470 likes | 1.49k Views
Ders:Avrupa Mimarisi Konu:Ayasofya,Aya İrini Kilisesi,Aya Sergius ve Bacchus ,Küçük Ayasofya Kilisesi,San Vitale Kilisesi Danışman:Yrd. Doç.Dr . Yasemin İNCE GÜNEY Hazırlayan:Nesrin POLAT. Ayasofya.
E N D
Ders:Avrupa Mimarisi Konu:Ayasofya,Aya İrini Kilisesi,Aya Sergius ve Bacchus,Küçük Ayasofya Kilisesi,San Vitale Kilisesi Danışman:Yrd.Doç.Dr. Yasemin İNCE GÜNEY Hazırlayan:Nesrin POLAT
Ayasofya • Bizans İmparatoru I. Jüstinyen tarafından M.S. 532 - 537 yılları arasında İstanbul'un tarihi yarımadasındaki eski şehir merkezine inşa ettirilmiş bazilika planlı bir patrik katedrali olup, 1453 yılında İstanbul'un Türkler tarafından alınmasıyla Fatih Sultan Mehmet tarafından camiye dönüştürülmüştür ve günümüzde müze olarak hizmet vermektedir. Ayasofya, mimari bakımdan, bazilika planı ile merkezî planı birleştiren, kubbeli bazilika tipinde bir yapı olup kubbe geçişi ve taşıyıcı sistem özellikleriyle mimarlık tarihinde önemli bir dönüm noktası olarak ele alınır. • 6. yüzyılın ünlü mimarlarından Milet'liİsidoros ve Tralles'liAnthemius'un yönettiği Ayasofya’nın inşaatında yaklaşık 10.000 işçinin çalıştığı ve Jüstinyen'in bu iş için büyük bir servet harcadığı belirtilir.
1453’de kilise camiye dönüştürüldükten sonra Osmanlı sultanı Fatih Sultan Mehmet’in gösterdiği büyük hoşgörüyle mozaiklerinden insan figürleri içerenler tahrip edilmemiş (içermeyenler ise olduğu gibi bırakılmıştır), yalnızca ince bir sıvayla kaplanmış ve yüzyıllarca sıva altında kalan mozaikler bu sayede doğal ve yapay tahribattan kurtulabilmiştir.
Günümüzde görülen Ayasofya binası aslında aynı yere üçüncü kez inşa edilen kilise olduğundan Üçüncü Ayasofya olarak da bilinir. İlk iki kilise isyanlar sırasında yıkılmıştır. Döneminin en geniş kubbesi olan Ayasofya’nın merkezî kubbesi, Bizans döneminde birçok kez çökmüş, Mimar Sinan’ın binaya istinat duvarlarını eklemesinden itibaren hiç çökmemiştir.
Ayırt edici özellikleri : • 15 yüzyıl boyunca ayakta duran bu yapı sanat tarihi ve mimarlık dünyasının baş yapıtları arasında yer alır ve büyük kubbesiyle Bizans mimarisinin bir simgesi olmuştur. Ayasofya diğer katedrallere kıyasla şu özellikleriyle ayırt edilir: • Dünya’nın en eski katedralidir. • Yapıldığı dönemden itibaren yaklaşık bin yıl boyunca (1520’de İspanya’daki Sevilla Katedrali’nin inşaatı tamamlanana dek) dünyanın en büyük katedrali ünvanına sahip olmuştur.Günümüzde yüzölçümü bakımından dördüncü sırada gelmektedir.
Dünya’nın en hızlı (5 yılda) inşa edilmiş katedralidir. • Dünya’nın en uzun süreyle (15 yüzyıl) ibadet yeri olmuş yapılarından biridir. • Kubbesi "eski katedral" kubbeleri arasında çapı bakımından dördüncü büyük kubbe sayılmaktadır.
