1.08k likes | 1.1k Views
KALKINMA PLANI (BİRİNCİ BEŞ YIL) 1963 — 1967. İNSANGÜCÜ, İSTİHDAM, EĞİTİM VE ARAŞTIRMA
E N D
İNSANGÜCÜ, İSTİHDAM, EĞİTİM VE ARAŞTIRMA • Eğitim konusu, eğitimin sosyal hedefleri yanında kalkınma hedeflerine ulaşmak bakımından bu dönemde yapılacak işlerin gerçekleşebilmesi için gerekli nitelikte ve sayıda eleman yetiştirilmesi açısından da ele alındığından, istihdam konusu ile birlikte incelenmektedir. Çünkü çeşitli sektörlerde çalışması gerekli insan sayısı ile bu toplam sayısının fonksiyon tiplerine bölünmesi ve bunları yetiştirecek eğitim sistemi arasında yakın bir ilgi vardır. • Bu bakımdan birbirine olan yakın ilgisi göz önünde tutularak insan gücü,istihdam ve eğitim konuları bir arada ve birbirine bağlı olarak ele alınmıştır
Burada çeşitli alanlarda çalışacak toplam işgücünün hangi nitelikte elemanlardan meydana geleceği konusu üzerinde durulmuş, böylece eğitim kurumlarının yetiştireceği insan sayısı, bunların nitelikleriyle ilgili hedeflere tespit edilmiştir
Kalkınma Plânında, bu çerçeve içinde ele alınan eğitim politikasının uygulanmasında göz önünde tutulacak başlıca ilkeler şunlardır : • (1) Eğitim sistemimiz toplumdaki çeşitli görevlerin yurttaşlar arasında kabiliyetlerine göre dağıtılmasını sağlayacak bir şekilde düzenlenecektir • (2) Eğitim sistemimiz, Türk toplumunun ihtiyaçlarına ve şartlarına uygun insanların yetiştirilmesine doğru yönelecektir
(3) İlk öğretim dışındaki eğitim kurumlarında yurttaşların kendileri için yapılan harcamaları belli ölçülerde ve imkânları olduğu zaman ödemeleri sağlanacaktır. • (4) Eğitim hedeflerine ulaşmak, çok -önemli bir hamleyi gerektirmektedir. Bu konuda gerekli ve elverişli alanlarda yapılacak yatırımlara halkın katılma isteği değerlendirilecek, başlangıçta büyük bir önem gösteren her basamakta öğretmen ihtiyacının karşılanması için gerekli bütün tedbirler alınacaktır.
İstihdam bakımından hedef aşağıdaki noktalarda toplanmaktadır. • (a) İşsizlik meselesini çözmek, • (b) Çalışanların meslekî seviyelerini yükseltmek, • (c) Her basamakta yeterliliğe dayanan bir çalıştırma politikasıyla yetişenleri yerinde kullanmak ve sağlam bir sosyal hareketlilik yaratmak, • (d) Çalışan nüfusun çeşitli meslek gruplarının bölünüşündeki dengesizlikleri ortadan kaldırmak ve daha dengeli bir dağılış sağlamaktır
b. Genel metot :Eğitim sistemini hemen etkileyebümek imkânsız olduğundan insan-gücü ve • eğitim plânlarının en az onbeş yıllık bir donem için hazırlanması gerekmekted ir. • İnsangücüne arz kaynağı olarak eğitim kurumlan yanında sanayi içinde eğitim • üzerinde önemle durulmuş, sanayi içinde eğitimin şimdiki durumu ve geüştirüme imkânları araştırılmıştır
İŞGÜCÜ • Geçmiş yıllardaki üretim - istihdam dizilerine bağlı olarak bulunan, üretime bağlı işgücü, sanayi ve hizmetler sektöründe ileri yıllarda hizmette kullanılabilecek toplam işgücü hesaplanmıştır. • Tarım sektöründe çalışacak işgücü, tarım sektörü çalışmalarında tespit edilmiştir. (Tablo : 353)
353 tablo çalışan nüfusun ana sektörlere bölünümü Yüzdesini bulmaya çalışırsak örnek tarım sektöründeki 10.00/13.12=0.762 yüzdeliği sanayi 1.34/13.120=0.102 hizmetler 1.78/13.12=0.135
1955 yılında tarım sektöründe çalışanlar toplam çalışanların yüzde 82 si iken 1962 de bu oran yüzde 78 e düşmüştür. Hizmetler sektörünün toplam içindeki oranı 1955 de yüzde 9 dan 1962 de yüzde 11,5 e çıkmıştır. 1962 - 1967 dönemindeki gelişme tablo 60 da gösterilmiştir.
