150 likes | 453 Views
HAZIRLAYAN Ömer ÇEBİ Ziraat Yüksek Mühendisi İstanbul Büyükşehir Beld. Park ve Bahçeler Müd. Emirgan Koru Şefi Tel: 0533 347 47 08. FİDANLIK VE SERA İŞLETMECİLİĞİNDE YER SEÇİMİNDE DİKKAT EDİLMESİ GEREKEN BAŞLICA KONULAR
E N D
HAZIRLAYAN Ömer ÇEBİ Ziraat Yüksek Mühendisi İstanbul Büyükşehir Beld. Park ve Bahçeler Müd. Emirgan Koru Şefi Tel: 0533 347 47 08
FİDANLIK VE SERA İŞLETMECİLİĞİNDE YER SEÇİMİNDE DİKKAT EDİLMESİ GEREKEN BAŞLICA KONULAR • Fidanlık sahasının büyüklüğü her ne kadar yıllık fidan ihtiyacı, fidan yaşı, fidanların şaşırtılıp şaşırtılmayacağına bağlı ise de fidanlık tipiyle de ilgilidir. • Fidanlık yeri yetiştirilmesi istenen türlerin doğal yetişme ortamı isteklerine uygun bir yer olmalıdır. • Fidanlık yerinin geçmişi hastalık ve haşarat yönünden iyi bilinmelidir. • Fidanlık arazisinin çevresinde herhangi bir çevre kirleticisinin olmaması gerekir. • Düz sahalar makineli çalışmalara olanak sağlar ve sahada daha eşit sulama yapılabilir. • Alanın iklim bakımından ılıman, vejetasyon periyodu uzun, yağışları arzulanan miktar ve dağılımda olan sıcaklık düzensizlikleri, kuvvetli don etkileri olmayan, yüksek hava rutubeti aşırıya kaçmayan bir yer olması fidan yetiştirmenin en önemli klimatik koşullarını oluşturur.
Toprak ve su koşulları: • Fidanlık toprak derinliğinin 120-150 cm olması idealdir. • Fidanlık için toprağın hafif olması idealdir. Ağır killi topraklar fazla su tuttuğundan soğuk olur ve güç ısınır. • Toprak yüzeyinden itibaren 50 cm derinliğine kadar olan kısımda taş ve çakıl bulunmamalıdır. • Taban suyu yüksekliği de fidanlık seçiminde önemlidir. Taban suyunu fazla miktarda tuz içermesinin de büyük sakıncaları vardır. • Yakınında ve içinde yeterli, ucuz ve istenen özelliklerde su bulunan fidanlıklar tercih edilmelidir. • Fidanlıkların su kaynakları nehir, çay, dere olmak üzere her türlü akarsular, kuyular gibi her türlü su kaynağı olabilir.
Seralarda uygun bir yer seçilmemişse yalnız verim ve kalite düşüklüğü değil giderlerin yüksekliği de işletmenin verimli çalışmasına olanak vermez. • Seralara verilecek yön de o bölgenin iklim koşullarına göre olur. • Güneşlenmenin az olduğu soğuk ve kuzey yörelerde doğu batı doğrultusu daha büyük önem taşırken güneş ışınlarının fazla olduğu güney ve sıcak yörelerde kuzey güney doğrultusu tercih edilmelidir. • Rüzgara açık alanda kurulmuş serada yakıt tüketimi fazla olmaktadır. • Düz bir alanda kurulmuş seralarda yapay olarak yapılan ısıtma, sera içinde iyi bir dağılım gösterir. • Sera alanında eğim hiçbir zaman %1 i geçmemelidir.
