490 likes | 878 Views
HAC VE UMRE HİZMETLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ HAC VE UMRE HAZIRLIK KURSLARI. T.C. BAŞBAKANLIK DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞI. HAC MENASİKİ VE HACCIN HİKMETLERİ. HAC. *Hac kastetmek, ziyaret etmek, yönelmek demektir.
E N D
HAC VE UMRE HİZMETLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ HAC VE UMRE HAZIRLIK KURSLARI T.C. BAŞBAKANLIK DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞI
HAC *Hac kastetmek, ziyaret etmek, yönelmek demektir. *Hac; ibadet maksadıyla senenin belirli günlerinde ihrama girerek Kabe’yi tavaf etmek ve Arafat'ta vakfe yapmak suretiyle yapılan bir ibadettir. *Hac ruhun Allah’a yükselişini temsil eder.
Allah (c.c.) Şöyle Buyuruyor: وَلِلّهِ عَلَى النَّاسِ حِجُّ الْبَيْتِ مَنِ اسْتَطَاعَ إِلَيْهِ سَبِيلاً Ona yol bulmaya (Hacc'a gitmeye) gücü yetenlere, Allah için o Beyt'in hac edilmesi, insanların üzerine (farz)dır. (Al-i İmran, 97) مَنْ حَجَّ للّٰهِ فَلَمْ يَرْفُثْ وَلَمْ يَفْسُقْ رَجَعَ كَيَوْمِ وَلَدَتْهُ أُمُّهُ Allah için, kötü söz söylemeden ve büyük günah işlemeden hacceden kimse, annesinden doğduğu gündeki gibi günahsız olarak (evine) döner. (Buhari, Hac, 4)
MENÂSİK Yürümek, koşmak, dönmek, taş atmak vb. hac ve umre dışında ibadet olmayan fiillerdir. Menâsikin; * Şart, * Farz, * Vacip, * Sünnet, * Adap olanları vardır. Hacda yapılan her menâsikin sembolik bir anlamı, mümini eğitici ve bilinçlendirici yönü ve hikmeti bulunmaktadır.
HİKMET * Hikmet kavramının bir çok tanımı yapılmıştır. Bunlar arasında felsefe, yüksek bilgi, gizli sebep sayılabilir. * Hikmet Yüce Allah’ın hüküm koyarken gözettiği gayedir. إِنَّ الصَّلَاةَ تَنْهَى عَنِ الْفَحْشَاء وَالْمُنكَرِ (Gerçekten namaz, insanı hayâsızlıktan ve kötülükten alıkor.) (Ankebut, 45)
MÎKÂT ولَمَّا جَاء مُوسَى لِمِيقَاتِنَا وَكَلَّمَهُ رَبُّهُ قَالَ رَبِّ أَرِنِي أَنظُرْ إِلَيْكَ Musa (A.S), tayin ettiğimiz (belirlediğimiz) zamanda gelince, Rabbi onunla konuştu. (Araf, 143) * Mîkât randevu yeri ve zamanı demektir. * Hacda mikat ihram mahalline verilen addır.
MÎKÂT * Mikat haccın başladığı yer ve zamanı ifade eder. * Mikata giren mümin, kendisini Tur Dağı’na Allah ile konuşmaya giden Hz. Musa gibi hissetmelidir. * Randevu sadece buluşmayı sağlayan bir araçtır. * Amaç ise randevunun sonucudur. * Bu randevunun sonucunu niyet, sabır, gayret, samimiyet ve bu kutsal iklimi en verimli şekilde değerlendirmek belirleyecektir.
İHRAM وَلِبَاسُ التَّقْوَىَ ذَلِكَ خَيْر Takva elbisesi daha hayırlıdır. (A’râf, 26) * İhram helallerin haram kılınması demektir. * İhram, yapılmasına izin verilen bazı söz, fiil ve davranışların hac süresince haram kılınmasına verilen addır.
İHRAM * İhram makamdan, mevkiden ve tüm imtiyazlardan arınmanın simgesidir. * Hacılar sosyal ve ekonomik statüleri gösteren dünya elbiselerini, makam ve mevkii gösteren üniformaları çıkararak, herkesin Allah önünde eşit olduğunu gösteren iki sade giysiye bürünürler. * Böylece karakteri örten, kişiliği gizleyen süslü elbiseler atılmış, takva elbisesi giyilmiştir.