1963 ten 1967 yılına kadar toplam istihdam artışı l 215 400 olmuştur. Bu artışın 213 100 ü tarım sektöründe de olmuştur. Birinci Beş Yıllık Planda öngörülen miktar 700 000 kadardır. Türkiye’de tarım sektöründe gelişme ekilen alanın genişlemesinden çok mevcut • kaynakların iyi kullanılmasına bağlı olduğundan tarımın istihdam yaratması sınırlı olmaktadır. Gerçekleşen istihdam artışının öngörülen miktardan çok düşük olması, tarım sektöründe istenen oranda bir üretim artışının gerçekleşmemiş olmasıdır. Ancak aradaki fark, Birinci Beş Yıllık Planda öngörülen istihdam artışı 1960 nüfus sayımı yüzde l örnekleme ön sonuçlarına dayanılarak hesaplanmış olması ve kesin sonuçların bunlardan farklılığı sebebiyle fazla olmuştur. Çalışan nüfustaki artışların karşılaştırılması Tablo 61 de gösterilmiştir.
TABLO : 61 . Birinci Beş Yıllık Planda Öngörülen ve Bu Dönemde Gerçekleşen Çalışan Nüfustaki Artışların Karşılaştırılması (15 ve Daha Yukarı Yaşta Çalışanlar)
Sanayi sektöründe 1963 - 1967 döneminde çalışanların artışı 375 500 olmuştur. • Birinci Beş Yıllık Planda öngörülen artış 316 000 di. Bu sektördeki istihdam artışı plan • hedefinin üstünde olmuştur. Hizmetler sektöründe öngörülen 890 000 istihdam artışı 474000 olarak gerçekleşmiştir. Bu durum çalışanların sektörlere dağılımında tahmin edilenden farklı sonuçlara yol açmıştır
TABLO: 62 . Üç Ana sektör itibariyle Çalışan Nüfusun (I5 ve Daha Yukarı Yaşta) Yüzde Dağılımı ve Artışlar (1961-1967)
b. Sanayi ve hizmetlerde fonksiyonel bölümler : • İleriki yıllarda fonksiyonel bölümler, hesaplanmıştır. Bazı özel meslek grupları plânın gerçekleşmesini daha çok etkilediği için ayrı ayrı incelenmiştir. (Tablo : 356
TABLO : 356 — Sanayi ve hizmetlerde işgücünün fonksiyonel bölünümü, (1962 - 1977) Fonksiyonel bölümler 1963 1964 1965 1966 1967 1. İdareci ve müteşebbisler 77,0 81,0 88,0 97,0 106,0 2. Meslekî personel (Toplam 78,5 83,0 91,0 103,0 114,0 Mühendis 13,0 14,0 15,0 16,0 17,0 Sağlık personeli 10,0 10,0 11,0 11,0 12,0 Öğretmen 24,5 27,0 20,0 39,0 47,0 Diğer 31,0 32,0 35,0 37,0 38,0 3. Teknisyen (Toplam 151,5 165,0 177,0 194,0 213,0 Teknisyen 23,0 25,0 27,0 30,0 33,0 Yardımcı sağlık personeli 10,0 11,0 11,0 15,0 20,0 Öğretmen (İlk) 54,5 59,0 63,0 67,0 71,0 Diğer 64,0 70,0 76,0 82,0 89,0 4. Alt kademe memurlar ve satışla 580,0 635,0 695,0 765,0 840,0 İlgili meslekl 5. Ustabaşı 55,0 60,0 66,0 73,0 81,0 6. Yetişkin İşçi 740,0 790,0 850,0 980,0 1.000,0 7. Sıra işçisi 1.438,0 1.562,0 1.693,0 1.810,0 1.940,0 T O P L A M 3.120,0 3.376,0 3.660,0 3.962,0 4.294,0
