1 / 35

TOPRAK REFORMU

TOPRAK REFORMU. “Bir defa memlekette topraksız çiftçi bırakılmamalıdır. Bundan daha önemli olanı ise, bir çiftçi ailesini geçindirebilen toprağın, hiçbir sebep suretle, bölünemez bir mahiyet almasıdır.”.

emory
Download Presentation

TOPRAK REFORMU

An Image/Link below is provided (as is) to download presentation Download Policy: Content on the Website is provided to you AS IS for your information and personal use and may not be sold / licensed / shared on other websites without getting consent from its author. Content is provided to you AS IS for your information and personal use only. Download presentation by click this link. While downloading, if for some reason you are not able to download a presentation, the publisher may have deleted the file from their server. During download, if you can't get a presentation, the file might be deleted by the publisher.

E N D

Presentation Transcript


  1. TOPRAK REFORMU

  2. “Bir defa memlekette topraksız çiftçi bırakılmamalıdır. Bundan daha önemli olanı ise, bir çiftçi ailesini geçindirebilen toprağın, hiçbir sebep suretle, bölünemez bir mahiyet almasıdır.”

  3. Cumhuriyet sonrası topraksız ve az topraklı çiftçilerin topraklandırılması için yapılan çalışmaların en başında 11.06.1945 tarih ve 4753 XE "4753"  sayılı kanunla kabul edilmiş olan Çiftçiyi Topraklandırma Kanunu gelmektedir. Bunu 1973 yılına yürürlüğe giren ve Toprak ve Tarım Reformu Müsteşarlığı tarafından yürütmesi sağlanan 1757 XE "1757"  sayılı Toprak ve Tarım Reformu Kanunu izlemektedir. Daha sonra bu Kanunun çeşitli nedenlerle yürürlükten kaldırılmıştır. 1984 yılında 3083 sayılı ‘Sulama Alanlarında Arazi Düzenlemesine Dair Tarım Reformu Kanunu’ çıkarılmış ve bu Kanunun yürütülmesi Tarım Reformu Genel Müdürlüğüne verilmiştir. Ülkemizde halen çiftçilerin topraklandırılması bu Kanun kapsamında yürütülmektedir.

  4. 2.Amaç Yeterli toprağı bulunmayan ve topraksız çiftçilerin zirai aile işletmeleri kurabilmeleri için Devletin mülkiyetinde bulunan topraklarla topraklandırılmalarını, desteklenmelerini, eğitilmelerini sağlamaktır.

  5. Geçmişte Toprak Reformu Osmanlı Devleti; 17. yüzyılın sonlarına doğru Avrupa‟daki yapısal dönüşümlere ve savaş teknolojisindeki gelişmelere ayak uyduramamış, toprak düzenine bağlı ordu yapısı ile yıkılışa doğru gitmiştir. Osmanlı‟nın geri kalma süreci nedenlerinin, Toprak sisteminin mutlak iyelik ve özgür egenime elvermeyen kurallarında bulunması, Tanzimat Döneminde toprak iyeliği ile ilgili kimi tüzel değişikliklerin yapılmasına yol açmış (Sencer, M. 1969:318) ve bu süre içinde toprakların önemli bir bölümü özel iyeliğe dönüşmüştür.

  6. 1912-1913 yıllarında yapılan tarım sayımları,Türkiye Cumhuriyeti‟nin(1923) Osmanlı döneminden devraldığı toprak dağılımına ilişkin belli ip uçları verebilmektedir. Anadolu için derlenen sayılama verilerinden, kırsal kesimde yaşayan toplam 1 milyon ailenin, %95'inin toplam toprakların %35'ine sahip olmasına karşın, ailelerin %1'inin toprakların %39'una ve %4'ünün toprakların %26'sına sahip olduğu anlaşılmaktadır. Bu veriler o dönemde oldukça yüksek bir toprak toplulaşmasının varlığını göstermektedir (Silier, O. 1981:18). Osmanlı toprak düzeni, Medeni Kanun‟un kabulü ile 1926 yılında kaldırılmıştır.