İHRAM * İhram kefeni sembolize eder. Beyaz ihramıyla hacılar, kabirden diriliş ve mahşerde toplanışı hatırlatır. Hacı bu provanın gerçeğine daha iyi hazırlanmaya söz verir. Ruhunda kalbi bir dirilişi gerçekleştirir. * İhram zahiri bir kıyafet değişikliğinin ötesinde, yaşam tarzı ve davranış biçiminin de değiştirilmesidir. İhramlıyken uzak durduğu bazı helaller ona kötü alışkanlıklardan ve bağımlılıklardan kurtulmasını telkin eder.
TELBİYE Allah’ım! Davetine icabet ediyorum. Emrine boyun eğiyorum. Bütün varlığımla sana teslim oldum. Senin hiçbir ortağın yoktur. Tekrar tekrar davetine icabet ediyorum. Şüphesiz hamd sana mahsustur. Nimet senindir mülk de senin... Senin hiçbir ortağın yoktur.
TELBİYE * Telbiye getiren mümin kendisini Kabe’sine çağıran Rabbinin tam huzurunda hisseder. * Telbiye getiren mümin davetini duydum, emrine uydum, huzuruna geldim, bütün benliğimle ve içtenliğimle emrindeyim, der.
TELBİYE * Telbiye, dünyanın dört bir yanından gelen, renk, dil, ülke ve kültürleri farklı, ancak hedef ve gayeleri aynı olan milyonlarca Müslüman’ın hep birlikte seslendirdikleri ortak bir ant, ortak bir paroladır. * Telbiye getiren mümin hac ibadeti sona erdikten sonrada namaz, oruç, zekat, dürüstlük, adalet, samimiyet, vb. hususlarda “emrine amadeyim Allah’ım” diyebilmelidir.
YASAKLAR فَمَن فَرَضَ فِيهِنَّ الْحَجَّ فَلاَ رَفَثَ وَلاَ فُسُوقَ وَلاَ جِدَالَ فِي الْحَجِّ Kim hac aylarında, ihrama girerek hacca başlarsa, artık hacda kadına yaklaşmak (ve benzeri davranışlar), fâsıklık (günaha sapmak), cedelleşmek (sürtüşmek, kavga etmek) yoktur. (Bakara, 197) Mekke’nin otu koparılmaz, ağacı kesilmez, hayvanları ürkütülüp rahatsız edilmez Yitiği kimse tarafından alınamaz; ancak sahibini arayarak alıp muhafza eder. (Buhari,Cezau’s-sayd, 9)
Namaz’a başlarken iftitah tekbiri ile bazı davranışlar nasıl namazda yasaklanıyorsa, yine oruca başlarken yemek içmek ve cinsel arzuların tatmini imsak ile nasıl yasak hale geliyorsa; • Hacda ihramla birlikte önceden mübah olan bazı şeyler hac boyu yasak hale gelmektedir.
Kur’an bu konuda üç türlü yasaktan söz etmektedir: • RAFES: Cinsel arzularla ilgili her türlü şehevi yasaklar • FISK VE FÜSUK: Her türlü günah, kötülük ve suçlar • CİDAL: Kavga, kapışma, tartışma, sövüşme, dövüşme gibi tüm olumsuz davranışlar
* İhram yasakları sadece insanlar değil canlı ve cansız hemen herşeyi kapsamaktadır. Bütün hayvanlar, bütün bitkiler ve hatta tabiatın tamamı ihramlı için artık dokunulmaz bir sit alanıdır. * İhram süresince toplumsal barışı ve bütünlüğü bozucu bencilliği uyandırıcı geçici haz ve manfaatleri hatırlatıcı her türlü fiil yasaklanmıştır.