TÜRKİYE’NİN NÜFUSU VE TOPLUM YAPISININ • ÖZELLİKLERİ • a. NÜFUS : • 1. DURUM • Türkiye’de altıdan yukarı yaştaki nüfus 25 milyon kişi olup bunun yüzde 48 i okuma - yazma bilmektedir 1960 - 1965 devresinde okur - yazar nüfus 8,7 milyondan 12,2 milyona çıkmıştır • Okur - yazar nüfusun yüzde 58,4 ü ilk, yüzde 6,7 si orta, yüzde 2,5 i mesleki, yüzde 2,8 i lise. yüzde 1,6 sı ise yüksek öğrenim yapmıştır. Yüzde 28 i ise belli bir eğitim kurumundan mezun olmayan kişilerden meydana gelmektedir. • 1965 yılında ilkokul çağındaki çocukların yüzde 78 i okula gitmektedir. 1960 yılında bu oran yüzde 67 idi
2. DEMOGRAFİK ÖZELLİKLERİ • 1960 ve 1965 sayımları arasında nüfus artış hızı binde 24,9 dur. Bu hızın aynı • dönemde binde 27,9 olacağı tahmin ediliyordu. Binde 24,9 luk artış hızı önceki beş yıldaki artış hızının çok altındadır. Bu durumun nedeni tahminler yapıldığı sırada yurt dışına gidecek işçilerin hesaba, katılamamasıdır. 1960 sayımı kesin sonuçlarına dayanarak ve yurt dışına giden işçileri de hesaba katarak 1960 - 1965 dönemi için bulunan artış hızı binde 26,1 dir
. 4. EĞİTİMDE BUGÜNKÜ DURUM : • Çeşitli okullarda öğrenci ve öğretmen durumu ile toplam öğrencinin okul çağındaki nüfusa oranı tablo 357 de gösterilmiştir
Türkiye'de bugüne kadar eğitim genel olarak önemli bir konu sayılmış ve bu alanda oldukça büyük harcamalar yapılmıştır. Bundan başka çeşitli sistemler ve eğitim usulleri denenmiştir. Fakat eğitim sistemine bir bütün olarak bakamayışı eğitimin uzun süreli bir çerçeve içinde ve plânlı olarak ele alınmayışı ve eğitim teşkilatındaki dağınıklık bütün bu çabaların ve harcamaların yeterince verimli olmasını önlemiş ve eğitim düzenimizde çeşitli dengesizlikler ortaya çıkmıştır
5. KALKINMANIN TOPLUMSAL VE İKTİSADÎ AMAÇLARINI • GERÇEKLEŞTİRECEK EĞİTİM HEDEFLERİ : • a. Eğitim kurumları : • İşgücünde ihtiyaç duyulan çeşitli tip elemanları karşılayan başlıca mekanizma olarak eğitim kurumları düşünülmüştür. Bu kurumların şimdiki kapasite ve • durumlarına ek olarak: ihtiyaç duyulan mezun, yeni kayıt, ek kapasite ve öğretmen sayıları hesaplanmıştır. • İktisadi gelişmenin doğuracağı işgücü ihtiyaçlarının ve tespit edilen toplumsal hedeflerin gerçekleşmesi için çeşitli eğitim bölümlerinde bulunması gereken toplam • öğrenci sayıları Tablo 358 de gösterilmiştir
Tablo 358 de belirtilen bu eğitim hedeflerinin gerçekleşmesiyle Türkiye'de okul • çağında nüfus ile okuyan nüfus oranları ve çeşitli eğitim seviyelerinde meslekî, teknik • ve genel eğitim oranlan Tablo 359 da görülmektedir
