİ • “Casus Belli” uluslararası hukukta “savaş sebebi” olarak ifade edilebilecek Latince kökenli bir deyimdir. Devletler, özellikle kriz anlarında kendilerine yönelik hangi tür eylem ve girişimlerde bulunulmasının “casus belli” sayılacağını ilan etmektedirler.
“Ege sorunlarının temelinde Yunanistan’ın revizyonizmi vardır” • Yunanistan, adaların silahsızlanmış olmasını istemekle ve kıta sahanlığını genişletmekle kısaca Ege benim olsun demekte, Lozan dengesini her noktada değiştirmeye çalışmaktadır.
“Casus belli”, ilk kez 1995’te değil 1976’da ilan edilmiştir. Süleyman Demirel'in Başbakanlığını yaptığı 1. Milli Cephe Hükümeti'nin bu kararı, dönemin Dışişleri Bakanı İhsan Sabri Çağlayangil tarafından 15 Nisan 1976'da ABD Dışişleri Bakanı Henry Kissinger'a yazılı bir mesajla bildirilmiştir.
Halihazırda Türkiye’nin altıda biri kadar nüfus ve yüzölçümüne sahip olan Yunanistan, kuruluşundan itibaren savaşmaksızın beş kez topraklarını Türkiye aleyhine büyütmüştür. Karasuları, bir devletin kara ülkesinde olduğu gibi ulusal egemenlik ve güvenlik alanını oluşturmaktadır. Bu nedenle, Ege’de karasularını genişletmeye yönelik bir girişim, Türkiye’nin toprak bütünlüğünün, sınırlarının ihlali anlamına gelmektedir. Birleşmiş Milletler Anlaşması’nın 2/4 maddesi ve 51. maddesi, bu durumun “casus belli” sayılmasına imkan vermektedir.
Casus belli kaldırılırsa ne olur? • Bir taraftan karasularının genişliğini aşan Yunan hava sahası sorunu Yunanistan lehine çözülmüş olacak, diğer taraftan da Türkiye’nin Ege Denizi yer altı zenginliklerinden istifade etmesine imkân veren bölgedeki kıta sahanlığı alanlarının da hukuka aykırı olarak elinden alınması söz konusu olacaktır. • Türkiye’nin Ege’de ihlâl edilecek bir başka hakkı da balıkçılıktır. Ege açık denizinin önemli ölçüde Yunan karasularına dönüştürülmesi, Ege Denizi’ndeki balıkçılığı da önemli ölçüde Yunan tekeline sokacaktır.
Türkiye’nin Ege denizinde karasuları bir yana, kıta sahanlığında ve diğer haklarında da çok ciddi kayıplar verilmesi anlamındadır. • Türkiye Casus belli ilan etmeseydi Yunanistan egemenliği andlaşmalarla Yunanistan'a devredilmemiş ada, adacık ve kayalıklarla bunların karasularının da Yunanistan’a ait olmasından bahsedilecekti. • Yunanistan karasularını 6 milin üzerine çıkartarak Türkiye'nin egemen haklarını elinden almaktadır.
Yunan Görüşü: Karasularının 12 mil genişliği uygulanan uluslar arası hukukun genel bir kuralı olarak kabul edilmiştir. Bu kural Ege’deki adalar için de uygulanabilir bir kuraldır. 12 mil karasuları genişliğini saptamak kıyı devletinin egemenlik yetkisine girmektedir. Türk Görüşü: Karasularının genişliğine ilişkin genel ve her yerde uygulanabilecek tek düze bir kural yoktur ve olmamalıdır. Karasuları genişliği saptanırken denizlerin coğrafi özellikleri göz önünde tutulmalıdır. Birleşmiş Milletler Deniz Hukuku Sözleşmesi'nin üçüncü maddesinde “Karasularının en çok 12 mile kadar genişletilebileceği” söylenmektedir. Türkiye ise bu sözleşmeye taraf değildir KARASULARI GENİŞLİĞİ VE SINIRLANDIRILMASI KONUSUNDAKİ HUKUKSAL GÖRÜŞLER:
1982 BM Deniz Hukuku Sözleşmesi’nin “Karasuları Genişliği” başlığını taşıyan 3.maddesinde; • ‘Her ülke karasuları genişliğini işbu sözleşmeye uygun olarak belirlenen esas çizgilerden başlayarak 12 deniz milini geçmeyecek bir sınıra kadar saptamak hakkına sahiptir.’ Şeklinde ifade edilmiştir.
