1 / 44

Kanser Kemoterapisinin Esasları ve Antineoplastik İlaçlar

Kanser Kemoterapisinin Esasları ve Antineoplastik İlaçlar

elia
Download Presentation

Kanser Kemoterapisinin Esasları ve Antineoplastik İlaçlar

An Image/Link below is provided (as is) to download presentation Download Policy: Content on the Website is provided to you AS IS for your information and personal use and may not be sold / licensed / shared on other websites without getting consent from its author. Content is provided to you AS IS for your information and personal use only. Download presentation by click this link. While downloading, if for some reason you are not able to download a presentation, the publisher may have deleted the file from their server. During download, if you can't get a presentation, the file might be deleted by the publisher.

E N D

Presentation Transcript


  1. Kanser Kemoterapisinin Esasları ve Antineoplastik İlaçlar Kanser, hücrelerin bir şekilde kontrolsüz çoğalması, invazif nitelik kazanması ve metastaz yapması ile karakterize öldürücü bir hücre hastalığıdır. Gelişmiş ülkelerin ölüm istatistiklerinde kalp damar hastalıklarından sonra 2. sıradaki ölüm nedenidir. Kanserin tedavi edilmesinde 3 temel yaklaşım vardır. 1- Cerrahi 2-Radyasyon 3-İlaç (kemoterapi) Bazı durumlarda 3’ü de uygulanabilir. Bazen ilaç ve radyoterapi aynı anda uygulanabilir (konkomitan tedavi)

  2. Antineoplastik ilaçlar, kanser hücresine karşı sitotoksik etki gösterirken diğer taraftan hızlı bir şekilde çoğalan normal hücreleri de (örneğin, testisin jerminatif epiteli, barsak ve ağız mukoza epiteli, kemik iliğinin hematopoeitik hücreleri, kıl folikülü hücreleri ile embriyo ve fetüs hücreleri) yok edebilir. Bundan dolayı, bugün kullanılan ilaçlar, anti-kanser olmaktan ziyade daha çok antiproliferatiftir. Bazı antineoplastik ilaçların (alkileyici ajanların, antimetabolitlerin ve glukokortikoidlerin) immünosüpresif etkileri vardır.

  3. Kanserin ilaçla tedavisinde başarı şansını kısıtlayan faktörler 1-Tümör Biyolojisi ve Tümör-İlaç Etkileşmesi a- İlaçla hücrelerin öldürülme kinetiği: Belli sayıda değil belli oranda hücre ölümü. Kanser kök hücreleri! 1012 % 99.99 108 b-İlaç etkisinin hücre siklusunun dönemine özgü olup olmaması: Döneme özgü ilaçlarla görece selektif bir tedavi yapılabilir. Döneme özgü olmayan ilaçlar her durumdaki hücreyi etkileyebilirler ve dolayısıyla yan tesirleri daha fazla olabilir. Hormonal ilaçlar, esasında döneme özgü ilaçlar olup G1/S geçişini bloke ederler. c- Tümör hücresinin proliferasyon hızı: Göstergesi, çoğalma fraksiyonu veya 2 katına çıkma süresidir (doubling time, 1 hafta-birkaç yıl). Cerrahi yaklaşımla tümörün küçültülmesi, tümörün proliferasyon hızını artıracağı için hemen arkasından uygulanan kemoterapiye daha duyarlı hale gelecektir.

  4. 2- İlacın Farmakokinetiği ve Farmakolojisi: İlacın dozu, veriliş yolu, tümör dokusundaki konsantrasyonu tedavinin başarısına direk etki eder. SSS (nitrozoüreler, prokarbazin ve epipodofilotoksin), doz/cevap eğrileri dik, yan tesirlerin ciddiliği. • Yüksek doz kemoterapi uygulamasına olanak veren yaklaşımlar: • Antidot uygulaması: Mesna, dimesna, folinik asid. • İlacın lokal uygulanabilmesi (hepatik artere, SSS’ye, plevra vs) • Hematopoietik büyüme faktörleri verilmesi: Filgrastim (G-CSF), lenograstim (glikozillenmiş G-CSF), pegfilgrastim (peglenmiş metinoil G-CSF) • Kök hücre nakli: Otolog veya allojenik • Hedefe yönlendirilmiş ilaç sistemleri: Monoklonal antikorlar, ilaç içeren lipozomlar, vd.