  7. 1. TÜRKİYE’DE TOPRAK REFORMU YASALARI VE UYGULAMALARI Cumhuriyetin ilanından (1923),Çiftçiyi Topraklandırma Yasası (ÇTY)’nın yürürlüğe girdiği tarihe (1945) kadar olan dönemde, toprak düzeni ve iyelik sisteminde kayda değer bir işlem ve değişiklik yapılmamıştır. Bu süreçte; hazine arazisi olarak görünen ya da boş bulunan toprakların, topraksız köylülere ve göçmenlere verilmesi çeşitli yasalarla sağlanmıştır.

  8. 1.a. 4753 Sayılı Çiftçiyi Topraklandırma Yasası (1945) Çiftçiyi Topraklandırma Yasası'nın amaçları 1. maddede şöyle sıralanmıştır: a) Arazisi olmayan veya yetişmeyen çiftçilerle bu kanun gereğince topraklandırılmaları kabul edilenleri, aileleri ile birlikte geçimlerini sağlayacak ve işgüçlerini değerlendirecek ölçüde araziye sahip kılmak, b) Kendilerine arazi verilenler ile yeter arazisi olup da üretim araçları eksik olan çiftçilerden muhtaç bulunanlara kuruluş, onarma ve çevirme anaparası, canlı ve cansız demirbaş vermek, c) Yurt topraklarının sürekli olarak işlenmesini sağlamaktır.

  9. Yasa‟ya göre, topraksız çiftçilerin topraklandırılması için öncelikle: a) Devletin hüküm ve tasarrufu veya özel mülkiyeti altında bulunan arazi, b) Köy, kasaba veya şehrin orta malı olan arazisinin ihtiyaç fazlası, c) Sahibi bulunmayan arazi ve d) Bataklıkların kurutulması, göllerin kuruması ve nehirlerin doldurulmasıyla elde edilecek topraklar dağıtılacaktır.

  10. Bu toprakların yetişmediği yerlerde ihtiyacı gidermek üzere ayrıca Toprak Kanunu hükümlerine göre; Vakıfların, Özel İdarelerin, Belediyelerin ve Gerçek Kişilerle Özel Hukuk Tüzel Kişilerin arazileri kamulaştırılarak çiftçiye dağıtılacaktır (Sencer, M. 1971:89). Yasa yürürlüğe konma aşamasına gelinceye kadar pek çok değişikliğe uğramış sonuçta, eşitlikçi bir toprak iyeliği ve kullanımı yerine devlet topraklarını dağıtmayı ve doğal alanları tarıma açmayı hedeflemiştir.

  11. TOPRAK REFORMUNA İLİŞKİN YASAL DÜZENLEMELER

  12. 1.b. 1757 sayılı Toprak ve Tarım Reformu Yasası (1973) Yasa genelde üç temel amacı gerçekleştirmeyi hedeflemiştir: 1. Ekonomik amaç: Toprağın verimli bir şekilde işletilmesini sağlayarak tarımsal üretimi sürekli olarak artırmak, artan üretimin değerlendirilmesini sağlamak ve kalkınma için zorunlu olan sanayinin gelişmesine ortam hazırlamak. 2. Sosyal amaç: Tarım kesiminde toprak ve gelir dağılımındaki dengesizliği gidermek, istihdam olanağı yaratmak ve mülk güvenliğini sağlamak. 3. Siyasal amaç: Çalışanlara Anayasa‟nın öngördüğü hakları özgürce kullanma olanağı yaratmak.

  13. 3 Yasanın yürürlükte kaldığı 17.07.1973 -10.05.1978 tarihleri arasında yalnız Urfa ili sınırları içinde yapılan toprak ve tarım reformu uygulama sonuçları(ÖZEN, H. 1978:102): • Toprak dağıtılan köy sayısı 47 • Kamulaştırılan arazi miktarı 1616 km • Topraklandırılan aile sayısı 1218 • Dağıtılan toprak miktarı 231 km • Toprak isteyen aile sayısı 75700

  14. Yasalarla İlgili Çıkarılan Sonuç Türkiye’de tarım topraklarındaki mülkiyet dağılımına ilişkin dengesizliğin giderilmesine yönelik olarak toprak reformu amacıyla 3 yasa çıkarılmıştır. Toprak reformu yasalarının uygulamaları genelde hazine topraklarının dağıtımını getirmiş; her 3 yasanın da çıkarılış gerekçesi olan toprak reformunun bir önemi kalmamıştır.

