250 likes | 1.03k Views
BAL ARILARININ ÖNEMLİ BAKTERİYEL HASTALIKLARI NANO GÜMÜŞ TEKNOLOJİSİNİN KOVANLARDA KORUYUCU ETKİSİ. Dr.M.Ertan GÜNEŞ U.Ü Teknik Bilimler M.Y.O U.Ü Arıcılık Geliştirme-Uygulama ve Araştırma Merkezi eegunes@gmail.com. Bal arılarında görülen birçok bakteriyel
E N D
BAL ARILARININ ÖNEMLİ BAKTERİYEL HASTALIKLARI NANO GÜMÜŞ TEKNOLOJİSİNİN KOVANLARDA KORUYUCU ETKİSİ Dr.M.Ertan GÜNEŞ U.Ü Teknik Bilimler M.Y.O U.Ü Arıcılık Geliştirme-Uygulama ve Araştırma Merkezi eegunes@gmail.com
Bal arılarında görülen birçok bakteriyel hastalık vardır: *Amerikan Yavru Çürüklüğü *Avrupa Yavru Çürüklüğü *PowderyScalaDiseases *Half-Moon Disorder *Septisemi *Ricketsiya hastalıkları *Spiroplasma ve Mycoplasma hastalığı Ülkemizde Amerikan ve Avrupa Yavru Çürüklüğü ile Septisemi Hastalıklarının bulunduğuna ilişkin bilgiler ve araştırmalar mevcuttur.
En büyük problem AmerikanveAvrupa yavru çürüklüğühastalıklarıdır.ÖzellikleAmerikan Yavru Çürüklüğü hastalığı çok önemlidir ve kovanların hızla sönmesine dolayısıyla ekonomik kayıplara neden olur.Etken kovanlar hatta arılıklar arasında hızla yayılır.
Hastalığın etkeni Paenibacilluslarvaessp. larvae’dir.Etkenin spor formu çok dayanıklıdır.Toprakta 60 yıl,Kovanda 33 yıl, 100oC’ye ısıtılmış balda 30 dakika,temel petekte 45 yıl,eritilmiş balmumunda(72 o C) 5 gün,116 oC’ye ısıtılmış balmumunda ise 20 dakika
Enfeksiyon etkeni; Arıcılar, Bal, Petek, Oğul arıları, Alet ve ekipmanlar, Etkeni taşıyan ergin arıların yavruları beslemesi ile, Yağmacılık, Kovan birleştirme, Hastalıklı kovandan ana arı verme, gibi birçok yolla bulaşabilir.
İlk bulgular; Arı sayısında azalma, Arılarda halsizlik ve tembellik, Kovan çevresinde kapalı ve açık gözlerden sökülerek atılmış koyu renkli larvalar, Peteklerde yavrulu gözlerde düzensizlik, açık ve kapalı gözler nedeniyle alacalı görünüm, Kapalı gözlerde kapağın renkleri solmuş, içeri doğru çukurlaşmış, toplu iğne başı büyüklüğünde delinmiş bir görünüm,
Ölü larvalar önce donuk beyaz, açık kahve, koyu kahve ve sonunda siyah renkli, Ölü larva çikolata rengini aldığında bir kibrit çöpü sokulup çekilirse, larva iplik gibi 2.5-10 cm uzar, Ölü larvaları içeren peteklerde tipik zamk kokusu veya bozulmuş balık kokusu , Eğer ölüm pupa safhasında olursa, pupa ya da öküz dili olarak isimlendirilen ve pupaların ağız organellerinin dışarı uzaması ve petek gözünün tavanına yapışması ile sonuçlanan ve hastalık için karakteristik olan bulgulardan birisi görülür.
Avrupa Yavru Çürüklüğü Hastalığın asıl etkeni Melissococcuspluton’dur. Sekonderolarak,Enterococcusfaecalis, Paenibacillusalvei, Brevibacilluslaterosporus, Bacillussubtilis, Bacilluscereus ve Bacteriumeurydice
Klinik Bulgular; Larvalar genellikle kangal ( C harfi ) formundayken ölürler , Çürüyen larvada pek az bir yapışma ve nadiren uzama, Kuruyan larvalar gözlerden rahatlıkla uzaklaştırılabilir, Kovan kapağı açıldığında ekşi bira mayası veya kokuşmuş et kokusu hiisedilir. Larvaların ölümü, Amerikan yavru çürüklüğünden farklı olarak genellikle ( % 90 ) sırlanmamış gözlerde, petek gözü kapaklarının kapatılmasından üç gün önce meydana gelir.
Amerikan Yavru Çürüklüğü, Avrupa Çürüklüğü hastalığına göre daha hızlı yayılan ve aynı arılıkta önemli koloni kayıplarına neden olan bir hastalıktır. Amerikan Yavru Çürüklüğü Hastalığı fark edildiğinde öncelikli amaç yayılmasını engellemektir. Hastalık şüpheli kovan arılıktan uzağa taşınmalıdır. (Mümkünse 5 Km.) Antibiyotik kullanımı etkenin spor formuna etkisizdir.
