360 likes | 849 Views
T.C. SİNCAN MÜFTÜLÜĞÜ. M ÜSLÜMANIN MÜSLÜMAN ÜZERİNDEKİ HAKLARI. ASIM YAZAR Et ve Balık Kurumu Camii Imam Hatibi 21/02/2014. Kardeşlik Haklarına Riayet Etmek Müslüman Müslüman ’ ın kardeşidir . 1435 sene evvel bu hükmü İslâm Dini koymuş ve
E N D
T.C. • SİNCAN MÜFTÜLÜĞÜ MÜSLÜMANIN MÜSLÜMAN ÜZERİNDEKİ HAKLARI • ASIM YAZAR • Et ve Balık Kurumu Camii Imam Hatibi • 21/02/2014
Kardeşlik Haklarına Riayet Etmek Müslüman Müslüman’ın kardeşidir. 1435 sene evvel bu hükmü İslâm Dini koymuş ve “LÂ İLAHE İLLALLAH, MUHAMMEDÜR RASÜLÜLLAH” diyen bütün insanları kardeşlik bayrağı altında toplamıştır. İslâmiyet, bu kardeşliğin korunmasını, devamını ve kuvvetlendirilmesini istemekte, bunun çare ve imkânlarını göstermekte; Bilakis kardeşlik bağını gevşetici ve kopartıcı sebepleri ortaya koyup, onlardan şiddetle sakındırmaktadır.
İslâm kardeşliğinin devamı için • Müslümanların, • birbirlerinin hak ve hukukuna karşılıklı olarak • saygılı olmaları şarttır. • Peygamber efendimiz (SAV), • Bir Müslüman’ın diğer Müslüman’a karşı görevi bulunduğunu bildirmiş
Büyük İslâm âlim ve düşünürü İmam Gazali , müslüman olanların diğer müslümanlarla ilişkilerinde söz konusu olabilecek genel hakları şöyle sıralamaktadır: (İmam Gazali, Kimya-yı Saadet)
İSLAMLAM KARDEŞLİK DİNİDİR Yüce kitabımız Kur'an-ı Kerim'de: إِنَّمَا الْمُؤْمِنُونَ إِخْوَةٌ فَأَصْلِحُوا بَيْنَ أَخَوَيْكُمْ وَاتَّقُوااللَّهَ لَعَلَّكُمْ تُرْحَمُونَ "Mü'minler ancak kardeştirler. Öyleyse kardeşlerinizin arasını bulup düzeltin ve Allah'tan korkun ki size merhamet edilsin.’’ (Hucurat, 49/10) buyuruluyor.
Ayeti kerimede iki şey dikkatimizi çekiyor: Bunlardan birincisi mü'minlerin kardeş olduğu hususu, ikincisi de kardeşler arasında dargınlık, kırgınlık meydana gelirse, aralarının bulunup barıştırılmalarıdır.
Evet mü'minler kardeştir, • onları birleştiren bağ din bağıdır, • iman bağıdır, inanç bağıdır. • Onlar aynı kitaba, aynı Allah'a, aynı peygambere inanırlar, • aynı dinî kurallara bağlıdırlar. • İnsanları bir arada tutan, • birleştiren, kaynaştıran bir çok bağ vardır. • Bunların en kuvvetlisi hiç şüphesiz din bağıdır, inanç bağıdır.
