480 likes | 1.15k Views
Geçmişten Günümüze Astroloji. Murat GÜRGÜN 15.Kasım.2013 19 Mayıs Kültür Merkezi.
E N D
Geçmişten Günümüze Astroloji Murat GÜRGÜN 15.Kasım.2013 19 Mayıs Kültür Merkezi
Eski insanlar bugün bizim gördüğümüz aynı yıldızları gördüler. Diğer taraftan, bizler 1960’lardan bu yana uzaya fırlatılan gezegenler, yıldızlar ve galaksilerin heyecan verici fotoğraflarını bize gönderen uzay araçlarına sahibiz. Hubble’in fotoğrafları derin mesafelerin sınırlarını zorladı. Tüm gezegenleri, bu kadar yakından ve tüm detaylarıyla görebilen ilk nesil olmak heyecan vericidir.
Astrolojikendi başına bir bilimdir ve aydınlatıcı bir bilgi yığını ihtiva eder. Bana bir sürü şey öğretti, astrolojiye çok şey borçluyum. Jeofizik bulgu, yıldızların ve gezegenlerin yeryüzüyle bağlantılı gücünü gözler önüne seriyor. O halde astroloji de bir ölçüde bu gücü sağlamlaştırıyor demektir. Bu nedenle astroloji insanlığa hayat veren bir iksir gibidir.
Kozmos içerisindeki güçlerin (bu en yakın anlamda Güneş Sistemi) genel seviyede dünya üzerindeki enerjilerin şekillenmesi Büyük Alem (MAKRO KOZMOS), Küçük Alem (MİKRO KOZMOS) insan ve insan topluluklarının üzerindeki etkilerini ve sonuçlarını yorumlayan bir düşünce sistemidir.
Ay’ın ve Güneş’in hareketi, ekinoks yani gündönümlerin yaşanmasıyla mevsimlerin oluşması, tutulmalar her dönemde ilgi çekmiştir.
Astrolojinin Tarihi Tarih yazının bulunmasıyla başlar. Ancak insanlar kafalarını gökyüzüne çevirdikleri ilk andan itibaren astroloji vardır. Çok uzun yüzyıllar boyunca astronomiyle beraber yol almıştır.
En eski dönemlerde MÖ 15.000 yıllara ait olduğu sanılan hayvan kemikleri üzerinde Ay fazlarının kazındığını görmekteyiz. Tarım faaliyetlerinin artmasıyla bu kalıntılarda artmıştır. Bu dönemde insanlar ekim, dikim yapmak için Ay hareketlerinden yararlanmaya, bundan anlamlar çıkarmaya başlamışlardır. Sözlü tarih olarak da nitelendirebileceğimiz, mitolojik kaynaklara bakıldığında da birçok önemli bilginin gökyüzünden alındığını görmekteyiz. Gerek Yunan, Roma mitolojisi olsun, gerek Kızılderili, Maya, Çin mitolojileri, bir şekilde gökyüzündeki aynı yıldızları hayali olarak birleştirmişler, yaklaşık olarak aynı takımyıldızları saptamışlardır. Bu inanılmaz uyumla birlikte, insanların bu takımyıldızlara bakarak, benzer hikâyeler oluşması da hayret vericidir. Gökyüzünün konumundan dünyada alınacak dersleri çıkarırken, medeniyet, yerleşim farkları çok az etkili olmuştur. Bu sözlü kaynaklar, mitolojiler hayranlık oluşturacak bir şekilde, halen günümüzde etkili olmaya devam etmektedir.
Atlantis "Atlas'ın adası", Platon'un TimaeusveCritias kitaplarında bahsettiği efsanevi batık bir kıta ve uygarlık. MÖ 9500
Meksika ve Orta Amerika da yaşayan antik Aztek astrologlar (M.Ö 600) insanın hayatında gökyüzündeki gök cisimlerinin etkisini araştırıyorlardı. Bu Yunan, Roma ya da Avrupa astrolojik gelenekleri tarafından el değmemiş eşsiz bir sistem oldu. Gününe denk güneşin yükseliş ve düşüş temel birimi veya astrolojik hesapları için Biyoritimolarak alınmıştır.
Çin Astrolojisi M.Ö 1046-256 arasında Zhou hanedanlığı sırasında Yin-Yang felsefesi, 5 element teorisi, Gökyüzü ve Yeryüzünün kutsallığının felsefi unsurlarını kullanarak Çin tıbbı, Astroloji ve Simya’yı geliştirmişlerdir.
