380 likes | 675 Views
Aile Eğitimi ve Rehberliği. Aile Rehberliği. Her aile bir bebek beklerken o bebeğe ilişkin hayaller kurar ve engelli bir çocuğun dünyaya gelmesi ihtimali hiç düşünülmez. Yapılan tüm hazırlıklar normal bir bebek içindir. Ana-baba dışında ailenin tüm fertlerinin de beklentisi aynı şekildedir.
E N D
Aile Rehberliği • Her aile bir bebek beklerken o bebeğe ilişkin hayaller kurar ve engelli bir çocuğun dünyaya gelmesi ihtimali hiç düşünülmez. • Yapılan tüm hazırlıklar normal bir bebek içindir. Ana-baba dışında ailenin tüm fertlerinin de beklentisi aynı şekildedir. • Engelli bir çocuğun doğumu ise öncelikle anne baba olmak üzere ailenin diğer üyelerini de etkileyen beklenmedik bir durumdur.
Doğumdan önce bir çok ailenin engellilik ile ilgili bilgileri oldukça azdır. • Doğum öncesi dönem boyunca bir çok ailenin en büyük korkusu engelli bir çocuk dünyaya getirme ihtimalidir. Bu nedenle aileler “kız erkek farketmez eli ayağı düzgün olsun” gibi sözler kullanırlar.
Araştırmacılar ailelerin engelli bir çocuğa sahip olduktan sonra geçirdikleri aşamalar arasında benzerlik olduğunu ileri sürmektedirler. Fakat geçirilen aşamalar her ne kadar benzer olsa da her ana-baba ayrı bir bireydir ve yaşanılan duyguların yoğunluğu ve derecesinin aynı olması mümkün değildir.
Yapılan araştırmalarda ailelerin engelli çocuğun kabulünden önce normal çocuk beklentisinin kaybolması, engelli bir çocuğun doğması ile normal çocuk hayallerinin sona ermesi gerektiği ve bununla ilgili hüzün ve üzüntünün yaşanması gerektiği belirtilir. • Aileler engelli çocuğa sahip olmayı kabul etme aşamasına kadar bir dizi aşamalar geçirirler.
Ailelerin Yaşadığı Duygular • ŞOK; bir çok ailede engelli çocuk teşhisi konulmasından sonraki ilk tepkidir ve nedeni normal çocuğa sahip olma beklentileridir. • İNKAR; aileler bu aşamada konulan teşhise inanmama ve gerçeklerden kaçmayı denemektedirler.
ÜZÜNTÜ, KIZGINLIK, KAYGI; çok genel bir tepki olarak inkar aşamasından sonra veya inkar etme ile birlikte görülebilir. • ADAPTASYON; sonuçta şiddetli duyguların yatışması ve ailelerin çocuklarına bakım verebilmeleridir. • YENİDEN ÖRGÜTLENME; Uzun dönemde gerçekleşebilir. Engelli çocuğun olumlu kabulünün gerçekleşmiş olması gerekir. Suçluluğun zamanla azalması durumudur.
Benzer şekilde ailelerin geçirdiği başka aşama modelleri de vardır. Bir başka model de ise ailenin yaşadığı duygular üç aşama şeklinde tanımlanır. • 1.ci aşama; şok’un tanımlanması, arkasından inkar etme ve sonuçta acı çekme ve depresyon. • 2.ci aşama; zıt hislerin oluşması( sevgi ve nefret etme gibi) bunun suçluluk duuygusunun takip etmesi ve sonra kızgınlık, utanç ve şaşkınlık. • 3. aşama; pazarlığın başlaması ( Allah ile pazarlık), adaptasyon ve yeniden örgütlenme ve son olarak kabul etme ve düzenleme.
Aile Tepkilerini Etkileyen Değişkenler; Araştırmacılara göre ailelerin tepkilerini etkileyen faktörler şunlardır; • Sosyo-ekonomik düzey (Alt, Orta, Üst) • Aldıkları destek hizmetler • Diğer çocukların ve eşlerin evdeki davranışları • Doktorların davranışları • Alınan ilk danışmanlık, ilk bilgiler • Toplumdaki bireylerin tepkileri ve hazırbulunuşluk düzeyleri,
Engelli olmayan ve daha önce doğan sağlıklı çocuklar, • Ailenin genel duygusal olgunluk düzeyi • Kültürel davranışlar, • Anne babanın eğitim düzeyi • Anne babanın yaşı • Doğum sırası ( İlk çocuk olma) • Çocuğun cinsiyeti.
Aile danışmanlığı ve aile rehberliği sonucunda eğitimciler olarak ulaşmak istediğimiz nokta, ailenin çocuğun engelini kabul etmiş olması, eğitimsel ve sosyal açıdan çocuğuna nasıl yardımcı olabileceğini ile ilgili olması ve okul ile işbirliği içinde çalışmayı kabul etmesi şeklinde tanımlanabilir.