  15. Dağılacak Arazi Büyüklüğünün Tespiti (Dağıtım Normu) 3083 sayılı Kanuna göre arazi dağıtımı yapılacak yerleşimler (köy/kasaba) Uygulama Alanı ilan edildikten sonra  öncelikle yeter geliri verecek toprak dağıtım normu tespit edilmekte ve Bakanlar Kurulu Kararı ile ilan edilmektedir. Norm,5 kişilik bir çiftçi ailesinin geçimini sağlayacak arazi büyüklüğüdür. Bu miktar her köy ya da kasaba için kuru ve sulu olarak  ayrı ayrı hesaplanmaktadır. Bu toprak büyüklüğü arazi kullanım kabiliyet sınıflaması esasına göre 3. Sınıf tarım arazileri üzerinden belirlenmektedir. Uygulama alanı ilan edilen köy ya da kasabanın hazine arazilerinin ve şahıslara ait arazilerin toprak sınıfları belirlenmektedir. Bütün bu çalışmalar sonucunda topraksız hak sahibi çiftçilere belirlenen norm kadar arazi verilirken  az topraklı çiftçilerin mevcut arazileri de norma tamamlanmaktadır. Arazi dağıtım normu illere, ilçelere ve hatta yerleşim birimlerinde göre değişiklik göstermekle birlikte ürüne göre de değişmektedir. Genel Müdürlüğümüzce yürütülen dağıtım çalışmalarında normlar 29 dekardan 252 dekar arasında değişmektedir. Örneğin Mersin İli Tarsus ilçesi Çiçekli Köyü dağıtım normu 29 dekar/sulu arazi olarak tespit edilirken, Aksaray İlindeki norm 252 dekar/kuru arazi olarak tespit edilmiştir.  

  16. Dağıtılacak Toprak Normu ve Sahibine Bırakılacak Toprak Miktarı: Dağıtılacak toprakla ilgili olarak “dağıtım normu”na ilişkin kurallar yönetmelikle verilmiştir. Genel Müdürlük ilgili kamu kuruluşlarından sağlayacağı bilgilerden yararlanarak, sulu ve kuru ortamlarda geriye doğru dört yıllık ekiliş ortalamalarını alarak, ortalama ekiliş oranlarını saptamaktadır. Saptanan ortalama ekiliş oranlarından, bu işletmelerin bir dönümüne karşılık gelen ortalama tarımsal işletme gelirleri bulunur. Tarımsal işletme geliri, brüt gelirden işçilik ve arazi borç taksitleri hariç üretim için gerekli diğer masraflar çıktıktan sonra kalan miktardır (Çevik, B. 1991:19).

  17. Kanuna göre, yeterli toprağı bulunmayan veya hiç toprağı olmayan çiftçilere verilecek toprak büyüklüğü, iklim ve toprak özellikleri ile bölge için öngörülen tarımsal işletme tipleri de göz önünde bulundurularak, 1984 yılı toptan eşya fiyatları endeksine göre yıllık tarımsal işletme geliri 1 milyon lirayı (2006 yılı için 7 700 YTL) sağlayan büyüklük olarak kabul edilmiştir.“Sahibine Bırakılacak Arazi” ise bağ, bahçe ve ağaçlık arazi ve örnek işletmeler hariç dağıtılacak „Toprak Normlarının‟ 10 katıdır (madde:5)

  18. TOPRAK REFORMU BAKIŞIYLA ÜLKEMİZDE TOPRAK İYELİĞİ VE KULLANIMI Ülkemizde, 1991 GTS ve 2001 GTS verilerine göre; 10 yıl sürecince tarımsal işletmelerin sayısında %24,38, tarım üretimi yapmayan işletmelerin sayısında da %46,34 oranında azalma gerçekleşmiştir. 2001 GTS Tarımsal İşletmeler Anketi sonucuna göre yalnız kendi arazisini işleten işletmelerin oranı %81,34, bu işletmelerin işledikleri arazi oranı ise %73,96' dır. Görüldüğü gibi tarımsal işletmelerde mülk arazi oranı oldukça yüksektir.

