1 / 30

BY HANDE SERT İÖP-1 1090620042

FUTURE TENSES. BY HANDE SERT İÖP-1 1090620042. FUTURE TENSE. a) Using “will” to express a voluntary action / willingness “Will” gönüllü işleri ifade etmek için kullanır. Bir işi kendi istekleri ile yapmaları, bir yardım isteğine ya da ihtiyacına karşılık vermelerinde bu yapı kullanılır.

zea
Download Presentation

BY HANDE SERT İÖP-1 1090620042

An Image/Link below is provided (as is) to download presentation Download Policy: Content on the Website is provided to you AS IS for your information and personal use and may not be sold / licensed / shared on other websites without getting consent from its author. Content is provided to you AS IS for your information and personal use only. Download presentation by click this link. While downloading, if for some reason you are not able to download a presentation, the publisher may have deleted the file from their server. During download, if you can't get a presentation, the file might be deleted by the publisher.

E N D

Presentation Transcript


  1. FUTURE TENSES BY HANDE SERT İÖP-1 1090620042

  2. FUTURE TENSE a) Using “will” to express a voluntary action / willingness • “Will” gönüllü işleri ifade etmek için kullanır. • Bir işi kendi istekleri ile yapmaları, bir yardım isteğine ya da ihtiyacına karşılık vermelerinde bu yapı kullanılır.

  3. ÖRNEKLER A:I'm really hungry.(Gerçekten çok acıktım.) B:I'll make some sandwiches.(Sana biraz sandviç hazırlayayım.) A:These bags are so heavy!(Bu çantalar oldukça ağır.) B:I'll help you.(Ben sana yardım edeyim.) A: The phone is ringing.(Telefon çalıyor.) B: I'll get it.(Ben bakarım.)

  4. DEVAM… b) Using “will” in promises. • Söz verirken, “ will” kullanılır.

  5. ÖRNEKLER • Don’t worry! I will call you as soon as I arrive at the airport.(Endişelenme! Havaalanına varır varmaz seni arayacağım.) • Thank you for lending me the money. I will pay it back on Friday. I promise!(Bana borç verdiğin için teşekkürler.Cuma günü geri ödeyeceğim.Söz veriyorum.) • I promise I will not tell him about the surprise birthday party.(Ona sürpriz doğum günü partisini söylemeyeceğime söz veriyorum.)

  6. DEVAM… c) Using “be going to” to express an future plan. • Gelecekte yapmaya daha önce karar verdiğimiz planlanmış eylemlerden bahsederken “ be going to” yapısı kullanılır.

  7. ÖRNEKLER • I am tired of taking the bus to work. I am going to buy a car as soon as possible.(Ben otobüsle işe gitmekten yoruldum.Mümkün olur olmaz araba alacağım.) • I bought some paint this morning. I am going to paint the garage tomorrow.(Bu sabah biraz boya aldım.Yarın garajı boyayacağım.) • I am going to start making dinner before my wife gets home from work today.(Eşim işten eve gelmeden önce akşam yemeğini yapmaya başlayacağım.) • We are going to wait here until Jessica comes.(Jessica gelene kadar biz burada bekleyeceğiz.) • When they get to the hotel, they are going to jump into the swimming pool. (Onlar otele geldiklerinde yüzmeye gidecekler.)

  8. DEVAM… d) Using “be going to” and “will” to express predictions • Gelecekte olacağını düşündüğümüz bir eylemden bahsederken,başka bir deyişle tahminler yaparken,”will” ya da “be going to” kullanılır.

  9. ÖRNEKLER • The weather reports say it will be sunny tomorrow. (Hava raporları yarının güneşli olacağını söyledi.) • Look at those black clouds. It’s going to rain. (Siyah bulutlara bak.Yağmur yağacak.) • Be careful. You will hurt yourself! (Dikkatli ol.Kendini inciteceksin.) • She is studying hard. She is going to pass the exam.(O sıkı çalışıyor.Sınavı geçecek.) • I think Fenerbahce Istanbul will become the champion this year. (Bence bu yıl Fenerbahçe şampiyon olacak.)