  5. 3- İlaca Rezistans Maling hücreler tarafından ilacın uptake’inin azalması, hedef enzimlerin üretiminin artması veya ilaca afinitesinin azalması, ilacın biyoaktivasyonunun azalması, ilacın inaktivasyonunun artması, ilacın DNA molekülünde oluşturduğu hasarın onarımının artması, ilacı tümör hücresinde dışarı pompalayan P-glikoproteinin ve diğer çoklu ilaç direnci (multiple drug resistance, MDR) proteinlerinin üretiminin artması (verapamil ve diğer bir takım ilaçların çoklu ilaç rezistansını inhibe ettiği bildirilmiştir), hücrenin apoptozis eğiliminin azaltılması Tümörler, büyüme ve gelişmelerini artırmak için yeni damarlanma (anjiojenez) yapmaları gerekir. Bazı hızlı üreyen tümörlerde eğer anjiojenez yetersiz kalırsa tümör dokusunun ortasında nekroz gelişebilir bu durumda ilacın tümörün merkezine ulaşma şansı azalabilir.

  6. Ayrıca bu kısımdaki hipoksi de antineoplastik ilaçların etkinliğini azaltabilir. Anjijenezi inhibe eden bevasizumab, sunitib ve sorafenib gibi ilaçlar, tümörü yok edebilirler. 4- Hasta ile İlgili Faktörler a-Hastanın genel aktivite durumu b-Hastanın immün durumu c-Hastada daha önce kemoterapi ve radyasyon yapılıp yapılmamış olması

  7. Antineoplastik İlaçların Yan Tesirleri 1- Kemik iliği süpresyonu (myelosüpresyon veya myelotoksisite): Nötropeni, buna bağlı ateş, trombositopeni görülebilir. Metotrekast, vinblastin ve purin ile primidin antimetabolitleri gibi döneme özgü ilaçlar akut myelotoksisite yaparlar. Buna karşılık, nitrozoüreler, busulfan ve mitomisin gibi ilaçlar ise genellikle daha geç ortaya çıkan ve uzun süren kümülatif toksisiteye yol açarlar. Hematopoiteik büyüme faktörleri (G-CSF, G-MCSF). 2-Lenfotoksik etki ve immünosüpresyon: Antineoplastik ilaçlar hücresel ve hümoral immüniteyi baskılarlar. Bu durum infeksiyonlara yatkınlık oluşturabilir.

  8. 3-Hızlı çoğalan diğer normal hücrelerin inhibisyonu: Metotreksat, fluorourasil, ara-C, etopozid, daktinomisin gibi ilaçlar gastrointestinal sistemde mukozit, diyare, ağızda aftamatöz yaralar yapabilirler. Ayrıca spermatogenez ve oogenez ile alopesi de görülebilir. 4-Embriyotoksik ve teratojenik etki. Doğum kontrol yöntemleri uygulanmalıdır. 5-Karsinojenik ve mutajenik etki: Özellikle bazı ilaçlar (alkilleyici ajanlar, epipodofilotoksin ve antrasiklin grubu antibiyotikler) ikincil kanser sıklığını (AML gibi) artırabilirler. 6-Bulantı ve kusma 7-Lokal reaksiyon 8-Hiperürisemi 9-Allerjik reaksiyonlar 10- Nefrotoksisite, hepatotoksisite, nörotoksisite