Nakshatra Hint Astrolojisindeki Ay konaklarıdır. Klasik Hint mitolojileri Mahabharata ve Harivamsa da Tanrının çocukları olarak betimlenmiştir. Hint Astrologları (Jyotisha) bir çocuk doğduğunda ona ilk ismini verirken himayesinde olduğu Nakshatra’nın özelliklerine uygun bir isim olmasına dikkat ederler.
Stonehenge, MÖ 3000’lerden kalma taş anıtlar olarak dikkat çeker. Bir çember etrafına özenle yerleştirildiği belli olan anıt taşlardan birçoğu halen ayaktadır. Stonehenge’in girişinden geçen ekseninin yaz dönencesindeki (21 Haziran) gün doğumuna doğru konumlandırılmış olması dikkat çekicidir.
İrlanda’daki New grangeanıtının kış dönencesindeki (21 Aralık) gün doğumuna yöneltilmiş olması ilginçtir. Her iki anıtta da astrolojik bazı dönemlerin ortaya koyulduğu, dönemin Kelt rahipleri tarafından bazı yorumlamalarda bulunulduğu düşünülmektedir.
En eski astrolojik döküman olan EnumaAnuEnlil’in yazılış tarihi MÖ 1800–1500 arasıdır. 7.000 göksel işaret ve gözlemden oluşan bu tabletlerde göksel gelişmelere paralel yorumlama geleneğinden kalıntılar vardır.
Şu anda kalıntıları British Museum’da sergilenen, MÖ 1600’lerden Babil Kralı Amisaduka döneminden kalan Venüs Tabletlerinde hem çeşitli gözlemler, hem de açıkça yorumlamalar bulunmaktadır. MÖ 700 öncesinde Kral Asurbannipal tarafından hazırlatılan 15 tablette çok sayıda gözlem ve yorumlarda bazı astrolojik düzenlemelere rastlanmaktadır.
M.Ö 700 civarlarında, Mezopotamya’da Babil’in güneyinde yerleşmiş olan ve “çağdaş” yerlileri dikkate alan Kildaniler, özellikle gökyüzünün keskin gözlemcisi olmuşlardı. Kildaniler, gökyüzünden görülen yıldızların ötesini fark ettiler, bazıları gerçekten hareket ediyordu, onlar gezegenlerdi.
MÖ 687’e ait MulApin. İlk yıldız kataloğu olarak tanınır. Tabletlerde zamanından 600 yıl öncesine giden gözlemler sayesinde geleceğe yönelik basit yorumlar yapılmıştır.
MÖ 280 İlk Astroloji Okulu Babilli (Kaldeli) rahip Berossustarafından Kos adasında kurulmuştur. Astrolojinin batıya yayılmasında önemli bir basamak olmuştur.
M.Ö. 200 civarlarında, Petosiris (bir rahip) ve Nechepso (bir firavun) isimli iki Yunanlı, son astrolojik elyazmalarının hangisi olduğunu görmek için, astroloji hakkında keşfedilmiş her şeyi derlediler. Bugün Zodyak olarak bildiğimiz, eski astroloji kayıtlarından farklıydı ve aşamalı olarak gelişti.
MÖ 190 Hiparkus ilk yıldız kataloğunu derlemiş, ekinoksların kaymasını açıklamış ilk astronom olarak, astrolojinin yayılmasına yardım etmiştir.
İskender’in Babil’i fethetmesiyle Helenistik dönem etkileri gözlemlenmeye başlanmıştır. Bu dönemde özellikle Yunan bilim adamı ve filozofların diğer bilimlerden ayrılmaz bir bütün olarak kabul edilen astrolojiyle ilgilenerek, dünyayı tanımaya ait çalışmalarını görmekteyiz.
Anaximander Anaximenes Hippocrates Herakleitor Dönemin önde gelen bilim adamı ve filozofları Thales Empedocles Anaxagoras Pisagor
Asya, Avrupa ve Orta Doğu orjinli bu dönemde eski Babil gelenekleriyle kehanetler söz konusudur. Birçok Astrolog yaratılışla ilgili mitlerin içinde olduğu Hermes Trismegistus olarak isimlendirilen Astroloji sanatı ve onun gelişimini anlatan yazıtların varlığını kabul eder. Bu sistem Babil ve Mısır kökenlidir.
