360 likes | 750 Views
İSLAMDA ÇALIŞMANIN VE KAZANCIN ÖNEMİ. Tevekkül, yapacağımız herhangi bir iş için bütün gücümüzle çalışıp elimizden geleni yaptıktan sonra, sonucu Allah'tan beklemektir. Bunu bir örnek ile açıklayalım:
E N D
Tevekkül, yapacağımız herhangi bir iş için bütün gücümüzle çalışıp elimizden geleni yaptıktan sonra, sonucu Allah'tan beklemektir.
Bunu bir örnek ile açıklayalım: Tarlasından iyi bir ürün almak isteyen bir çiftçi; önce tarlayı güzelce sürüp tohumu eker, gübresini atar, gerekirse sulamasını da yapar. Ekinin zararlılardan korunması için her türlü tedbiri de aldıktan sonra gerisini Allah'a bırakır, O'na güvenir. Çünkü çiftçi, elinden geleni yapmıştır. Artık ekinin büyümesi ve ürün vermesi için Allah'a güvenecek, sonucu O'ndan bekleyecektir. Gerçek tevekkül budur.
Yoksa hiç çalışmadan bir işin oluvermesini istemek, kendinin yapması gereken şeyleri Allah'tan beklemek, tevekkül değildir. Müslüman'a yakışmayan yanlış bir düşüncedir.
Gerçekten de evrende bulunan her şey hareket halindedir. Gök cisimleri, yerde bulunan her şey, hayvanlar, bitkiler ve hatta cansız/cemadat dediklerimiz bile. Güneş, ay ve yıldızlar hiç yerlerinde durmazlar. Hayvanlar yaratılış gayelerine uygun olarak sürekli hareket halindedirler. Bitkiler de doğarlar, gelişirler, meyve verirler ve kuruyuncaya kadar bir değişim ve gelişim süreci içerisinde hep hareket halindedirler.
Akan sular yosun tutmaz, durgun sular ise yosun tutar ve kokarlar. İşleyen demir bile pas tutmaz ve ışıldar. Cansız cisimler dediğimiz cemadat bile, atom çekirdeğinin etrafındaki nötron-proton sürekli hareket halindedir
Yüce Yaratıcı, insanı yaratıp başıboş bırakmamıştır. Dünya ve ahrette insanın yararına olacak şekilde onun davranışlarını dizayn etmiştir. Bunun için ona akıl vermiş, peygamber göndermiş ve kitap indirmiştir.
İslâm, tüm insanların yapıp ettiklerini amel' olarak adlandırırken; İslâm insanının yapıp ettiklerini salih amel' diye niteler. İnanan inanmayan her insan bir şeyler yapar, amel işler; ama ancak inanan insan salih amel işler. İşte bu noktada müslüman, diğer insanlardan ayrılır. İslâm'a göre, davranışlara değer kazandıran, onları kalıcı kılan da inanç ve o inanç ölçülerine göre yapılan eylemlerdir.
Çalışmak ibadettir, ama her çalışma değil elbet. Müslüman'ın, İslâmî ölçülere uygun olarak yaptığı bir çalışma ibadettir ki bu çalışmaya Kur'an salih amel adını vermiştir.
Salih amel, Allah'ın haklarıyla, insanların haklarının gözetilerek yapılan bilinçli davranışlardır. Yani içerisinde isyan olmayan, haram karışmayan, kötü ve zarar niteliği taşımayan her hareket salih ameldir ve ibadettir. Öyle ki, kişinin ailesinin geçimini temin etmesi için koşuşturması da ibadettir, helalinden kazanıp getirdiklerini çoluk çocuğuna ikram etmesi de ibadettir,
Çalışmalarda öncelikle ahret hayatını kazanmak gözetilmelidir. Dünyaya dünya kadar, ahrete ise ahret kadar değer verilmelidir. Dünya sonlu ve yok olucu; ahret ise kalıcı ve sonsuzdur. Ahreti hedefleyen kimse dünyayı da elde eder, ama gayesi yalnızca dünya olan kimsenin ahrette alacağı hiçbir şey yoktur.
Çalışmalarımızın bereketlenmesi, anlamlı hale gelmesi, işlerimizin dünya ve ahrette yoluna girmesi, yaptıklarımızın hayrını görmemiz ancak, Allah ve Resulünün ölçülerine uygun davranmakla mümkündür.