Karasularının genişliği konusunda Yunanistan'ın temel tezi şudur; • Yunanistan karasularının genişliği konusunda evrensel olarak tek bir kural olduğunu, bunun da karasularının genişliğini 12 mil olarak öngördüğünü ve bir “örf ve adet hukuku kuralı” oluşturduğunu, dolayısıyla bunun Türkiye'yi de bağladığını söylemektedir.
Bu iddiaya karşılık Türkiye; • “karasularının genişliği ile ilgili genel bir kural yoktur” demiştir.
6 mil’e göre “Ege’nin yaklaşık % 7.47’si Türk, % 38, 66 Yunan, % 5,37’si de egemenliği devredilmemiş adaların karasuları ile kaplanmaktadır; açık deniz alanları ise %48.85’dir.” 12 mil’e göre “Yunan karasuları alanları % 21,67 oranında önemli bir artış kaydederek Ege’nin yaklaşık % 60,33’üne ulaşacaktır. Ege açık deniz alanları ise % 29,14 bir kayıpla % 19.71’e inecektir. Karasuların dağılım oranları
SONUÇ Ege Denizi’ndeki durum, Yunanistan’ı kapsadığı kadar, Yunanistan Avrupa Birliği üyesi olduğu için, Avrupa Birliğini de kapsamaktadır. Yunanistan’ın Ege Denizi’nde yayılmacı bir siyaset izleyerek, genişleme politikası aynı zamanda Avrupa Birliği sınırlarının da genişlemesi anlamına gelmektedir. Bu tür olumsuzlukların yaşanmaması için Türkiye “Casus Belli”deki kararlılığını sürdürmek zorundadır. Aksi taktirde Ege’deki hakimiyet hakları çok ciddi ölçüde kısıtlanacak yada sona erecektir.
Yunanistan karasularının genişliği konusunda evrensel olarak tek bir kural olduğunu, bunun da karasularının genişliğini 12 mil olarak öngördüğünü ve bir “örf ve adet hukuku kuralı” oluşturduğunu, dolayısıyla bunun Türkiye'yi de bağladığını söylemektedir. Karasularının genişliği konusunda Yunanistan'ın temel tezi budur.Buna karşılık Türkiye, “karasularının genişliği ile ilgili genel bir kural yoktur” demiştir.
BM Deniz Hukuku Sözleşmesi madde-3 hükmünün örf ve adet hukuku kuralı olduğu iddiası karşısında da Türkiye'nin sürekli itiraz eden devlet statüsünü kazanmış olduğu söylenmektedir. Halihazırda Türkiye’nin altıda biri kadar nüfus ve yüzölçümüne sahip olan Yunanistan, kuruluşundan itibaren savaşmaksızın beş kez topraklarını Türkiye aleyhine büyütmüştür. Karasuları, bir devletin kara ülkesinde olduğu gibi ulusal egemenlik ve güvenlik alanını oluşturmaktadır. Bu nedenle,Ege’de karasularını genişletmeye yönelik bir girişim, Türkiye’nin toprak bütünlüğünün, sınırlarının ihlali anlamına gelmektedir.Birleşmiş Milletler Anlaşması’nın 2/4 maddesi ve 51. maddesi,bu durumun “casus belli” sayılmasına imkan vermektedir.