2. Eliyle ve Diliyle Hiçbir Müslümana Zarar Vermemek عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عَمْرٍو رَضِيَ اللَّهُ عَنْهُمَا عَنْ النَّبِيِّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ قَالَ الْمُسْلِمُ مَنْ سَلِمَ الْمُسْلِمُونَ مِنْ لِسَانِهِ وَيَدِهِ Müslüman elinden ve dilinden diğer Müslümanların güvende olduğu kimsedir. (Buhari, İman, 1)
“Mü’min”, Yüce Allah’ın varlığına ve birliğine inanan anlamına geldiği gibi, başkalarına güven veren ve güvenilen kişi anlamını da taşır. Öyle ise mümin, ahdine vefalı, anlaşmalarına sadık, sözü özü bir, dostluğuna güvenilen bir insandır. Hz. Peygamber, iman ile güvenilir kimse olmak arasında sıkı bir bağ bulunduğunu bildirmiştir. Bu hususla ilgili olarak şöyle buyurmuştur:
”Kişinin kalbinde • iman ve küfür bir arada bulunmaz. • Güvenilirlik ve hainlik de bir arada olmaz.” • (İbnHanbel, II, 349) • “Mü’min, • insanların kendisine güvendiği kimsedir. • Müslüman, • dilinden ve elinden • Müslümanların salim olduğu kişidir. • Nefsim kudret elinde bulunan Allah’a andolsun ki, kötülüklerinden • komşusunun emin olmadığı kimse • cennete giremez.” • (İbnHanbel, III, 54)
3.Kimseyi KüçükGörmemek, Kibirlenmemek, HakaretEtmemek, KötüSöz Söylememek ve Gösteriş Yapmamak • Büyüklere saygi, • -küçüklere merhamet göstermek: • Anne ve Babamıza, büyük kardeşlerimize, ögretmenlerimize ve yasça bizden büyük olanlara saygi göstermek, • bizden küçüklere kimsesizlere, güçsüz ve yetimlere merhamet etmek, • yardımcıolmak önemli bir ahlâk kuralıdır. • Peygamberimiz (s.a.v.) bu konunun önemini hakkinda şöyle buyuruyor: • Büyüklerine saygi göstermeyen, küçüklerimize merhamet etmeyen bizden değildir.
4. Hasis Duygularla (Gıybet, Haset, Su-i Zan, Nankörlük...) İlgili Kul Haklarından Kaçınmak Müslümanlar arasında herhangi bir sebeple dargınlık olursa, vakit geçirmeden dargınlar hemen barışmalıdır. Peygamberimiz (s.a.v): "Bir müslüman diğer din kardeşi ile üç günden fazla dargın durmasıhelal olmaz.’’ buyurarak dargın durmamanın kötü bir davranişolduğunu bildirmiştir, uzun süre küs duranların büyük günah işlediklerinibelirterek şöyle buyrulmuştur: "Bir kimse Müslüman kardeşi ile bir sene küs durursa onun kanini dökmüşgibi günaha girmişolur."(Riyazüssalihin)
يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا اجْتَنِبُوا كَثِيرًا مِّنَ الظَّنِّ إِنَّ بَعْضَ الظَّنِّ إِثْمٌ وَلَا تَجَسَّسُوا وَلَا يَغْتَب بَّعْضُكُم بَعْضًا أَيُحِبُّ أَحَدُكُمْ أَن يَأْكُلَ لَحْمَ أَخِيهِ مَيْتًا فَكَرِهْتُمُوهُ وَاتَّقُوا اللَّهَ إِنَّ اللَّهَ تَوَّابٌ رَّحِيمٌ ‘‘Ey iman edenler! Zannın çoğundan kaçının. Çünkü zannın bir kısmı günahtır. Birbirinizin kusurunu araştırmayın. Biriniz diğerinizi arkasından çekiştirmesin. Biriniz, ölmüş kardeşinin etini yemekten hoşlanır mı? İşte bundan tiksindiniz. O halde Allah'tan korkun. Şüphesiz Allah, tevbeyi çok kabul edendir, çok esirgeyicidir’’
اِنْ تَكْفُرُوا فَاِنَّ اللهَ غَنِىٌّ عَنْكُمْ وَلاَ يَرْضَى لِعِبَادِهِ الْكُفْرَ وَاِنْ تَشْكُرُوا يَرْضَهُ لَكُمْ وَلاَ تَزِرُ وَازِرَةٌ وِزْرَ اُخْرَى ثُمَّ اِلَى رَبِّكُمْ مَرْجِعُكُمْ فَيُنَبِّئُكُمْ بِمَا كُنْتُمْ تَعْمَلُونَ اِنَّهُ عَلِيمٌ بِذَاتِ الصُّدُورِ "Eğer inkâr ederseniz, şüphesiz Allah, size muhtaç değildir. Bununla beraber O, kullarının küfrüne razı olmaz. Eğer şükrederseniz sizden bunu kabul eder.’’ (Zümer 7)
Allah Teala şöyle buyurmuştur: فَاذْكُرُونِى اَذْكُرْكُمْ وَاشْكُرُوا لِى وَلاَ تَكْفُرُونِ "Bana şükredin, nankörlük etmeyin."(Bakara 152) Şükrü gerçekleştirmek ve nankörlüğü terk etmek, ancak Allah Teala'nın sevdiği ve sevmediği şeyleri bilmekle tamam olur. Zira şükrün anlamı, Allah Teala'nın nimetlerini O'na itaat yolunda kullanmaktır
5- Darginlari bariştirmak: إِنَّمَا الْمُؤْمِنُونَ إِخْوَةٌ فَأَصْلِحُوا بَيْنَ أَخَوَيْكُمْ "Mü'ninler ancak kardeştirler. O halde iki kardeşinizin arasini düzeltiniz.’’ (Hucürat süresi 10) Peygamberimiz (s.a.v.) Efendimiz de : "Sadakalarin en hayırlısı dargın olan kimseleri barıştırmaktır.’’ (Seçme Hadisler) buyurarak dargınları barıştırmak çok hayırlıbir davranışolduğunu bildirmiştir.