Asıl kabul gören uygulama, hastalıklı kovanın ve ekipmanların yakılmasıdır. Bazen zararını azalmak için arıcılar, ergin arıları boş ve temiz bir kovana silkelemeyi tercih eder. Bu durumda yavrulu ve ballı çerçeveler mutlaka yakılmalıdır. Kovana 3-4 gün sonra,temiz kabarmış petek, ballı çerçeve ve yavrulu çerçeve verilebilir. Kullanılan arıcılık ekipmanları (körük,ana arı ızgarası, el demiri,maske, eldiven v.d) çamaşır suyu, zefiran, hidrojen peroksit gibi kimyasallarla dezenfekte edilmelidir.
Amerikan Yavru Çürüklüğü Hızlı Yayılır; Bu nedenle koruyucu önlemler almak daha önemlidir. Kısaca alınabilecek tedbirler; • Hastalıklı koloni nakli yapılmamalıdır. • Kovanlar arası petek aktarımı,yavrulu çerçeve verilmesi ve zayıf kovanların birleştirilmesi sırasında hastalık belirtileri açısından dikkatli kontrollerden sonra yapılmalıdır. • Orjini belli olmayan oğullar arılığa sokulmamalıdır.(3 ay süre ile arılıktan uzakta tutulmalıdır) • Koloniler orjini bilinmeyen bal ve polenle beslenmemelidir. • İlk ve sonbahar dönemlerinde tüm kovanlar hastalık belirtileri açısından kontrol edilmelidir.
Hastalıklı kovanla çalıştığımız tüm ekipman hemen temizlenmeli ve dezenfekte edilmelidir. • Yağmacılığa dikkat edilmeli ve önlemelidir. • Arılık temizliğine özen gösterilmelidir • Arılıkta mutlaka temiz su bulundurulmalıdır. • Arılık kontrolleri öncesi ve sonrasında ellerimizi mutlaka sabunlu su ile yıkamalıyız.
Nano Gümüş Kaplı Kovanların Bakteriyel Koryucu Etkisi • Gümüş’ün antibakteriyel etkisi tarih öncesi çağlardan beri bilinmekte ve özellikle dışkı kökenli bakterilere karşı saf gümüş ve altın gibi metallerin kullanımı günümüze kadar form değiştirerek gelmiştir. • Nono teknoloji ile yüzey alanı gümüşle kaplanmış bir çok materyal bakteri öldürücü bir yüzeye sahip olması istenen; tıp, tekstil, elektronik, cam-seramik, ambalaj sanayiine fonksiyonel kullanım imkanı vermiştir.
? • Kovanları Gümüş ile kaplamak bakteriyel hastalıklara karşı arılarımızı da korur mu Sorununun yanıtını bulmak için öncelikle laboratuvar koşullarında adi yavru çürüklüğü nedeni bakteriler üzerinde, 100ppm nano gümüş solüsyon denendi.
Nano Gümüş’ün laboratuvar ortamındaki başarılı etkisinden emin olduktan sonra. • 12 Adet Normal Kovan ile 12 Adet Nano Gümüş kaplı kovan hazırlandı. • Çevre, toprak ve su kaynaklı olarak en sık rastlanan adi yavru çürüklüğü etkenlerinin kovanlara tekli, ikili ve çoklu verilerek gümüşlü kovanlarda etkinlik test edildi. • Bu amaçla daha önce yapılan yavru çürüklüğü çalışmalarında en sık rastlanan bakteriler Enterococcusfaecalis, Bacillussubtilis, Escherichiacoli, Corynebacteriumjeikum ve kireç hastalığının etkeni Ascosphaeraapis kullanıldı.
Nano Gümüş kaplı kovanların, kapalı yavru gözlü petekleri üzeri püskürtme yöntemiyle seçilmiş 100 milyon mikroorganizma ile bulaştırılmıştır. • İlk beş gün bazı kovanlarda toprak, su, insan, hayvan ve çevre kökenli mikroorganizmaların üreme gösterdiği tespit edilmiştir. • Ancak 1., 2., 3. aylarda yapılan takiplerde nono gümüş kaplı kovanlarda hiçbir mikroorganizma üremesi tespit edilmemiştir.
Normal kovanlarda verilen test mikroorganizmalarından E.coli ve B.subtulis’inürediği saptanmıştır. • Diğer test mikroorganizmalar tespit edilmemiştir. Ancak tüm kovanlarda çok sayıda çevre kaynaklı çok sayıda başka mikroorganizma ürediği saptandı. Yani normal kovanlarda verilen test mikroorganizmaları ve çevresel etkilerin katkısı ile normal kovanlarda nano gümüşlü kovanların aksine bir SÜPER ENFEKSİYON yaşandığı saptanmıştır. • Ayrıca kontrol kovanlarında arıların sayısının azalması, hastalık belirtilerinin oluşması, peteklerde bulmaca manzarası, koku ve adi yavru çürüklüğü belirtileri tespit edilmiştir
Çalışmamızda elde edilen sonuçlarla, gelecekte arıcılıkta nano gümüş ile kaplı kovanların kullanılmasıyla bakteri ve mantar hastalıklarına karşı belirli düzeyde bir korunma sağlanabileceği ortaya konmuştur. • Çalışma sonunda analiz ettirilen petek ve bal örneklerinde gümüş seviyelerinin düşük olması, bu tip kovanlarla arıcılığın yapılmasının, hem arı sağlığı hem de insan sağlığı bakımından yararlı olacağını göstermektedir.