320 likes | 679 Views
ENDÜSTRİYEL DEMOKRASİ Prof. Dr. Mustafa Yaşar Tınar 2006463002 Faruk Ak 2007463018 Esra Bocur Konu: Eko-kentler. SUNUŞ Bugün sizlere, eko-kent ve eko-kentlere neden ihtiyaç duyulduğundan bahsetmeye çalışacağız. LONDRA.
E N D
ENDÜSTRİYEL DEMOKRASİ Prof. Dr. Mustafa Yaşar Tınar 2006463002 Faruk Ak 2007463018 Esra Bocur Konu: Eko-kentler
SUNUŞBugün sizlere, eko-kent ve eko-kentlere neden ihtiyaç duyulduğundan bahsetmeye çalışacağız.
LONDRA Bundan yüzyıl önce dünyanın en büyük kenti 6.5 milyon nüfusa sahip olan Londra’ydı.
TOKYO O yüzyılda Londra nüfusunun yaklaşık çeyreği kadar nüfusa sahip olan Japonya’nın başkenti Tokyo o günden bu yana 34 milyona yükseldi. Londra nüfusu ise şuan da 7.5 milyon civarındadır.
TOKYO Tokyonun olağan üstü büyümesinin nedeni ise, kırsal kesimden kente yapılan yoğun göçlerdir.
Günümüzde toplam mega kent sayısı 20’ye ulaşmış durumdadır…
Brezilya’nın Sao Paulo şehrinde yer alan, dünyanın en büyük ve kalabalık binası “Copan” 1160 dairenin bulunduğu 32 katlı Copan’da 5 binden fazla insan bir arada yaşıyor.
Ekolojik Ayak izi(Ecological footprint/eco-footprint) Tüketilen tüm doğal kaynakların üretilmesi gereken toprak alanını gösteren bir ölçüdür. Bir eko-ayak izi, tükettiğimiz tüm enerji, su, madde, ürün ve hizmetleri üretmek için ihtiyacımız olan kara ve denizin ölçümüdür. Bu ölçümde önemli olan, bildiğimiz gibi sınırlı olan doğanın kaynakları ile bu yükü desteklemeyi sürdürüp sürdüremeyeceğini değerlendirilmesidir.
Kentler dünya üzerindeki karaların sadece %2’sini kaplarken doğal kaynakların %75’ini tüketmektedir. Bilim adamları dünya kaynaklarını tüm sakinlerin eşit olarak paylaştığı sürdürülebilir, ekolojik ayak izinin kişi başına 1.8 hektar olduğunu hesaplıyorlar. Bugün Çin’in kırsal bölgelerinde bu sayı 1.6 iken Şangay’da 7, bir Amerikalının ise 9.7’dir. Örneğin Londra’nın tükettiği kaynakları sağlaması için sahip olduğu alanın 125 katına ihtiyacı vardır.
EKO-KENT İnsan, kent ve çevrenin birbirleri ile ilişki ve etkileşim içerisinde ele alındığı bir kent tasarım ve uygulama yaklaşımıdır.
Eko-kent Tasarım İlkeleri Kentin çevre üzerinde etkisinin azaltılması, Yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımı , En düşük düzeyde atık üretimi , Geri dönüşümlü malzeme kullanımı.
Eko-kent Üzerinde Çalışanlar Şu 4 Ortak Unsuru Savunmaktadırlar: 1.Toprağı yaşatmak 2.Suyu yaşatmak 3.Havayı yaşatmak 4.Isıyı denetim altında tutmak
“Bu 4’ü yaşarsa onların yaşattıkları da yaşar. Hepsi yaşarsa insanda yaşar” görüşündedirler.
