830 likes | 1.08k Views
SOSYAL-KİŞİLİK GELİŞİMİ. RPDA 213 Yonca Aybay. SOSYAL-KİŞİLİK GELİŞİMİ. RPDA 213 Yonca Aybay. SOSYAL GEL İŞİM. Ergenlik Dönemi evden kopma ve topluma açılma çağıdır. Ana babaların öğütlerinden,eleştirilerinden ve karışmalarından usanan ergen kendini dışarı atar.
E N D
SOSYAL-KİŞİLİK GELİŞİMİ RPDA 213 Yonca Aybay
SOSYAL-KİŞİLİK GELİŞİMİ RPDA 213 Yonca Aybay
SOSYAL GELİŞİM • Ergenlik Dönemi evden kopma ve topluma açılma çağıdır. • Ana babaların öğütlerinden,eleştirilerinden ve karışmalarından usanan ergen kendini dışarı atar. • Çünkü soluk alabildiği özgür davranabildiği tek yer evin dışıdır.
Arkadaşlık • Evle bağları gevşeyen genç kendini boşlukta bulur, kendi gibiaynı kaygıları paylaşan, benzer bocalamayı yaşayan yaşıtlarına katılır. • Evinde anlaşılmadığını, değer verilmediğini, çocuk gözüyle bakıldığını sanan gençiçin arkadaş grubu bir kurtuluş, bir sığınaktır.
Arkadaşlık erken çocuklukta başlayan bir ilişkidir. • İlkokul yıllarında arkadaş edinemeyen bir gencin ergenlikte birden bir arkadaş grubuna katılması pek olanaklı değildir. • Arkadaşlık kurabilme ne kadar erken başlarsa o kadar erken gelişen bir yetenektir.
Arkadaşsızlık sonucu ortaya çıkan yalnızlık duygusu aile sevgisi ile giderilebilir mi?
En sağlıklı bir ailenin bile çocuğa veremiyeceği tek şey arkadaşlıktır. • Aile ancak çocuğa uygun oyun ve arkadaşlık ortamı yaratarak yardımı olabilir. • Arkadaşsızlığın yarattığı yalnızlık ve eksiklik duygusunu aile sevgisi gideremez.
Ergenin sıkı arkadaşlık kurmadan topluma açılması düşünülemez. • Bu bakımdan arkadaşlık ilişkileri toplumsal ilişkilere öncülük eder. • Arkadaşlarca beğenilmek, aranmak, benimsenmek, benlik saygısının önemli bir koşuludur.
Ergen bu ilişkilere girerek, zekasıyla, spor ve sanat yetenekleriyle kendini kanıtlar. Bireyin belli bir alanda becerisinin olması onun grupta daha kolay benimsenmesine, sivrilmesine yol açabilir. • Yardımlaşarak, paylaşarak, duygusal alışverişe girerek, dostluk bağları kurar, kendi yeteneğini sınar ve geliştirir,
Arkadaşlar gence kendi kişiliğini yansıtan ayna yerine geçer, kendini tanır ve tanıtır. • Toplumsal becerilerini geliştirir, insanlarla geçinmeyi öğrenir, işbirliğine girer.
Arkadaş grubuna giren ergen artık hem tek başına bir birey hem de topluluğun eşit bir üyesidir. • Böylelikle erişkin dünyasına adım atmaktadır. • Arkadaşlık kurabilmek ve sürdürebilmek başlıbaşına ruh sağlığının bir ölçüsüdür.
Kız-erkek arkadaşlığına girebilmek için, ergenlik öncesinde kendi cinsinden yaşıtlarıyla arkadaşlık kurabilmek gerekir.
Gencin zeka seviyesi, • Okul başarısı • Fiziksel görünüşü • Yetenekleri • Duygusal olgunluğu da akranlarınca kabul edilme-benimsenme derecesini etkilemektedir.
Sautrock’a (1993) göre çocuklukta arkadaşları ile ilişkileri kısıtlanmış, yetişkinlerle olan temaslarında horlanmış bir çocuk, bunun etkilerini ergenlik ve yetişkinlik döneminde de taşır.