TABLO : 359 — Okul çağındaki nüfus ve çeşitli eğitim bölümlerinde okuyanların oran (Bin)
EĞİTİM • 2. DURUM: • 1966 - 1967 ders yılında eğitimin genel görünüşü Tablo 84 de verilmiştir. Eğitim • hizmeti okul içine dönük kalmıştır. Çevre ve iş hayatı ile ilişkisi sınırlıdır. Fonksiyonel • eğitim, özellikle kız ve erkek teknik öğretimde, sağlanamamaktadır. . 1963 te orta öğretimde toplam öğrencilerin yüzde 1,5 i yatılı iken 1967 de bu oran yüzde 0,7 ye düşmüştür. 1967 de sağlanan yatılılık kapasitesi 4 000 dir.. Bunun dışında özel yurtlar da bulunmasına rağmen .yurt ve yatılılık kapasitesi yeterli değildir. Üst okullara geçişler düzenli işlememektedir, özellikle meslekî ve teknik öğretimde mezunların üst okullara devamları veya meslekte gelişmeleri bakımından tıkanıklıklar vardır
TABLO : 84 . 1966 - 1967 öğretim Yılında Okullarda öğrenci öğretmen Sayıları Ve Bu Sayılarla ilgili Oranlar Okulun çeşidi 1 2 3 4
2. DEMOGRAFİK ÖZELLİKLERİ • 1960 ve 1965 sayımları arasında nüfus artış hızı binde 24,9 dur. Bu hızın aynı • dönemde binde 27,9 olacağı tahmin ediliyordu. Binde 24,9 luk artış hızı önceki beş • yõldaki artış hızının çok altındadır. Bu durumun nedeni tahminler yapıldığı sırada yurt • dışına gidecek işçilerin hesaba, katılamamasıdır. 1960 sayımı kesin sonuçlarına • dayanarak ve yurt dışına giden işçileri de hesaba katarak 1960 - 1965 dönemi için • bulunan artış hızı binde 26,1 dir
1960 - 1965 döneminde doğurganlık çağında bulunan kadın nüfusun büyük bir • kısmı 1940 - 1945 döneminde doğmuştur. Harp yıllarında doğumların azalması yanında • bu dönemde doğanların sayısını etkileyen doğurganlık çağındaki kadın nüfus sayısı ise, • Birinci Dünya Savaşı ve İstiklal Harbi yıllarında doğan kadın nüfus olduğundan azdır. Bu • durumda. 1960 - 1965 döneminde artış hızının azalması, Birinci Dünya Savaşı sırasında • doğumların, dolayısıyla 1940 - 1945 devresindeki doğurgan yaş grubunun bunun sonucu • olarak da 1960 - 1965 dönemindeki doğurganlık çağındaki kadın nüfusun sayıca az • olmasına bağlıdır. 20 - 26 yıl sonra kendini tekrar hissettirebilecektir
Doğum oranındaki değişmelerde demografik, sosyal ve iktisadi faktörler rol • oynamaktadır. Doğurganlık çağındaki kadın nüfusun fazla veya az olması doğumları • sayısal yönden etkiler. 15 - 49 yaş gruplarındaki kadınların toplam nüfusa oranına bağlı • olarak genel doğum oranı değişmektedir. Bu kadınların evlenme oranı yükseldikçe • doğumlar da sayısal yönden artmaktadır. 1965 yılında doğurganlık çağındaki nüfusun • yüzde 75,7 si evli iken 1960 yılında bu oran yüzde 80 idi.