Bunu Gerçekleştirme Yollarından Başlıcaları Şunlardır • En az doğal kaynak kullanmak • Ekolojik ayak izini en aza indirmek • Sera gazına yol açan uygulamaları sıfırlamak • Sıfır karbon ilkesini hayata geçirmek • Kent içi ulaşımda motorlu araçları saf dışı edip yürümeyi en mümkün hale getirmek • Güneşten, rüzgardan, akıntıdan, dalgadan enerji kaynağı olarak en yüksek düzeyde faydalanmak • Binaları hava akımını kullanarak, klima kullanmadan serinletmek • Kentin gıdasını kent içi ve kent çevresinde aynı kentin insanları tarafından organik tarım ilkelerine göre üretmek • Yeniden kullanma, yeniden üretim ve dönüşüm ilkelerine uyarak; atıkları yeniden ve yeniden kullanmak. • Çok yoğun bir ağaçlandırma ve yeşil koridorlarla tüm kentin bir orman gibi olmasını sağlamak(kentler kırsala göre gündüzleri en az 1 derece daha sıcakken, fark gece 6 dereceye kadar çıkabiliyor. Bu ısı artışı daha fazla klima ve daha fazla enerji kullanılmasına neden oluyor.).
Bireysel Olarak Eko-Kentlerin Yaratılmasına ve Sürdürülebilirliğin Gerçekleştirilmesine Yönelik Alınabilecek Önlemlerden Başlıcaları Şunlar Olabilir: • Banyolarda yıkanma öncesinde sıcak su gelene kadar akan su boşa gidiyor ve bu akan su o anda atık su haline geliyor. Bir litre evsel atık su ise 8 litre içilebilir suyu kullanılmaz hale getirebiliyor. Muslukların sensörlü hale getirilmesi ve termostatlı batarya uygulamasının kullanılmasıyla ise bu önlenmiş oluyor. • Tuvalet rezervuarları ve sifon sisteminde küçük abdest-büyük abdest ayrımına göre ikili yapısı olan sistemlerin kullanılması gerekiyor. • Ev temizliğinde silme yerine yıkamayı tercih etme de bu önlemlerden biri. • Trafik sıkışıklığının sadece işe geç kalmaya sebep olmadığını anlamak ve mutlaka önlemek gerekiyor. Çünkü daha fazla trafikte kalan araç daha fazla yakıt tüketiyor, daha fazla ısı yayıyor ve daha fazla ses kirliliği yapıyor. • Deterjan kullanımı yerine eskilerin kullandıkları, zararını tabiatın karşılayabildiği sabun ve sabun tozu vb. kullanmak gerekiyor. • Çekirdek aile tüketimi arttırıyor, daha büyük ailelerle tüketimin azaltılması gerekiyor(mesela sekiz kişinin kullanabileceği bir buzdolabını iki kişi kullanıyor).
Ekolojik projeler Avustralya da Melbourne Kent Konseyi’nin 50 Milyon Dolarlık binasında asılı bahçeler, havayı soğutan fıskiyeler, rüzgar tribünleri ve güneş panelleri binada tüketilen elektriğin %85’ini üretiyor ve çatıdaki yağmur suyu kolektörleri ihtiyacı olan suyun %75’ini biriktiriyor.
Berlin’de, Almanya’nın yeni Reichstag yapısı da nötr karbon sebze yağları yakarak karbondioksit emisyonunu %94 oranında azaltıyor. Avusturya’da, Viyana’da 1500 bisiklet ücretsiz dağıtıldı. İzlanda, Reykjavik hidrojenli toplu taşımanın öncülerinden Şangay’da 100 bin güneş panelinin kurulması için devlet desteği veriliyor
Tüm dünyada neredeyse milyarlarca şehir sakini, gününün üçte biri, haftanın bir bölümünü ailelerini beslemek ve yerel marketlerde satmak üzere bitkilerle ilgilenerek geçiriyorlar.
Hindistan, Kalküta’da 20 bin kişi eski atık boşaltma alanlarında tarım yapıyor ve eskiden kentin kanalizasyonu ile dolu tanklarda balık yetiştiriyorlar.Peru, Lima’da insanlar gecekondu yerleşimlerinde gine-domuzu, Kenya, Nairobi’de apartman duvarlarına sabitlenmiş kümeslerde tavuk yetiştiriyorlar. Haiti’de, eski kamyon lastiklerinin içine sebze ekiliyor.
Yeni tarım sistemleri, köklerin bitkiye besin sağlayan bir sıvı içinde olduğu hidrofonik bir yöntemle toprak kazanıyorlar. Bu teknik, Singapur’da Bogota’da ve Montreal’de oldukça yaygın, çünkü; toprağa gerek yok ve kolayca çatı bahçelerine uyarlanabiliyor.
