220 likes | 522 Views
MÜHENDİSLİK ETİĞİ AYRIMCILIK VE İFADE ETME ÖZGÜRLÜĞÜ. 050080001 Enes Dereli 050090045 Esin Şentürk 050090055 Ela Güner 050030035 Muratcan Balçık. AYRIMCILIK .
E N D
MÜHENDİSLİK ETİĞİAYRIMCILIK VE İFADE ETME ÖZGÜRLÜĞÜ 050080001 Enes Dereli 050090045 Esin Şentürk 050090055 Ela Güner 050030035 Muratcan Balçık
AYRIMCILIK • Ayrımcılık, en basit tanımıyla; herhangi bir kamu yararı ya da mantıklı bir gerekçe söz konusu olmaksızın, bir kişiye, benzer durum ve koşullardaki diğer kişilerden farklı ve eşit olmayan bir muamele yapılması anlamına gelir. İnsanlık tarihi ayrımcılığın yol açtığı büyük felaketlerle doludur. Yalnızca geride bıraktığımız yüzyılda bile, “biz” ve “ötekiler” arasında yapılan ayrım, çoğu kez başka hiçbir neden olmaksızın, milyonlarca insanın acı çekmesine yol açmıştır. Ayrımcılık, uluslararası toplumun artan duyarlılığına ve 21. yüzyılda ulaşılan muazzam bilgi birikimine rağmen devam etmektedir.
AYRIMCILIĞIN ÇEŞİTLERİ Ayrımcılığın çeşitleri ; • Cinsiyet, • Renk, • Irk ve ulusal köken, • Din, • Politik görüş, • Sosyal köken, • Fiziksel engellilik olarak ana başlıklarda sayılabilir.
Cinsiyet Ayrımcılığı • Dünyada en sık görülen ayrımcılık türüdür. Kadınlar ciddi ayrımcılığa maruz kalmaktadırlar. Örnek olarak iş hayatında kadınlara karşı tutum farklıdır. İşe alınsalar dahi kadınlar ayrımcılığa işyerinde de maruz kalmaktadırlar. Düşük ücret, sosyal hak, kötü davranışlarla karşı karşıya kalırlar.
Renk Ayrımcılığı • Bir diğer sık görülen ayrımcılıkta deri rengi siyah olan Afrikalı, Doğu Asyalı ve Güney Amerikalı insanlar dünyanın hemen her yerinde çeşitli ırkçı söylemlere maruz kalmaktadırlar.
Irk ve Ulusal Köken Ayrımcılığı • Daha çok ABD ve sömürgeci ülkelerde görülmektedir. İsrail’de batılı ülkelerden göç eden Yahudilerin, doğu ülkeleriden göç eden Yahudilere karşı ayrımcı davrandıkları belirlenmiştir.
Din Ayrımcılığı • Yüzyıllardan beri süre gelen din ayrımcılığı günümüzde de sürmektedir. Özellikle 11 Eylül 2001 tarihinden sonra başta ABD olmak üzere Hıristiyanlık dininin hakim olduğu ülkelerde Müslümanlara karşı ayrımcılığın ciddi düzeyde arttığı tespit edilmiştir.
Politik Görüş Ayrımcılığı: Günümüzde politik görüş ayrımcılığı sıklıkla görülmektedir, çeşitli alanlarda politik görüşlerini değiştirmeleri için baskı, belli politik görüşü olan kişilere ayrımcı uygulamalar var olduğu konusunda iddialar bulunmaktadır. • Sosyal Köken Ayrımcılığı: Kırsal kesimden gelen insanlar bu ayrımcılığa maruz kalabilmektedir. Ülkemizde mezun olunan üniversitelerde sosyal köken yönünden yapılan ayrımcılık bulunmaktadır. Bilgi düzeyine hiç bakılmaksızın birçok üniversite mezunu, işe almada çoğunlukla dışlanmaktadır. • Fiziksel Engellilik Ayrımcılığı: Özellikle iş hayatında fiziksel engelli insanların istihdamı için hemen her ülkede pozitif ayrımcılığı özendirmekte ya da ülkemiz gibi bazı ülkelerde zorunluluk olarak düzenleyen yasalar mevcuttur. Son yıllarda aşırı kilolu insanlar da fiziksek engelli gibi algılanmakta ve bundan dolayı iş hayatında dışlandıkları bildirilmektedir.