Eski Yunanlılara göre Hermes habercilik, aydınlatıcılık, rehberlik ve aracılık fonksiyonları olan bir ilahtır. Öncelikle, hem ölülerin ruhlarının yargılanmasını kaydeden, onların günahlarını hakikat karşısında tartanvicdan sesinin, hem de insanlara bilgelik yolunun tebliğ edilmesinin sezgisinin kişileştirilmiş biçimi olan ilahtır. Ayrıca, ruhlara ölüm sonrasında da rehberlik eder; kimi başarılı ruhları onları eğitip yükseltecek Zeus’a getirir, başarısız ruhları ise öte alemin geri düzeyli ortamlarında arınma işlemi geçirmelerinden sonra yeni bir doğuma (reenkarnasyon) sevk eder.Ayrıca Yunan tradisyonunda ilah Hermes Büyük köpek (Sirius) takımyıldızı ile ilişkilendirilir.
Eski metinlere göre Hermes-Thot aynı zamanda eski Mısır’da yaşamış bilgedir. Mükemmel bilim adamı olarak da görülen Hermes Thotsimyacılıkta önemli rol oynamıştır. Hermes-Thot kimilerine göre bir inisiye, kimilerine göre bir peygamberdi. Eski Yunanca metinlerde bilge Hermes-Thot’danmajinin, simyanın, astronominin, tıbbın ve bilgeliğin kurucusu olarak söz edilir. Bu metinlerde ondan “üç kere büyük Hermes” anlamında “Hermes Trismegistus” olarak söz edilir. Diğer Hermes’lerden ayırt edilmek üzere, bu bilge çoğu zaman Hermes Trismegistus adıyla yazılır. Mısırlılar ise, aynı zamanda hem kral, hem büyük rahip, hem de din kurucu olması nedeniyle, üç defa büyük anlamına gelen "Trismegistus" sıfatını layık gördüler.
Batlamyus MS 85-165, daha önce Babil ve Yunan astronomları ve astrologları tarafından derlenmiş bilgi birikiminden yararlanarak astrolojiyi de sistematize etmiştir. Dört bölümden oluştuğu için Tetrabiblos(Dört Kitap) olarak adlandırdığı yapıtında, gezegenlerin nitelik ve etkileri, burçların özellikleri, uğurlu ve uğursuz günlerin belirlenmesi gibi astroloji kapsamındaki konular hakkında ayrıntılı bilgiler vermiştir. Diğer derlemesi Almagest (Synthaxis) adlı kitabıyla da Rönesans’a kadar etkili olacak dünya merkezli kozmolojiyi ortaya koymuştur.
Romalıların Yunanistan’ı fethinden sonra, Yunan astrolojisi, Romalı toplum tarafından şevkle kabul edildi. Bu dönemde, Latin şair Manilius, Astronomica’yi yazdı. Bu büyük edebi esere yoğun şekilde astrolojik bilgiler içeren dizeler ekledi.
İslam’da Astroloji Ortaçağda Araplar göklerle ilgili çalışmalarda oldukça ilgiliydiler. Çöl bölgelerinin sakinleri genellikle geceleri seyahat eder ve gök cisimlerini ilahi olarak kabul ederlerdi. İslam Astrologlarından Abu Mazhar (805-885)Kitab el-Mudkhalel-Kabīr isimli eserinde gezegen hareketlerinin büyük çeşitliliklerini gözlemleyerek bu dünyada değişimin çeşitliliklerinin kavranabileceğini öne sürmüştür.
Ünlü dokuzuncu yüzyıl İslami astrologu Ebu Mazhar orta çağda astrolojinin yeniden canlanmasına olanak sağlamıştır. Üç ya da dört yüzyıl sonra, çalışmaları Mağribi İspanya’ya getirildi, burada bu çalışmalar Latince’ye çevrildi. Ebu Mazhar şöyle yazıyor; “…bu gezen yıldızların hareketleri hiçbir zaman kesilmez (yani; bilinen beş gezegen artı Güneş ve Ay), o yüzden dünyevi şeylerin nesillerin ve değişimlerin asla bir sonu yoktur. Sadece gezegensel hareketlerin büyük farklılıkları incelendiğinde, bu dünyadaki değişimlerin sayısız çeşitliliğini idrak edebiliriz.”