Kentteki tarımın insan atıkları şeklindeki verimli, ucuz gübreleme stoku elde etmek gibi bir yararı daha var. Sri Lanka Uluslararası Su Yönetim Enstitüsü’nden Chris Scott’a göre, tüm dünyadaki mahsullerin yaklaşık %10’u kent kanalizasyonlarından çıkan kötü kokulu maddeyle sulanıyor ve gübreleniyor.
DONGTAN Dongtan eko kent projesinin ilk aşaması ve 2010 yılında tamamlanacak kent 2010’da 500 bin kişiye konaklama imkanı verecek ardından 2020 yılına kadar 80 bin, 2050’yle birlikte 500 bin kişilik yaşama alanı yaratılması bekleniyor. Çin’in ilk yeşil kenti olacak Dongtan sera etkisi üretiminin sıfır seviyede olduğu, kendine yeterli su ve enerji sistemleri bulunan, tam anlamıyla kendine yeterli bir şehir olacak.
Proje Gerçekleşirse Dongtan’da: Tarımsal sulama yağmur sularıyla yapılacak Ev atıkları yakıt olarak kullanılacak Çatıları çimle kaplanacak olan binalar sadece şehrin %40’ını kaplayacak(buda ısı yalıtımı sağlayarak enerji tüketimini %70 azaltacak). Araçlarda benzin ya da mazot kullanılmayacak Tüm enerji ihtiyaçlarını kendi karşılayacak şehirdeki enerji kaynakları kendi kendini yenileme gücüne sahip rüzgar trafoları, biyo yakıtlar ve tekrar kullanılabilen organik malzemeler kullanılarak enerji üretilecek. Dongtan, şehrin atıklarını %90’ını dönüştürüp yeniden kullanıma sunacak ve sıfır atık kenti hayalini gerçeğe dönüştürecek
Masdar Birleşik Arap Emirliklerinde kurulacak olan Masdar çölde gerçek bir vaha olmaya aday. Kentin yer alacağı 7 km alan tamamen sularla çevrelenecek. Burada amaç 50 bin kişinin yaşacağı Masdar’ı ses kirliğinden ve çöl rüzgarından korumak.
Proje gerçekleşirse Masdar’da Masdar sakinleri en fazla beş kat yüksekliğindeki binalarda yaşayacak. Binaların %80’inde güneş enerjisi panelleri yer alacak. Çöplerin %99’u enerji üretimi için kullanılacak. Kentin ürettiği karbon dioksit yerin altına gömülecek.
Kentte otomobil kullanılmayacak(alternatif olarak sürücüsüz çalışan veya manyetik modüller olacak).
Hiç kimsenin evi işyeri arasında bir duraktan fazla mesafe olmayacak(yatay asansör mantığı ile projelendirilen modüller 200 metre aralıklarla konuşlandırılacak, duraklarda bekleyecek) Sokakların genişliği üç metreyi geçmeyecek ve 70 metreden uzun olmayacak(amaç rutubete karşı bir mikro klima ortamı gerçekleştirmek ve hava sirkülasyonunu sağlamak) Su ihtiyacının tamamı deniz suyu arıtılarak karşılanacak. Arıtma işlemi için güneş enerjisi kullanılacak. Atık suların tamamında sulama işlemi için yararlanılacak.
SONUÇ Kentler dünyanın en devamlı iki örgütlenmesinden biridir. Kent ve aile dünyadaki tüm diğer kurumlardan daha uzun ömürlü olmuşlardır. Kentler devletlerden daha uzun ömürlüdür. Mesela, İstanbul’dan üç tane imparatorluk geçmiştir. Bu imparatorlukların tamamı tarih sahnesinden çekilmiştir ama İstanbul 2700 yıldır hala bir kent olarak yaşamaya devam etmektedir. Kentlerin devamlılığının devam etmesi için eko-kent kavramının daha iyi özümsenmelidir. Sonuç olarak; bizden sonra gelen nesillere yıpranmış, tükenmiş, “katledilmiş” yaşam alanları bırakıp bu dünyayı yaşanmaz hale getirmemeliyiz.