  9. ANTİNEOPLASTİK İLAÇLARIN SINIFLANDIRILMASI I. SİTOTOKSİK İLAÇLAR • ALKİLLEYİCİ AJANLAR • ANTRASİKLİNLER ve DİĞER SİTOTOKSİK ANTİBİYOTİKLER • ANTİMETABOLİTLER • VİNKA ALKOLOİDLERİ ve ETOPOZİD • PLATİN BİLEŞİKLERİ • TAKSANLAR • PROTEİN KİNAZ İNHİBİTÖRLERİ (ERK, Rho-kinaz, Akt, PI-3K inh.) • TOPOİZOMERAZ I İNHİBİTÖRLERİ (Camptotheca acuminata türevleri) • MONOKLONAL ANTİKORLAR • DİĞER SİTOTOKSİK ANTİNEOPLASTİK İLAÇLAR a) Altretamin h) Mitotan b) Amsakrin i) Pentostatin c) Arsenik trioksid j) Porfimer sodyum ve temoporfin d) Beksaroten k) Prokarbazin e) Dakarbazin ve temozolamid l) Trabektedin f) Hidroksikarbamid (hidroksiüre) m) Tretinoin g) Krisantaspas II. HORMONLAR ve HORMON ANTAGONİSTLERİ 1. GLUKOKORTİKOİDLER 2. ESTROJENLER, PROJESTORENLER ve ESTROJEN RESEPTÖR ANTAGONİSTLERİ 3. GONADORELİN (GnRH) ANALOGLARI 4. ANTİANDROJENLER 5. SOMATOSTATİN III. KANSER TEDAVİSİNDE KULANILAN DİĞER YAKLAŞIMLAR • RADYOİZOTOPLAR • İMMÜNOTERAPİ • BİYOLOJİK YANIT MODİFİYE EDİCİLER VE DİĞER İMMÜNOTERAPÖTİKLER

  10. 1. Alkilleyici Ajanlar DNA’nın guanin bazının 7. azot atomuna irreversibl bağlanarak DNA replikasyon ve transkripsiyonunu bozarlar. Döneme özgü değildirler. Bu ilaçların hepsi kemik iliği fonksiyonlarını deprese ederler. Ayrıca mukozit gibi gastrointestinal bozukluklara neden olabilir. Alopesi, bulantı, kusma ve iştahsızlık yaparlar. Teratojenik, mutajenik ve karsinojeniktirler. 1. Azotlu hardallar 2. Etileniminler ve Metilmelaminler 3. Alkil sülfonatlar 4. Nitrozoüreler 5. Triazenler ve Hidrazin türevleri Guanin-N- + -CH2- karbonyum

  11. Aziridin

  12. I- Azotlu hardallar (Biskloretilaminler) • Siklofosfamid:En fazla kullanılan alkilleyici ilaçlardandır. Hem i.v. hem de oral uygulanabilir. Karaciğerde aktif metabolitine dönüşür. Güçlü immünosüpresyon yapar, bundan dolayı, romatoid artrit, Behçet hastalığı ve nefrotik sendrom gibi otoimmün hastalıklarda da kullanılır. Spesifik bir yan tesiri, steril hemorajik sistit yapmasıdır. Bunu önlemek için antidot olarak mesna i.v. uygulanır. Ayrıca belirgin myelotoksisite yapar. • Hodgkin hastalığı ve Hodgkin dışı lenfomalar, ALL ve KLL, küçük hücreli akciğer kanseri ve solid tümörlerin (meme, over, testis vd) tedavisinde kullanılır.

  13. İfosfamid:Kemik iliği üzerindeki toksik etkisi siklofosfamidinkine göre daha azdır, ancak ürotoksik etkisi daha fazladır. Bu bakımdan mesna ile beraber kullanılır. Nefrotoksik etkisi de vardır. Mekloretamin:MOPP kombinasyonu içinde Hodgkin hastalığının tedavisinde kullanılır. Ayrıca non-Hodgkin lenfomalarda da etkilidir. Güçlü bir vezikanttır; hazırlarken ve uygularken dikkatli olunmalıdır. İkincil neoplazilerin oluşumunu artırabilir; bu da onun kullanımını kısıtlamaktadır.

  14. Klorambusil:Başta kronik lenfositik lösemi olmak üzere diğer bazı neoplazmların (Hodgkin ve Hodgkin-dışı lenfomaların) tedavisinde kullanılır. İmmünosüpresif etkisi vardır. Mekloretamin gibi vezikant olmadığı için oral yoldan kullanılabilir. Melfalan:Ağızdan multipl myelomada (kemik iliği kanseri) kullanılır. Alopesi yapmaz. II-Etilenimin ve Metilmelaminler Aziridin (Tiotepa):Plevral ve peritoneal malign efüzyonların içine (intrakaviter) ve mesane mukozasının yüzeyel tümörleri için lokal uygulanır. Ayrıca meme ve over kanserlerinde de kullanılabilir. Altretamin: Ağızdan kullanılır. Diğer yöntemlere cevap vermeyen over kanserinde tercih edilebilir. Emetik ve nörotoksik etkisi vardır.

