1.32k likes | 4.4k Views
ANNE BABA HAKKI. Anne Baba Hakkı. 1. Anne-baba, insanın en başta hürmet etmesi gereken iki kudsî varlıktır . Maalesef, pek çok değer ölçüsünün unutulduğu, ailevî ve içtimaî esasların yerle bir olduğu zamanımızda, anne-baba hakkı da bu umumî yozlaşmadan nasibini aldı. 2.
E N D
ANNE BABA HAKKI Anne Baba Hakkı
1 • Anne-baba, insanın en başta hürmet etmesi gereken iki kudsî varlıktır. • Maalesef, pek çok değer ölçüsünün unutulduğu, ailevî ve içtimaî esasların yerle bir olduğu zamanımızda, anne-baba hakkı da bu umumî yozlaşmadan nasibini aldı.
2 • Ne yapsak haklarını ödeyemeyeceğimiz anne ve babalarımız • Hayat boyu devam eden fedakârlıkları karşısında çocukların da onlara sevgi ve hürmetle muamele etmeleri hem bir insanlık borcu hem de bir vazifedir.
3 • Her insan, kendi ebeveyninin kadrini bilmeli ve onları Hakk'ın rahmetine ulaşmaya vesile saymalıdır. Ne yazık ki, günümüzde sadece Allah'a karşı saygısız olanlar arasında değil, O'nu sevdiğini iddia edenlerin içinde bile, anne ve babalarının varlıklarını istiskal eden, yaşamalarına karşı bıkkınlık gösteren ve sürekli saygısızlıkta bulunan insan bozması canavarlar türedi.
4 • Anne-baba, insanın en başta hürmet edeceği kudsî iki varlıktır. • Onlara hürmette kusur eden, Hakka karşı gelmiş sayılır. Onları hırpalayan er-geç hırpalanmaya maruz kalır.
5 • İnsan, peder ve validesine karşı hürmeti nis'betinde, Yaratıcısına karşı da hürmetkar sayılır. Onlara hürmeti olmayanın, Allah'a (c) da hürmet ve saygısı yokdur.
6 Son nefesinde şehadet getirmekte zorlanan sahabe • Bir gün Hz. Peygamber’e (asm) birisi gelir ve: "Ya Resulullah! Bir genç ölmek üzere. Ona ölürken ‘La ilahe illallah...’ sözü telkin edildi. Ama bunu söylemedi." der. Resulullah (asm): “Namaz kılıyor muydu?” diye sorar. Adam: “Evet, diye cevap verince Resulullah (asm) ile birlikte kalkarak o gencin yanına giderler. Hz. Peygamber (asm) ölmek üzere olan delikanlıya”: “La ilahe illallah de, diye telkinde bulunur.” O da: “Söyleyemiyorum, gücüm yetmiyor." der. Hz. Peygamber (asm): “Niçin?" diye sorunca, orada bulunanlardan birisi: “Annesine isyan ediyordu” diye cevap verir. O zaman Hz. Peygamber (asm): “Annesi yaşıyor mu?” diye sorar. “Evet!" derler. Ve çağırırlar. Kadın gelince Hz. Peygamber (asm) ile kadın arasında şu konuşma geçer: “Bu senin oğlun mu?” “Evet.” “Kızgın alevlerle yanan kocaman bir ateş gördüğünde sana: “Eğer oğlunu sen bağışlarsan biz de bırakırız, yoksa onu gördüğün bu ateşe atacağız denilse bağışlamaz mısın?” “Ya Resulullah! Öyleyse onu affediyorum.” “Ondan razı olduğuna dair Allah'ı ve beni şahit tut.” “Allah’ım! Sen ve Peygamberim şahidimsiniz, oğlumdan razıyım” dedi. Hz. Peygamber (asm) bu konuşmadan sonra delikanlıya dönerek: “Ey Delikanlı ‘La ilahe illallahüvahdehü la şerike leh ve EşhedüenneMuhammedenAbdühü ve Rasülühü’ de, diye telkinde bulunur ve delikanlı bu kez söyleyebilir.” Bunun üzerine Resulullah (asm): “Şefaatim sebebiyle onu ateşten kurtaran Allah'a hamd olsun, der.” (Taberânî, Ahmed)
7 Annesini sırtına alıp tavaf ettiren sahabe • “Hac sırasında bir sahabe hasta annesini omzuna alarak Kâbe’yi tavaf ettirmişti. Sonra Resulullah'ın (asm) yanına gelerek: “Ya Resulallah, annemi sırtımda taşıyıp tavaf ettirerek hakkını ödedim mi?" diye sorunca, Resülullah (asm): “Hayır, sana hamile iken alıp verdiği bir nefesin hakkı bile değildir.” (Kütüb-i Sitte)