Tarihçe: • Birinci Ayasofya • ilk Ayasofya kilisesinin açılışının 15 Şubat 360’ta Constantius II tarafından gerçekleştirilmiş olduğudur. SocratesScholasticus’un kayıtlarından gümüş kaplı perdelerle süslü ilk Ayasofya’nın Artemis Tapınağı üzerine inşa edilmiş olduğu öğrenilmektedir. • Eski bir tapınak üzerine inşa edildiği belirtilen bu yapıdan günümüze ulaşan bir kalıntı bulunmamaktadır. • Birinci Ayasofya geleneksel Latin mimarisi stilindeki bir sütunlu bazilika olup, çatısı ahşaptı ve önünde bir atrium yer almaktaydı. Bu ilk Ayasofya bile olağanüstü bir yapıydı.
İkinci Ayasofya • Mimar Rufinos tarafından inşa edilen bu İkinci Ayasofya da yine bazilika planlı, ahşap çatılı ve beş nefliydi. İkinci Ayasofya kalıntıları. Giriş merdiveni, portik kalıntıları ve vaktiyle cepheyi süsleyen iki mermer blok. Zemininin Üçüncü Ayasofya'nın zemininden daha aşağı seviyede olduğu görülmektedir.
Üstteki mermer bloklardan birinin önden ve yakın plandan görünüşü. Bloktaki kabartmada 12 havariyi temsilen yapılmış 12 kuzudan bazıları ve yaşam ağacı sembolü görülmektedir.
Üçüncü Ayasofya • İnşada kullanılacak malzemeleri üretmek yerine, imparatorluk topraklarında yer alan yapı ve tapınaklardaki yontulmuş hazır malzemelerden yararlanmak yoluna gidilmiştir. Bu yöntem, Ayasofya’nın inşa süresinin çok kısa olmasını sağlayan etkenlerden biri olarak kabul edilebilir. Böylece binanın yapımında Efes’teki Artemis Tapınağı’ndan,Mısır’daki Güneş Tapınağı’ndan (Heliopolis), Lübnan’daki Baalbek Tapınağı’ndan ve daha birçok tapınaktan getirtilen sütunlar kullanılmıştır.
İlginç bir nokta, Ayasofya’nın insan eliyle tahribatı ya da yağmalanmasının bir başka dinden olanlar tarafından değil de, yine Hıristiyanlar tarafından gerçekleştirilmiş olmasıdır. Dördüncü Haçlı Seferi sırasında, Venedik Cumhuriyeti'nin kör hükümdarı Dandolos komutasındaki Haçlılar İstanbul’u ele geçirip Ayasofya’yı tam anlamıyla yağmalamışlardır.
Müze dönemi : • Ayasofya Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün isteği üzerine, Bakanlar Kurulu’nun 24 Kasım 1934 tarih ve 7/1589 sayılı kararıyla müzeye çevrilmiştir. 1 Şubat 1935’te ziyarete açılan müzeyi Atatürk 6 şubat 1935 tarihinde ziyaret etmiştir
MİMARİ • Ayasofya, mimari bakımdan, bazilika planı ile merkezî planı birleştiren, kubbeli bazilika tipinde bir yapı olup kubbe geçişi ve taşıyıcı sistem özellikleriyle mimarlık tarihinde önemli bir dönüm noktası olarak ele alınır. • Yapıldığı dönemin dünyasında hiçbir bazilika planlı yapı Ayasofya'nın kubbesinin boyutundaki bir kubbe ile örtülebilmiş ve böylesine büyük bir iç mekana sahip değildi. Ayasofya’nın kubbesi Roma’daki Panteon'un kubbesinden küçük olmakla birlikte Ayasofya’da uygulanan yarım kubbe, kemer ve tonozlardan oluşan karmaşık ve sofistike sistem, kubbenin çok daha geniş bir mekanı örtebilmesini sağlayarak kubbeyi daha etkileyici kılmaktadır. Taşıyıcı olarak beden duvarlarına oturtulmuş önceki yapıların kubbeleriyle kıyaslandığında, sadece dört payeye oturtulmuş bu denli büyük bir kubbe mimarlık tarihinde gerek teknik, gerekse estetik bakımdan bir devrim sayılmaktadır.
