500 likes | 837 Views
ZEHRA YAŞAR. FBÖ 3.SINIF 2.ŞUBE. 20540836. KAS HAREKETİ. Kas dokuda miyofibriller, kas fibril demetlerini oluşturur. Hücrelerde bulunan ince ve ipliksi yapıya aktin filamanı , kalınlara da miyozin filamanı denir.
E N D
ZEHRA YAŞAR FBÖ 3.SINIF 2.ŞUBE 20540836
KAS HAREKETİ • Kas dokuda miyofibriller, kas fibril demetlerini oluşturur. • Hücrelerde bulunan ince ve ipliksi yapıya aktin filamanı, kalınlara da miyozin filamanı denir. • Çizgili kaslarda ışığı az kıran ve açık renli görülen bantlara izotrop (I bandı), ışığı çok kıran ve koyu renkli bantlara anizotrop (A bandı) denir. • Koyu bandlarının ortasında daha açık renkli bir H-zonu vardır ve I bandları da Z-çizgisi ile ayrılır. • İki Z-çizgisi arasındaki kısma sarkomer adı verilir. Sarkomer, miyofibrillerin işlevsel birimidir.
AMİPSİ HAREKET • Amip, yalancı ayak veya psödopod adı da verilen plazma uzantılarının dışarıya akıp içeriye çekilmesiyle hareket eder. • Amipsi hareket aktin filamaların hareketine dayanır. Bunlar amip ektoplazmasında yoğun miktarda bulunur.
KAMÇI VE SİL YARDIMI İLE HAREKET • Sigara tiryakilerinin öksürme nedenidirler. Tiryakilerin üst solunum yollarındaki birkaç yüz milyar kirpik veya kamçının hareket etmesi öksürmeye neden olur. • Terliksi hayvanda düzenli sil vuruşu hareketi sağlar. • Soluk borusunun silleri düzenli hareket özelliğini yitirirse, akciğer mukus ve toz taneciklerinden temizlenmez. Bu durumda kronik bronşit meydana gelir.
BİOTEKNOLOJİ • Sümer ve Babilliler bira gibi alkollü içecekleri bundan 8000 yıl önce yapabiliyorlardı. • Mısırlılar, 6000 yıl önce hamur mayası kullanarak ekmek yapmayı biliyordu. • Louis Pasteur, aerob ve anaerob mikroorganizmaların varlığını ortaya koydu. • Buchner, 1897 de parçalanmış maya hücrelerinin alkolik mayalanma yaptığını buldu.
BİTKİLERDE MİNERAL TUZ VE SUYUN ALINMASI İLE NAKLİ YAPRAK VE YAPISI
YAPRAK • Terleme, boşaltım, solunum, fotosentez olaylarında görev alır. • Yaprağın geniş ve yassı kısmına yaprak ayası (Lamina), dala veya gövdeye bağlandığı kısmına yaprak sapı (Petiyol), yaprak sapı ve yaprak ayasını gövdeye bağlayan kısmına yaprak tabanı (Bazis), yaprak kını ile dal arasındaki kısma tomurcuk , yaprak ayasında iletimi sağlayan iletim borularına damarlar denir. • Yaprak ayası tek parçalı olan yapraklara basit yaprak, yaprak ayası çok parçalı olan yapraklara ise bileşik yaprak denir.
Yaprağın Enine Kesiti Yaprak Sapının Enine Kesiti
YAPRAK • Yapraklar tipik olarak üç ana dokudan oluşur: Üstderi (epidermis), mezofil ve iletimdoku. • Yaprağın hem alt hem de üst yüzeyini kaplayan üstderi (epidermis) tek sıralı bir hücre katmanı halindeki koruyucu bir dokudur. • Üstderi hücrelerin dış çeperleri kutikula denen ince, mumsu bir maddeyle örtülüdür. • Mumsu kutikula su geçirmezdir, böylece yaprak yüzeyinden olacak su kaybını minimum seviyeye indirir. • Kutikula, yaprağın üst yüzeyinde genelde daha kalındır, bu nedenle yaprakların üst yüzeyi alt yüzeyine oranla daha parlak gözükür.