  15. III- Alkil sülfonatlar Busulfan:Geçmişte kronik myelojen lösemide (KML) en tercih edilen ilaçtı. Ancak kümülatif myelotoksisitesinden dolayı şimdilerde kullanımı kısıtlanmıştır. Akut lösemilerde etkisizdir. Polistemi vera tedavisinde de kullanılabilir. Uzun süre uygulandığında kendine özgü yan tesiri, inatçı öksürük ve ilerleyen dispnenin eşlik ettiği kronik pnömonittir(busulfan akciğer sendromu).

  16. IV- Nitrozüreler Lipofilik bileşiklerdir. Kan-beyin engelini aşarlar. Oral absorpsiyonları iyidir. Ancak kemik iliğini diğer alkilleyicilere göre daha fazla baskılarlar. Nefrotoksiktirler. Karmustin: Hodgkin ve non-Hodgkin lenfomalar, primer beyin tümörlerinde ve malign melanomda kullanılır. Hepatotoksik potansiyeli vardır. Ağızdan hızlı absorbe edilmekle beraber iv. infüzyonla uygulanır. Lomustin: Karmustin gibi kullanılır. Ayrıca küçük hücreli akciğer kanserinde de etkilidir. Nefrotoksik potansiyeli vardır. Semustin: Ağız yolundan kullanılır. Primer beyin tümörleri, mide ve kolon kanserlerinde kullanılır. Daha toksiktir. Estramustin: Oral yoldan prostatkanserindekullanılır

  17. V- Triazenler ve Hidrazin türevleri Dakarbazin:Triazen türevidir. Hodgkin hastalığında kullanılır (ABVD). Prokarbazin:Kan beyin engelini kolayca geçer. MOPP kombinasyonu halinde Hodgkin hastalığında kullanılır. Hidrazin türevi olduğu için MAO enzimini inhibe eder ve birlikte alınan diğer ilaçlarla etkileşebilir.

  18. 2. Antimetabolitler Döneme özgüdürler ve çoğu kez çoğalma fraksiyonu yüksek tipteki tümörlere etkilidirler. En önemli toksik tesirleri, kemik iliği ve barsak mukozası epiteli üzerinedir. I- Folik asid Antimetabolitleri: Bu grupta metotreksatbulunur. Metotreksat, SSS'ne giremez; meninjeal tümörlerin tedavisi için intratekal verilmesi gerekir. Ağır psöriaziste immünosüpresan olarak kullanılabilir. Osteosarkom, çocukluk çağı lösemileri ve Hodgkin-dışı lenfomaya karşı kalsiyum folinatile birlikte yüksek dozda kullanılabilir. Folinik asit, metotreksatın memeli hücreleri üzerindeki toksik etkilerini önler ancak tümör hücreleri folinik asidi alamaz. Ayrıca meme, testis, akciğer, baş ve boyun kanserlerinde ve mikozis fungoides’de kullanılır.

  19. Folikasid Metotreksat

  20. Metotreksat, 500 mg/m2 ve üstünde uygulandığında i.v. hidrasyon, idrar alkalinizasyonu, ilaç kan düzeyinin izlenmesi ve yeterli doz ve sürede folinik asid uygulamasına dikkat edilmelidir. Folinik asid, metotreksat uygulamasından 24 saat sonra başlanmalıdır. • İ.t. olarak BOS tümörlerinde de kullanılır. En sık görülen yan tesiri myelosüpresyonvemukozittir. Hepatotoksik ve nefrotoksik etkileri de vardır. • Raltitreksed • Pemetreksed

  21. II- Purin Antimetabolitleri 6-Merkaptopürin:En önemli kullanılış yeri akutlösemilerin tedavisidir. En önemli toksik tesiri kemik iliği depresyonudur. GIK epitelini de bozar. Tioguanin:AML’de antrasiklinler ve sitarabin ile 3’lü kombinasyon halinde kullanılır. Daha az mukozit yapar. Fludarabin:Adenin analoğudur. Diğer antimetabolitlerden farklı olarak bölünmeyen hücrelere de etkilidir. Özellikle kronik lenfositik lösemi (KLL) tedavisinde i.v. yoldan uygulanır. Kladribin: Saçaklı hücreli lösemilerde tam remisyon sağlayabilir. Hücresel immüniteyi bozar. Kanser hücrelerinde apoptozisi indükler.