KÂBE إِنَّ أَوَّلَ بَيْتٍ وُضِعَ لِلنَّاسِ لَلَّذِي بِبَكَّةَ مُبَارَكًا وَهُدًى لِّلْعَالَمِينَ Şüphesiz, insanlar için kurulan ilk ibadet evi, elbette Mekke’de, âlemlere rahmet ve hidayet kaynağı olarak kurulan Kâ’be’dir. (Âl-i İmran, 96) Rasûlullah (sav) bir tavaf esnasında Kâbe’ye hitaben şöyle buyurdular:Sen ne kadar temizsin, kokun da ne güzel! Sen ne yücesin, senin hürmetin de ne büyük! Muhammed’in nefsini elinde tutan Zât-ı Zülcelâl’e yemin olsun ki, bir mü’minin Allah katındaki kıymeti, senin kıymetinden daha büyüktür. Mü’minin malının ve kanının hürmeti de böyledir. Biz, mü’minler hakkında sadece hüsn-i zanda bulunuruz.(İbn Mace, Fiten, 2.)
KÂBE * Hac ibadetinin yapıldığı mekânların merkezinde Kâbe vardır. * Lâmekân olan Yüce Allah (cc) “evim” buyurarak Kabe’yi şereflendirmiştir. (Bakara, 125) * Kâbe ve çevresi harem bölgesidir. Saygısızlık yapılmamalıdır. * Müminin kalbi de en az Kabe kadar hürmete layıktır. Mümin de saygın ve dokunulmazdır.
TAVAF ثُمَّ لْيَقْضُوا تَفَثَهُمْ وَلْيُوفُوا نُذُورَهُمْ وَلْيَطَّوَّفُوا بِالْبَيْتِ الْعَتِيقِ Sonra kirlerini gidersinler, adaklarını yerine getirsinler ve Beyt-i Atik’i (Kâbe’yi) tavaf etsinler. (Hacc, 29)
*Tavaf, ziyaret etmek, dönmek demektir. * Kabeyi tavaf, namaz gibidir. * Hacı tavaf ederken, Yüce Allah’ın huzurunda olduğunun bilincinde olmalıdır. * Hacı tavaf ederken, O’na yaraşan bir ta’zim ve muhabbet içinde olmalıdır. * Hz. İbrahim oğlu İsmail ile Allah’ın evini nasıl inşa ettilerse, hacı da tavaf ederken, iman evini, gönül evini yeniden inşa etmelidir.
REMEL: Erkeklerin tavafın ilk üç şavtında daha heybetli yürümeleridir. • IZDIBA: Erkeklerin tavafta ihramlı iken sağ omuzlarını açık bulundurmalarıdır. Bu iki davranış Medine-i Münevvere’ye hicretten yedi yıl sonra tavaf etme imkanı bulan sahabenin, kendilerini müşriklere karşı daha güçlü göstermeleri temeline dayanmaktadır. Bugün tavafta remel ve ıztıba yapan hacı, günümüz müslümanlarının diğer insanlara karşı daha güçlü olmalarını temin için neler yapılması gerektiğini düşünmelidir.
“Allah sizin görüşünüze ve malınıza, mülkünüze bakmaz; Yalnızca kalblerinize ve amallerinize bakar.” (Müslim, Birr ve Sıla, 34.) * Hacı tavaf esnasında sürekli Kâbe’ye bakarken, O’nun azametini temaşa ederken, Yüce Allah’ın da kendisinin kalbine ve ameline baktığını unutmamalıdır.
HACERU’L-ESVED Hz. Ömer bir defasında Haceru’l Esved’e seslenerek “ Biliyorum ki, sen bir taşsın. Ne zarar, ne de fayda verirsin. Eğer ben, Rasulullah’ın sana dokunduğunu görmeseydim, sana el sürmez, seni öpmezdim. (Buhari Hac, 57) (Tirmizi Hac, 49) (Tirmizi Hac, 113) (İbn Mace, Menasik, 32)
İstilam, Haceru’l-esvedi selamlamadır. İzdiham olması durumunda kul hakkına tecavüz etmemek için uzaktan el işaretiyle yapılır * Haceru’l-esvedi istilam, Allah’a verdiği ahdi yenilemedir. * Haceru’l-esvedi istilam, Rahman ile musafaha yapmaktır. * Ruhlar âleminde verdiği sözü, hayatı boyunca iman ve ameliyle yerine getirirken, haceru’l- esvedi istilam etmek suretiyle de ahdini yeniler ve güçlendirir.
