430 likes | 759 Views
AİLE İÇİ ŞİDDET SORUNU İLE MÜCADELEDE ADLİ TIBBIN ROLÜ Dr. Hasan Onur Yavuz İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı. Dünya Sağlık Örgütü’ne göre ŞİDDET:
E N D
AİLE İÇİ ŞİDDET SORUNU İLE MÜCADELEDE ADLİ TIBBIN ROLÜDr. Hasan Onur Yavuzİstanbul Üniversitesiİstanbul Tıp FakültesiAdli Tıp Anabilim Dalı
Dünya Sağlık Örgütü’ne göre ŞİDDET: • Gücün ya da fiziksel kuvvetin, tehdit yoluyla ya da gerçekte; kendine, bir başkasına ya da bir topluluğa karşı kasıtlı biçimde kullanılması.
Aile içi şiddet: • Kadına • Çocuğa • Yaşlıya
Başbakanlık Aile Araştırma Kurumu'nun 1994 yılında yaptığı araştırma sonuçlarına göre; • Fiziksel şiddete ailelerin %34’ünde, • Sözlü şiddete %53’ünde rastlanmaktadır.
İzmir’de İnönü Sağlık Ocağı bölgesinde 2004 yılında yapılan araştırma sonuçlarına göre: 65 yaş ve üzeri yaşlılarda fiziksel örselenme: %1.5 • %3.5’inde kesin ihmal bulgusu • %28.9’unda olası ihmal bulgusu
TIBBİ BULGULAR • Çocukta; Uyku düzensizlikleri, gece işemeleri, içe kapanma, saldırgan davranışlar,çevre ile uyumsuzluk, okulda başarısızlık, • Kadınlarda; Uyku düzensizlikleri, çeşitli psikiyatrik hastalıklar(posttravmatik stres bozukluğu, major depresyon vb), sosyal anlamda geri kalma, • Yaşlılarda, sağlıklarının daha kötüye gitmesi.
Travma Sonrası Stres Bozukluğu: Kronik başağrısı, kas iskelet sistemi ağrıları, atipik göğüs ağrısı, uyku bozuklukları, yorgunluk, cinsel fonksiyon bozuklukları, yeme bozuklukları, çarpıntı, kırıklık duygusu
Birleşmiş Milletlerce1979’da kabul edilen ve Türkiye’nin 1985 yılından bu yana taraf olduğu Birleşmiş Milletler bünyesinde yer alan temel insan hakları sözleşmelerinden biridir.
Kadınlara Karşı Her Türlü Ayırımcılığın Önlenmesi Sözleşmesi’nin (CEDAW) İhtiyari Protokolü 30 Temmuz 2002 tarihinde TBMM tarafından onaylanmış ve 29 Ocak 2003’te yürürlüğe girmiştir. Türk Hükümeti, İhtiyari Protokolü onaylayarak, Kadına Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Sözleşmesi’ne tam uyumu sağlamayı taahhüt etmiştir.
Madde 1: İşbu Sözleşme’ye göre Kadınlara karşı ayrım deyimi kadınların medeni durumlarına bakılmaksızın ve kadın ile erkek eşitliğine dayalı olarak politik, ekonomik, sosyal, kültürel, medeni ve diğer alanlardaki insan hakları ve temel özgürlüklerinin tanınmasını, kullanılmasını ve bunlardan yararlanılmasını engelleyen veya ortadan kaldıran veya bunu amaçlayan ve cinsivete bağlı olarak yapılan herhangi bir ayrım, mahrumiyet veya kısıtlama anlamına gelecektir.
Madde 5: Taraf Devletler aşağıdaki önlemleri alacaklardır: a) Her iki cinsten birinin aşağılığı veya üstünlüğü fikrine veya kadın ile erkeğin kalıplaşmış rollerine dayalı ön yargıların, geleneksel ve diğer bütün uygulamaların ortadan kaldırılmasını sağlamak amacıyla kadın ve erkeklerin sosyal ve kültürel davranış kalıplarını değiştirmek;
EZİYET: Türk Ceza Kanunun 96. Maddesinde; (1) Bir kimsenin eziyet çekmesine yol açacak davranışları gerçekleştiren kişi hakkında iki yıldan beş yıla kadar hapis cezasına hükmolunur (2) Yukarıdaki fıkra kapsamına giren fiillerin; (a) Çocuğa, beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunan kişiye ya da gebe kadına karşı, (b) Üstsoy veya altsoya, babalık veya analığa ya da eşe karşı işlenmesi hâlinde, kişi hakkında üç yıldan sekiz yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
Cinsel Dokunulmazlığa karşı suçları işleyen TCK 102. maddesinde: “Bu fiilin eşe karşı işlenmesi hâlinde, soruşturma ve kovuşturmanın yapılması mağdurun şikâyetine bağlıdır.“ ifadesi yer almaktadır.