  22. MOLA

  23. III-Pirimidin Antimetabolitleri 5-Fluorourasil:Tümör hücrelerinin normal hücrelere göre daha yoğun urasil kullandığının farkedilmesi üzerine geliştirilmiş bir ilaçtır. Hızlı çoğalan hücreler için daha toksiktir. Solid tümörlerin, örneğin dissemine kolorektal kanser ve meme kanserlerinin tedavisinde kullanılır. 5-FU’in etkisini potansiyelize etmek için en sık kullanılan ilaç folinik asittir. Bu 2 ilaç kolon kanseri için uygulanmaktadır. Karaciğer metastazlarına karşı hepatik arter içine enjekte edilebilir. Cilt tümörlerine karşı da merhem olarak kullanılabilir. Başlıca yan tesirleri GIK bozuklukları ve kemik iliği depresyonudur. İ.v. infüzyondan 48-72 saat sonra tehlikeli koroner vazospazm görülebilir. Tegafur: Fluorourasilin ön ilacıdır, metastatik kolorektal kanserlerde etkilidir.

  24. Sitarabin (Ara-C): S dönemindeki hücreleri en fazla etkiler. En önemli kullanılış yeri akut myelojen lösemidir. Bulantı ve kusma yapar. Gemsitabin:Lokal olarak yayılmış veya metastatik küçük hücreli olan ve olmayan akciğerkanserinin tedavisinde i.v. kullanılır. Kapesitabin:5-FU gibi kullanılır. 3- Bitkisel Kaynaklı Antineoplastik İlaçlar M dönemineözgü ilaçlardır. Bu ilaçlara mitoz zehirleri, metafaz zehirleri veya iğcik zehirleri gibi adlar da verilir. Vinca rosea. Vinblastin:Vinka alkaloididir. İlerlemiş Hodgkin hastalığının en tercih edilen 2 kombinasyonundan biri olan ABVDrejiminin bir öğesidir. Ayrıca testis kanserinde de kullanılır. En sık görülen yan tesirleri lökopeni, alopesi, periferik ve santral nöropatidir.

  25. Vinkristin (oncovin):İlerlemiş Hodgkin hastalığının tedavisinde kullanılan ve yüksek oranda tam şifa sağlayan MOPP kombinasyonunun bir öğesidir. Hodgkin dışı lenfomalar, Burkitt lenfoması, Ewing sarkomu, nöroblastoma, küçük hücreli akciğer kanseri ve multipl myeloma'da da etkilidir. Myelotoksisitesi düşükolduğu için diğer ilaçlarla kombinasyona elverişlidir. Doz kısıtlayıcı en önemli toksik etkisi periferik ve otonomik nöropatidir. Vinorelbin:Meme ve küçük hücreli-dışı akciğer kanseri tedavisinde kullanılır. Podofilotoksin:Podophyllum türü bitkilerden elde edilir. Cilt kanserlerinin ve selim bir kanser türü olan kondilloma aküminata'nın tedavisinde kullanılır.

  26. Vindesin:Hodgkin ve Hodgkin-dışı lenfomalar, meme, küçük hücreli-dışı akciğer kanserinde ve maling melonoma tedavisinde etkilidir. Etopozid:Mitoz zehiri değildir; S1 veya G2 döneminde hücre siklusunu durdurur. Oldukça lipofiliktir. Küçük hücreli akciğer kanserine karşı en etkili ilaçlardan biridir. Ayrıca, küçük hücreli-dışı akciğer kanseri, testis kanseri, koryokarsinoma, akut lösemiler ve nöroblastoma gibi tümörlerin tedavisinde de etkilidir. Tenipozid:Lenfomalar, ALL, nöroblastoma, beyin tümörleri ve mesane kanserine karşı etkilidir.