KAYNAKÇA • AKSU, Fuat, Türk-Yunan İlişkileri, SAEMK, Ankara 2001. • ARI, Tayyar, “Ege Sorunlari ve Türk-Yunan İlişkileri: Son Gelişmeler Işığında Kara Suları ve Hava Sahası Sorunları“, http://www.tayyarari.com/karasulari.doc. • BAŞEREN, Sertaç Hami, “Doğu Akdeniz’de Son Gelişmeler ve Türkiye’nin Bölgedeki Kıta Sahanlığı ile Muhtemel Münhasır Ekonomik Bölgesinin (MEB) Sınırları” Silahlı Kuvvetler Dergisi, S.393, Ankara Temmuz 2007. • BAŞEREN, Sertaç Hami-KURUMAHMUT, Ali, Ege’de Gri Bölgeler Unutulmayan Türk Adaları, Ankara 2004. • BAŞEREN, Sertaç Hami, Ege Sorunları, Türk Deniz Araştırmaları Vakfı, İstanbul 2003. • BAŞEREN, Sertaç Hami, Ege Sorunları Paneli, Ankara Üniversitesi Türk İnkılâp Tarihi Enstitüsü Atatürk Yolu Dergisi S 33-34, Mavıs-Kasım 2004.
DOĞRU, Sami, Uluslararası Hukukta Kıta Sahanlığı ve Ege Denizi Kıta Sahanlığı Uyuşmazlığı, Ankara 2003. • Ege Denizi ve Ege Adaları , Harp Akademileri Komutanlığı, İstanbul 1995. • ERTUNA, Hamdi – ÖKSE, Necati, Türk-Yunan İlişkileri ve Megalo İdea, Genel Kurmay Askeri Tarih ve Stratejik Etüt Başkanlığı, Gnkur. Basımevi Ankara 1985. • IŞIKLAR, Hakan Cem, Ege’de Çözülemeyen Türk-Yunan Sorunları ve Casus Belli, İstanbul 2009. • KABATAŞ, Emel, Lozan Antlaşması’ndan Günümüze Türk-Yunan İlişkilerinde Ege Denizi ve Ege Adaları Sorunu, Yüksek Lisans Tezi, Tez Danışmanı; Yrd.Doç.Dr. Aynur Soydan, İstanbul 2001. • PAZARCI, Hüseyin,“Ege’deki Deniz Sorunlarında Hukuki Açıdan Türk ve Yunan Görüşleri”Ege’de Deniz Sorunları Semineri, (19 Aralık 1984), Ankara 1986.
SAKA, Mehmet, Ege Denizinde Türk Hakları, , İstanbul 1974. • SAYLAN, Tuna, “AB Bağlamında Yunanistan ve Türkiye” Çağın Polisi Dergisi-29,30,31.Sayılar, http://www.caginpolisi.com.tr/, Title: Greece and Turkey – Within the Context of EU. • SEZER Sema , “Casus Belli mi?”, 12.6.2005, Avrasya Stratejik Araştırmalar Merkezi, • http://www.asam.org.tr/tr/yazigoster.asp?kat1=3&ID=518 • SEZER, Sema , “Casus Belli ve Karasuları”, 11.4.2005, Avrasya Stratejik Araştırmalar Merkezi, http://www.asam.org.tr/tr/yazigoster.asp?ID=516&kat1=3&kat2= • SEZER, Sema , “Ege’deki Karasuları Konusunda Türk ve Yunan Tezleri”, 8.4.2005, AvrasyaStratejik Araştırmalar Merkezi,http://www.asam.org.tr/tr/yazigoster.asp?kat1=3&ID=512 • TAŞDEMİR, Fatma, Uluslararası Terörizme Karşı Devletlerin Ülkeleri Dışında Münferiden Kuvvete Başvurma Yetkisi, Doktora Tezi, Ankara Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Uluslararası İlişkiler Ana Bilim Dalı, Tez Danışmanı:Prof. Dr .Sertaç Hami Başeren, Ankara 2005.