İSTİHDAM • 1. İLKELER: • a.Bugünkü işsizliği ve gizli işsizliği azaltmak için gittikçe artan istihdam yaratmak, iktisadi gelişme sırasında demografik, iktisadi ve sosyal değişme sonucu yeni işler aramak durumunda olanlara da iş sağlamayı gerektirmektedir. Bu anlayış içinde 1968 - 1972 döneminde İstihdam yaratmak ekonominin hızla gelişmesinin bir sonucu olarak ele alınacak, istihdam konusu genel kalkınmanın dışında bağımsız bir amaç olmayacaktır. • b. İkinci Beş Yıllık Plan döneminde ağırlık verilecek sanayileşme ile şehirlerde daha fazla çalışma imkanları yaratılacaktır
2. DURUM: • a. ÎSTİBDAM SORUNUN TANIMI : Az gelişmiş ülkelerde işsizliğin nedenleri ve bu sorunun çözüm yolları diğer ülkelerde olduğundan farklıdır. Gelişmiş Ülkelerde sorun çok defa düşük bir efektif talep seviyesinden ve kullanılmayan kapasiteden doğmaktadır. Az gelişmiş ülkelerde işsizlik sorunu, gelişmiş ülkelerin aksine, tasarruf eğiliminin yüksek oluşundan değil düşük • olmasından doğmaktadır. Ve devamlı bir nitelik • taşımaktadır. Bu sorun bir yandan tarım sektöründe kullanılmayan işgücü ve gizli işsizlik, diğer yandan tarım dışında açık işsizlik ve verim düşüklüğü şeklinde ortaya çıkmaktadır.
Planlı dönemde 15 - 64 yağ grubunda istihdam, 1962 de 12,5 milyon kişi iken, • yüzde 12,7 lik bir artışla 1972 de 14,1 milyon kişiye çıkmıştır. Buna karşılık 15-64 yaş • nüfusunda aynı dönemde yüzde 27,3 oranında bir artış olmuştur. Bu bulgular, 15-64 yaş • grubunun istihdamdan daha hızlı arttığını göstermektedir
İSTİHDAMIN SEKTÖRLERARASI DAĞILIMI (1962-1972)% Sanayi sektöründe 500 bin, hizmetlerde ise l milyon 500 bine yakın ’bir artış gerçekleşmiştir. Sektörlerin nispî paylarındaki gelişmede, tarım sektörü yüzde 77 den yüzde 65 e düşerken, sanayi ve hizmetler sırasıyla yüzde 8,3 den, 11,3 e ve 13,9 dan 22,7 ye yükselmiştir (Şekil 12).
b. 1968 -1982 İNSANGÜCÜ TALEBİ VE ARZI :: • (1) Teknik elemanlar : • 1968 - 1982 döneminde mühendis, teknisyen ve sanatkâr sayılarında iktisadi kalkınma hedeflerini gerçekleştirmek için, büyük bir artış gerekmektedir. 1968 -1982 insan gücü talebi Tablo 74 de gösterilmiştir.
1967 yılına göre, 1968 - 1982 döneminde insan gücü talebi artışı Tablo 75 de görülmektedir. TABLO : 75 . Teknik İnsangücü Talebi Artışı 1967 = 100 Orantılı olarak ihtiyaçlarda en ’büyük artış teknisyenler için olmaktadır. Buna göre 1967 de l mühendise 1,7 teknisyen düşerken, bu oran 1972 de- 1,9, 1977 de 2,2 1982 de 2,6 olmaktadır. Mühendis ile teknisyen oranındaki bu değişiklik mühendislerin verimli bir şekilde kullanılmalarını sağlamak amacını gütmektedir
EĞİTİM • 2. DURUM: • 1966 - 1967 ders yılında eğitimin genel görünüşü Tablo 84 de verilmiştir. Eğitim hizmeti okul içine dönük kalmıştır. Çevre ve iş hayatı ile ilişkisi sınırlıdır. Fonksiyonel eğitim, özellikle kız ve erkek teknik öğretimde, sağlanamamaktadır. . 1963 te orta öğretimde toplam öğrencilerin yüzde 1,5 i yatılı iken 1967 de bu oran yüzde 0,7 ye düşmüştür. 1967 de sağlanan yatılılık kapasitesi 4 000 dir..