Kubbeden dörtgen biçime geçişi sağlayan üçgenimsi pandantifler Orta nefin yarısını örten ana (merkezî) kubbe, doğu ve batısına eklenen yarım kubbelerle çok geniş bir dikdörtgen biçimli iç mekan yaratacak şekilde öylesine genişletilmiştir ki, zeminden bakıldığında, gökyüzüne asılı gibi duran, tüm iç mekana hakim bir kubbe olarak algılanır.
Ayasofya'nın üç boyutlu kesiti:1. Çıkış 2.İmparator kapısı 3.Terleyen sütun 4. Mihrap 5. Minber 6. Sultan Mahfili 7. Omphalion (dünyanın merkezi) a. Vaftizhane ( sultan Mustafa Türbesi) b. II. Selim minarelerinden biri
Dikdörtgen bina,atriumla birlikte 140x75 metre kaplar,iç bölüm ise 66x75 metredir,iç ve dış nartexler vardır.2 katlı iç nartex60x9 metredir.15 metre genişlikteki tonozlu yan neflerin üst katında , nartexten rampalarla ulaşılan kadınlar galerisi bulunur.Bunlar altta 5 üstte 7 kemer gözüyle orta mekandan ayrılırlar.Galerilerin yekpare mermer sütunları galeri ve kemerleri taşırlar.Merkezi mekan 75x32 metre ölçüsünde olup 56 metre yükseklikte bir kubbe ile örtülüdür.Merkezi kubbe doğuya ve batıya doğru birer yarım kubbeyle uzanır,her yarım kubbe üçer tane nişle genişletilmiştir. • Merkezi kubbe bir dörtgen üstünde olup,4 pandantif ve 4 kemere dayanır.Büyük kemerlerin basınçları doğu ve batıya doğru yarım kubbelerle ,güney ve kuzeye doğru ise 4büyük payandayla karşılanır.18x7,5m.olan payandalar dışarıdan görünürler.
Kuzeyde ve güneyde büyük kubbenin dayandığı 4 merkezi masif taş paye 7,5x18 metredir.Işığı kubbe kasnağına açılan küçük pencereler sağlar. • Kubbenin altındaki bu pencerelerden başka kuzey ve güney duvarlarındaki kemerlerin altında da açılmış 12 pencere vardır. • Yerler taş,bütün tonoz ve kubbeler cam mozaiklerle kaplıdır.tonozları 107 tane mermer sütun taşır.
Ayasofya'nın zemin planı: 1. Sıbyan Mektebi 2. Şadırvan 3. Muvakkithane 4. Mütevelliler dairesi (Günümüzde Müze Müdürlüğü'nce kullanılıyor) 5. Şehzadeler Türbesi 6. III. Murad Türbesi 7. II. Selim Türbesi 8. III. Mehmet Türbesi 9. Sebil 10. Mermer sarnıç 11. Türk payanda duvarları 12. Kütüphane 13. Vaftizhane (Günümüzde Sultan Mustafa ve Sultan İbrahim Türbesi) 14. Sebil 15. Minareler 16. Omphalion 17. İkinci Ayasofya kalıntıları 18. Ayasofya Medresesi (günümüzde mevcut değildir) 19. Ayasofya İmareti (günümüzde mevcut değildir) 20. İmaret Kapısı 21. Mihrap 22. Hünkar mahfili 23. Minber 24. Müezzin mahfili 25. IV. Murat'ın yaptırdığı mermer kürsü 26. Bergama'dan getirilen küpler 27. Terleyen sütun 28. Üst kata çıkış rampası 29. Alt kata iniş rampası 30. Hazine dairesi
Aya İrini Kilisesi • Bizans’ın ilk kilisesi olarak kabul edilen Aya İrini Kilisesi, Konstantin tarafından 330’lu yıllarda inşa ettirilmiştir. • Ayasofya’nın daha küçük bir örneğidir,zira burada daha uzun ve merkezi bina elemanları birleştirilmiştir. • İki kubbeli ve absidli merkezi mekanda uzun bazilika hacmi belirtilmiştir.Doğu kubbesi alçak bir tambur üstündedir. • İki kubbeli merkezi mekanın yanlarında tonozlu nefler,doğuda absid ve batıda atrium vardır.