Yaşıtları ile eşitlik ilkesine dayalı sosyal ilişki kurmakta başarılı olamayan gençler arkadaşlarınca kabul göremezler. Bu gençler güvensiz, kızgın ve küskün olabilirler.
Arkadaş grubunca itilme yada dışlanma, genci fazlasıyla üzer. • Oysa grup tarafından kabul görme, benimsenme, gencin kendine olan güvenini pekiştirir. • Arkadaşları arasında duygu ve düşüncelerini rahatça dile getirebilir, başkalarının etkisinde daha az kalabilir.
Arkadaşlarınca yeterince benimsenmeyen ve kendine güvenleri yeterince gelişmemiş ergenler, daha kolaylıkla grubun etkisinde kalabilirler. • Genel bir kural olarak, gencin ailesi ile çatışması büyüdükçe, arkadaş kümesinin ayartıcı etkisine kapılma olasılığı artar.
Başka bir deyişle, anababasına baş kaldıran, onların uydusu olmaktan kurtulmaya çalışan genç, arkadaş grubunun uydusu olup çıkar. Kendi kişiliğini evde kanıtlamaya çalışırken grup içinde aşırı uyuşumcu (konformist) olabilir.
Gruplar • Gruplar insanların biraraya gelişlerindeki amaçlar, birarada kalış süreleri ve grup üyelerinin birbirlerini tanıma dereceleri gibi etmenler bakımından farklılıklar gösterebilirler.
Gruplar • Grupları bir arada tutan güç farklı derecelerde olabilir. • Grubun bütünlüğünü arttıran nedenler arasında grubun birarada geçirdiği süre önde gelir. Bu süre arttıkça: • * üyeler birbirlerini daha kolay tanır • * tanıma düzeyi arttıkça bütünlük-beraberlik duygusu pekişir
Gruplar • Bir grubun üyelerini tehdit eden bir dış tehlike, gruptakileri bu tehlikeye karşı birleştirir. • Grup liderleri de grubun bütünlüğünü etkiler. • Liderlerin eşitlikçi ve demokratik davranmasının grubun bütünlüğünü arttırdığı gözlenmiştir.
Gruplar • Gruptan bireylere mesaj: BİZİM GİBİ OL! * BİZ duygusu * BAŞKALARI • Gruplar arası zıtlaşma - çatışma
Yalnızlık • Ergen sosyal ilişkiler kurma olgunluğuna erişememiş, sosyal grup içinde yer almıyor Yalnızlık • Benlik değeri de yalnızlık duygusunu etkileyebilir. • Ana-baba ile olumsuz ilişki içinde olmak ve ailede ölüm de yalnızlık hissi doğurabilir.
Sautrock’a göre yalnızlık: • Duygusal yalıtım: yakın ilişki kuracak karşı cinsten birinin yokluğu • Sosyal yalıtım: bir arkadaş grubunda yer alamama
Okul ve Ergen • Okul: • * Yeni bilgiler öğrenilen yer • * İnsan ilişkileri ile ilgili becerilerin geliştirileceği ‘sosyalleşme’ ortamı
Öğrenciler okulda arkadaşları tarafından onaylanan davranışları benimser ve tekrarlar.
Gençlerin önde gelen sorun alanları • 2004 Maltepe Üniversitesi Hizmetiçi Eğitim Semineri (400 rehber uzman) Gençlerin önde gelen sorun alanları: • Ailenin baskıcı ve otoriter yaklaşımı, • Okul yönetimi ve öğretmenlerin katı ve otoriter tutumu,
Öğretmenlerin ezberci ve katı kurallara bağlı yaklaşımları, • Öğretmenlerin ilgisiz, bıkkın, zaman zaman sert ve anlayışsız olmaları, • Öğretmenlerin öğrencilere değer vermemeleri ve onların dünyasına inmemeleri
Öğretmenlerin öğrencileri aşağılaması • Öğretmenlerin öğrencileri sadece söylenenleri yerine getirecek, ders çalışacak birer robot olarak görmeleri
Gençlerin diğer temel sorunları: • Anlaşılamamak • Önemsenmemek • Özgüven eksikliği • Gelecek kaygısı
Ergenin sosyal gelişimi ile ilgili ihtiyaçları ve kaygıları nelerdir?