TABLO : 84 . 1966 - 1967 öğretim Yılında Okullarda öğrenci öğretmen Sayıları Ve • Bu Sayılarla ilgili Oranlar Okulun çeşidi 1 2 3 4 Not: Ortaöğretim üstünde öğrenci, öğretmen, derslik, oranları çeşitli dallarda çok farklı olduğu için ortalama verilmiştir.
Üniversite mezunu öğretmen başına 38 öğrenci düşmektedir. Öğretmen sayısının • yetersizliği meslekten olmayan elemanlarla kısmen giderilmeye çalışılmakta, bu durum • eğitimin niteliğini bozmaktadır, öğretmenlerden en fazla yararlanmayı sağlayacak • metotlar geliştirilmemiştir..Eğitimde ilk kademe ilkokullardır. İlköğretim seviyesinde yetiştirme yurtları, beden ve ruh nedeniyle öğretim güçlüğü olan çocuklar için yeterli özel eğitim sağlanamamıştır. Köy ilkokullarında 1960 - 1985 döneminde öğretmen sayısında yüzde 30 bir artış olmasına rağmen öğrenci öğretmen oranı 46 dan 48 e çıkmıştır. Bu oranlar şehir ilkokulları için yüzde 40 öğretmen sayısındaki artışa karşı 41 den 45 e çıkmaktadır,
1963 -1972 döneminde ilkokulların gelişme hedefleri Tablo 85 de gösterilmiştir TABLO : 85 . İlkokullarda Toplam öğrenci, Okullaşma Oranı ve İlk Kayıtların Gelişmesi
Çeşitli eğitim kademelerinde okul çağı nüfus, toplam öğrenci ve okullaşma oranları ve dağılımı Tablo 97 de gösterilmiştir
TABLO : 97 . 1968 - 1972 Döneminde Eğitim Kademelerinde Okul Çağı Nüfus Toplam öğrenci ve Okullaşma Oranları. (Bin Kişi)
Türkiye’de altıdan yukarı yaştaki nüfus 25 milyon kişi olup bunun yüzde 48 i okuma - yazma bilmektedir 1960 - 1965 devresinde okur - yazar nüfus 8,7 milyondan 12,2 milyona çıkmıştır. • Okur - yazar nüfusun yüzde 58,4 ü ilk, yüzde 6,7 si orta, yüzde 2,5 i mesleki, yüzde 2,8 i lise. yüzde 1,6 sı ise yüksek öğrenim yapmıştır. Yüzde 28 i ise belli bir eğitim kurumundan mezun olmayan kişilerden meydana gelmektedir. • 1965 yılında ilkokul çağındaki çocukların yüzde 78 i okula gitmektedir. 1960 yılında bu oran yüzde 67 idi
2. İSTİHDAM VE İŞGÜCÜ VERİMLİLİĞİ • 1987 - 1995 döneminde daha hızlı büyüyen bir ekonominin yaratacağı istihdam olanakları ile istihdam sorunu çözümlenebilecektir. Bu dönemde işgücü arzındaki artış hızı yõlda ortalama yüzde 2,7 dolayında iken, işgücü talebi yılda ortalama yüzde 3,6 artacaktır. 1995 de 26,0 milyon dolaylarındaki toplam işgücü arzının 6,2 milyonunun tarım, 5,6 milyonunun sanayi, 13,4 milyonunun da hizmet sektörlerinden gelen işgücü talepleri ile istihdam edilebileceği ve çalışan nüfusun yüzde 3 ü dolayında arızî işsizliğin var olabileceği tahmin edilmektedir- (Tablo 96)