Özel eğitime ihtiyacı olan çocukların ailelerinin gerek duygusal süreçte gerekse çocuğun eğitiminde ve çıkabilecek problemlerle savaşımında aile dışında profesyonellerin yardımına ihtiyaç duyarlar. Profesyonel yardımlarda dört temel amaçtan söz edilebilir, bunlar • Anne babanın çocukla yapılaneğitim çalışmalarına katılımını sağlamak • Duygusal olarak desteklemek, • Bilgi alışverişinde bulunmak • Anne-baba- çocuk ilişkisini artırmak.
Eğitimciler profesyonel anlamda aileye psikolojik terapi ve danışmanlık değil aileye rehberlik ve yardım sağlama görevini üstlenirler. Aileye de bu açıklama yapılmalıdır ve yardımlaşma ve işbirliği içinde eğitimsel rehberlik hizmetleri sunulmalıdır.
Eğitimciler rehberlik sırasında gerçekleri ne olduğundan az nede olduğundan fazla göstermemelidirler. • Eğitimciler aileye rehberlik konusunda hedefleri ve amaçları belirlemelidirler. Nasıl yardım edebilirim, işbirliğini nasıl sağlayabilirim ve aileyi eğitim programına nasıl dahil edebilirim gibi.
Yardımlaşmaya yönelik ilişkilerde bir iç yapı vardır ve altı aşamadan oluşur; • Amacın kabul edilmesi; hangi amaçla, yardım edilecek, yardım alacak kişinin ihtiyaçları nelerdir, • Sürecin belirlenmesi; yardımcı olacak kişi ile yardımı alacak kişinin ortak görüşlerde birleşerek aynı amaç doğrultusunda ilişkilerini sürdürebilmeleri için bir sürece ihtiyaç vardır. • Yardım edilecek kişinin gereksinimlerinin anlaşılması; yardım edecek kişi karşıdaki kişinin güçlüklerini çok iyi bilmeli ve hislerini değerlendirebilmelidir.
Olumlu olasılıkları açıklama; birlikte işbirliği içinde çalışmanın yararları nelerdir, birlikte neler yapılabilir, aile hangi konularda çocuğuna yardımcı olabilir, motivasyon sağlama. • Çalışmaların planlanması; aile ile birlikte belirlenen hedeflerin tespit edilmesi, nasıl uygulamalar yapabileceğinin anlatılması ve açıklanması • Uygulamaların değerlendirilmesi;neler birlikte yapılabiliyor, yapılmayan etkinlikler, uygulamalar nedir, ne gibi yararlar sağlandı ya da sağlanamadı.
Eğitimci yardımlaşma ile ilgili sorumluluklarını iyi bilmelidir; • Kendini ispatlamak çabası içine girilmemelidir. • Kendini yeterli yada yetersiz olarak düşünmemelidir. • Güven ortamı sağlanmalıdır. Eğitimci aileye, aile de eğitimciye güven duymalıdır. • Eğitimci olması gerektiğinden fazla sorumluluk almamalı, aynı şekilde aileye çok fazla sorumluluk yüklememelidir. • Hem eğitimciler hemde aileler umutsuzluğa kapılmamalıdır. Hem birbirleri açısından hemde çocuk açısından.
Etkili bir yardımcının özellikleri; • Samimiyet; temel özelliklerden biri insanlara samimi ve içten davranmaktır. • Kabul etme; yardım alan kişinin duygu düşünce ve ihtiyaçlarının tam olarak algılanması ve kabul edilmesi. • Empati; kişinin kendini diğerinin yerine koyarak onun gözleriyle dünyaya bakması.
Anlayışlı olma; empatiyle yakın ilişkisi olan anlayışlı olma, karşılıklı iletişim kurma çabalarının başlangıcı ve hazırbulunuşluğu olarak zamanla gelişecek bir durumdur. • Güven duyma; cift taraflı samiyet ve içtenliğin sağlanmasıdır. • İlişki kurma; yardım eden kişi ile yardımı alan kişinin işbirliği içinde çalıma sürecidir. • Şartlandırılmamış, olumlu ve önyargısız bakış; karşılıklı olarak önyargısız davranma, her tarafında kişilik özellikleri, fiziksel özellikleri vb. değerlendirmeden yardım etme çalışması.
Yardımlaşmayı engelleyen nedenler; • Söz verme; tarafların birbirlerine söz vermesi yanlış bir tutumdur. Yerine getilemeyen sözler güveni sarsar. • Yorum yapmak; değer ve tutum sistemimize göre yorumlar yapmak doğru değildir. • Zorlamak; yapmak zorunda olduğu hissini yaşatmak doğru değildir, yapmak için gönüllü olmak asıl verilmek istenen şeydir. • Moral vermek; anlamsız şekilde sürekli motive etmek ve moral vermek yanlıştır. Gerçekleri saptamak ve varsa yanlış tesbit edilen amaçları düzeltmek gerekir, çalışma motivasyonunu azaltabilir.