MÜLTEZEM وَلَوْ أَنَّهُمْ إِذ ظَّلَمُواْ أَنفُسَهُمْ جَآؤُوكَ فَاسْتَغْفَرُواْ اللّهَ وَاسْتَغْفَرَ لَهُمُ الرَّسُولُ لَوَجَدُواْ اللّهَ تَوَّابًا رَّحِيمًا Ve onlar nefslerine zulmettikleri zaman, eğer sana gelselerdi, böylece Allah'tan mağfiret dileselerdi ve Resûl de onlar için mağfiret dileseydi, mutlaka Allah'ı, (iki tarafın da) tövbelerini (onların tövbesini ve Resûl'ün mağfiret talebini) kabul eden ve rahmet edici olarak bulurlardı. (Nisâ, 64)
Mültezem: Bir şeyi üzerine gerekli kılmak, sarılmak, sarmaşmak anlamına gelen fiilden türetilmiştir. *Mültezem, Haceru’l-Esved ile kabe kapısındaki kalan bölümdür. *Hacıların göz yaşları içeresinde yapışıp inleyerek dua ettikleri yerdir. *Hacı izdihama neden olmamak kaydıyla mültezemde kendisini affettirmek için içtenlikle yalvarır, yakarır, göz yaşı döker.
MAKAM-I İBRAHİM وَاتَّخِذُواْ مِن مَّقَامِ إِبْرَاهِيمَ مُصَلًّى İbrâhîm'in makamından bir namaz yeri edinin. (Bakara, 125) * Hz. Peygamber (sav), makam-ı İbrahim’de 2 rekat namaz kılmış ve zamm-ı sure olarak birinci rekatta Kafirun, ikinci rekatta ihlas surelerini okumuştur. * Hz. İbrahim oğlu İsmail ile Kabe’yi yeniden inşa ederken üzereni basıp iskele olarak kullanıldığı veya insanları hac’ca davet için üzerine çıktığı rivayetleri vardır.
* Hacı Allah’ın nazargahı olan kendi gönül evini yeniden inşa ederken hangi iskeleleri kullanacağını, ayağının hangi sağlam temellere basması gerektiğini düşünmelidir. • * İnsanları Allah’a davet ederken hangi seviyeye çıkmalı, nasıl bir dayanak kullanmalı? İlim, ahlak, mal, samimiyet, gayret, emanet, ehliyet…
SA’Y إِنَّ الصَّفَا وَالْمَرْوَةَ مِن شَعَآئِرِ اللّهِ “Muhakkak ki Safa ve Merve, Allah'ın (ibadet yerlerini gösterir dîni) şiarlarındandır.” (Bakara, 158) * Sa’y, çalışma, gayret etme, çabalama, iş, emek, koşmak, hızlı ve canlı yürüyüş demektir. * Safa’dan başlayıp Merve’de biten toplam yedi gidiş-dönüşe sa’y denir.
* Safa ve Merve tepeleri Allah’ın (cc) sembollerindendir. • * Hz. Hacer henüz emmekte olan oğlu İsmail’e su ararken bu iki tepe arasında koşturmuştu. • * Hacı sa’y ederken kafalarda kalblerde açılan yarıkları kapatacak, ahlakı, maneviyatı, ilmi, hayrı, hakikati ve hizmeti yeşertecek, nesillerimize hayat verecek manevi zemzemi aramalıdır. • Hz. Hacer oğlu İsmail’i Cebrail’in yerden çıkardığı su ile kurtarmıştı. Bizim İsmaillerimiz de Cebrail’in semadan getirdiği ab-ı hayat yani Kur’an ile kurtulacaktır. • Hacı, Safa ile Merve arasında yavrusuna su arayan Hz. Hacer annemizin koşuşturmasından ilham alarak çaresizlik karşısında ümit ve çözüme odaklanmalıdır.