8 • Annesinin duası ile Hz. Musa’ya (as) komşu olan adam Musa (as) “Ya Rabbi bana cennetteki arkadaşımı göster!” dedi. Allah ü Teâlâ: “Filan şehrin, filan çarşısına git. Orada bir kasap vardır. Yüzü şöyle, boyu şöyledir. Senin cennetteki arkadaşın odur” buyurdu. Hz. Musa (as) o dükkâna gitti. Güneş batıncaya kadar orada kaldı. Akşam olunca, kasap, bir parça et alıp zembiline koydu. Dükkândan ayrılırken, Musa (as): “Ey genç, misafir için, yanında yer var mı?” buyurdu. Genç “evet” deyip, beraber gittiler. Eve gelince, genç, bu etten güzel bir çorba pişirdi. Sonra evin bir köşesinden bir zembil daha çıkardı. İçinde çok yaşlı, zayıf, güçsüz bir kadın vardı. Bir güvercin yavrusunu andırıyordu. Onu zembilden çıkardı. Bir kaşık alıp, doyuncaya kadar ağzına yemek koydu. Sonra elbisesini yıkadı kuruttu ve yine ona giydirdi. Sonra tekrar zembile yerleştirdi. Bu esnada annesinin dudakları kımıldadı. Sonra adam zembili alıp duvara astı. Bunları gören Hz. Musa (as): “Bu yaptıkların nedir?” buyurdu. “Bu benim annemdir. Çok yaşlandı gücü takati yok. Oturacak halde de değildir. Çarşıdan gelince, onu yedirmeden, doyurmadan, ne yerim ne de içerim” dedi. Bunun üzerine Hz. Musa (as): “O esnada annenizin dudaklarını kımıldattığını gördüm” buyurdu. “Ya Rabbi oğlumu cennette Musa’ya (as) arkadaş eyle” diye dua eder” dedi. O zaman Hz. Musa (as): “Gözün aydın olsun, Musa benim ve benim cennetteki arkadaşım sensin” buyurdu. (Şamil İslam Ansiklopedisi)
9 • Veysel Karâni Hazretleri’nin (ra) annesine olan yüksek hürmeti • “Yemen illerinde ömrünü geçiren Veysel Karâni Hazretleri daima Rasûlü Kibriya’yı (asm) dünya gözü ile görmek isterdi. Yüce Allah sevgilisini görmeden âşıktı. Hasretiyle yanar tutuşurdu. Bir gün hatırını çok saydığı anasını ayaklarına kapanarak şöyle dedi: “Yâ ana! İznin olursa Hazret-i Muhammed (asm) Efendimizi görmeye gideceğim. Kısa bir süre için hizmetini aksatsam bile Rasul-i Ekrem’i (asm) görmek için gitmeme izin ver.” Annesi cevaben; “Elbet izin veriyorum, yalnız bir şartla; Rasul-i Kibriya’nın (asm) mübarek evlerinden kapısından başka yere gitmeyeceksin. Sana vasiyetim budur. Haydi, yolun açık olsun” dedi. Anasının iznini alan Üveys (ra), Rasul-i Kibriya’nın (asm) kapısına gitti. “İki cihan serverini görmeye izin var mı?” diye seslendi. Hz. Aişe (ra) anamız, mescitte olduğunu, orada görebileceğini, beklerse görüşebileceğini söyledi. Veysel Karâni (ra): “Ne yazık ki gayrı yere gidip arayamayacağım gibi, fazla da bekleyemeyeceğim” cevabını verdi. Aişe anamız (ra) kendisine: “Hz. Peygamber (asm) geldiğinde kim aradı diyelim?” dedi. Üveys derin bir üzüntü ile: “Adım Üveys” buyurdu. Ağlaya ağlaya tekrar Yemen’e döndü. Rasul-i Ekrem (asm) biraz sonra mescitten evine geldi. Kapıda Üveys’in nurunu gören Hz. Peygamber (asm), Hz. Aişe’ye (ra): “YâAişe! Üveys gelmiş, bana bu fani âlemde enis olmak istemiş. Hâlbuki beni bu dünya gözleri ile göremeyecek. Allah onu imtihan ederek, azim mükâfat vermiş olsa gerek” buyurmuştur. “Veysel Karani Hazretleri ise, annesinin yanına ağlayarak anasının ayaklarına kapandı: “Yâ ana! Habib-i Ekrem’i (asm) görüp, mübarek ayaklarına yüz süremedim. Kendileri mescitte imiş, sana asi olmaktan korktum. Ne fena talihtir ki bu kadar yol gittiğim halde, onu göremedim.” Anası cevaben: “Kaygılanma oğul, nasıl olsa onu ahirette göreceksin. Benim rızamı aldığın için de ayrıca sana şefaatçi olur” buyurdu. (Ahmediyye Şerhi)