Alay etmek küçümsemek; gerçekte olması gereken duyguların küçümsenip alay edilmesi ile saklanması yoluna gidilebilir. • Azarlamak, çeşitli tehditler kullanmak; kişinin davranışı düzeltmesine yönelik kullanılır ama ilişkinin zedelenmesine yol açar.
Örnekler; • Yönlendirme; “çocuğunuzu okula düzenli olarak getirmelisiniz” • Öğüt verme “evde çalıştırmazsanız çocuğunuzun gelişimi daha yavaş olabilir” • Uyarı, “ bu şekilde davranmamalısınız” • Moral verme “gereksinimlerini karşılamak sizin göreviniz ve bunu da çok iyi başarıyorsunuz” • Öneride bulunmak; “ çocuğunuzla birlikte evde oyunlar oynayın”
Azarlamak; “herşeyi abartıyorsunuz, gereksiz yere çocuğunuzu ve kendinizi yoruyorsunuz” • Alay etmek“eğitimci gibi davranıyorsunuz, siz öğretmen değilsiniz” • Soru sormak; “neden okula daha sık gelmiyorsunuz” • Kritik etmek; “mantıklı davranmıyorsunuz”
Aile Eğitimi • Çocuğun doğduğu andan itibaren ilk sosyal çevresi ailesidir. • Çocuğu en iyi tanıyan ve çocukla en çok beraber olan ve gelişimsel süreci boyunca çocuğu en çok destekleyen yine ailesidir. • Çocuğun gelişimi ve eğitiminde doğal eğitimci rolünü üstlenen anne- babaların önemi uzun yıllar gözardı edilmiş, eğitimde uygulayıcı olmaktan çok bilgi alıcı rol oynamışlardır.
Aile eğitimi çalışmalarında; • Anne babaların çocuklarına beceri öğretebilmeleri, • Varolan problem davranışlarla başa çıkabilmeleri, • Çocuğu daha iyi kontrol edebilmeleri, • Çocukla ilişkilerini olumlu yönde geliştirebilmeleri hedeflenir. Aile eğitimi çalışmalarının odak noktası, çocuk ve çocukla olan ilişkilerdir.
Yurtdışında engelli çocukların ailelerinin eğitime katılımlarında artış olduğu belirtilmektedir. Ailenin eğitime katılımındaki bu artışın nedeni; • Yasalarda belirtilmiş olma, • Ailelerin çocuklarının eğitiminde oynadıkları anahtar rolün öneminin artması, • Engelli çocukların işe yönelik mesleki eğitimlerinde ailelerinin çok önemli bir rol üstlendiklerinin varılması olarak belirtilmektedir. Ülkemizde de Milli Eğitimi düzenleyen genel esaslar doğrultusunda özel eğitimle ilgili temel ilkelerden birisi; “Ailelerin özel eğitim sürecinin her boyutunda aktif katılımlarının sağlanması esastır”.
Etkili bir okul aile işbirliği, anlamlı bir aile eğitim programının planlanması ve uygulanması için gereklidir. Okul aile arasındaki iletişimin geliştirilmesi için, aile ve ailenin eğitimdeki rolü hakkında üç temel noktadan hareket edilir; • Aileler, çocuklarına okulun yapabileceğinden çok daha fazla özen gösterirler. • Çocuğun eğitim programlarını bilmek ve bu programlara dahil olmak ailelerin hakkıdır. • Aileler etkili eğitimciler olabilirler.
Aile eğitimi programları; • Ailenin çocuk için hedefleri, • Engelli çocuğun okul dışındaki yaşantısı, • Okul programının amaçları ve okuldan beklenenler hakkında genel bilgi sağlar. Ailelere hazırlanan eğitim programlarında değerlendirme mutlaka olmalıdır.
Aile eğitim programında dikkat edilecek noktalardan bazıları; • Aileler, çocuklar için planladığımız eğitimsel hedefleri destekleyecek önemli kişilerdir. • Eğitimciler olarak her çocuğa ayırabileceğimiz bireysel eğitim zamanından çok daha fazlasını aileler çocuklarına ayırabilirler. • Ailenin eğitim düzeyi, işi, sosyo-ekonomik durumu, evdeki diğer çocuklar gibi pek çok etkene aile eğitimi programı hazırlarken özen gösterilmelidir. • Başarılı aile eğitim programları ailenin aktif katılımı ile gerçekleşir. • Ailenin, eğitimde uygulaması gereken davranışları mümkümse gözlemlemesi, uygulaması ve denemesi sağlanmalıdır.