  19. Ülkemizde AB ve kimi ülkelerde olduğu gibi işletmeleri genişletmek için kiracılık yaygın değildir. Kendi arazisi olmayıp başkasından kira, ortakçılık, yarıcılık vb. şekillerde tuttuğu araziyi işleten ve ülkemiz koşullarında geçimlik düzeyinde kalan işletmelerin toplam işletme içindeki oranı, 1991 GTS‟de %1,65 iken, 2001 GTS‟de %3,56‟ya yükselmiş başka bir deyişle kırsal alanda mülksüzleşme süreci hız kazanmıştır. Kendi arazisi olmayan işletmelerin 1991 GTS‟de %71.27‟sinin, 2001 GTS‟de %51.03‟ünün yalnız kira ile arazi işlettikleri belirlenmiştir. Azalan bu oran topraksız köylünün tarımsal üretimi bıraktığını göstermektedir (Demirel, Z., Demir, H., Gür, M.: 2006:182).

  20. 2. TOPRAK REFORMUNUN ESASLARI Toprak mülkiyeti dağılımının yeniden düzenlenmesi amacıyla büyük toprak mülkiyetinin sınırlandırılması ve topraksız, az topraklı çiftçilere dağıtımının yapılması toprak reformunun temelini oluşturmaktadır. Toprak reformunu gerektiren nedenlerin başında geniş mülklerin yanında toprağa bağımlı olup geçimini topraktan sağlayan topraksız ya da yeter derecede toprağı olmayan tarımsal üreticilerin sayısal çokluğu gelmektedir. Bu bağlamda düşünüldüğünde toprak reformunun sosyal ve ekonomik yönlerinin bulunduğu görülmektedir. Ayrıca özel toprak mülkiyetine yapılan bu hukuki müdahale nedeniyle uygulamanın siyasi boyutu da özel bir önem taşımaktadır.

  21. Türkiye’de tarımın tarımsal yapıdan kaynaklanan sorunlarının birincil önceliği bulunmaktadır. Tarımsal nüfusun tarım toprakları üzerindeki yoğun baskısı ve mülkiyetin dengesiz dağılımı verimli bir işletmecilik yapılmasına engel olmaktadır. Ülke ortalamasına göre kırsal kesimde daha fazla artan nüfusun tarımda kalma zorunluluğu tarım topraklarının parçalanmasına ve işletmelerin küçülmesine neden olmaktadır. 1991 yılı tarım sayımı sonuçlarına göre 3.9 milyon tarım işletmesinin %67'si 50 dekardan daha küçüktür.20 dekara kadar olan işletmeler tüm işletmelerin %34,9'unu oluşturmalarına karşın, toplam işlenen alanın %5,7'lik bir bölümünü işletmektedirler.500 dekardan büyük işletmelerin toplam işletmeler içindeki oranı %0,9 iken, bu işletmelerin işledikleri alan, toplam alanın %17,1'idir.

  22. Kırsal kesimde topraksız ailelerin büyük bir çoğunluğunun tarımdan başka geçim olanaklarının bulunmaması da önemli bir sorundur. 1981 yılında son yapılan köy envanter etüdünde topraksız ailelerin toplam içindeki oranı % 30,9 dur(2). Topraksız aileler; ya köyden kente göç etmekte ya da kırsal alanda tarım dışı faaliyetlerde çalışmakta ya da tarım işçisi, kiracı-ortakçı olarak tarımsal faaliyetlerini sürdürmektedirler. Topraksız aile sayısındaki bu yüksek oran, kırdan kente göçle birlikte yaşanan sorunlara, mevsimlik işgücünün çalışma ve yaşam koşullarına ilişkin sorunlara ve tarımda kiracılık,ortakçılık ilişkilerinin toprak sahiplerinin ekonomik ve sosyal üstünlüklerinin yararına olacak biçimde yaygınlaşmasına yol açmaktadır.

