400 likes | 687 Views
ETKİLİ ANNE BABA OLMAK. YAŞAMDAN NE İSTİYORSAN ÖNCE ONU SEN VERMELİSİN. Verdiklerin aldıkların olacaktır. Tatlı sözler tatlı yankılar oluşturur sevilmek istiyorsan önce sen sevmelisin. Saygı istiyorsan önce sen saygı duymalısın . Anlayış bekliyorsan bunu önce sen göstermelisin.
E N D
YAŞAMDAN NE İSTİYORSAN ÖNCE ONU SEN VERMELİSİN. Verdiklerin aldıkların olacaktır. Tatlı sözler tatlı yankılar oluşturur sevilmek istiyorsan önce sen sevmelisin. Saygı istiyorsan önce sen saygı duymalısın . Anlayış bekliyorsan bunu önce sen göstermelisin.
ETKİLİ ANNE-BABA OLMAK • Gelişim dönemi özellikleri • Anne-baba tutumları • Aile içi iletişim
1)Temel Güvene Karşı Güvensizlik Duygusu 0-1 Yaş Bebeklerin güven veya güvensizlik duyguları geliştirmelerinde; beslenme, ilgi, sevgi, şefkat gibi temel ihtiyaçlarının yeterince ve zamanında karşılanıp karşılanmadığı önemlidir.
Bebeğin beslenmesinde, ihtiyacı olan ilgi, sevgi ve şefkati alabilmesinde gereken titizliğin gösterilmesi durumunda; bebeğin metabolizması daha dengeli çalışacak, her istediğinde yanında kendisini koruyan ve ilgilenen bir yetişkinin varlığı bebeğin gelecekle ilgili korku ve kaygılarını hafifletecek böylece bebek de kendini rahat ve güven içinde hissedecektir.
2) Özerkliğe Karşı – Kuşku ve Utanç Duygusu 1-2 Yaş Çocukların özerklik veya kuşku ve utanç duyguları geliştirmelerinde yaptıkları eylemler karşısında aşırı ölçüde kısıtlama ve aşırı ceza görüp görmedikleri önemlidir.
Bu dönemde ana-babaların, çocukların özerk bir biçimde bağımsız davranmaktan zevk aldıklarını bilerek, çocuğun davranışlarını kısıtlamak yerine, daha bağımsız ve özerk davranabilmelerine yönelik önlem almaları ve çocuklarını böyle davranışlar göstermeye teşvik etmeleri gerekir.
Katı bir tuvalet eğitimi cimrilik, tam tersi bir tuvalet eğitimi savurganlık alışkanlığını ilerki yaşlarda başlatacaktır.
3) Girişimciliğe Karşı Suçluluk (3-5 YAŞ) • Kendi başına öğrenmeye başlar; bir şeylerin ardından gider ve merakla inceler. Kendi başına girişimlerde bulunur. Çocuğun bu konuda gelişebilmesi ;girişimlerinin ne denli desteklendiğine ve merakının giderilmesinde ona ne oranda yardımcı olunabildiğine bağlıdır.
Doğal merakından dolayı çok sık azarlanan ve engellenen çocukta, suçluluk duygusu gelişmektedir.
4) Çalışkanlığa Karşın Aşağılık Duygusu (6-11 yaş) Öğrendikleriyle ,başardıklarıyla çevresinde beğeni ve takdir toplamak bu dönemde vazgeçilmez bir gereksinim olmuştur. Bu nedenle gerek öğretmenlerin gerekse ana-babaların çocuğun başarı gereksinimini doyurabilmesinde hayati bir önemleri bulunmaktadır.
Çocuğun başarılı olma isteğinin karşılanmasında, onların yapamayacakları becerilerden ziyade yapabilecekleri beceriler üzerinde yoğunlaşılmalıdır.