6- Dostlari ziyaret etmek: Müslümanlar uygun zamanlarda yakınlarını, büyüklerini ve baba dostlarınıziyaret etmelidir.
يَآاَيُّهَا النَّاسُ اتَّقُوا رَبَّكُمُ الَّذِى خَلَقَكُمْ مِنْ نَفْسٍ وَاحِدَةٍ وَخَلَقَ مِنْهَا زَوْجَهَا وَبَثَّ مِنْهُمَا رِجَالاً كَثِيرًا وَنِسَآءً وَاتَّقُوا اللهَ الَّذِى تَسَآءَ لُونَ بِهِ وَاْلاَرْحَامَ اِنَّ اللهَ كَانَ عَلَيْكُمْ رَقِيبًا -1, وَاَتُوا الْيَتَامَى اَمْوَالَهُمْ وَلاَ تَتَبَدَّلُوا الْخَبِيثَ بِالطَّيِّبِ وَلاَ تَاْكُلُوآ اَمْوَالَهُمْ اِلَى اَمْوَالِكُمْ اِنَّهُ كَانَ حُوبًا كَبِيرًا "Ey insanlar! Sizi bir tek kişiden yaratan ve ondan da eşini yaratıp o ikisinden bir çok erkekler ve kadınlar türeten Rabbinize karşı gelmekten sakının. Adını anıp Kendisini vesile ederek birbirinizden dilekte bulunduğunuz Allah'a saygısızlık etmekten ve akrabalık bağlarını koparmaktan sakınınız. Allah sizin üzerinizde tam bir gözeticidir." buyurmaktadır. (Kur'ân, 4/ 1) İşte fert ve toplumların birbirlerini karşılıklı sevip saymalarının mayası ilk yaratılıştır. Bu bağ ise sıla-i rahimdir.
7. Yaşlılara Hürmet Etmek, Küçükleri Sevmek ve Onlara Acımak Toplum hayatını düzenliyen en önemli kaynak dindir. İslam dini "ahlâki görev ve haklar, dini emirler ile iç içedir, ahlâk ile din adeta tek bir şeydir. Hiçbir ahlâki buyruk yoktur ki, aynı zamanda dînî ve insanî bir buyruk olmasın. Kurtuluşa eren, ahirette kitapları sağ ellerinden verilen mü'minlerin nitelikleri sayılırken ثُمَّ كَانَ مِنَ الَّذِينَ آمَنُوا وَتَوَاصَوْا بِالصَّبْرِ وَتَوَاصَوْابِالْمَرْحَمَةِ "Sonra inanıp birbirlerine sabır tavsiye edenlerden, merhametli olmayı tavsiye edenlerden olmaktır" (Beled, 90/17) buyurulur.
8- Davete gitmek: Bir Müslümanin eğer sakincali bir durumu yoksa, din kardeşinin davetine gitmeli, vereceği yemeğe katilmalidir. Bu davranişMüslümanlar arasindaki sevgiyi artırır. Peygamberimiz bu konuda söyle buyurmustur: "Sizden birinizi din kardeşi düğün yemeğine veya benzeri şeye davet ederse gitsin." (Cam'us-Sagir) Sevgili Peygamberimiz (s.a.v.) Zengin -fakir ayırımıyapmaz, bir hizmetçi davet etse bile giderdi.