10 • Anne-babaya karşı gelmenin hükmü nedir? Cenab-ı Hak (cc) Kuran-ı Kerim’de tam 13 yerde anne-babaya iyiliği emretmiştir. Anne-babaya asi olmak ve itaatsizlik etmek ise kebair tabir edilen büyük günahlardandır. “Hak Teâlâ, bazı günahların cezasını kıyamete kadar geciktirir. Ana-babaya isyan bundan müstesnadır.”(Hâkim) Denildiğine göre Hz. Yusuf (as), huzuruna giren babası Hz. Yakup (as) için ayağa kalkmadı. Bunun üzerine Allah Teâlâ (cc) kendisine şu vahyi gönderdi: “Sen baban için ayağa kalkmayı bir küçüklük mü sanıyorsun? İzzet ve Celâlim hakkı için yemin ederim ki bu hareketinden dolayı senin sülbünden (soyundan) bir tek peygamber bile göndermeyeceğim.” (İhya-i Ulum-id Din)
11 • Anne-babaya itaatsizlik nasıl olur • Ka’bü’l-Ehbar’a sormuşlar: “Ana babaya itaatsizlik nasıl olur?” şöyle demiştir: “Bir şeyin yapılacağına yemin ettikleri zaman yerine getirmez, ona bir emir verdikleri zaman yapmaz, bir şey istedikleri zaman vermez ve ona güvendikleri zaman aldatırsa ana babasına asi olur.” (Büyük Günahlar) • Anne-babasına isyan eden asilerden yazılır • Allah Teâlâ (cc) Hz. Musa'ya (as) şöyle buyurmuştur: “Ya Musa! Anne-babasına karşı iyi davranıp (onlara itaat edip) bana isyan eden kimseyi itaatkâr kullarımdan, bana itaat edip de anne-babasına isyan eden kimseyi de asi kullarımdan yazarım.” (Nesâî, Ahmed, Hâkim, EbûDavud) “Ebu Bekir (ra), Hz. Peygamber (asm)’ın şöyle dediğini rivayet etmiştir: “Allah, ana-babaya asi olmanın dışındaki günahlardan, dilediğinin cezasını kıyamet gününe kadar erteler. Öyle ki, ana-babaya asi olanın cezasını, ölmeden önce hayatında çabuklaştırır." (Esbahânî, Hâkim)
12 • Anne-babaya karşı gelmek büyük günahlardandır • “Hz. Peygamber (asm): “Üç büyük günahı size haber vereyim mi?” Biz de: “Evet ya Resulullah.”dedik. Hz. Peygamber (asm): “Allah’a ortak koşmak, anne-babaya karşı gelmek, yalan söylemek, yalan yere şahitlik etmektir.”dedi. Bunu o kadar çok tekrarladı ki biz: “Keşke artık söylemese de (kendisini yormasa) diye temennide bulunduk.” (Buhârî, Müslim, Tirmizî) “Kıyamet günü Allah katında günahların en büyüğü Allah’a şirk koşmak, haksız yere bir mümini öldürmek, Allah yolunda düşmanla savaşırken savaş meydanından kaçmak, anne-babaya karşı gelmek, iffetli ve namuslu kadına iftira etmek, sihir öğrenmek, faiz ve yetim malı yemektir.” (İbn-i Hibban) “Ana babayı ağlatmak (onlara) isyan etmektir ve büyük günahlardandır.” (İbn-i Ömer) • Anne-babasına karşı günah işleyen Allah’ın rahmetinden uzaklaşır • “Annesi ve babasından birine sağlıklarında kavuşup, onlara karşı günah işleyeni Allah rahmetinden uzak eder.” (Ahmed)
13 • Anne-babanın öfkelenmesi Allah-ü Teâlâ’yı (cc) gazaba getirir • “Allah’ın rızasını kazanmak, anne-babasının rızasını kazanmakla olur. Allah’ın gazaba gelmesi ise ana-babanın öfkelenmesine bağlıdır. (Onları kızdırmak, Allah’ı gazaplandırmaktır.)” (Hâkim, Taberânî)