  10. PRESENT CONTİNUOUS FOR FUTURE • Bazen gelecek zamandan bahsederken present continuous tense kullanılır. • Bu kullanımda anlam, “be going to “ yapısı ile tamamen aynıdır. Geleceğe yönelik kesin bir plan , karar ya da niyet belirten cümlelerde present continuous tense kulanılabilir. • “go, come, arrive, stay, leave” fiileri present continuous tense’in gelecek zaman ifadelerinde sıklıkla kullanılır.

  11. ÖRNEKLER • Bill is coming to the meeting tomorrow. (= Bill is going to come to the meeting tomorrow.)(Bill yarın toplantıya gelecek.) • We are flying to Istanbul tonight. (= We are going to fly to Istanbul tomorrow.) (Biz yarın İstanbul’a uçacağız.) • They are playing football this afternoon. (=They are going to play football this afternoon.)(Onlar bu öğleden sonra futbol oynayacaklar.) • I am leaving home tomorrow morning. (= I am going to leave home tomorrow morning.)(Ben yarın öğlen evden ayrılacağım.)

  12. SIMPLE PRESENT FOR FUTURE • The simple present gelecekte belirli bir zaman tablosuna bağlı olarak düzenli olarak yapılmakta olan eylemlerden bahsederken kullanılır. • arrive, leave, start, begin, end, finish, open, close, be.Filleri bu yapı için kullanılır.

  13. ÖRNEKLER • The bus leaves the station at 7:45 tomorrow morning. (Otobüs yarın sabah 7:45’te istasyondan ayrılacak.) • The semester ends in two more weeks. (Sömestr iki hafta içinde bitecek.) • His new job starts next Friday. (Onun yeni işi gelecek Cuma başlayacak.)

  14. FUTURE CONTİNUOUS TENSE(SÜREKLİ GELECEK ZAMAN) • Usage 1 (Kullanımı) Future Continuous Tense gelecekte uzun bir eylemin yarıda kesileceğİ durumlarda kullanılır. Examples:(Örnekler) I will be waiting for you when your bus arrives.  (Otobüs vardığında seni bekliyor olacağım.)   He will be studying at the library tonight, so he will not see Jennifer when she arrives.  (Bu gece kütüphanede çalışıyor olacak, bu yüzden Jennifer geldiğinde onu göremeyecek.)

  15. DEVAM… • Usage 2 Birinci kullanımda gelecekte bir eylem diğer bir eylem tarafından bölünmüştü. Bu kullanımda ise eylem değil, belirli bir zaman vardır. Examples: Tonight at 6 p.m., I am going to be eating dinner.  (Bu gece 6'da akşam yemeği yiyor olacağım.)At midnight tonight, we will still be driving through the desert.  (Bu gece yarısı ıssız bir yolda araba kullanıyor olacağız.)

  16. DEVAM… • Usage 3 Future Continuous Tense'i iki eylemle aynı cümlede kullandığımızda,gelecekte iki eylemin aynı anda yapılacağını belirtmiş oluruz. Examples:  I am going to be studying while he is making dinner.   (O yemek yaparken, ben ders çalışıyor olacağım.)While Ellen is reading, Tim will be watching television.   (Ellen kitap okurken, Tim televizyon seyrediyor olacak)

  17. FUTURE PERFECT TENSE • Future Perfect tense gelecekte bir şeyden önce bir eylemin olacağını ifade eder. • Aynı zamanda gelecekte belirli bir zamandan önce bir eylemin olacağını ifade etmek için de kullanılır.

  18. ÖRNEKLER • By next November, I will have received my promotion.(Önümüzdeki Kasım ayında terfi etmiş olacağım.) •  By the time he gets home, his wife is going to have cleaned the entire house. (O eve varana kadar karısı bütün evi temizlemiş olacak.) • I will have been in London for six months by the time I leave.(Ayrılana kadar altı ay boyunca Londra'da olacağım.) • By Monday, Susan is going to have had my book for a week. (Pazartesi gününe kitabım bir hafta boyunca Susan'da kalacak.)

