1 / 7

Kelime Uygulama Sunumu - 54

Kelime Uygulama Sunumu - 54. Bu sunumdaki kelimeler…. To exist To fast To fascinate To fashion To fasten. www.ingilizceniz.net. To exist…. Anlamı: Var olmak, mevcut olmak. Örnek: A scientist says aliens certainly exist and we should be prepared for their visits.

onofre
Download Presentation

Kelime Uygulama Sunumu - 54

An Image/Link below is provided (as is) to download presentation Download Policy: Content on the Website is provided to you AS IS for your information and personal use and may not be sold / licensed / shared on other websites without getting consent from its author. Content is provided to you AS IS for your information and personal use only. Download presentation by click this link. While downloading, if for some reason you are not able to download a presentation, the publisher may have deleted the file from their server. During download, if you can't get a presentation, the file might be deleted by the publisher.

E N D

Presentation Transcript


  1. Kelime Uygulama Sunumu - 54 Bu sunumdaki kelimeler… • To exist • To fast • To fascinate • To fashion • To fasten www.ingilizceniz.net

  2. To exist… Anlamı: Var olmak, mevcut olmak Örnek: A scientist says aliens certainly exist and we should be prepared for their visits. Bir bilimadamı uzaylıların kesinlikle var olduğunu ve onların ziyaretlerine hazır olmamız gerektiğini söylüyor. www.ingilizceniz.net

  3. To fast… Anlamı: 1.Oruç tutmak 2.Perhiz yapmak Örnek: About a dozen South African football fans are fasting in the hope it will help their team at the World Cup. Bir düzine kadar Güney Afrika futbol taraftarı, Dünya Kupası’nda takımlarına yardım edeceği umuduyla oruç tutuyor. www.ingilizceniz.net

  4. To fascinate… Anlamı: Hayran bırakmak, büyülemek Örnek: "I love making sand sculptures, most of them include wild animals because they fascinate me.” “Kum heykelleri yapmayı seviyorum, çoğu vahşi hayvanları ihtiva ediyor çünkü beni büyülüyorlar.” www.ingilizceniz.net

  5. To fashion… Anlamı: Biçimlendirmek, şekil vermek Örnek: All the reporting was fashioned around a statement made by the Foreign Ministry. Bütün raporlama, Dışişleri Bakanlığı tarafından yapılan bir beyanat etrafında biçimlendirildi. www.ingilizceniz.net

  6. To fasten… Anlamı: Takmak, bağlamak, sımsıkı kapamak Örnek: The council said the taxi driver had refused to help the women - who were partially disabled - fasten their seatbelts. Kurul, taksi şoförünün –kısmen sakat olan- kadınların emniyet kemerlerini bağlamalarına yardım etmeyi reddettiğini söyledi. www.ingilizceniz.net

  7. www.ingilizceniz.net www.ingilizceniz.net

More Related