ZEMZEM Zemzem suyu, ne için içilirse o yararı sağlar. (Ahmed B.Hanbel, Müsned, III, 357) • Zemzem Allah’ın Hz. Hacer ve oğlu Hz. İsmail’e ihsan ettiği mübarek suyun adıdır. • Hacı Hz. İbrahim ve İsmail’in Kabeyi ibadet için temizledikleri gibi tavaf ederken gönül evi olan kalbini takva ile temizler. Zemzem ile de midesini temizleyerek bir daha haram lokma ve şüpheli rızık girmeyecek hale gelinceye kadar arındırır. • Hacı aç gözlülüğünü doyuracak kadar zemzem içer. • Haramdan beslenme hastalığına şifa verecek kadar doyasıya zemzem içer. • Hacdan sonra zemzem temizlediği midesini tekrar bozmamaya, kazancını haramlarla kirletmemeye, Çocuklarını haksız kazançla beslememeye söz verir.
ARAFAT Hac, Arafat(ta olmak)tır. Tirmizi, Hac, 57. *Arafat, bilme, anlama, tanıma, güzel koku anlamlarına gelir. * Arafat’ta vakfede geçirilen vakitler, haccın bel kemiğini oluşturmaktadır.
Arafat; Hakikati bilmektir. Hakikati tanımaktır. Hakikati anlamaktır. Arif olmaktır. Marufa ermektir. Marifete ermektir. Marifetullaha ermektir. Dirilişi fark etmektir. Mahşeri yaşamaktır. Mahkeme-i kübrayı hissetmektir
VAKFE Allah’ın Arefe gününden başka kullarını cehennemden daha fazla azad ettiği hiçbir gün yoktur. Gerçekten Yüce Allah o gün yaklaşır ve meleklere “ Şu toza toprağa karışmış kullarıma bir bakın! Bunlar ne istediler” diyerek Arafattaki hacılarla övünür. (Müslim, Hac, 436.)
* Vakfe, duruş, duruşma, durulaşma demektir. * Vakfe kıyamet gününde insanların Allah’ın huzurunda bekleyişini hatırlatır. * Vakfe korku ile ümit arası heyecanlı bir bekleyiştir. * Vakfe insanın ölmeden önce ölmesidir. * Vakfe insanın hesaba çekilmeden önce nefsini hesaba çekmesidir. * Vakfe, mahkeme-i Kübra öncesi yapılan duruşmadır. * Vakfe can-ı gönülden yakarış, günahlardan arınma, durulma ve durulaşmadır. * Küfrün gerektiğinde tek millet olduğu gibi, İslam’ın da tek millet olduğunun asaletli bir duruşudur.
MÜZDELİFE فَإِذَا أَفَضْتُم مِّنْ عَرَفَاتٍ فَاذْكُرُواْ اللّهَ عِندَ الْمَشْعَرِ الْحَرَامِ وَاذْكُرُوهُ كَمَا هَدَاكُمْ Artık Arafat'tan akın akın geldiğiniz zaman Meş'aril Haram'ın yanında Allah'ı zikredin. Ve sizi hidayete erdirdiği şekilde siz de O'nu zikredin. (Bakara, 198)
* Arafat ile Mina arasında yer alan bir bölgenin adıdır. * Akşam ve yatsı namazları cem-i tehirle burada kılınır. * Hz. Peygamber (sav) burada kıbleye karşı, tekbir, tehlil ve kelime-i şehadet içeren bir dua ve yakarışta bulunmuştur. * Şeytana karşı girişilecek sembolik bir savaşın hazırlığıdır.
MİNA فَلَمَّا بَلَغَ مَعَهُ السَّعْيَ قَالَ يَا بُنَيَّ إِنِّي أَرَى فِي الْمَنَامِ أَنِّي أَذْبَحُكَ فَانظُرْ مَاذَا تَرَى قَالَ يَا أَبَتِ افْعَلْ مَا تُؤْمَرُ سَتَجِدُنِي إِن شَاء اللَّهُ مِنَ الصَّابِرِينَ Böylece onunla beraber çalışma çağına eriştiği zaman dedi ki: "Ey oğulcuğum! Gerçekten ben, uykuda seni boğazladığımı gördüm. Haydi bak (bir düşün). Bu konudaki görüşün nedir?" (İsmail A.S): "Ey babacığım! Emrolunduğun şeyi yap. İnşaallah beni sabredenlerden bulacaksın" dedi. (Sâffât, 102) MİNA
*Mina aşırı istek ve arzu anlamına gelir. *Hz. İbrahim ve İsmail’in Allah’ olan aşklarının sınandığı yerdir. * Mina can, mal, mülk, mesken, evlat, eş, kardeş, ticaret, mevki, makam, rütbe gibi fani sevgilerin aşıldığı, Allah sevgisinde zirveye ulaşıldığı yerdir. *Hacı Mina’da kesilen kurbanla kendisini Allah yolundan alıkoyan tüm arzu ve isteklerini de kurban eder.