10. Müslümanların Ayıplarını, Gizli Hâllerini Örtmek ve Tecessüsde Bulunmamak • Kusur ve ayıp örtücü olmalıyız. • Ne mutlu, yalnızca kendi kusurlarını gören insana! • İnsanın en büyük zaaflarından biri, • hiç şüphesiz, kendini kusur ve hatalardan uzak görüp, • hep başkalarının noksanları, ayıpları ile • meşgul olması; • onları diline dolayıp her gelene söylemesidir.
Halbuki insan, • yalnızca kendi kusurlarını görüp • onları düzeltmeye çalışmalıdır. • İslâm ahlâkı ve terbiyesi bunu gerektirir. • Nitekim bir hadis-i şerifte Peygamberimiz: • “Ne mutlu o kimseye ki, • kendi ayıpları ile uğraşmak, • onu başkalarının kusurlarını görmekten • alıkoymuştur” • buyurmuştur.
Diğer bir hadiste de: • “ Allah bir kuluna hayır murad ederse, • ona yalnızca kendi nefsinin kusurlarını gösterir” • denilmiştir. • Müminler birbirlerinin dostudurlar. • Çünkü ebedîbir din kardeşliği ve • iman bağı ile birbirlerine bağlanmıştır. • Dostluk ve kardeşliğin hakkı, • birbirinin kusurlarını afvetmek, • noksanlarını gidermektir.
İnsanoğlunun kusur ve noksanlardan • bütünüyle uzaklaşması mümkün değildir. • Herkeste mutlaka bazı kusur ve noksanlar vardır ve • olacaktır da. • Hatası, kusuru var diye • herkes birbirinden alakayı kesecek, • yekdiğerinin noksanlarını ortaya dökecek olsaydı, • cemiyette samimi dostluktan, birlik ve beraberlikten eser kalmazdı. • Herkes birbirine düşman hale gelirdi. • Binaenaleyh, • toplumda birlik ve beraberliğin devamı, • dostluk ve arkadaşlıkların bekâsı, • birbirinin bazı kusur ve noksanlarını afvetmeye, • görmemezliten gelmeye bağlıdır.
Atalarımz bu gerçeği, • “Kusursuz dost arayan dostsuz kalır” • sözüyle ne güzel ifade etmişlerdir. • Yahya bin Muaz der ki: • “Kişinin bir kişiyi kınamaması, akıllı oluşundandır. • Ben bir gün • bir dostumu bir günahı sebebiyle kınamıştım da, • aynı günaha yirmi sene sonra ben de uğratıldım. • Peygamberimizin (s.a.v.)bu konuda :
“Kim müslüman kardeşinin ayıplarını araştırırsa, • Allah Teala da onun ayıplarını araştırır. • Allah Teala’nın, ayıplarını araştırdığı kimse, • evinin içinde bile olsa • Allah Teala onu • insanlar önünde rüsvay eder.” • “Bir müslümanın kusurlarını örten kimsenin, • Allah Teala da dünya ve ahirette ayıplarını örter.” • İmandan sonra aklın başı, • insanlarla hoş geçinmektir.”
9- Din kardeşlerinin İyiliğini İstemek: Müslüman, din kardeşleri için iyi düsüncelere sahipolmalı, kendisi için sevip istediği iyi şeyleridin kardeşleri için de arzu etmelidir. İyi ahlâkıolgun bir Müslüman olabilmeninölçüsübudur. Peygamber Efendimizin (s.a.s.) bir hadisini bu boyutuyla ele alabiliriz. لاَ يُؤْمِنُ أَحَدُكُمْ حَتَّى يُحِبَّ لأَخِيهِ مَا يُحِبُّ لِنَفْسِهِ “Sizden biriniz, kendisi için arzu edip istediği şeyi, din kardeşi için de arzu edip istemedikçe, gerçek anlamda iman etmiş olmaz.” (Buhari iman 7) Kamil bir müslüman olmanın yolu bizde bulunan itikat, ibadet, ahlaki veya mali her türlü iyiliği ve güzelliği olmayanlara aktarmaktan geçmektedir
Ebû Hüreyre R.A)dan rivayet edildiğine göre, • Nebî sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:"Bir kul, • bu dünyada başka bir kulun ayıbını örterse, • kıyamet gününde Allah da onun ayıbını örter. (Müslim, Birr 72. )Dinimiz, • insanların ayıplarını araştırmayı ve • kişilerin gizli hallerini ortaya çıkarmak için gayret etmeyi yasaklamıştır. • Buna karşılık, • bir kimsenin ayıplarını, kusurlarını örtmek ahlâkî bir fazîlet, • üstün bir insânî meziyet kabul edilmiştir. • Örtülmesi istenilen ve • Allah'ın da kıyamet gününde örteceği ayıp, kusur ve hatalar, • kul hakkına taalluk etmeyen, zulüm ve haksızlık olmayan, • söylenilmesi halinde kimseye fayda temin etmeyecek türden olanlardır. • Bu sayılanlar ve benzerleri dışında kalan günahları ve • özellikle haramları gizlemek câiz değildir.