  27. 4- Sitotoksik antibiyotikler • - Bleomisin, Plikamisin (mitramisin), Mitomisin • Antrasiklin türevleri: Daktinomisin, epirubisin, daunorubisin, doksorubisin ve aklarubisin • Daktinomisin(Aktinomisin-D): Döneme özgü olmayan bir ilaçtır. Gebeliğe bağlı koryokarsinoma, Wilms tümörü, testis tümörü ve bazı sarkomlar gibi solid tümörlerin tedavisinde kullanılır. • Daunorubisin:Döneme özgü değildir. Sadece akut myelojen ve lenfositik lösemide kullanılır. Kemik iliği depresyonu yapar. Kardiyotoksiktir. • Doksorubisin (Adriamicine):ABVD kombinasyonu halinde Hodgkin hastalığında kullanılır. Ayrıca, çok sayıda kanser türleri (solid tümörler ve lösemiler) üzerine etkilidir. Kardiyotoksiktir.

  28. Lipozomal doksorubisin:Daha az kardiyotoksik olabileceği bildirilmiştir. PEGlenmiş doksorubisin lipozomları da kullanıma girmiştir. Epirubisin: Doksorubisin gibi geniş spektrumlu antineoplastik ajandır. Mitoksantron: Hormonal tedaviye cevap vermeyen metastazlı prostat kanserinde prednizolon ile kullanılması yarar sağlar. Doksorubisin ve daunorubisine göre daha az kardiyotoksiktir. Bleomisin:Döneme özgü etkinlik gösterir. En fazla G2 dönemine etkilidir. Kombinasyon halinde Hodgkin vd lenfomalarda, testis tümörlerinde, cildin sküamoz hücreli kanseri, mesanenin yüzeyel kanseri ve serviks kanserinde etkilidir. Kemik iliği süpresyonu daha azdır. En önemli yan tesiri akciğerde pnömönit ve fibrozis yapmasıdır.

  29. Mitomisin:Mide ve mesane kanserinde yararlıdır. 5- Sisplatin ve Türevleri ve Amifostin Sisplatin:Döneme özgü olmayan organik platin türevi ilaçtır. Geniş spektrumlu antineoplastik bir ilaçtır. Solid tümörlerin (akciğer, testis, prostat, serviks, over, özofagus, baş-boyun kanserleri, osteosarkom ve nöroblastoma) tedavisinde kullanılır. En ciddi yan tesiri doza bağımlı olarak akut tübüler nekrozyapmasıdır. İlaç uygulandıktan sonra i.v. sıvı ile güçlü hidratasyon yapılmalıdır. En fazla bulantı ve kusma yapan kanser ilaçlarından biridir. Karboplatin:Nükseden over kanserinin tedavisinde kullanılır. Amifostin: Sisplatin ve türevlerinin nefrotoksik ve myelotoksik etkilerini azaltmak için kullanılan bir antidottur. Tiyol (-SH) donörüdür.

  30. 6- L-asparajinaz(Krisantaspas) Bazı tür lösemiler malign hücre canlılıklarını korumak için gerekli asparajini kandan almak zorundadır. Asparajinaz enzimi, plazmanın asparajinini ortadan kaldırır. Döneme özgü bir ilaçtır. Etkinliğini G1 döneminde gösterir. Sadece akut lenfositik lösemi(ALL) tedavisinde kullanılır. Üstünlüğü, kemik iliğini deprese etmemesidir. En sık görülen yan tesiri pıhtılaşma faktörlerin sentezinin inhibisyonuna bağlı pıhtılaşma bozukluğudur.

  31. 7- Taksanlar Taksanlar primer ve metastatik meme kanserleri ile over kanserlerine karşı kullanılırlar. Doz kısıtlayıcı yan tesiri myelotoksisitedir. -Paklitaksel -Dosetaksel 8. Topoizomeraz I Enzim İnhibitörleri Topoizomeraz I, DNA replikasyonunda görev alan bir enzimdir. Kamptotekin türevleri: Camptotheca acuminata bitkisinden elde edilir. Yarı sentetik türevleri olan, İrinotekan: Solid tümörlerde ve lösemilerde kullanılır. Topotekan: Over ve küçük hücreli akciğer kanseri için kullanılır.