FİDANLIK VE SERA İŞLETMECİLİĞİNDE ÜRETME VE YETİŞTİRME ÇALIŞMALARI 1-Fidanlıkta Ekim Ekim yerinin seçimi ve yastıkların hazırlanması: Tohumdan fide ve fidan yetiştirme fidanlık çalışmalarının önemli bir kısmını oluşturur. Fidanlıklarda ekim yerinin seçimi başarılı bir üretim için çok önemlidir. Dona karşı duyarlı türlerin ekiminde, seçilecek ekim yerinin doğrudan gelen sabah güneşinden faydalanması gerekir. Ekim için, fidanlığın ıslak ve soğuk, ağır topraklı kısımlarından da kaçınılmalıdır. Mantar zararlılarına karşı bir sene evvel kullanılan yastıklarda dinlendirme yapılmadan hemen ekim yapılmamalıdır. Ekim için fidanlığın bir yıl evvel yeşil gübreleme yapılmış parselleri tercih edilmelidir. Ekim için seçilen parsellerin iyi hazırlanması çok önemlidir. Bunun için yastık alanlarının ekimden önce birkaç defa pullukla sürülmesi ve işlenerek toprağın ufalanması gerekir. Sonra dekara 8-10 ton yanmış ahır gübresi karıştırılır. Bu şekilde işlem gören parsellerde iyi bir tesviyeden sonra yastıklar el veya makine ile hazırlanır. Yastık genişlikleri genellikle 120 cm, yastık yolları 30-40 cm olur. Yastıklar birbirine paralel doğrultuda, mümkün olduğunca düz olarak açılmalıdır, aksi taktirde makineli çalışmalar güçleşir.
Dikim zamanı: Peyzaj düzenlemelerinde bitkisel materyal olarak kullanılan çeşitli ağaç ve çalı formundaki açık alanlardaki ekimin zamanı türlerin özelliklerine, fidanlıktaki yetişme ortamı koşullarına, tohumun gördüğü ön işleme göre değişir. Türler olarak, tohumlarını sonbaharda dökenlerin ekimleri, diğer koşullar uygun olursa sonbaharda yapılması daha iyi sonuç verir. Çimlenme engelli olan tohumlar bu engeli giderici uygun işlemlere başvurulmaması halinde sonbahar ekimleri bu engellerin ortadan kalkmasında büyük ölçüde yardımcı olur. Ekim zamanı dış koşullara göre de değişir. Ağır topraklarda ekim yapılması zorunlu ise hiç olmazsa ekim ilkbahara bırakılmalıdır. Türkiye’de genellikle ekimler mart-mayıs arasında yapılır.
Ekim sıklığı: Birim sahaya ekilecek tohum miktarının tespiti fidanlıklarda önemli bir sorundur. Eğer gerekenden sık bir ekim yapılırsa, çıkan ekim fideciklerinin bir kısmı orada ezilip ölürken diğer bir kısmı da önce cılız bir gelişme yapar. Bu fideler dikimlerde veya şaşırtmada çok zayiat verir, kök sap dengesi bozulur. Aynı zamanda bugün hayli pahalı olan tohum giderleri de çok yükselir. Ancak fazla seyrek ekimde birim sahadan daha az fide sağlandığından saha israfına neden olur. Ekim sıklığı başta ağaç türü olmak üzere, ekim metoduna, anaca, yetişme ortamına, ekim yastıklarının hazırlanma şekline, tohumun çimlenme kabiliyeti ve temizlik yüzdesine göre değişir.
Açık alan ekim metotları: Fidanlılarda iki ana ekim metodu söz konusudur; biri serpme, diğeri de çizgi ekimidir. Serpme ekiminde tohum yastığım bütün alanına serpilir. Çizgi ekiminde tohum yastık üzerinde yastık üzerinde açılan çeşitli aralık ve genişlikteki çizgiler üzerine ekildiğinden fidanlar yalnız çizgiler üzerinde bulunur. Bu yöntemde fideler daha sık gelişir, gelişme az olur. Serpme ekimde fideler bütün yastık alanına dağıldığından her birine isabet eden gelişme sahası daha büyüktür. Bu yüzden çizgi ekimine nazaran daha iyi gelişirler.