İslam kültürü Yunan çalışmalarını hızla Arapça’yaçevirmiş ve işe başlamak için doğru günün seçilmesi veya evlenmek gibi kişiye özel uygulamalı astrolojiyi büyük bir şevkle kullanmıştı. O yüzden, astroloji İslami kültüre ulaştığında, tahminler daha kesin ve hedefe yönelik olmaya başlamıştı. Arap rakamlarının kullanımı, sıfır kavramının kabul edilmesi, astrolojik tahminlerin yükselmesinin nedenidir. Bazı uzmanlar, astrolojinin hayatta kalmasının nedeninin Kuzey Afrika’nın gelişmiş İslami kültürünün bu alana yaptığı katkılar olduğunu düşünmektedirler.
Yakın Dönemde Astroloji Nostradamus (1503-1566) Tüm çağdaşları gibi, astrolojiyle de ilgilenen Nostradamus 1550’den itibaren gök cisimleri esas alınarak yapılmış kehanetler içeren bir almanak yayımlamaya başladı.
Nostradamus’un kitaplarındaki kehanetleri açık ve seçik olmayan, yorum gerektiren sembolik ifadelerden oluşmaktadır. Bir okültist olan Nostradamus okültizmin sembolizm ilkesini esas alarak, kehanetlerini hem « yalnızca anlayabilenler anlasın » diye, hem de kilise ve koyu dindarlar tarafından suçlanamasın diye bir hayli sembolik bir dille kaleme almıştır. Yani geleceğe ait öğrendiği gerçekleri yazmaktan kaçınmamış, fakat kitabındaki bu gerçeklere herkes ulaşamasın diye birtakım örtüleme yöntemlerine başvurmuştur.
Johannes Kepler (1571 -1630), saray matematikçi olarak atandığında, gezegenlerin yörüngelerinin matematiksel hesaplamalarını yaptı. Kepler aynı zamanda, Batlamyus’un yorumladığı astrolojiye önemli değişikler yapmış bir astrologdur. 1543′de yayımlanmış Kopernik’in teorisinden yola çıkarak, Güneş’i güneş sisteminin ortasına yerleştirmiştir. Modern devirde, Kepler çalışmalarından ötürü yüksek saygı duyulan bir astrologdur.
İngiliz bilim adamı SirIsaac Newton 1687′de PhilosophiaeNaturalisPrincipiaMathematica’yı yayınladığında, modern astronomi çağını başlatmıştır.
James Wilson, 1816’da A Complete Dictionary of Astrology ’yiyazdı. İlk defa bir kitap herkesin kendi yıldız haritasını nasıl çıkartacağını ve yorumlayabileceğini gösteren temel bilgilerden oluşuyordu. Bu, Astroloji ’de yeni bir devrin başladığına işaret eder.
Raphael olarak tanınan Robert C. Smith, A Manual of Astrology’yi yazdı, ephemerishazırladı ve ilk başarılı Astroloji yayınevini kurdu. 1825
Helena Blavatsky, New York’ta, SpiritüelAstroloji’nin gelişmesini destekleyen Teosofi Cemiyeti’ni kurdu. 1875
Alan Leo (1860-1917) Modern astrolojinin babası olarak da adlandırılır, Çalışmaları 17. yüzyılın batı dünyasında astrolojinin düşüşün ardından önemli bir canlanma getirdi. Karma ve reenkarnasyon gibi kavramların günümüz astrolojisinde kullanılmasına önderlik etti. 1915 de Londra Astroloji evini kurmuştur.
Astroloji ve Psikoloji Carl Gustav Jung 1875-1961 Psikolojik analizlerinde astrolojiden de yararlanan Carl Gustav Jung, Sigmund Freud'la beraber üzerinde çalıştığı toplumsal bilinçaltı kavramı ile de tanınır.
1931 doğumlu, çek asıllı psikiyatrist StanislavGrof, şuurun kişiliğin alışılmış sınırlarını aştığı deneyimlerden oluşan olağandışı fenomenleri tanımlamak için "transpersonel" terimini benimsedi ve 1960’ların sonlarında, profesyonellerle birlikte, transpersonel psikoloji adını verdikleri yeni bir psikoloji ekolü kurdular.
Kendini Tanımak Çocuklar Meslek Evlilik İş Sağlık Geziler Güvenlik Eğlence
YOL HARİTASI KİŞİSEL GELİŞİM PROGRAMI 2007 - 2013 www.19mayis.gen.tr www.astroset.com www.twitter.com/astroset http://www.facebook.com/pages/Astroset-Astroloji-ve-Bireysel-Gelisim/121514624577456