ANNE BABA TUTUMLARI • OTORİTER, • KORUYUCU, • İLGİSİZ, • REDDEDİCİ, • MÜKEMMELLİYETÇİ,
1) OTORİTER TUTUM • Sıkı eğitim, çocuğa olur olmaz yasaklar koyma ve yaşanmaz kurallar ile çocuğu yetiştirmedir. Sıkı eğitim ve disiplin uygulayan yani OTORİTER TUTUM gösteren anne-babalar çocuğu kendi tasarladığı bir kalıba göre yetiştirmek amacını güderler. Çocuğun hata ve yanlış yapma hakkı yoktur.
2) KORUYUCU TUTUM, • Aşırı sevgi tutumunda yani KORUYUCU ANNE-BABA TUTUMU’ nda aile çocuğu sevgiye boğucu, onu çok koruyucu ve aşırı kollayıcıdır. Koruyucu Tutum daha çok anne-çocuk arasında gözlenir. Geç kavuşulan, aşırı istenilen, tek çocuk, tek erkek/tek kız çocuklar genellikle bu abartılmış sevginin odak noktası olurlar. Bu tip aileler çocuklarının üzerine titrerler.
3) İLGİSİZ TUTUM • Burada ise; çocuğun varlığı ile yokluğu belli değildir. Çocuk anne babayı rahatsız etmediği sürece çocukla ilgili problem yoktur, çocuk anne babayı rahatsız ederse o zaman çocuk ile ilgili gündem oluşur ki bu gündem daha çok şikayetlerle doludur. Burada anne-baba-çocuk arasında iletişim kopukluğu vardır.
İLGİSİZ TUTUMLA YETİŞEN ÇOCUK *Öz güven sorunu yaşar *Dikkat çekmek için etrafına zarar verebilir *İnsanlarla İlişki kuramaması sonucu Sosyal gelişmesinde gecikme ve saldırganlık sergileyebilir.
4)REDEDİCİ TUTUM • Burada, çocuğa karşı adeta düşmanmış gibi davranılır, çocuğun başaramadıkları üzerinde durulur ve çocuk yoğun eleştiriler alır. Bazen sadece anne bazen de sadece baba çocuğa karşı reddedici tutumlar sergiler. Anne baba çocuğuna karşı sevgisini asla göstermemekte, çocuğunu anlamamakta ve onu kurallarla, soğuk davranışlarla ve emirlerle yönetmeye çalışmaktadır.
5) MÜKEMMELLİYETÇİ ANNE-BABA TUTUMU: Bu tutumda, anne baba çocuklarından her şeyi beklerler, kendi gerçekleştiremedikleri şeyleri de çocuklarının gerçekleştirmesini beklerler. • Yüksek başarı beklerler, çok iyi resim yapmalı, şarkı söylemeli, iyi konuşmalı, iyi yüzmeli, koşmalı. Lider olmalı… örnek davranışlar sergileyen bir çocuk olmalı. • Bu anne babalar çocuklarını olduğu gibi kabul etmezler, çocuklarının kapasitelerini zorlarlar…
6)SAĞLIKLI AİLE TUTUMU • Çocuğa şartsız sevgi verilir. Sorumlulukları vardır. Çocuğun uyması gereken kurallar ve sınırlar belirlenmiştir. Anne baba ve çocuk arasında sevgi ve saygıya dayanan güven verici, destekleyici bir iletişim vardır.
SAĞLIKLI AİLE TUTUMUNDA; SEVGİ,SINIR ve SORUMLULUK çok önemlidir. SINIRLAR NASIL KONMALI? 1.Kendim ve çocuğum için ne istiyorum)Ondan neler beklediğinizi belirleyin 2.Anne-Baba kurallar/sınırlar konusunda görüş birliğine varacak 3.Çocuğunuza kendisinden beklediğiniz davranışların ne olduğunu açık şekilde anlatın 4.Kurallar tutarlı bir biçimde uygulanacak ve ihlalinde yaptırımlar tutarlı biçimde uygulanacak
ÇOCUK EĞİTİMİ İLE İLGİLİ YANLIŞ İNANÇLAR ! • Eşim çocuğa çok katı davranıyor, ben onu dengeliyorum. • Ben çocuğumun en iyi arkadaşıyım. • Çocuğum daima kendimden, eşimden önce gelir. • Çocuğum hiç hata yapmamalı, hiç acı ve sıkıntı çekmemeli. • Çocuğumu mükemmel bir şekilde yetiştirmeliyim. • Ben de çocuktum, geçer. • İyi anne-baba çocuğunu asla cezalandırmamalı. • Çocuğumun her şeyi olmalı, hiçbir şeye ihtiyacı olmamalı.