Bir grubun üyesi olabilme • Grup tarafından benimsenme • Konusmak/çene çalmak bu çağda önemli bir davranış biçimidir. 15-20 yaş arasındakiler farklı mekanlarda bir araya gelip saatlerce konuşurlar • Konusma konuları: karşı cins, spor
ERGENLİKTE KİŞİLİK GELİŞİMİ • Kişilik nasıl tanımlanabilir?
Waller Stein (1981): Kişilik, bireyin sosyal ve psikolojik tepkilerinin tümüne verilen bir isimdir. • Kulaksızoğlu: İnsanın tüm özelliklerini içeren geniş kapsamlı bir kavramdır. • Karakter, mizaç(huy), benlik ve kimlik gibi kavramlar da kişilikle ilgili olarak kullanılır.
Karakter:Kişiliğin ahlaki yönü, • Benlik: Bireyin kendisi ile ilgili algılamaları ve değerlendirmeleri • Mizaç: Kişiliğin duygusal yönünü açıklar.
Kimlik: birinin, belirli bir kimse olmasını sağlayan şartların bütünüdür. • Ergenin kimliği çocukluktan itibaren yavaş yavaş gelişir.
Ergenlik kimlik geliştirmede önemli bir dönemdir ve ergen • Ben kimim? • Hangi davranış doğru? • Nasıl davranmalıyım? Sorularına cevap arar.
Ergenlerin değer yargıları ve ahlaki standartları • *Anne babasının, • *Akranlarının ve • Etraflarındaki yetişkinlerin değer yargıları ve ahlaki standartlarından etkilenir.
Ergenler çevrelerindeki insanların benzer görüşlerinin bir bileşimini yapmaya çalışırlar.
Eğer ergenin dünya görüşü ve değerleri akranlarından ve etrafındaki diğer önemli kişilerinkinden bariz bir biçimde farklılaşıyorsa o zaman ergen bir rol ve kimlik karmaşası ile karşı karşıyadır diyebiliriz.
Aile ve toplumun değer yargılarını benimsemek istemeyenler, uzun bir kimlik karışıklığı döneminden geçerek kendilerini bulmakta güçlük çekerler.
Eriksonun Psikososyal Gelişimi Dönemleri (1968) • Güvene karşı güvensizlik-bebeklik 0-1 • Özerkliğe karşı utanç ve kuşku-Küçük çocukluk 1-2 • Girişkenliğe karşı suçluluk-İlk çocukluk 2-6 yaş • Çalışkanlığa karşı aşağılık duygusu-orta çocukluk 7-12
Kimliğe karşı Rol Karışıklığı- Ergenlik • Yakınlığa Karşı Yalıtılmışlık-Genç Yetişkinlik • Üretkenliğe karşı durgunluk-Orta Yetişkinlik • Bütünlüğe karşı umutsuzluk-İleri yetişkinlik
Kimlik karışıklığı Erikson’un kullandığı bir deyimdir. • Ergenliğe girişle birlikte ya kimlikle ya da rol karışıklığı ile sonuçlanacak bir dizi kararın alınması gerektiği varsayımını geliştirmiştir.
Çocukluğunda sağlıklı psikolojik ve cinsel özdeşimler kuramamış bir kısım ergen yeni kimliğini oluşturma sürecinde kendi gerçek kimliğinin ne olduğu konusunda karmaşaya düşebilir.
Eriksona göre ergenler yeni kimlik oluşturma sürecinde başkalarının gözündeki kendisi ile kendi gözündeki kendisini karşılaştırır.
Başkalarını gözündeki kendisi ile kendi gözündeki kendisi arasındaki bağdaşmazlık onda bir kimlik bunalımına neden olabilir. • Çocukluklarında ana babalarıyla olumlu ilişkiler kuranlar bu süreci sağlıklı atlatabilirler.
Doğru kararları alan ergenler deneyimlerini açıkça tanımlanmış bir kimlikle bütünleştirebilirler. • Doğru kararları almayanlar ise geliştirilecek yeni kimliklerle ve oynanacak rollerle ilgili sorularla bunalacaklardır.