  32. 9. Protein Kinaz İnhibitörleri 10. Monoklonal Antikorlar

  33. Protein Kinaz İnhibitörlerinin Etki Yerleri

  34. İmatinib: Tirozin-kinaz inhibitörüdür. Kronik myeloid lösemide kullanılır. Gefitinib: Epidermal büyüme faktörü (EGF) reseptörünün tirozin kinaz aktivitesini inhibe eder. EGF reseptörü eksprese tümörlerde hedefe yönelik tedavi (“drug-targetting”) olanağı verebilir. Kemoterapiye yanıt vermeyen küçük hücreli-dışı akciğer kanserinde kullanılır. Bortezomib: Multipl myelomada kullanılır. Proteozom inhibisyonu yapar.

  35. Protein Kinaz İnhibitörlerinin Kullanıldığı Yerler

  36. 11- Diğer Sitotoksik Antineoplastik İlaçlar Amsakrin:Diğer tedavilere yanıt vermeyen AML’de kullanılır (6-merkaptopurin, sitarabin, daunorubisin). Altretamin:İlerlemiş over kanserinin tedavisi için çıkarılmış yeni bir ilaçtır. Pentostatin:Özellikle saçaklı hücreli lösemiye karşı etkilidir. Tretinoin:Retinoik asit (A vitamini) türevidir. Standard tedaviye yanıt vermeyen akut promyelositik lösemi (AML’nin nadir fakat öldürücü formu) tedavisinde ağızdan kullanılır (Vesanoid-Roche).

  37. Porfimer sodyum ve temoporfin: Maling tümör dokusunda birikirler ve laser ışığı ile aktive edilince sitotoksik etki yaparlar (fotodinamik tedavi). Porfimer sodyum küçük hücreli-dışı akciğer kanserinde, Temoporfin ise ilerlemiş baş-boyun skuamöz hücreli kanserin tedavisinde i.v. injeksiyonla kullanılır. Talidomid: Yinelenen veya diğer ilaçlara yanıt vermeyen multipl myelom ve prelösemik bir durum olan myelodisplastik sendrom tedavisinde ağızdan kullanılır. Ayrıca eritema nodosum leprosum adlı lepra tipinin tedavisinde yararlıdır.

  38. II- Hormonlar ve Hormon Antagonistleri • Glukokortikoidler:Lenfoid dokuda proliferasyonu inhibe ederler ve böylece lenfositik etki yaparlar. Glukokortikoidlerin antineoplastik tedaviye eklenmesinin bazı yararları vardır. Bunlar: • Diğer ilaçların kemik iliği depresyonuna bağlı belirtilerin önlenmesine ve düzeltilmesi (örneğin, trombositopeniye bağlı hemoraji) • Radyoterapiden sonra ödem oluşumunun önlenmesi veya ödemin giderilmesi • Kemik metastazlarına bağlı hiperkalseminin tedavisi • Hipofiz ön lobunun frenlenmesi sonucu, meme kanseri ve metastazlarının gelişiminin yavaşlatılması

  39. Glukokortikoidlerden tedavide en fazla kullanılan prednizondur. Antineoplastik tedavide bu ilaçları yüksek dozdakullanmak gerekir. Bu durumda yan tesirler artar. Projestinler:Doğal progesteron antiestrojenik etkilidir.Projestinler,progesteron-benzeri ilaçlardır ve antiestrojenik etkisi nedeniyle endometriyum kanserinin tedavisinde kullanılırlar. En sık kullanılan projestinler, ağız yolundan verilen mejesterol asetatve i.m. uygulanan medroksiprojesteronasetattır. Antiestrojenler: Tamoksifen sitrat ve Toremifen GnRH analogları: Formestan, eksemestan, anastazol ve letrozol

  40. Antiandrojenler: • - Siproteron asetat - Bikatulamid • Glutamid - Nilutamid • Mitotan:Sadece adrenal korteksinden kaynaklanan kanserlerde veya bu yapının hiperplazisine bağlı Cushing sendromunun tedavisinde kullanılır. • Aminoglutetimid:“Kimyasal adrenalektomi” yapar.

  41. Radyoaktif fosfor (32P): Polisitemiavera ve KLL’de kullanılır. • Radyoaktif iyod (132I): Tiroid kanseri olgularında kullanılır. • Radyoaktif altın (198Au): Beyin tümörlerinin tedavisinde intratekal uygulanır. • Stonsyum 89: Multipl kemik metastazı olan prostat kanserinde radyoterapi yerine kullanılır.

  42. BİTTİ

More Related