2-Fidanlıkta repikaj: Ekim yastıklarında sıkışık olarak gelişen fidanlar, yeterli ışık alamadığı ve birbirleri ile rekabeti dolayısıyla, iyi gelişmiş bir kök sistemi ve gövdeye sahip olamazlar. Uzun ve zayıf bir gövde ile gelişmemiş bir kök sistemi sonucu dikimde başarıları çok zayıf kalır. Zengin yan ve saçak köklü ve iyi gelişmiş bir gövde sağlamak için geniş aralıklarla yetiştirilmeleri gerekir. İşte fideciklerin ekim yastıklarında muayyen süreler kaldıktan sonra bu maksatla daha geniş aralıklarla başka bir yere dikilmesi işlemine Repikaj (şaşırtma) denir. Repikaj yaşı: fidanlar esas itibariyle 1 veya 2 nadiren de 3 yaşında repikaja tabi tutulurlar. Genel olarak bütün çamlar, sedir, selvi, mazı ve yapraklılar 1 yaşında, göknar ve ladinler 2, veya bazı durumlarda 3 yaşında repikaja alınırlar. Repikaj yastığında fidanların kalış süresi genellikle 1 veya 2 nadiren de 3-4 yıldır. Repikaj, müsait yetişme ortamlarında sonbaharda yapılabilmekle beraber genel olarak ilkbaharda fidanlar sürmeden yapılır.
3-Fidanlıkta Kaplı Fidan Yetiştirme Kaplı dikime hazır hale gelen fidanlara “kaplı fidan” denir. Kaplı fidanlar peyzaj projelerinin uygulanmasında, sahaya kaplı olarak getirildikleri için, kökler güneş ve rüzgar gibi etkilere maruz kalmazlar. Bunların, çıplak köklü fidanlar, hatta topraklı fidanlar gibi, sökülürken kökleri koparılıp zedelenmez ve köklerinin büyük kısmı da fidanlık toprağında kalmaz. Kaplı fidanların peyzaj uygulamalarında asıl büyük avantajı yılın her zamanında bunlarla uygulama çalışmalarının yapılabilmesidir. Yani bunlar çıplak köklü fidanlarda olduğu gibi belli dikim mevsimine tabi değildirler. Kaplı fidanlarda kök deformasyonu olmaması için kaplarda fazla bekletilmemeli veya zamanında daha büyük kaplara alınarak ve yine fazla bekletilmeden değerlendirilmelidir.
4. Fidanlarda Kültür Bakımı a) Ot mücadelesi ve çapa Yabani otlar fidanların besinlerine ve su alımlarına ortak olup, daha büyüdüklerinde de küçük fidanları ışıksız bırakarak boğulmalarına neden olurlar. Bazı fidanlar bu ot rekabetine yenik düşerler, bazıları da gelişme ve kaliteleri açısından büyük kayba uğrarlar. Ekim parsellerinde ot alma, ekilen tohumlar çimlendikten hemen sonra elle ve dikkatle yapılmalıdır. Repikaj parsellerinde ise ot almada el aletleri yanında daha çok makine ve ekipmanlar kullanılır. Bir yılda 4-5 generasyon üreyen, gelişen yabancı ot tohumları vardır. Bu itibarla ot kontrolünün bütün yıl yapılması gerekir. a
b) Sulama Sulama, çeşitli fiziksel ve kimyasal işlemlerle suyun besin maddelerini eriterek bitkinin bünyesine alınabilirliğini sağlaması ve bu besin maddelerini dokulara, taşıması suretiyle bitki beslenmesinde önemli rol oynar. Ekim yastıklarında az miktarda su ile fakat sık sık sulanarak, toprak sathı yeterli rutubette tutulmalıdır. Repikaj yastıklarında ise daha seyrek fakat her defasında daha fazla su vermek gerekir. Küçük kaplı fidanlarda üstten yağmurlama ile sulama en yaygındır. Kaplı fidanların su ihtiyaçları; türe, kapların büyüklüğüne, kabın su depolama kapasitesine, su içindeki ortama, iklim koşullarına ve sulama sistemine göre değişir.