11- Kötülükyapanlaribağışlamak: İyi ahlâklıbir insan kendisineyapılan fenalıkları bağışlar. Hattabağışlamakla kalmaz, kötülüklerekarşılık iyilikyapar. Bu davranış ahlâken olgunlaşmış Müslümanların yapacağıçok güzelbir davranıştır. Sevgili Peygamberimiz: "Üç güzelhuykimdebulunursa yüce Allah o kimseyirahmeti ile cennetekor." buyurdu. O huylarnelerdir? diye soruluncasucevabiverdi: - Sana vermeyenesenverirsin, - Sana gelmeyenesengidersin, - Sana zülmedeni bağislarsin.
13- Hastalari ziyaret etmek: Müslüman, hasta olan din kardesini ziyaret etmeli, sağlığa kavuşmasıiçin duaetmeli, hastalariüzecek sözve davranişlardan sakınmalıdır.
14- Cenazelerekatılmak: Ölendin kardeşinin cenazenamazını kılmak, onukabrinekadargötürmek, din kardeşi için Allah'tan rahmetdilemekve duaetmek, Müslümanların dünya hayatından ayrılıp ahiretegöçendin kardeşlerine yapmalari gereken önemli bir görevdir.
Müslüman olanların diğer müslümanlarla ilişkilerinde söz konusu olabilecek genel hakları şöyle sıralamaktadır: (İmam Gazali, Kimya-yı Saadet)1. Kardeşlik Haklarına Riayet Etmek2. Eliyle ve Diliyle Hiçbir Müslümana Zarar Vermemek3. Kimseyi Küçük Görmemek, Kibirlenmemek,Hakaret Etmemek, Kötü Söz Söylememek ve Gösteriş Yapmamak4. Hasis Duygularla (Gıybet, Haset, Su-i Zan, Nankörlük...) İlgili Kul Haklarından Kaçınmak 5. Bir Müslümana Üç Günden Fazla Dargın (Küs) Kalmamak6. Her Müslümana İyilik Etmek, Güler Yüzlü Davranmak7. Yaşlılara Hürmet Etmek, Küçükleri Sevmek ve Onlara Acımak 8. Emanete Riayet Etmek, Sözünde Sadık Olmak 9. Dargın Müslümanları Barıştırmak ve Aralarını Bulmak
10. Müslümanların Ayıplarını, Gizli Hâllerini Örtmek ve Tecessüsde Bulunmamak11. Töhmete Sebep Olabilecek Yerlerden Uzak Durmak12. Makamını ve İmkânlarını Diğer Müslümanların Hayrı İçin Kullanmak13. Müslüman Kardeşinden Zulmü Gidererek Ona Yardımcı Olmak14. Kötü Arkadaş Edinen Bir Müslümanı Ondan Sakındırmak15. Üzüntülü Bir Müslümanı Sevindirmek, Dertli ve Endişeli ise Bunu Gidermeye Çalışmak16. Bir Müslümana Rastladığında Konuşmadan Önce Selam Vermek17. Aksırıp “Elhamdülillah” Diyen Müslümana “Yerhamükellah” Demek18. Hasta Kardeşinin Ziyaretinde Bulunmak ve Cenazesine Katılmak
Müslüman • elinden ve dilinden • diğer Müslümanların • ??????? ?????? • kimsedir. • (Buhari, İman, 1)
َنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عَمْرٍو رَضِيَ اللَّهُ عَنْهُمَا عَنْ النَّبِيِّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ قَالَ • الْمُسْلِمُ مَنْ سَلِمَ الْمُسْلِمُونَ مِنْ لِسَانِهِ وَيَدِهِ • Müslüman • elinden ve dilinden • diğer Müslümanların • güvende • olduğu kimsedir. • (Buhari, İman, 1)