YAPRAK • Kurak bölgelerde; stoma yaprağın alt bölgesinde bulunur ve kutilula kalın olur. • Ilıman bölgelerde; stoma üst epidermiste bulunur ve kutikula ince olur. • Nemli bölgelerde; stoma hem üst hem alt epidermiste bulunur ve kutikula ince olur. • Üstderi hücreleri arasında yaprağın atmosferle gaz alışverişini sağlayan gözenekler bulunur. Bu gözeneklere stomata adı verilir. • Karbondioksit ile oksijen'in bitkiye girişini sağlarken, su buharının da dışarı atılmasını sağlar.
YAPRAK • Her stoma bir çift kilit hücreyle çevrilmiştir ki bunlar bitkideki su basıncına göre stomanın (aralığın-gözeneğin) büyüklüğünü ayarlarlar. • Güneş ışığına daha çok maruz kalan üst yüzeyden su kaybının önlenmesi için yaprağın üst yüzeyinde alt yüzeyine oranla çok daha az stoma (gözenek) bulunur. • Yaprağın iç katmanı olan mezofil bölümü klorofilce zengin, sık hücre dizileri halindeki palizat dokusu ile hücreleri arasında geniş boşluklar bulunan sünger dokusunu kapsar. • Üst yüzeye, böylece de ışığa, daha yakında bulunan palizat doku hücreleri bulundurdukları yoğun klorofil oranı ile fotosentezin en yoğun yer aldığı hücrelerdir
YAPRAK • Sünger doku ise bulundurduğu geniş boşluklar ile gaz alış verişinde büyük bir rol oynar. Aralarında bulunan bu hava boşlukları mezofil katmanı ile yaprağın alt yüzeyindeki gözenekler (stomata) arasında gaz alış verişinin verimli olması için bir bağlantı oluşturur. • İletim dokular da (vasküler sistem, vasküler doku) damarları oluşturur. Bitki içindeki madde alış verişinde görev alan doku çeşididir. Ksilem (odun borusu) ve floem (soymuk borusu) diye ikiye ayrılır. Ksilem inorganik maddelerin (su ve mineraller gibi) iletimini sağlarken, floem organik maddelerin (fotosentez sonucu oluşan besin maddeleri gibi) iletimini sağlar. Ksilem cansız hücrelerden oluşurken, floem canlı hücrelerden oluşur
BUHARLAŞMA • Su, yaprak damarları ile yaprağın iç kısmına iletilir. Buradan su buharı sünger dokunun hücre arası boşlukları ile dışarıya verilir. Bu olaya buharlaşma (Tranpirasyon) denir. • Buharlaşma, güneşin etkisi altındaki yaprak yüzeylerini yanmaya karşı korur. • Buharlaşma, epidermisin küçük bir kısmında olur. Çünkü epidermisi örten kutikula suyun çıkışını engeller ve böylece aşırı su kaybını önler.
STOMA AÇIKLIĞI • Bitkilerde su kaybını önleyen, buharlaşmayı düzenleyen stoma açıklığıdır. • Stomalar, yapraklarda epidermis hücreleri arasında bulunur. • Aralarında por (delik) birbirine bağlı iki stoma hücresinden meydana gelir. • Stoma hücrelerinin birbirine bakan kısmındaki çeperler kalın, dışa bakan kısmındaki hücreler incedir. • Epidermisten farklı olarak kloroplast ve nişasta bulundururlar. • Turgor ile açılıp kapanabilir.
STOMALARIN AÇILIP - KAPANMASI Stomaların Açılması • Bitki ışıklı ortamda fotosentez yapmaya başlar. • Ortamdaki CO2 azalacağı için ortamın pH ı yükselir. (pH>7) • Yükselen pH fosforilaz enzimini aktif hale getirir. • Fosforilaz enzimi nişastayı glikoza çevirir. • Her iki durumda da ozmotik basınç artar. • Stoma hücreleri komşu hücrelerden su alır. • Turgor basıncı artar ve şişer böylece stoma açılır.
STOMALARIN AÇILIP - KAPANMASI Stomaların Kapanması • Glikozun azalmasıyla ozmotik basınç düşer. • Turgor basıncı artar. • Hücrede basıncı dengelemek için su çıkışı olur. Böylece stoma kapanır.