  23. Avrupa’da Toprak Reformu İlmi ve teknolojik gelişmeler neticesinde köylerden büyük şehirlere akın olması sebebiyle, diğer Avrupa ülkelerinde toprak reformunun daha sancısız biçimde gerçekleşmesi sağlandı. İsveç, Danimarka, Almanya, İtalya gibi Avrupa ülkelerinde 19. yüzyılda, İrlanda da ise 20. yüzyılın başlarında toprak reformu tamamlanabildi. Rusya'da 1861'de Çar II. Aleksandr'ın çıkardığı bir fermanla toprak reformu teşebbüsünde bulunulduysa da hedeflenen netice elde edilemedi. 1917'de meydana gelen Bolşevik ihtilali sonrasında bütün topraklar kollektifleştirme adıyla devlet tekeline geçti. Toprağa bağlı insanları köleleştiren bu sistem birçok sosyal rahatsızlığa sebep oldu. Meydana gelen kıtlıklar sebebiyle milyonlarca insan öldü. Sovyet Rusya'nın peyki durumunda olan ve sosyalist sistemi benimseyen ülkelerde yapılan toprak reformu çalışmaları da birçok huzursuzluklara sebep oldu.

  24. Meksika'da yapılan toprak reformu beklenen neticeyi verdiyse de birçok Latin Amerika ülkesindeyse istikrarsızlığa ve dış müdahalelere yol açtı. 1952 senesinde Mısır'da geniş çapta gerçekleştirilen toprak reformu, sanayinin azgelişmişliği sebebiyle ekonomik yönden fazla fayda sağlamadı. Diğer Kuzey Afrika ve Ortadoğu ülkelerinin çoğunda da bağımsızlık hareketleri veya ihtilallerden sonra toprak reformları uygulandı. Etiyopya ve Mozambik köklü toprak reformlarına giriştiler. Bu ülkelerde toprağın mülkiyeti devlet tekeline alınırken toprağı işleyenlerle onların mirasçılarının tasarruf hakkı teminata bağlandı. Çin'de komünist idarenin hakim olmasından sonra toprak reformu yapıldı.

  25. SONUÇ VE DEĞERLENDİRME Ülkemizde toprak ve tarım reformu uygulamaları değişen şartlar ve ihtiyaçlara göre şekillenmiştir. Bu bağlamda oluşturulan kanunlar, 1945 yılında çıkarılan 4753 sayılı Çiftçiyi Topraklandırma Kanunu, 1973 yılında çıkarılan 1757 sayılı Toprak ve Tarım Reformu Kanunu ve 1984 yılında çıkarılmış olan 3083 sayılı Sulama Alanlarında Arazi Düzenlemesine Dair Tarım Reformu Kanunlarıdır. Söz konusu kanunlar ilk kabul edildikleri hali ile oldukça kapsamlı kamulaştırmalar yapılmasını öngören ve mülkiyet hakkının küçük çiftçiler ile tarım işçileri lehine düzenleyen, toprak reformuna odaklanmış yasalardır.

  26. 3083 sayılı yasanın adı Tarım Reformu olmakla birlikte, sahibine bırakılacak arazi başlığı altındaki 5. maddesi ile toprak reformunu da içermektedir. Yasaların tümünü, genel olarak tarımsal altyapı ve tarımsal mülkiyetten kaynaklanan problemleri çözmek amacıyla çıkarılmış yasalar olarak değerlendirmek mümkündür.

  27. Toprak reformunda etkin bir uygulama ve başarılı bir sonuç için yasaların çıkarılmasının yeterli olmadığı açıktır. 4753 ve 1757 sayılı yasalar temelde toprak reformunu hedeflemişler ancak uygulamada asıl amaçlarının uzağında kalmışlardır. 3083 sayılı yasanın ise toprak reformuna yakınlığı sadece adındaki “reform” sözcüğünden ibaret kalmıştır.

  28. Toprak reformunun uygulanabilmesi için ülkenin siyasi ve politik ortamının toprak reformunu uygulamaya istekli olması gereklidir. Kapsamlı bir toprak reformu yasasının çıkarılması ve ülke genelinde toprak mülkiyeti dağılımında değişiklik yaratabilecek oranda ve hızlı bir biçimde uygulanması buna bağlıdır. Aksi halde toprak sahiplerinin baskısı ve sürekli değişen politikalar toprak reformunu gerçekleştirebilme çabalarını sonuçsuz bırakacaktır. Türkiye’de toprak reformu yasalarının uygulama sonuçlarına bakıldığında bu sürecin yaşandığı açık bir biçimde görülmektedir.