ADLİ TIBBIN ROLÜ: • Şiddetin belgelenmesi • Mağdurun daha sonra hakkını koruyabilmesi • Mağdurun tedavi ve rehabilitasyonu • Bu yaygın insan hakları ihlalinin önlenmesi
ADLİ RAPOR • Olayın öyküsü, • Özgeçmiş ve Soygeçmiş, • Muayene bulguları, • Konsültasyonlar ( Psikiyatri biriminden gelecek olan konsültasyon raporu, kişide hiçbir fiziksel travma bulgusu saptanmasa bile kişinin şiddet gördüğünün delili olabilir.), • SONUÇ: Maruz kalınan şiddetin mağdur üzerindeki fiziksel ve ruhsal etkileri ve bunların kişinin anlattığı öykü ile uyumlu olup olmadığı
YENİ TCK’NIN ADLİ TIP’TA UYGULANMASI:
Maruz kalınanan travmanın; 1- Yaşamsal tehlikeye neden olup olmadığı, 2- Basit tıbbi müdahale ile giderilebilecek nitelikte olup olmadığı, 3- Duyularından ya da organlarından birinin işlevinin sürekli zayıflaması / yitirilmesine neden olup olmadığı,
4- Yüzde sabit ize – yüzünün sürekli değişikliğine neden olup olmadığı 5- Konuşmada sürekli zorluk / konuşma yeteneğinin kaybına neden olup olmadığı 6- Gebe bir kadında çocuğunun vaktinden önce doğmasına / çocuğun düşmesine neden olup olmadığı
7- Kişinin iyileşmesi olanağı bulunmayan bir hastalığa / bitkisel hayata girmesine neden olup olmadığı 8- Çocuk yapma yeteneğinin kaybolmasına neden olup olmadığı 9- Yaralanmanın vücutta kemik kırılmasına neden olup olmadığı
ÖRNEK: (ESKİ) …….Cumhuriyet Başsavcılığının …… tarih ve ….. sayılı yazısı ile …..’ nun darp nedeniyle hayati tehlike geçirip geçirmediği, kaç gün iş ve güçten kalacak şekilde yaralandığına dair kesin raporu istenmektedir.
(YENİ) Şahsın maruz kaldığı yaralanmanın; Kişinin yaşamını tehlikeye sokup sokmadığı, basit bir tıbbi müdahaleyle giderilebilecek nitelikte olup olmadığı sorulmaktadır.
Şahıs hakkında düzenlenmiş, a) ….. b) ….. c) ….. İncelenmesinde; ……… saptandığı anlaşıldığına, Kafada kırık ya da kafa içi travmatik değişim, büyük damar – iç organ lezyonu tarif ve tespit edilmediğine göre,
SONUÇ: (ESKİ) Şahsın travmaya bağlı arızasının; a) Şahsın hayatını tehlikeye maruz kılmadığı, b) 5 (beş) gün mutad işgaline engel teşkil eder nitelikte olduğu kanaatini bildirir rapordur.
SONUÇ: (YENİ) Şahsın travmaya bağlı oluşan yumuşak doku lezyonlarının; a) Kişinin yaşamını tehlikeye sokmadığı b) Basit bir tıbbi müdahale ile giderilebilecek nitelikte olduğu kanaatini bildirir rapordur.
VÜCUTTA KEMİK KIRILMASININ DEĞERLENDİRİLMESİ • Vücuttaki kemik kırıkları, kırığın hayat fonksiyonlarına etkisine göre; • HAFİF (1) • ORTA (2-3) • AĞIR (4-5-6) olarak sınıflandırılmıştır.
Vücutta birden fazla kemik kırığı bulunması halinde; 1- Kırılan her bir kemiğin derecesi bulunacak, 2- Bunların kareleri alınarak toplanacak ve çıkan toplamın karekökü alınacaktır.
Örneğin; kişide bir tarafta kapalı radius kırığı ve diğer tarafta açık radius kırığı olduğunda; • Radius kırığının derecesi: 2 • Açık radius kırığının derecesi: 3 • İkisinin birlikte skorlanmış derecesi: (2x2 + 3x3)’ ün karekökü = 3.6 = 4 olacaktır.
Bu yaralanmada kırıkların toplamının hayat fonksiyonlarına etkisi AĞIR(4) olarak değerlendirilecektir.
SONUÇ: Aile içi şiddet kişilerin beden ve ruh sağlığını önemli ölçüde etkileyen bir sorundur. Adli Tıp yeni Türk Ceza Kanunu’ndaki değişiklikleri de kullanarak kişinin şiddetten gördüğü zararı tespit ederek adli mercilere sunmakta, mağdurun tedavi ve rehabilitasyonu için gerekli önlemleri almaktadır.