AİLE İÇİ İLETİŞİM • Etkili bir iletişim kurmanın temel prensiplerinden biri de iletişimi sıklaştırmaktır. • Sağlıklı bir aile içi iletişim için açık ve doğrudan iletişim kurun. Ne istediğinizi, ne beklediğinizi, sizi üzen ya da sevindiren şeyi, direkt olarak ilgili kişiye iletin.
Sadece kendi istek ve beklentilerinizi anlatmayın, karşı tarafın da ilettiği mesajları dikkatli bir şekilde dinleyin. Size aktarılan mesajı doğru bir şekilde anladığınızdan emin olun, bunu seni doğru bir şekilde anladıysam ....? , Burada kastettiğin ….?gibi cümlelerle tasdikleyin. • İletişim kurmakta olduğunuz kişinin yaşını ve olgunluk düzeyini asla unutmayın. Küçük bir çocuğun sizi bir yetişkin gibi anlamasını beklemeyin. Eğer çocuğunuzla bir şeyler konuşuyorsanız, bunu mutlaka onun anlayabileceği dilden yapın.
Sorunun ne olduğunu belirlemek elbette önemlidir ancak bunu yaparken olumlu şeylere odaklanın, tartışma sırasında amacınız haklıyı, haksızı ayırt etmek değil, sorunu çözmek olsun. • Bütün çocukların ilgi çekmek istediklerini unutmayın. Çocuklar eğer olumlu davranışları ile ilgiyi üzerlerine çekemezlerse, olumsuz davranışlarla bu ilgiyi kazanmaya çalışacaklardır.
Çocukları kendi aralarında kıyaslamayın. Sen niye Ali gibi düzenli olamıyorsun? gibi cümlelerin çocukta kin gibi olumsuz duygular uyandırabileceğini hatırlayın. • Kendi kızgınlığınızı kontrol edin, çocuğunuzu öfke ile terbiye etmeyin. • Çocuğunuzu koşulsuz olarak sevin, Böyle yaparsan senin annen/baban olmayacağımgibi cümlelerden kaçının.
Çocuğunuz için her zaman bir model işlevi gördüğünüzü unutmayın, bu nedenle kendinizin güçlü ve zayıf yanlarını onunla tartışmaktan çekinmeyin. • Doğru davranışları öğrenmesini kolaylaştırmak için çocuğunuzun çevresinde ona örnek olabilecek olumlu karakterlerin olmasına dikkat edin (öğretmeni, bir arkadaşının annesi, yaşça kendisinden büyük biri gibi). Çocuğunuzun bu kişi ile kurduğu ilişkileri de destekleyin.
İLETİŞİMİ ZORLAŞTIRAN ETKENLER • Emir Vermek, Yönlendirmek • Uyarmak, Gözdağı vermek • Ahlak Dersi Vermek • Öğüt vermek, Çözüm ve Öneri getirmek • Öğretmek, Nutuk Çekmek, Mantıklı Düşünceler Önermek • Yargılamak, Eleştirmek, Suçlamak, Aynı Düşüncede Olmamak
Ad Takmak, Alay Etmek • Yorumlamak, Analiz Etmek, Tanı Koymak • Övmek, Aynı Düşüncede Olmak, Olumlu Değerlendirmeler Yapmak • Güven Vermek, Desteklemek, Avutmak, Duygularını Paylaşmak • Soru Sormak, Sınamak, Sorguya Çekmek, Çapraz Sorgulama • Sözünden Dönmek, Oyalamak, Alay Etmek, Şakacı Davranmak, Konuyu Saptırmak
Hazırlayan: Psikolojik Danışman Merve BİÇİMVEREN