c) Gübreleme ve Toprak Sathı Besin maddeleri kaybını önlemek üzere zaman zaman bir düzen içerisinde fidanlık topraklarının gübrelenmesi gerekir. Yeterli besin maddeleri verilen topraklarda yetişen fidanlar daha iyi tutar, daha iyi gelişir. Bu nedenle fidanlıklarda gübreleme önem taşır. Fidanlıklarda kullanılan gübreleri iki grupta toplarız; a) Doğal (organik) gübreler b) Yapay (ticari) gübreler Doğal gübreler olarak ahır gübreleri yalnız bir çok besin elementlerini içeren bir tam gübre değil, fakat aynı zamanda toprağın fiziki yapısını ıslah eden gübrelerdir. Ahır gübreleri, fidanlıkların en başta gelen, fidanlar için hayati bütün besin maddelerini bol miktarda içeren gübrelerdir. Doğal gübreleri içinde fidanlıklarda, kompostun da özel bir yeri vardır. Kompost, besin değeri olan her türlü organik artıktan (ot, yaprak, dal parçaları, çöp ve diğer her türlü bitki artıklarından) hazırlanabilir. .
Organik gübre olarak doğrudan ormandan alınan iyi ayrışmış bir yaprak çürüntüsü de özellikle humus bakımından çok zengin bir kaynak oluşturur. En ucuz diğer bir organik gübreleme yöntemi ise “yeşil gübreleme”dir. Yeşil gübreleme ile toprağın organik madde içeriği artırılarak fiziksel özellikleri iyileştirilir. Yapay gübreler arasında en büyük yeri ve kullanım alanını inorganik yapay gübreler alırlar. Fidanların topraktan aldıkları en önemli besin maddeleri azot, fosfor ve potasyumdur. Genellikle kuru azot gübrelerinin bir kısmı vejetasyonun başladığı dönemde, diğer kısmı da vejetasyonun ortasında verilmelidir. Fosfat gübreleri fidanlıklarda ekseriyetle sonbahar ve kısmen de ilkbahar aylarında verilmektedir. Potas gübreleri ise, esasta sonbaharda veya ekim veya repikajdan 3 hafta kadar önce verilmelidir.
Gübreler nasıl ve ne miktarda kullanılmalıdır? Temel gübreleme, toprak işlemesi ile birlikte, ekim ve dikimden önce yapılan gübrelemedir. Özellikle ahır gübreleri, yeşil gübre ve kompost daha ziyade temel gübre olarak verilirler. Baş gübreleri ise, ekim veya dikimden sonra fidanlara verilen gübrelerdir. Baş gübreleri ekseri fidanların dibine atılır. Daha ziyade inorganik gübreler baş gübresi olarak verilir. Gübrelemenin etkili olabilmesi için, gübrelemeden hemen sonra yeterli bir sulama gerekir. Gübreler, en basiti el ile veya çeşitli gübre dağıtıcılarla, sulama veya yağmurlama sistemleri yoluyla verilir. Genel ve ortalama olarak beher dekar alana 2-3 ton ahır gübresi verilmesi önerilir. Gübrenin verilmesini takiben derhal tırmık veya tarakla karıştırılması icap eder. Kompostunda birim sahada kulanım miktarı; toprak türüne, tekstürüne ve toprağın besin gereksinimine göre büyük ölçüde değişir. Ancak kabaca bir dekarlık sahaya 10-15 m3 kompost verilmesi önerilir. Kompostun yine ahır gübresinde olduğu gibi toprağa bir tırmıkla gömülmesi, fakat bu gömülmenin 5 cm yi geçmeyecek şekilde oldukça sığ olması istenir.