CEMERAT ثُمَّ لآتِيَنَّهُم مِّن بَيْنِ أَيْدِيهِمْ وَمِنْ خَلْفِهِمْ وَعَنْ أَيْمَانِهِمْ وَعَن شَمَآئِلِهِمْ Sonra, elbette onlara, önlerinden, arkalarından, sağlarından ve sollarından geleceğim (A’râf, 17)
* Taşlama, Hz. İbrahim’in kendisini engellemeye çalışan şeytanı kovmak için taş atmasını hatırlatır. * Müminin şeytana karşı giriştiği savaşı sembolize eder. * Hacı attığı her taşı nefsine, şehvetine ve şeytana karşı atar. Kendisini hata ve günaha sürükleyen bütün bu farklı savaş alanlarını bir bir yok etmeye çalışır. * Gurur, kibir, mal, mülk, makam, mevki, rutbe, şan-şöhret, benlik, gençlik-güzellik, evlilik, çoluk-çocuk…
KURBAN وَالْبُدْنَ جَعَلْنَاهَا لَكُم مِّن شَعَائِرِ اللَّهِ لَكُمْ فِيهَا خَيْرٌ فَاذْكُرُوا اسْمَ اللَّهِ عَلَيْهَا صَوَافَّ فَإِذَا وَجَبَتْ جُنُوبُهَا فَكُلُوا مِنْهَا وَأَطْعِمُوا الْقَانِعَ وَالْمُعْتَرَّ Bedeneleri (deve ve sığır cinsi hayvanları), sizin için Allah'ın şiarlarından (emirlerinden, farzlarından) kıldık. Onda (onların kurban edilmesinde) sizin için hayır vardır. Onların (kurbanlarının) üzerine saf dururken (ayaktayken tekbir getirin), (kurban kesilirken) Allah'ın İsmi'ni zikredin (besmele ile kesin). Yanları üzerine düşünce (kesilince), artık ondan yeyin ve isteyeni de istemeyeni de doyurun. (Hac, 36)
Hacda kesilen kurbanlar, Allah’a teslimiyetin sembolleridir. (Hac, 36) • Asıl ve önemli olan kurbanın eti değil, takvamızdır. (Hac, 37) • Kesilen kurbanın kanı, sahibinden kirlerin giderilmesini ve günahların dökülmesini sembolize eder. (Hac, 29) • * Hedy kurbanı hacının Rabbine hediyesidir. Allah için malında vazgeçtiğini ifade eder. • * Hacı ot koparmanın bile yasak olduğu ihram durumunda kurban keser. Böylece Allah’a bağlılığını ve fedakârlığını ifade eder. Etini yoksul İslam ülkelerine göndererek hiç tanımadığı din kardeşine destek olur. • * Kurban hac görevini bitirebilmiş olmanın şükrüdür. Ramazan ayının sonunda oruç ibadetini tamamlamanın şükrünü eda için nasıl bayram yapıyorsa, hac ibadetini tamamlamanın şükrünü eda için de kurban kesilerek bayram yapılır.
TIRAŞ OLMAK Hz. Peygamber (S.A.V): "Allahım! başlarını traş ettirenlere merhamet et." diye dua etmiş, sahabeden bazıları, "Saçlarını kısaltanlara da dua etseniz ey Allahın Resulü?" demişler, O da dördüncüsünde "Saçlarını kısaltanlara da" diyerek onlar için de dua etmiştir. (Buhari, Hac, 127)* Sa’yden sonra umre veya temettu hac yapanlar, tıraş olarak bedenlerinden bir parça feda ederler. Bu, Allah için saçını feda ettiği gibi, gerektiğinde canını da Allah yolunda feda edebileceğinin simgeler. * Baştan düşen her bir saç teli, adeta dökülen günahları simgeler.
Dr. Nusret DEDE Bolu İl Müftü Yardımcısı