İyilik ederseniz kendinize iyilik etmiş olursunuz. Kötülük ederseniz o da kendinizedir. İsra Suresi 7. Ayet
İnsanların hangisinin daha iyi iş işlediğinin ortaya koyalım diye, yeryüzünde olan şeyleri, yeryüzünün süsü yaptık. Kehf Suresi 7. Ayet
Böbürlenme! Allah şüphesiz ki böbürlenenleri sevmez. Allah'ın sana verdiği şeylerde, ahiret yurdunu gözet, dünyadaki payını da unutma; Allah'ın sana yaptığı iyilik gibi, sen de iyilik yap; yeryüzünde bozgunculuk isteme; doğrusu Allah bozguncuları sevmez. Kasas Suresi 76-77 Ayet
İşte büyük kurtuluş şüphesiz budur. Çalışanlar bunun için çalışsın. Furkan Suresi 23. Ayet
Birbirinizden meydana gelen sizlerden, erkek olsun, kadın olsun, iş yapanın işini boşa çıkarmam Âl-i İmran Suresi, 195
Ey inananlar! Allah'tan sakının, dürüst söz söyleyin de; Allah işlerinizi kendinize yararlı kılsın ve günahlarınızı size bağışlasın. Kim Allah'a ve Peygamberine itaat ederse, şüphesiz büyük bir kurtuluşa ermiş olur. Ahzab Suresi 70-71. Ayet
Kim yararlı iş işlerse kendi lehinedir; kim de kötülük işlerse kendi aleyhinedir. Rabbin, kullara karşı zalim değildir. Fussılet Suresi 46. Ayet
Allah bozguncuların işini elbette düzeltmez. Yunus Suresi 81. Ayet
Rızık talebinde bulunmak, her Müslümana bir görevdir. Aclûnî, Keşfü'l-Hafâ, II, 59.
Rızkınızı yerin derinliklerinde arayınız. Aclûnî, Keşfü'l-Hafâ, II, 154.
En onurlu kazanç, kişinin kendi eliyle kazandığıdır. Aclûnî, Keşfü'l-Hafâ, II, 156
Rızık talebinde ve ihtiyaçlarınızı gidermede erken davranın. Çünkü erken kalkıp işe koyulmak bereket ve kazançtır. Aclûnî, Keşfü'l-Hafâ, II, 330.
Elbette Yüce Allah, sanatkar kulunu sever. O, tembel tembel oturup duran kulunu ise sevmez. Aclûnî, Keşfü'l-Hafâ, II, 291.
Sevgili Peygamberimiz de: Helâl kazanç aramanın farz olduğunu bildirmiştir.Hz. Ömer şöyle demiştir: "Hiç biriniz rızkını aramaktan vazgeçip Allah'ım bana rızık ver demesin, biliyorsunuz ki, gökten ne altın yağar ne de gümüş.”
Sevgili Peygamberimiz şu mübarek sözü ile bize dünya ve ahrette mutlu olmanın yollarını göstermiştir. Buyuruyor ki: "Sizin hayırlınız; dünyası için ahretini terk etmeyen, ahreti için de dünyasını terk etmeyip her ikisi için çalışan ve insanlara yük olmayandır."
Sakın oturduğunuz yerden, Allahım rızkımı ver deyip, durmayın. Gökten ne altın yağar, ne de gümüş. Hz.Ömer r.a.
Çalışanlar, kötülük düşünmeye vakit bulamazlar. Çalışmayanlar ise, kendilerini kötülükten kurtaramazlar. Hz.Ali r.a.
Çalışıp da tevekkül etmek, bir yere çekilip ibadet yapmaktan hayırlıdır. Abdullah Bin Menazil
Çalışmayana Allah yardım etmez. Sophokles
En büyük makam, en büyük hak çalışanlara ait olacaktır. Atatürk
Hz. Mevlana derki; ‘İnsan, ancak çalıştığını kazanır.’ SEVGİLİ GENÇLER;Çalışalım ve sonunda kazanan biz olalım. Abdullah KARDAŞ Hazırlayan: Ü.Kemal YILMAZ