ÖRNEK RAPOR • Adli Tıp Anabilim Dalı Polikliniği’ ne Başvuran ……………., ../../.. tarihinde zorla kaçırıldığını, bir hafta sonra resmi muamelelerine başlandığını ve ../../.. tarihinde evlendiğini, eşinin şiddetine maruz kaldığını iddia ederek, muayenesini talep etmektedir. • ÖYKÜ: Sürekli olarak sözel tehdit ve şiddete maruz kaldığını, ortak karar alamadıklarını, dışarı çıkamama, arkadaşlarını misafir edememe gibi özgürlüklerinin kısıtlandığını belirtmektedir.
TIBBİ MUAYENE: • Yapılan fizik muayenesinde herhangi bir travmatik bulguya rastlanmadığı, sistem muayenelerinin normal olduğu saptanmıştır.
PSİKİYATRİK MUAYENE • insanlardan uzaklaştığını, yabancılaştığını, bir yıldır uykusuzluk, aşırı uyarılmışlık halinin mevcut olduğu, tehditlerin sürekli aklına geldiği, uzaklaştırmak istediği halde bu tür düşüncelerden kurtulamadığı, bunları hatırladığında sıcak basması, tansiyon düşmesi, titreme, çarpıntı yakınmalarının olduğu; isteksizlik ve enerji azlığı mevcut olduğu
Tanı: - Major depresyon - Travma Sonrası Stres Bozukluğu düşünüldüğü, Psikonevroz birimince takibinin sürmekte olduğu belirtilmektedir.
SONUÇ • Adli Tıp Polikliniğine zorla kaçırılma ve aile içi şiddet yakınması ile başvuran …………….. ‘nın yapılan muayenesi, görüşmede alınan öyküsü ve psikiyatri konsültasyonu değerlendirildiğinde;
Major depresyon ve travma sonrası stres bozukluğu tanılarının görüşmede aktardığı zorla kaçırılma ve aile içi şiddete maruz kalma öyküsü ile uyumlu bulunduğu; • Ruhsal örselenmenin delillerinin saptanması ve maruz kaldığını belirttiği olaylarla ilişkisinin gösterilmesi nedeniyle aile içi şiddet sonucu ortaya çıktığı anlaşılan ruhsal örselenmenin ;
1- Yaşamını tehlikeye sokacak nitelikte olmadığı, • 2- Sağlığını ve algılama yeteneğini basit bir tıbbi müdahale ile giderilemeyecek düzeyde bozduğu, • 3- Halen tedavisine devam eden kişinin ayrıca 1(bir) yıl sonra kalıcı bozukluk yönünden değerlendirilmesinin yerinde olacağı kanaatine varılmıştır.
ÖRNEK RAPOR 2 • Babası tarafından dövüldüğü iddiasıyla polikliniğimize başvuran 21 yaşındaki …………..’ nın aydınlatılmış onamı alınarak muayenesi yapıldı. • ÖYKÜ: Eve döndüğünde kardeşinin ağladığını gördüğünü, buna babasının sebep olduğunu düşünüp niye ağlattığını sorduğunu, babası tarafından aniden yumruklandığını, yere düştüğünü, yerde iken babasının tekrar yumruk attığını, ……………. belirtmiştir.
FİZİK MUAYENE: Vücudun çeşitli bölgelerinde ödem ve hassasiyet, ekimoz ve ağız içerisinde mukoza yaralanmaları tespit edildi. • İ.Ü. İstanbul Tıp Fakültesi’ne ait ………. tarihli nasal grafide nasal kemik korpusunda lineer kırık saptandı.
Babası tarafından fiziksel travmaya maruz kaldığı iddiası ile …………. tarihindepolikliniğimize başvuran ………… ‘nın yapılan muayenesi ile yukarıda kaydedilen bulgulara göre vücudunda tespit edilen travmatik değişimlerin;
1- Kişinin yaşamını tehlikeye sokmadığı, • 2- Basit tıbbi müdahale ile giderilebilecek nitelikte bulunduğu, • 3- Vücuttaki kemik kırıklarının hayat fonksiyonlarına etkisi hafif(1), orta(2-3) ve ağır(4-5-6) olarak sınıflandırıldığında; kişide saptanan kırığın, hayat fonsiyonlarını HAFİF (1) derecede etkileyecek nitelikte olduğu, • 4- Elde edilen bulguların kişinin aktarmış olduğu öykü ile uyumlu olduğu kanaatini bildirir rapordur.
TARTIŞMA Dr. Hasan Onur Yavuz hyavuz142@gmail.com