KÖK VE YAPISI • Kara yaşamına uyum sağlamış olan bitkilerde genel olarak toprak içerisine doğru büyüyen bir organdır. • Kökün toprak içerisinde büyümesine suyun bulunduğu yer ve yer çekimi etkilidir.
KÖK VE YAPISI • Kökün iki önemli görevi vardır: • Bitkinin toprağa tutunması, • Su ve mineral tuzların emilmesi. • Kökün enine kesiti incelendiğinde bir merkezi silindir görülür. Bu kabuk dokusu tarafından sarılır. • Kök ucu bölgesindeki dış kısma rizodermis, iç kısma ise endodermis denir. • Büyüme zonunun bulunduğu kök ucu bir kök yüksüğü tarafından sarılır ve bu yolla da korunur.
KÖK METAMORFAZLARI • Tutunma Kökleri: Bitkinin diğer bitkileri veya duvar üzerine tırmanma ve tutunmasına yardım eder. Ör:duvar sarmaşığı (Hedera helix)… • Sömürme Kökleri: Parazit bitkilerin, üzerinde yaşadıkları konak bitkinin besin maddelerini emmesini sağlar. Ör:ökse otu (Viscum album), cinsaçı (Cuscuta), canavarotu (Drobanche)… • Depo Kökler: Besin maddelerini depo etmek üzere ana kökün değişikliğe uğraması ile oluşur. Ör:havuç, şalgam, sahlep… • Soluma Kökleri: Oksijeni az toprak ve sularda yaşayan bitkilerin suyun veya toprağın üzerinde çıkardığı köklerdir. Ör:bataklık bitkileri…
KÖK METAMORFAZLARI • Çekme Kökleri: Bitkinin toprakaltı gövdelerinin daha derine gitmesini sağlar. Ör:Türk alacası (Lilium martagon)… Hava Kökleri (Orkide) Ek Kök (Mısır) Saçak Kök Destek Kök (Palmiye)
KÖKÜN SUYU ALMASI • Su köke, saçak bölgesindeki mantarlaşmamış hücre çeperinden kolayca girer. • Birinci yolda kapiler boşluklarla hücre çeperindeki mantar benzeri birikim ile bu yoldan suyun ilerlemesi engellenir. Kaspar kanalları adı verilen bu hatlar suyu geçirmez. Su ancak endodermis hücrelerinin protoplastları üzerinden ilerler. • İkinci yolda kök kabuk hücrelerinin protoplastları ile endodermis hücrelerinin plazmasına iletilir. Buradan da merkezi silindirin su iletim borularına geçer.
KÖKÜN SUYU ALMASI • Kökte su alımı ihtiyacı fazla olduğu için kökün ozmotik basıncı yüksektir. • Kökün ozmotik basıncı topraktan yüksek olduğu için su bunu dengeleyebilmek için topraktan köke geçer. • Topraktaki ozmotik basınç fazla olursa fotosentez sonucu üretilen glikozlar gönderilerek veya topraktan aktif taşıma ile mineral madde alınarak ozmotik basınç arttırılır. Böylece su emilimi sağlanır.
KÖKÜN İYONLARI ALMASI • Bitki kökünde yer alan hücreler, hücre içindeki reaksiyonlarda kullanmak için topraktaki belli iyonları seçerler. Bu son derece önemli bir işlemdir. Çünkü bitki hücreleri, kendi içlerindeki iyonların yoğunluğu, topraktaki iyonların yoğunluğundan 1000 kez daha fazla olmasına rağmen bu iyonları hücre içine kolaylıkla alabilirler. • Normal şartlar altında yüksek yoğunluktaki bir bölgeden, yoğunluğu daha az olan bölgeye doğru madde akışı gerçekleşir. Fakat görüldüğü gibi bitki köklerinin topraktan iyon temininde bunun tam tersi meydana gelmektedir. İşte bu nedenle bu işlem için yüksek miktarda enerjiye ihtiyaç vardır. • İyonların hücre zarından geçişinde iki faktör etkili olmaktadır. Zarın iyon geçirgenliği ve zarın iki tarafındaki iyonların yoğunluk farkı.