  19. FUTURE PERFECT CONTİNUOUS TENSE(SÜREGELEN GELECEK ÖNCESİ ZAMAN) • Bu yapı, herhangi bir eylemin geçmişte başlamış gelecekte devam etmekte olacağını ya da gelecekte başlayacak ve yine gelecekte devam etmekte olacağını ifade etmek için kullanılır. • Devam ediyor vaziyette olan olaylar ve sayı, miktar ve kaç defadır olduğu söylenmeksizin aralıklarla yapılan olayları anlatmada biz bu zamanı kullanırız.

  20. ÖRNEKLER • By the end of this year he will have been giving private courses for ten years. (Bu yılın sonunda on yıldır özel ders veriyor olacak.) • By this time next Monday she will have been talking with her friends. (Gelecek pazartesi bu vakitler arkadaşlarıyla sohbet etmekte olacak.) • When I am in this crowded city you will have been enjoying yourself. (Ben bu kalabalık şehirdeyken sen gününü gün ediyor olacaksın.)

  21. ÖRNEKLER(Devam) • You will have been waiting for more than two hours when her plane finally arrives. (Onun uçağı vardığında iki saatten daha fazla beklemiş olacaksın.) • Claudia's English will be perfect when she returns to Germany because she is going to have been studying English in the United States for over two years. (Claudia Almanya’ya döndüğünde İngilizcesi süper olacak; çünkü o iki yıldan daha fazla Amerika’da İngilizce okumuş olacak.)

  22. FUTURE IN THE PAST(GEÇMİŞTE GELECEK) • Geçmişten bahsederken bahsettiğimiz andan daha sonrası için yani geçmişte bahsettiğimiz ana göre gelecek ama şu ana göre geçmiş zamanda olan olayları anlatmak için kullanılır. • Genellikle bahsedilen olayın daha sonra meydana gelip gelmediği anlaşılmaz. • Bu anlamda kullanılan bazı yapılar vardır.Bunlar: • Was/were going to • Would • Was / were about to • On the point of • Was / were to • Was / were to have + verb

  23. ÖRNEKLER • Was/were going to • I was going to meet Mr Smith. (Mr Smith ile buluşacaktım.) • They were going to come at 10 o’clock. (Onlar saat 10′da geleceklerdi.) • He was going to help us. (O bize yardım edecekti.) • She was going to resign. (O istifa edecekti.)

  24. ÖRNEKLER(Devam) • I was going to call you but I forgot your telephone number. (Seni arayacaktım ama telefon numaranı unuttum.) • He was going to get up early but he didn’t hear the alarm clock (Erken kalkacaktı ama çalar saati duymadı.) • They were going to play football but it started to rain. (Onlar futbol oynayacaktı ama yağmur yağmaya başladı.)

  25. ÖRNEKLER(Devam) • Would • He said he would come late. (Geç geleceğini söyledi.) • I never dreamt they would invite me. (Onların beni davet edecekleri aklımın ucundan bile geçmezdi.) • He thought I would leave him alone. (Onu yalnız bırakacağımı sandı.)

  26. ÖRNEKLER(Devam) • Was/were about to • The refee looked at his watch.The match was about to start. • (Hakem saatine baktı.Maç başlamak üzereydi.) • I was about to leave the house when the phone rang. • (Telefon çaldığında evden ayrılmak üzereydim) • The boy was just about to light a cigarette when his father came in. • (Babası içeri girdiğinde çocuk tam sigara yakmak üzereydi. )

  27. ÖRNEKLER(Devam) • On the point of • She was on the point of crying when you phoned. [Sen telefon ettiğinde o ağlama noktasındaydı. ( ağlamak üzereydi)]

  28. ÖRNEKLER(Devam) • was / were to • I was to wash the car but it started to rain. (Arabayı yıkayacaktım ama yağmur yağmaya başladı.)

  29. ÖRNEKLER(Devam) • was / were to have + verb • Bu kalıp kullanıldığında işin yapılmadığı anlaşılır. • I was to have changed the dress. (Elbiseyi değiştirecektim.) • Bu cümleden elbisenin değiştirilmediği anlaşılır.She was to have washed the dishes. (O bulaşıkları yıkayacaktı)

  30. İLGİNİZ İÇİN TEŞEKKÜR EDERİM

More Related