14 • Anne-babaya karşı gelen evlat cennetin kokusunu alamaz • “Cennetin kokusu beş yüz senelik mesafeden hissedilir. (Fakat buna rağmen) anne-babaya karşı gelen evlât ile sıla-i rahmi kesen kimse, onun kokusunu alamaz.” (Taberânî)
15 Anne-babaya sövmek büyük günahlardandır • “Anneye-babaya sövmek büyük günahlardandır.” (Buhârî, Müslim, Ebu Davud, Tirmizî) Hz. Peygamber (asm) buyurmuştur: “İsra ve miraca götürüldüğüm gece ateşten dallar üzerine asılı kimseler gördüm. Cebrail’e bunlar kim olduğunu sordum: “Bunlar dünyada anne ve babalarına küfredenlerdir.” dedi. (Büyük Günahlar) “Hz. Peygamber (asm): “Günahların en büyüğü bir kimsenin anne ve babasına lanet okumasıdır deyince ashap: “Ya Resulullah! İnsan anne-babasına nasıl lanet okur? diye sordular. Hz. Peygamber (asm): “Başkasının babasına söver, o da onunkine söver. Anasına söver o da onun anasına söver.” (Tergib ve Terhib) "Allah Resulü'ne (asm) bir adam beraberinde yaşlı biri olduğu halde geldi. Ona sordu: “Ey filan bu yanındaki adam kimdir?” “Babam” deyince: “Onun önünde yürüme! Ondan önce oturma! Onu ismi ile çağırma! Ona sövdürme!' buyurdu." (Cem’ulFevaid)
Anne-babaya hürmet ve itaat etmenin mükâfatları nelerdir? • Veysel Karâni’nin kavuştuğu bütün ihsan ve dereceler, annesine yaptığı iyilik sebebiyledir.” (Riyaz’ünNasihîn) “Anneye yapılan iyiliğin sevabı evlada iki kat olarak verilir.” (İhya-u Ulumi’d-Din) “Hz. Musa’nın (as) Cenab-ı Hak ile konuşması esnasında Rabb’inin huzuruna çabuk varan, arşın gölgesinde bir adam görür ve bulunduğu makama imrenir. Ve: “Herhalde bu adam pek keremli olmalıdır.” der. Rabbinden adamın ismini söylemesini ister. Allah-u Teâlâ (cc) adamın ismini söylemez ve: “Ama sana onun üç amelini söyleyeceğim” buyurarak şunları bildirir; “Allah’ın kendilerine lütufta bulunduğu insanları kıskanmazdı, ebeveynine karşı gelmezdi, laf taşımazdı.”(İhya-u Ulumi’d-Din)
* • Anne-babaya iyilik eden Allah (cc) katında çok sevimli bir amel işlemiş olur Abdullah Bin Mesud (ra) der ki: “Rasulullah (asm)’a: “Hangi iş ve davranış Allah’a daha sevimlidir?” diye sordum. O da: “Vaktinde kılınan namazdır.”dedi. Ben: “Sonra hangisi?” “Ana-babaya iyilik etmek.” “Sonra hangisi?” “Allah yolunda cihad etmektir.” buyurdu. (Buhârî, Müslim)
* • “Kesinlikle makbul olan üç dua vardır; zulme, haksızlığa uğrayan kimsenin duası, misafirin duası ve ana babanın çocuklarına duaları…” (Tirmizî)
* Anne Kalbi • Delikanlı, katı yürekli bir kızı sevmiş ve onunla evlenmek istemişti. Ancak kız, korkunç bir şart ileri sürerek:- Senin sevgini ölçmek istiyorum, dedi. Bunun için de köpeğime yedirmek üzere bana annenin kalbini getireceksin.Delikanlı, tüyler ürperten bu teklif karşısında ne yapacağını şaşırmış ve uzun bir tereddütten sonra hislerine mağlup olup annesini öldürmeye karar vermişti. Annesi, belki de durumu farkettiğiicin oğluna fazla direnmedi. Ve cocuk, annesini öldürerek kalbini bir mendile koydu. Delikanlı , kızın isteğini yerine getirmiş olmanın heyecanıyla yolda koşarken, ayağı bir taşa takıldı. Kendisi bir tarafa, mendil icindeki kalp bir tarafa fırladı. Canının acısından, ağzından ister istemez "Ah anacığım!" sözleri döküldüğünde annesinin tozlara bulanan ve hala soğumamış olan kalbinden bir ses yükseldi:- Canım yavrum, bir yerin acıdı mı?
www.spordersi.com RABBİM İSTİFADE ETTİRSİN