Her çocuk için bireysel bir program olmalıdır. Çünkü her çocuğun gelişim özellikleri ve eğitim ihtiyacı farklıdır. • Benzer davranışları öğretmek için örn. El yüz yıkama, kaşık kullanma gibi özbakım becerileri veya aileleri motive edici sözlerden oluşan bilgiler, tüm ailelere verilebilecek şekilde yazılı materyaller olarak hazırlanabilir. • Her ailenin çocuğu için uygulayabileceği etkinlikler farklıdır. • Aile eğitimi süreklilik gerektirir. • Aile eğitimi için hazırlanan programların planlı ve düzenli olması gerekir. • Aile eğitimi çalışmalarında odak noktasının çocuk ve çocukla olan ilişkiler olduğu unutulmamalıdır.
Aile katılımını sağlamak için eğitim programını mümkünse aile ile birlikte hazırlayın ve ailenin öneri ve fikirlerine yer verin. • Uygulanacak eğitim programlarında uygulamaların tekrar sayısı ve süresi hakkında bilgi verin. • Ailelere yapabileceklerinden fazla görev ve sorumluluk yüklemeyin. • Hem eğitimci olarak kendiniz için hemde aileler için kısa vadede çok fazla beklenti oluşturmayın. Bu durum aileler açısından kendini başarısız hissetme ve umutsuzluğa neden olabilir. • Uygulamalar için uygun zamanlar belirleyin, örn.beslenme zamanı kaşık,çatal kullanma çalışması yapmak gibi.
Aile ile İletişim ve Aile Eğitimi İçin Kullanılabilecek Yöntemler • Bireysel aile görüşmeleri, • Aile ile telefonda görüşme, • Mektuplaşma veya çocuk ile pusulalar gönderme, • Küçük gruplarda aile toplantıları, • Büyük gruplarda aile toplantıları, • Ev ziyaretleri, Ailenin eğitime katılımı ile ilgili olarak, okul personelinin aile ile doğrudan iletişim kurmaya yönelik çabaları, iletişim ortamını oluşturan en önemli özelliktir.
Aile, eğitimciler ve okul personelinden oluşan görüşmeler ve takım çalışmaları için eğitimcilerebazı öneriler; • Tartışmaların olabileceğini bilin. • Fikir birliğinin yapılanması sırasında antlaşmazlıklar çıkabilir. • Görüşmelerde sıklıkla ailenin görüşlerini saygıyla karşılayın ve dinleyin. • Bütün sorulara cevap veremeyeceğinizi bilin. • Görüşmeye tamamlanmış planlarla değil, fikirlerle başlayın.
Anlaşılmaz dil ve sözler kullanmaktan kaçının. • Pozitif iletişim yöntemlerini kullanarak aile ile iletişim kurun. • Ailelerin çalışmalarınıza ilişkin olumsuz fikir ve kızgınlık eğilimi karşısında sakin olun. • Görüşme zamanı konusunda esnek davranın. • Eğer mümkünse aileye evdeki durumları ile ilgili olarak da yardımcı olun. Ailelerle çalışırken okul personeli ve eğitimcilerin asıl üzerinde durmaları gereken nokta, ailenin rolü ve fonksiyonunu artırma üzerine odaklanmalıdır.
Aile Eğitiminin Yararları • Anne babaların çocuklarının eğitimine eğitici/öğretici olarak katılımları; * anne-baba * engelli çocuk * diğer kardeşler açısından çok yararlı olmaktadır. • Engelli çocuk bir çok beceriyi anne baba katılımıyla; * daha hızlı kazanmakta, * daha farklı ortamlara genelleyebilmektte, böylece kazanılan bilgiler daha kalıcı olmaktadır.
Anne babalar ise çocuklarının gelişimine katkıda bulundukları için, * duygusal olarak rahatlamakta, * kendilerini daha yeterli hissetmekte, * engelli çocuklarına karşı olumlu duygular geliştirmektedirler. Ayrıca anne babanın ve diğer aile bireylerinin çeşitli problemlerle başetme becerileri ile anne baba ve kardeşlerin birbirleriyle ilişkileri olumlu yönde gelişmektedir.
Ailenin eğitime katılımını etkileyen değişkenler; *Eğitimcilerin, uzmanların anne babalara karşı tutumları, * Çocuğun devam ettiği programın özellikleri, katılımın yordanmasını sağlayacak temel özelliklerdir. Bunun yanısıra, anne babanın; * Eğitim düzeyi, * işi, * yaşı, * ailenin gelir düzeyi katılımı etkileyecek değişkenler olarak kabul edilmiştir.
Anne baba katılımını etkileyebilecek çocuğa ait değişkenler olarak; • Çocuğun yaşı • Cinsiyeti, • Engel türü, • Özellikle çocuğun aldığı eğitim süresinin katılımı belirleyici olduğu yapılan araştırmalarla belirtilmiştir.