  29. Türkiye’de tarım, ülke ekonomisindeki önemi nedeniyle birçok açıdan belirleyici bir konumdadır. Ekonominin diğer kesimlerine de kaynak aktardığı için, tarım dışı kesimler büyük oranda tarıma bağlı bulunmaktadır. Bu nedenle tarımda üretim artışı ve verimliliği sağlamanın, hem kırsal kesim hem de ülke ekonomisi açısından önemi vardır. Kırsal alanların geliştirilmesi ve kentsel alanlarla arasındaki farklılığın azaltılmasının odak noktası tarımsal işletme olmaktadır. Modern işletme ekonomisi esaslarına göre tarımsal mülkiyetin yeniden düzenlenmesi ile verimliliğin artırılması ve kırsal alanın kalkındırılması birbirlerine bağlı önlemlerin alınması ile olasıdır.

  30. Sonuç olarak ne yazık ki ülkemizde beklenen – yapılması gereken –’toprak reformu’ “toprak” yerine “tarım” kavramına dayanarak, daha ziyade tarımsal gelişmeyi öngörmüş, topraklandırma konusunda önemli uygulamalar gerçekleştirilememiştir.

  31. Teşekkür Ederim Esin Çetin

  32. Kaynaklar • REFERANS • DEMİREL,Z., 2005, “Kırsal Toprak Düzenlemesi”, YTÜ, İN.DN. 05.0749. İSTANBUL • DEMİRELZ., DEMİR, H., GÜR, M: 2006: “ Organik Tarımda Arazi Yönetimi Toprak • Reformu ve Kadastro-Sürdürülebilir Rekabet Avantajı Elde Etmede ORGANİK TARIM 15 • SEKTÖRÜ Sektörel Stratejiler ve Uygulamalar”, Uluslar arası Rekabet Araştırmaları Kurumu • derneği (URAK) Yayınları, Yayın No 2006/1, İSTANBUL. • DPT, 1997: Ulusal Çevre Eylem Planı, Temmuz 1997, ANKARA • ÖZEN, H., 1978: “Türkiye‟de Kadastronun Toprak ve Tarım Reformuna Etkileri”,TMMOB, • HKMO Toprak Reformu Kongresi, ANKARA • CEM; İ.,1979, “Türkiye‟de Geri Kalmışlığın Tarihi”, Cem Yayınları, İSTANBUL • SİLİER, O., 1981, “Türkiye‟de Tarımsal Yapının Gelişimi (1923-1938), Gözlem Matbaacılık. • SENCER, M., 1971, “Türkiye‟de Köylülüğün Maddi Temleri”, Ant Yayınları • ÇEVİK, B., 1991, “Arazi Toplulaştırması”, Çukurova Üniversitesi Ziraat Fakültesi Ders • Kitabı , No. 45, ADANA. • TRGM, 1995, “Tarım Reformu Genel Müdürlüğü” Faaliyet Raporu

  33. (1) ANONİM, 1994. 1991 Genel Tarım Sayımı Tarımsal İşletmeler Araştırma Sonuçları, DİE. Yay. • No: 1691, Ankara, s.22. • (2) ANONİM, 1985. 35074 Köyümüzün Envanter Etüdleri 1981, DİE Matbaası, Ankara, s.56. • (3) TARAKLI, D., 1976. Çiftçiyi Topraklandırma Kanunu ve Uygulama Sonuçları, O.D.T.Ü. • Mimarlık Fakültesi Yayın No:25, Kalite Matbaası, Ankara, s.290. • (4) AKSOY,S.,1984. Tarım Hukuku, A.Ü.Ziraat Fakültesi Yay.No:907, Ders Kitabı:254, Ankara, • s.263. • (5) AKSOY,S.,1994.Toprak Üzerindeki Eğenim(Tasarruf) Haklarının Gelişimi, Tarımsal Yapı • Dönüşüm ve Strateji Arayışları, Tarım Haftası 94 Sempozyumu, T.C. Ziraat Bankası Kültür Yayınları, • No:25, s.159. • (6) AKSOY,S.,1964. Toprak Reformunun Hukuki Esasları, Ankara, s.83-85. • (7) GÜN, S., 1996. Türkiye’de Uygulanan Toprak Toplulaştırma Yöntemlerinin Karşılaştırılması- • İzmir ve Şanlıurfa Örneği-, A.Ü. Fen Bilimleri Enstitüsü, Doktora Tezi, Ankara, s.68,91.

More Related