KÖK BASINCI • Bitkiler, köklerindeki hücrelerin iç basınçları dış basınçlarından az olduğunda dışarıdan su alırlar. Başka bir deyişle bitki, topraktan ancak ihtiyacı olduğu zamanlarda su almaktadır. Bunu belirleyen en önemli faktör, bitkinin köklerinin içinde bulunan suyun meydana getirdiği basınç miktarıdır. Bu basıncın dışarıdaki basınç miktarı ile dengelenmesi gereklidir. Bitki bunu sağlayabilmek için, içerideki basınç miktarı azaldığında kökler vasıtası ile dışarıdan su alma ihtiyacı duyar. Bunun tam tersi olduğunda ise, yani bitkideki iç basınç dışarıdakine oranla daha yüksek olduğunda, bitki bu dengeyi sağlayabilmek için bünyesindeki suyu yapraklarından dışarı bırakır. Buna gutasyon(damlama) denir.
GÖVDE VE YAPISI • Gelişme düzeyi yüksek bitkilerin toprak üstündeki yaprak ve üreme organlarını taşıyan, silindirik yapılı ve dallanma gösteren organa gövde denir. • Gövde, uç kısmında bulunan hücrelerin büyümesi ve farklılaşmasıyla gelişip uzar. • Tomurcuk: Büyüme noktalarını dış etkilerden korumak için, üst üste gelerek sıkışmış yapraklardan oluşan yapıdır. • Ara eksen ucundaki tomurcuğa terminal (tepe) tomurcuğu, yan dalların kökenini oluşturan tomurcuğa lateral (yan) tomurcuk denir. • Yaprak ve yaprakların koltuğundaki tomurcukların bulunduğu bölgeye NOD (düğüm) adı verilir. • Tomurcuklar yeni sürgünler meydana getirerek ağacın büyümesini sağlar.
GÖVDENİN İÇ MORFOLOJİSİ • Meristem hücrelerinin büyüyüp gelişmesiyle meydana gelir. • Genç bir bitki hücresinin enine kesiti alındığında kabuk ve iletim demetlerinden oluştuğu gözlenir. • Su ve mineral tuzlarını kökten yukarıya ileten iletim demetlerine ksilem (kanal bölgesi) denir. • Cansız hücrelerden (trake ve trakeid) oluşmuştur. • Hücreler arasındaki çeper tamamen erimiştir. • Madde iletimi tek yönlü ve hızlıdır. • Ksilem hücreleri aktif taşıma yapamaz. • Yaprakların su kaybı nedeniyle boru içinde bir alçak basınç oluşur.
GÖVDENİN İÇ MORFOLOJİSİ • Yaprakta fotosentez sonucu oluşan organik besinleri gövde ve köke ileten demetlere floem denir. • Canlı hücrelerden oluşur. • Madde iletimi çift yönlü ve yavaştır. • Aktif taşıma yapabilirler.
GÖVDENİN İÇ MORFOLOJİSİ • Çift çenekli (dikotiledon) bitkilerde ksilem ve floem arasında genellikle farklılaşmamış ve bölünebilen bir doku hattı yer alır. Buna kambiyum denir. Kambiyum odunsu bitkilerde enine büyümede rol oynar.
ENİNE BÜYÜME • Gövde ekseni, uç kısımda vejetasyon noktası bir büyüme bölgesi taşır. • Gövde çok sayıda hücre bölünmesi ile enine büyür. Buna primer enine büyüme denir. • Dikotiledon bitkiler, gövde eksenini güçlendirmek amacıyla sekonder büyüme de yaparlar. Sekonder büyümeyi kambiyum yapar. • Kambiyum sürekli yeni hücreler üretir ve oluşan hücreler konumlarına göre ksilem veya floem elamanlarına dönüşür. • İlkbahar vejetasyon mevsimi olup, bitkide büyümenin gerçekleştiği dönemdir. • Sonbaharda odun elemanları daralır ve çeperleri kalınlaşır. Bu şekilde yıllık halkalar oluşur.
ENİNE BÜYÜME • İlkbahar halkaları daha açık renkli olur. Bir açık bir koyu halka bir yıllık enine büyümeyi gösterir. • Yıllık halkalar sayılarak bir ağacın yaşı bulunur. • En içteki halka en yaşlı, en dıştaki halka en genç halkadır. Çünkü kambiyum tarafından en son meydana getirilen halka en dıştakidir.