Ayrımcılığın Nedenleri • Yapılan ayrımcılığın birtakım dinamiklere dayandığı düşünülebilir. Genelde tüm ayrımcılık çeşitlerinin temelinde yatan sebep olarak, ayrımı yaratan tarafın kendini diğer taraftan üstün sayma isteği gösterilebilir. Hiçbir ayrımcılık "biz daha kötü olduğumuz için ayrıyız" şeklinde olmamıştır. insanlar bağlı oldukları sosyal gruba ‘’bir tarafta bulunma bilinciyle bağlı olup’’ kendi gruplarını diğer gruptan üstün özellikleriyle ayırırlar ve bunun bir yansıması olarak kendileri de bu grubun bir üyesi olarak diğer grubun üyelerinden otomatik olarak üstün sayılmış olurlar. Temelinde yatan şey ise, genelde kişilerin öz benliklerini yeteri kadar kabullenememesi ve değersizlik duygusuyla baş edememesidir. Milliyetçilik örneğini ele alalım. Aşırı milliyetçi bir kimse kendi değersizlik duygusunun yarattığı boşluğu toplumun bir değeri olan milliyetçilikle doldurmuş, bir bakıma kendini bürokrasiyle özdeşleştirmiştir. Bu da onun hem birey olarak yaşadığı yalnızlık duygusundan kurtulmasını sağlayacak hem de bir gruba dahil olduğundan ona bir ayrıcalık kazandıracaktır.
Nefret Söylemi ve Nefret Suçları • Nefret söyleminin temelinde önyargılar, ırkçılık, yabancı korkusu/düşmanlığı, tarafgirlik, ayrımcılık, cinsiyetçilik ve homofobi yatar. Kültürel kimlikler ve grup özellikleri gibi unsurlar nefret söyleminin kullanılmasını etkiler, ancak yükselen milliyetçilik ve farklı olana tahammülsüzlük gibi koşullarda, nefret dili yükselir ve etkisini arttırır. • Konular arasında yukarıdakilere ek olarak dış, politik görüş, sosyoekonomik ve sosyal sınıf, dış görünüm, fiziki veya zihinsel engel, meslek ya da diğer ayırt edilebilen özellikler bulunabilir.
Türkiye’de Ayrımcılık ve Nefret Suçlarına İlişkin Yasal Mevzuat • Türkiye’de nefret suçlarına ilişkin özel mevzuat olmadığı gibi, nefret suçu ve nefret söylemi fiillerine karşı ceza yasasında ağırlaştırıcı hükümlere de yer verilmemektedir. • 2010 yılı sonu itibariyle meclisin gündeminde olan ''ayrımcılık yasası'', her ne kadar ceza yasası olmayıp, dolayısıyla bir ceza öngörmese de, nefret suçlarına ilişkin ilk kez bir tanım getirmektedir. • Yasa taslağı, ''cinsiyet, ırkı, renk, dil , din, inanç, etnik köken,cinsel kimlik, felsefi ve siyasi görüş,sosyal statü, medeni hal, sağlık durumu, engellilik, yaş ve benzeri temellere dayalı ayrımcılığın yasaklanmasını öngörüyor.
Ayrımcılığa Yakından Bakış • İnsana ve onun yaşama alanına daha ayrıntılı bir şekilde bakacak olursak, ayrımcılığın genel anlamda yaşamlarının pek çok yerinde ortaya çıktığı görülmektedir. Bu nedenledir ki, insanlar onlara nitelik katacak, bir anlamda onları ayrı kılacak pek çok konuda ayrımcılığa uğramışlar, ya da ayrımcılık yapmışlardır. Irk, din, cinsiyet, cinsel yönelim, ekonomik durum, yaş, fiziksel görünüm ve bunun gibi sözde ayrımcılık nedeni sayılabilecek bir sürü konu başlığı bulunmakta. Örneğin cinsiyet ayrımcılığı (kişinin herhangi bir cinsiyeti, diğerinden üstün görmesi ve bu konuda ona ayrımcılık yapması olarak nitelendirilebilir.) ile ilgili son zamanlarda yapılan bir çalışmaya yakından bakalım.