Küçük Ayasofya Camii - Sergius ve Bacchus Kilisesi • İmparator Jüstiniaus tarafından yaptırılmıştır. Sergios ve Bakhos adlı iki azize ithaf edilmiştir. • Günümüzde İstanbul'un kullanılabilir en eski yapısı olan Küçük Ayasofya Camii ya da eski adıyla Ss. Sergius ve Bacchus kilisesi 527-536 yılları arasında inşa edilmiştir.
Mimari Tanım • Yapı başkent Konstantinopol'da merkezi planlı, birinci dönem Bizans kiliselerinin tipik örneklerindendir. Düzgün olmayan dikdörtgen planlı kilisenin batısında narthex kısmı, doğusunda da yarım altıgen biçimindeki apsis kısmı yer alır. • Düzgün olmayan dikdörtgenin içine yerleştirilmiş olan sekizgen planlı orta mekan, köşelerinde exedra denilen yarım daire biçimli nişlerle genişletilmiştir. Bu orta mekanın köşelerine çokgen biçimli ayaklar ile apsis hariç bunların arasına ikişer sütun yerleştirilerek orta mekan ile apsis arasında bir mekan bütünlüğü sağlanmıştır.
Orta mekan üzerinde köşelerindeki sekiz büyük ayak ile taşınan 16 dilimli bir kubbe yer almaktadır. • Yapı Malzemesi • Ss. Sergius ve Bacchus kilisesinde kullanılan yapı malzemesi taş, tuğla ve harçtır. Kuzey, batı ve doğu cephelerindeki duvarlar, onarım görmüş kısımlar hariç yığma tağlanın geniş aralıklarla düzenlenen taş sıralarıyla takviyelenmesi ile oluşturulmuştur. Ortalama olarak 70x35x5 cm. boyutlu tuğlalar 4-5 cm. kalınlığında harç ile birbirine bağlanmıştır. 19. yüzyıl yapısı olan güney cephesinde ise düzensiz taş ve tuğla örgüleri vardı. • Yapı içinde malzeme olarak ayaklarda zemin katta 4 cm. harç ile bağlanmış kavkılı kalker, galeri katında ise tuğla kullanılmıştır.
San Vitale Kilisesi • Bu kilisede Bizans’ın ve bilhassa Küçük Ayasofya’nın etkisi çok belirlidir. • Oldukça karışık planda iki tane iç içe sekizgen vardır. 16.5m. çapında bir sekizgen,34.5m.çapında ikinci bir sekizgenin içine yarleştirilmiştir. • Orta mekan pandantifli fakat içi boş kil çanaklarından örüldüğünden çok hafifletilmiş bir kubbeyle örtülerek basıç sorunu yok edilmiştir. • İç mekanda niş ve kolonlar birbirini izleyerek açık ve kapalı etkisi sağlarlar.
Yüzeyler mermer levhalar ve mozaiklerle kaplıdır. • Bu kilisenin en önemli özelliği,mozaiklerle mermer sütunların başlıklarının ince oymalarıyla ışık-gölge etkisi yaratmalarıdır. • Bu sayede binaya kutsal bir hava sağlanmış olurdu. • San Vitale’nin sade dış cephesi,paye,pencere ve kitle oyunlarıyla çok ritmiktir. • Ayrıca doğu ülkelerinde olduğu gibi merkezi kubbe dışarıdan görünmez piramit biçiminde bir çatıyla örtülüdür.