GÖVDE METAMORFOZLARI • Sürünücü Gövde (Stolon): • Toprak yüzeyine paralel olarak uzanır. • Pulsu yaprakları bulunan ince yapılı gövdelerdir. • Ör: Çilek • Toprak Altı Gövdesi (Rizom): • Fazla miktarda yedek besin depo eder. • Toprak altında yatay olarak uzanır. • Ör: İris (süsen) • Yumru Gövde (Tuber): • Toprak altunda bulunur. • Besin depo eder. • Şişkin bir yapıya sahiptirler.
GÖVDE METAMORFOZLARI • Yumru Gövde: • Rizomlardan farklı • Kısa ve kalındırlar, • Kök taşımazlar, • Bir büyüme mevsiminde canlı kalırlar. • Ör: Patates • Sert Soğan (Korm): • Toprak altında bulunur. • Besin depo eder. • Kalın ve kısa gövdelidirler. • Gövde etrafındaki yapraklar zar gibi incelmiştir. Çoğunlukla ipliksi bir hal almış taban kısımları bulunur.
GÖVDE METAMORFOZLARI • Bulb (Soğan): • Üst kısmında besin maddesi bakımından zengin pulsu yapraklar bulunur. • Alt kısım ince ek kökler bulunan disk şeklinde bir toprak altı gövdesi bulunan gövdelerdir. • Etli Gövde: • Çöl gibi kurak bölgelerde ve tuzlu ortamlarda yaşayan bitkilerin gövdelerinin etlenerek su depo edecek şekilde özelleşmesidir. • Bu gövdelerde bol su depo edebilecek kofullar bulunur. • Ör: Kaktüsler, Kaya koruğu… • Diken Gövde: • Koruma görevi gören gövdelerdir. • Ör: Ateş dikeni
BİTKİLERDE SU VE MİNERALLERİN TAŞINMASI • Emici tüylerde ozmotik basıncın yüksek olmasından dolayı su topraktan ozmoz ve difüzyon ile alınarak ksileme verilir.
SUYUN YAPRAKLARA TAŞINMASI • Kılcallık Olayı (Adezyon) • Odun borularının iç yüzeyleri su moleküllerini çeker. • Bu çekim kuvvetiyle su en fazla 5m yükselir. • Çekim az, yavaş ve yetersizdir. • Kök Basıncı • Bitki köklerindeki emici tüylerin ozmotik basıncı topraktakinden fazladır. • Köklerde oluşan ozmotik basınç topraktaki suyu köklere geçirir. • Su miktarı artınca su yapraklara yükselir. • Bu şekilde su 30m yükselir.
SUYUN YAPRAKLARA TAŞINMASI • Terleme (Kohezyon Kuvveti) • Terleme sonucu kaybedilen su ozmotik basıncı arttırır. Dolayısıyla emme kuvveti artar. • Yapraklar odun borularından sürekli su çekerler. • Bu sayede su molekülleri kökten yaprağa kadar kopmaz bir bütün oluşturur. • Kohezyon kuvveti H2O moleküllerinin birbirini çekmesidir. • Su moleküllerinin birbirini çekmesi ile su yukarı taşınır. • Bu yolla su 100m yukarı taşınır.
Topraktan alınan su Kökteki emici tüy Epidermis hücreleri Parankima hücreleri Ksilem Gövde Yaprak
BİTKİLERDE ORGANİK BESİNLERİN TAŞINMASI • Floemde iki yönlü taşıma ile gerçekleşir. • Floemdeki madde hareketinin esası sıvı basıncı farklılığına dayanır. • Difüzyon ve aktif taşıma ile besinler taşınır. • Yaprak hücrelerinde, fotosentez nedeniyle şeker yoğunluğu yüksektir. • Şeker floeme geçer. • Floemde yoğunluk artar ve komşu dokulardan özellikle ksilemden su alışı başlar. • Kök gibi şeker yoğunluğu az olan yerlerde floem suyu tekrar boşaltır. • Şeker floem borularından iletim hücrelerine geçer. • Aktif madde iletimi ile kök hücrelerine verilir. • Floemde şeker yoğunluğunun azalması, komşu hücrelerde ozmotik su çıkışına yol açar. • Böylece floem özsuyu yavaşça floemin dolduğu yerlerden boşaldığı yere akar. Bu teoriye asimilat iletiminin basınçlı akım kuramı denir.