Ayrımcılığa Yakından Bakış • TheWorldEconomic Forum’un hazırladığı ‘CorporateGenderGapReport 2010′ – ‘Kurumsal Cinsiyet Ayrımcılığı 2010′ raporu kadın çalışanların yeteneklerini yeterince değerlendirilmediğini ortaya koydu. 20 ülkede yapılan araştırmaya göre büyük şirketlerin hemen hemen hepsi cinsiyet eşitliğine yönelik çalışmalar yapıyor. Ancak bu çalışmaların büyük bir bölümünde önemli açıklar bulunuyor. İskandinavya, ABD ve İngiltere’de pek çok şirket kadınların şirket içi konumlandırılmaları konusunda başarılı olsa da cinsiyet eşitliği pek çok şirket için hala bir mit.
Ayrımcılığa Yakından Bakış • Rapora göre; ABD yüzde 52, Kanada yüzde 46 ve Finlandiya yüzde 44 ile her düzeyde en çok kadın istihdamının yapıldığı ülkeler. Kadın çalışan oranı açısında Hindistan yüzde 23 ile en alt sırada yer alırken, onu yüzde 24 ile Japonya, yüzde 26 ile Türkiye ve yüzde 29 ile Avusturya izliyor. • Sektörler bazında bakıldığında ise finans ve sigortacılık en çok kadın istihdam edilen sektör. Yüzde 60 istihdam oranı ile başı çeken finansı yüzde 56 ile profesyonel hizmetler, yüzde 42 ile medya ve eğlence sektörü izliyor. Kadın istihdamının en az olduğu sektörler ise ekonomi(yüzde 20), otomotiv (18), madencilik (yüzde18) ve yüzde 21 ile tarım sektörü.
Ayrımcılığa Yakından Bakış • Kadın ve erkek işgücü açısından bakıldığında ise cinsiyet uçurumu devam ediyor. Brezilya ve Meksika dışında bu konuda önlem alan pek çok ülke olmasına rağmen cinsiyetler arasındaki ücret açığının sürdüğünü ortaya koyan rapora göre işverenlerin yüzde 72'si ücret açığını gidermek için çalışma yapmıyor. • Yukarıdaki örnekte yapılan ayrımcılığın toplumların sosyolojik olarak şekillenmelerinde ne kadar etkili olduğu açıkça görülmekte. • Son olarak aşağıda yazan metinde fiziksel engelinden dolayı ayrımcılığa maruz kalan bir bireyin düşünceleri yer almaktadır.
İfade Etme Özgürlüğü • BM tarafından İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi'nde ilan edilen, birçok ülke tarafından kabul edilen bir haktır. • Elbette ülkeden ülkeye bu hak daha değişik uygulanabilir. Devletlerin otoritesinde yaşayan ülkelerde o devletin sansürleri uygulanabilir. Ancak liberal demokrasilerde de sansür değişik formlarda bulunabilir.
İfade Etme Özgürlüğü • Bunun akabinde gelen açıklayıcı "InternationalCovenant on CivilandPoliticalRights" (Medeni ve Siyasi Haklara ilişkin Uluslararası Sözleşme) 19'uncu maddeyi şöyle açıklar:Herkes engel olmaksızın fikirlere sahip olmalıdır.Herkesin ifade özgürlüğü hakkı olmalıdır; bu hak, her türlü bilgi ve fikirleri sınır olmaksızın, sözlü, yazılı, basılmış, sanat veyahutta herhangi dilediği bir medya ortamıyla öğrenme, alma ve verme hakkıdır.
İfade Etme Özgürlüğü • 2'inci bölümdeki haklar özel haklar ve sorumluluklar getirir. Bu doğrultuda bazı limitler kanunlar tarafıyla uygulanabilir:a) Başkalarının haklarına ve şöhretine saygı;b) Ulusal güvenlik, halk düzeni, veyahutta halk sağlığı ve huzuru.20'inci madde de; şiddet propagandalarını yasaklar. 19'uncu maddenin üçüncü bölümünde belirtilen iki bend, gerek monarşik, gerek militarist, gerek muhafazakar rejimlerin talepleri doğrultusunda eklenilmiştir.
İfade Etme Özgürlüğü • Ülkemizin İnsan Hakları Evrensel Beyannâmesi tercümesinin 19'uncu maddesi şöyle der:"Her ferdin fikir ve fikirlerini açıklamak hürriyetine hakkı vardır. Bu hak fikirlerinden ötürü rahatsız edilmemek, memleket sınırları mevzubahis olmaksızın malümat ve fikirleri her vasıta ile aramak, elde etmek veya yaymak hakkını içerir."